ozcan-311.jpg

Katar’ın kara gün dostluğuna ne oldu?

Türkiye'ye 15 milyar dolar yatırım sözünü tutmadığı gerekçesiyle Katar'ın kara gün dostluğu sorgulanırken yatırım yapan Katarlılar da çekilme sinyali veriyor. Katarlı yatırımcılar 2019'un ilk beş ayında Borsa İstanbul'daki 4.6 milyar liralık yatırımı çekti.

30 Haziran 2019 Pazar
Son birkaç yıldır birbirinin kara gün dostu haline gelen Türkiye ile Katar arasında hafiften serin rüzgârlar esiyor. Geçen yıl ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizinin etkisiyle Türk Lirası türbülansa girerken Türkiye'ye 15 milyar dolar yatırım sözü veren Katar beklentileri karşılayamadı. Körfez'deki ablukaya karşı tutumundan dolayı Ankara'ya minnet borcu olan Katar Emiri Şeyh Temim'in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a verdiği söz tam olarak yerine getirilmedi. Üstelik Katarlı yatırımcılarda çekilme eğilimi başladı.
 
Dünya gazetesinin aktardığı Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun (MKK) verilerine göre Katarlı yatırımcılar 2019'un ilk beş ayında Borsa İstanbul'daki 4.6 milyar liralık yatırımı çekti. Aralık 2018'de 14 milyar 745 milyon lira (2 milyar 533 milyon dolar) portföy değerine sahip Katarlı yatırımcıların portföyü Mayıs 2019'da yüzde 30,95 azalarak 10 milyar 181 milyon liraya (1 milyar 749 milyon dolar) geriledi. 
 
2019'un ilk dört ayında Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırım miktarı, 1.9 milyar doları gayrimenkul olmak üzere 3.2 milyar dolar. Bunun sadece 35 milyon doları Katar'dan gelmiş. 2018'in ilk dört ayında Katar'ın Türkiye'deki doğrudan yatırımları 73 milyon dolardı. 
 
Katar'la dostluğa gölge düşmesini istemeyenler ise taahhütlerin yerine getirildiğini savunuyor. Katar Finans Merkezi CEO'su Yusuf El Ceyda, 23 Mart 2019'da Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde Türkiye'ye yapılan yatırımların 20 milyar doları aştığını ve Katar Emiri'nin Ağustos 2018 itibarıyla 15 milyar dolar ek yatırım yaptığını söyledi. 
 
Bilinen belli başlı Katar yatırımlarının toplamı 6 milyar dolar civarında. Hepsi de 2018 öncesinde gerçekleşmiş yatırımlar. Katarlılar Finansbank'a 2.9 milyar dolar, Digitürk'e 1.2 milyar dolar, Boyner Holding'e 770 milyon dolar, ABank'a 654 milyon dolar, Banvit'e 470 milyon dolar ve BMC'ye 125 milyon dolar yatırdı. Bunların dışında Türkiye'de 120 civarında Katarlı firma faaliyet gösteriyor. Yine de bilinen yatırımların toplamı açıklanan rakamın çok altında kalıyor. 
 
15 milyar dolarlık ek yatırımla ilgili de resmiyette görünen fazla bir şey yok. 15 milyar dolarlık yatırım vaadinin ilk adımı olarak Türkiye Merkez Bankası ile Katar Merkez Bankası arasında ikili para takası (swap) anlaşması imzalanmıştı. Bu çerçevede Türkiye Merkez Bankası'na 3 milyar dolar karşılığı Katar Riyali yatırıldı. Türkiye Merkez Bankası da Katar Merkez Bankası'na bunun karşılığı kadar Türk Lirası gönderdi. 
 
Bankalar arası takasın bir yatırım olduğunu savunmak zor. Al-Monitor'a değerlendirmelerde bulunan ekonomist Uğur Gürses'e göre bu, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini şişkin göstermekten öteye geçmeyen bir operasyon. 
 
Gürses şöyle konuştu: “15 milyar dolar destek sözü Brunson krizi sırasında ‘anons etkisi' olsun diye verildi. Katar bunu jest olsun diye açıkladı. Uzun vadeli bir niyet beyanıydı. Ama bizimkiler hemen olmasını bekliyor. Genel olarak mali sorunları Katarlı firmalar da yaşıyor. Petrol fiyatları 80-90 dolar seviyesinde gidecekmiş gibi bir eğilime girdiler ama fiyatlardaki düşüşle bütçe açıkları vermeye başladılar. Nakit akışında sıkıştılar.” 
 
Türkiye'de ekonomik gidişat ve siyasi koşullar doğal olarak Katarlıları da etkiliyor. Sözgelimi BeIN'in satın aldığı Digiturk'te işler iyi gitmiyor. Ekonomi yazarı Bahadır Özgür'e göre uydu televizyon sağlayıcısı Digitürk'ün abone sayısı son dört yılda 3 milyondan 2.4 milyona düştü. Reklam gelirleri de azaldı. Bu yüzden 162 milyon dolarlık teminatı yakma pahasına maç yayınları ihalesi için üç yıllık 1.5 milyar doları ödemek istemiyor. Özgür “15 milyar dolarlık ‘dost elinin' yerinde şimdilik yeller esiyor” diyor. 
 
Katarlıların Erdoğan'ın kişisel olarak arkasında durduğu Başakşehir futbol kulübünü satın alma planından da vazgeçtiği öne sürülüyor. Katarlılarla satış için şampiyonluk garantili 136 milyon dolara anlaşıldığı iddia edilmişti. Bu geri adım kulübün şampiyonluğu kaybetmesine bağlansa da konuya vakıf bir kaynağın ifadesiyle “Katar ile Türkiye arasındaki ilişkiler iyi gitseydi bu satış yine de olurdu.” 
 
Katar Varlık Fonu'nun Türk Havayolları, Milli Piyango, Ziraat Bankası, Halk Bankası gibi Türkiye'nin dev şirketlerini portföyünde bulunduran Türkiye Varlık Fonu'na ortak olacağına dair söylentiler de epey zamandır dolaşıyor. Ancak bu da resmiyete dökülmüş bir plan değil. Uzmanlar Türkiye'nin kredi notunun düşürüldüğü bir dönemde böyle bir ortaklığı beklemiyor. 
 
Hatta ikili ilişkileri süsleme adına ilan edilen “ülke günü” konusunda bile Katar'la ilerleme sağlanamadı. İstanbul Sanayi Odası'nın girişimleri sonuçsuz kaldı. Al-Monitor'un edindiği bilgilere göre ülke günü önerisini istişare etmek için beş aydır Katar'ın İstanbul Konsolosluğu'ndan randevu alınamıyor. Ne telefonlara çıkıyorlar ne de e-postalara yanıt veriyorlar. Bir yetkili duyulan hayal kırıklığını “Sanki duvara konuşuyoruz” diye dile getirdi. 
 
Katarlılar eğer gelmiyorsa ya da gelenler gitmenin yolunu arıyorsa burada yatırım koşulları, satışların düşmesi, kur şoku ve alacakların tahsil edilememesi gibi ekonomik nedenlerin yanı sıra Katar ve Türkiye'yi kuşatan siyasi etkenler de önemli. 
 
ABD, İran'a karşı Körfez'den tek ses çıkması için Katar'la Suud-Emirlikler ekseninin barışmasını istiyor. Körfez'deki ortakların şartları arasında Müslüman Kardeşler'e desteğin kesilmesi kadar Katar'ın Türkiye'den uzaklaşması ve askeri ortaklığın bitirilmesi de var. Katar Emiri'nin 9 Temmuz'daki Washington ziyareti Körfez'deki komşu kavgasının seyri açısından önemli. 
 
ABD'nin 11 bin asker bulundurduğu Katar ölçeğinde bir ülke esnek olmak ve kendine kaçış alanları bırakmak zorunda. Başlangıçta Katar için Türk desteği komşu tehdidine karşı önemliydi ama Doha, Türkiye'yi kuşatan daha büyük gerilimlerin bir parçası olmak istemeyebilir. 
 
Türkiye de Katar'la ortaklığının sınırlarının farkında. Mesela Doğu Akdeniz'deki enerji kavgasında Katar'ı yanında göremedi. Katar Petrolleri'nin 2017'de Rum Yönetimi ile anlaşarak Exxon Mobil ile birlikte Kıbrıs'ın güneybatısındaki 10 numaralı parselde doğalgaz arama projesine girmesi Ankara'da burukluk yarattı. Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak için kendi arama gemilerini devreye sokan ve çakışan parsellerde arama yapılmasına izin vermeyen Türkiye, Katar'ın Rumlarla anlaşmasına sessiz kaldı. Ancak rahatsız olduğu biliniyor.
 
Fehim Taştekin
Al-Monitor
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar