_6391_syria3.jpg

İran-Katar ilişkilerinin düzelmesi, Suriye ve Siyonist İsrail'in artan endişesi

İran-Katar ilişkilerinin düzelmesine dair gelişmeler ile birlikte Türkiye'nin ardından ikinci Sünni bir ülkenin Şii-Sünni kutuplaşmasını anlamsız kılacak şekilde yeniden konum almasının ardından ortaya çıkan fotoğraf en çok da siyonist İsrail'in endişelerini arttıran bir etki oluşturdu.

30 Ağustos 2017 Çarşamba

İNTİZAR - İlk olarak Ürdün Kralı Abdullah tarafından kullanılan 'Şii hilali' tanımlaması Suriye meselesinin zirvede olduğu günlerde siyasi arenada en çok kullanılan bir kavram olarak yer buldu. Bu aynı zamanda bölgede yaşanan olayı; Batılı hegemon güçlerin bir operasyonu olduğuna dair gerçeklik zemininden koparıp bir mezhebi kutuplaştırma etkisi oluşturacak şekilde bir zihini yönlendirmeyi de içeriyordu.

Sudiye'de yaşanan olayı doğru tespit ederek Batılı hegemon güçlerin tenzim edip sahaya sürdüğü operasyona karşı direnişi örgütleyen inkılabi iradenin ulaştığı netice ile birlikte mezhebi kutuplaşmanın da zemin kaybederek, bu kutuplaşma üzerine hesap yapanların edişelerinin artmasına sebep oldu.

İnkılabi iradenin Batılı hegemon güçlerin operasyonlarına karşı direnişi ile ortaya çıkan fotoğrafa dair Al-Monitor'da yer alan değerlendirmeleri, tespitleri bu çerçevede ilginize sunuyoruz...

 

İran-Katar ilişkilerinin düzelmesi Suriye için ne anlama geliyor?
 
İran ve Katar'dan ilişkileri “her alanda” geliştirme hamlesi
 
Katar'ın 23 Ağustos'ta İran büyükelçisini Tahran'a geri gönderme kararı alması İran'ın Suriye'de elini güçlendirebilir ve bölgedeki Sünni-Şii fay hattını biraz daha bulanıklaştırabilir.
 
“İran İslam Cumhuriyeti'yle her alanda ilişkileri güçlendirmek istediğini” belirten Katar'ın bu adımıyla Körfez'deki krizin alevlenmesi sürpriz olmadı. Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) dış ilişkilerden sorumlu devlet bakanı Enver Gargaş kararın Katar için “rencide edici” olduğunu söyledi.
 
ABD ise Katar'ın bu hamlesine gafil avlandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü şöyle konuştu: “Hiç haberdar olmadığımız ya da şu an hakkında konuşamayacağımız bazı diplomatik olaylar gelişiyor olabilir. (…) Ben şu an bunu olumlu veya olumsuz bir şey olarak nitelendirmek istemiyorum. Ancak genel anlamda bu ihtilafın durumuyla ilgili ciddi endişelerimiz devam ediyor ve bu mesajlarımızı net bir şekilde ifade ediyoruz.”
 
İran, Katar'la ilişkileri yeniden başlatarak bölgesel ağına ikinci bir “Sünni” devleti eklemiş oluyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in Katarlı mevkidaşı Şeyh Muhammed Bin Abdülrahman El Sani ile yaptığı telefon görüşmesinden kısa bir süre önce de İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bakıri Ankara'ya gitmişti.
 
Türkiye gibi Katar da Suriye'de önemli bir oyuncu oldu, muhalif güçlere destek verdi. Katar'ın desteklediği grupların başında eskiden Nusra Cephesi olarak bilinen El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir El Şam'la zaman zaman iş birliği yapan silahlı Selefi örgüt Ahrar El Şam geliyor. Heyet Tahrir El Şam şu an İdlib mücadelesinde üstün konumda. Ancak İdlib'de kimse kazanan konumunda değil. Bu özellikle de şiddet uygulayan, eşkıyalık yapan ve sert bir şekilde şeriatı dayatan silahlı çetelerin mağduru olan halk için geçerli.
 
İran'la Katar Suriye'nin geleceği konusunda farklı düşünüyor olabilir ama amaç Suriye halkına savaştan bir nebze nefes aldıran ABD-Rusya koordinasyonu ile Astana çatışmasızlık sürecinin yarattığı ivmeyi korumaksa eğer bölgesel güçler arasında diyaloğun artması olumlu bir gelişme sayılır.
 
Kuşku yok ki Yemen de İran-Katar temaslarının konusu olacak. Son haftalarda onlarca sivilin ölümüne yol açan hava saldırıları nedeniyle Yemen'de giderek uluslararası toplumun dikkat ve tepkisini çeken Suudi Arabistan İran ve Katar'ın Yemen'i görüşecek olmasından hoşnut olamaz.
 
 
Türkiye İdlib seçeneklerini tartıyor
 
Al-Monitor martta şu tespitte bulunmuştu: “ABD İslam Devleti'ni (IŞ)(İD) Rakka'dan çıkarmak için planlar yaparken Türkiye destekli Ahrar El Şam gibi Batı karşıtı Selefi gruplar ile (El Kaide bağlantılı) Hayat Tahrir El Şam arasındaki çizginin giderek bulanıklaşması İdlib'i de en az Rakka kadar tehlikeli bir fay hattı hâline getirebilir.”
 
İran ve Türkiye'nin İdlib'le ilgili temasları hakkında Ali Hashem bu hafta şu ayrıntıları aktarıyor: “İran'a göre Suriye savaşını bitirmek için Türkiye'nin desteği gerekiyor. Zira Ankara, Tahran'ın ‘terörist' dediği bazı gruplarla iyi ilişkilere sahip. Türkiye bu grupları terk eder ya da silah bırakmaya ikna ederse kalıcı bir siyasi çözüme ulaşılabilir. İdlib'le ilgili anlaşma – Türkiye'nin Daily Sabah gazetesi buna ‘ortak mekanizma' diyor – Astana süreci çerçevesinde Tahran'da 8-9 Ağustos'ta yapılan görüşmelerde sağlandı. Tahran toplantısı Ankara'nın isteği üzerine medyaya kapalı yapıldı.”
 
Ancak İdlib planından bahsederken “Bu iş tamam.” demek zor. Amberin Zaman “Türkiye'nin Suriye'deki muhalif Sünni Arap milislerin en güçlüsü olan El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir El Şam'dan kendisini lağvetmesini istediğini” aktarıyor. Zaman ayrıca “İdlib'in Heyet Tahrir El Şam'dan kurtarılması için ABD'nin Rusya'yla eş güdüm halinde Türkiye'yle ortak hareket etmenin yollarını aradığını” belirtiyor, üç ülkenin de Heyet Tahrir El Şam'ı terörist örgüt saydığını vurguluyor. Buna Suriye yönetimini de eklemek gerekir. Zira o da bu konuda söz sahibi olacak.
 
İdlib'te Heyet Tahrir El Şam'a veya Ahrar El Şam'a nefes aldırtmak hata olur. Bizim bakış açımıza göre bu iki örgütün çekişmesi, Suriye'de laik, hoşgörülü ve barışçıl bir istikbal için hiçbir umut vadetmeyen silahlı cihatçıların aile kavgasından ibarettir. Heyet Tahrir El Şam ya da Ahrar El Şam'ın lağvedilmesine dönük planlar pişmanlık duymayan terörist ve suçlular kapsam dışı kalacak şekilde silahsızlanma, tasfiye ve yeniden entegrasyon gibi süreçler içermeli. Aksi halde bu gruplarla hesaplaşma günü sadece ertelenmiş olur.
 
 
İsrail'in İran'la ilgili “büyük resmi”
 
Ben Caspit* İsrailli bir güvenlik yetkilisinin geçen hafta ABD'li muhataplarına şöyle dediğini aktarıyor: “Suriye savaşından sonra her ne yaşanacaksa Orta Doğu'nun, belki de dünyanın çehresini nesiller boyu belirleyecek. Ateşkes anlaşması Şiilerin Sünnilere karşı zaferinin yanında geri çekilmesini içermezse felaket olur. Sizler Orta Doğu'da inanılmaz hassas bir dengeyi bozuyorsunuz. (…) Bunun bedelini ilk burada yaşayanlar ödeyecek ama eninde sonunda fatura yine size gönderilecek.”
 
Caspit şöyle devam ediyor: “Başbakan Benjamin Netanyahu, bu diplomatik çabaları İran nükleer anlaşmasını engellemek için sarf ettiği çabanın devamı olarak görüyor. Netanyahu 2009-2014 döneminde yaptıklarının aynısını yapıyor ama bu kez daha başarılı olacağını umuyor.”
 
MOSSAD Başkanı Yossi Cohen başkanlığında üst düzey bir İsrail heyetinin 18 Ağustos'ta Washington'a gittiğini belirten Caspit İsrail'in Rusya'ya da “büyük resmi” sunmaya çalıştığını yazıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmek üzere 23 Ağustos'ta Soçi'ye giden Netanyahu'nun yanına Cohen'le Ulusal Güvenlik Konseyi'nin yeni başkanı Meir Ben-Shabbat'ı da aldığını belirten Caspit şu bilgileri aktarıyor: “Netanyahu, Putin'e İran'ın Suriye'deki varlığının İsrail, Orta Doğu ve tüm dünya için tehdit olduğunu anlattı. İran'ın İsrail'in varlığını tehdit etmeye, terör örgütlerini desteklemeye, füze kabiliyetini geliştirmeye devam ettiğini vurguladı. (…) Putin'e sunulan istihbarat, İran'ın Rusların düşündüğü gibi bölgede istikrar sağlayıcı, sorumlu bir aktör değil, tam tersi olduğunu göstermeye yönelikti.”
 
Caspit şöyle devam ediyor: “Golan Tepeleri'ndeki durum İsrail'i şu an fazla endişelendirmiyor. İran'ın ya da İran ‘vekillerinin' burada tutunmasına İsrail Savunma Kuvvetleri'nin izin vermeyeceği aşikâr. İsrail'in endişeleri Suriye ve Lübnan'da olanlara yoğunlaşıyor. Lübnan'da İran ve Kuzey Kore teknolojisiyle hassas roket üretecek bir tesisin yapımına başlanacağı haberleri bölgede büyük yankı uyandırmıştı. Daha önce de aktarıldığı gibi İsrail böyle bir tesisin üretim aşamasına gelmesine izin vermez. İsrail'in umudu Moskova ve Tahran'ın bu durumu bir noktada idrak etmesi.”
 
-----------------------------------------------------------------------

*Al-Monitor'un 'İsrail'in Nabzı' yazarlarından

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar