300420191428354923880_2-41.jpg
  • Anasayfa» 
  • Alıntılar»
  •  Venezuela'daki darbe girişimi iç çatışma yaratıp, istikrarsızlığı dirinleştirmeyi hedefliyor

Venezuela'daki darbe girişimi iç çatışma yaratıp, istikrarsızlığı dirinleştirmeyi hedefliyor

Venezuela'ya yönelik emperyalist saldırı Batı'nın merkezlerinde yüzleri örten “demokrat” maskelerin birer birer düşmesine yol açıyor. Bu askeri darbe girişimi de kesin sonuç yaratmaktan çok esas olarak Venezuela'da silahlı bir iç çatışma yaratarak ülkedeki istikrarsızlık görüntüsünü derinleştirmeyi hedefliyor.

1 Mayıs 2019 Çarşamba
Eric Prince'in beklediği “dinamik olay” acaba Venezuela'daki darbe girişimi midir?
 
Venezuela'ya yönelik emperyalist saldırıda bir o eksikti, o da aktif olarak saflara katılmış ve ekip tamamlanmış diye düşündüm haberi ilk okuduğumda. Reuters'ın geçtiği bir haberde, özellikle ABD'nin Afganistan ve Irak istilalarında ismi ön plana çıkan, Afganistan ve Irak'ta ABD silahlı kuvvetlerinin yanında sahaya sürülen paralı askerlerin “sahibi”, Blackwater adlı şirketin kurucusu Eric Prince'in aylardır Venezuela'ya yönelik bir askeri operasyon için çalışmalar yürüttüğü bilgisi veriliyordu. (Exclusive: Blackwater founder's latest sales pitch – mercenaries for Venezuela, Reuters, 30 April 2019)
 
Venezuela'daki Amerikancı muhalefeti desteklemek ve Maduro'nun başında bulunduğu Bolivarcı hükümeti devirmek amacıyla harekete geçen Eric Prince, Venezuela'ya Kolombiya ve bazı başka bölge ülkelerinden toplanacak 5000 paralı asker göndermek amacıyla başlattığı çalışmalarını Nisan ayında yoğunlaştırmış. Prince operasyonun hayata geçmesi için, ABD yönetiminin etkili bazı unsurları ve ABD'de sürgünde bulunan bir grup zengin Venezuelalının politik ve mali desteğini sağlamaya çalışıyormuş.
 
“Onun Venezuela için bir çözümü var”
Konuyla ilgili soruları yanıtlayan Prince'in şirketinin sözcüsü Lital Leshem, “Onun Venezuela için bir çözümü var, birçok başka yer için olduğu gibi” dedi ancak Prince'in çözüm önerisinin detayları hakkında konuşmak istemedi. Prince'e yakın kaynaklarsa, onun Venezuela'da Ocak ayından beri oluşan durumu değiştirecek “dinamik bir olay” beklentisine sahip olduğunu belirtiyorlar.
 
Prince'in şirketinin Asya'dan Afrika'ya, Ortadoğu'ya uzanan kanlı faaliyetleri ona milyarlarca dolar kazandırdı. Onun ABD'nin en zenginleri arasına girmesinin yolunu açtı. Onun paralı askerlerinin Afganistan ve Irak'taki katliamları haberlere konu olmaya başladığında, şirketinin faaliyetleri hakkındaki tartışmalar da arttı.
 
Prince seçim kampanyasının başlangıcından bugüne, ABD'de Trump'ın en önemli destekçilerinden biri. Kız kardeşi Betsy Devos, Trump kabinesinde Eğitim Bakanı olarak görev yapıyor. Ağabeyi ABD savaşlarını “özelleştirme” idealiyle durmaksızın çalışırken, o eğitimin tümüyle “özelleşmesi” için, eğitim kurumlarına sağlanan devlet desteklerinin kesilmesi için yoğun bir çalışma yürütüyor.
 
Prince'in Venezuela planları hakkında bilgiye sahip kaynaklar, konuyla ilgili toplantılarda Prince'in, Guaido'nun ülkenin meşru başkanı olarak dünyadan onay aldığını, doğal olarak da kendi silahlı kuvvetlerine sahip olma hakkı bulunduğunu kuvvetle savunduğunu bildiriyorlar. Prince'in Guaido'nun kendi askeri birimlerini oluşturma işini üzerine aldığı bu ifadelerle biraz daha açıklık kazanıyor.
 
Prince, Guaido için askeri birimler oluşturma yolunda ilk etapta özel yatırımcılardan 40 milyon dolar sağlamaya çalışıyormuş; kullanmayı düşündüğü başka bir kaynak, Venezuela hükümetine ait olan ama uygulanan yaptırımlar nedeniyle değişik ülkelerde dondurulmuş bulunan Venezuela finansal varlıklarıymış.
 
Reuters haberini yapanlar, Venezuela hükümetine ait olan ve ABD yaptırımları nedeniyle dondurulmuş finansal varlıklara muhalefetin erişmesinin mevcut yasal prosedür nedeniyle kuşkulu olduğunu belirtiyorlar ama Venezuela'da ve başka birçok yerde olup bitenlerin “mevcut hukuksal prosedürlerle” en ufak bir ilişkiye sahip olmadığını, esas olanın emperyalist güç hukuku olduğunu bilenler için bu “kuşku” pek anlamlı değil.
 
Prince, Venezuela operasyonu için “İspanyolca konuşan Perulu, Ekvadorlu, Kolombiyalı” askerlerden oluşan bir askeri birim hayal ediyormuş; bunların operasyon için politik olarak “Amerikalı sözleşmeli askerlerden çok daha uygun” olduğuna inanıyormuş.
 
Darbe girişimi
Reuters'ın bu haberini okurken, bir dizi kaynakta “Venezuela'da darbe girişimi” başlıklı haberler görünmeye başladı. Venezuela hükümeti, muhalefetle bağlantılı bir grup askerin darbe girişimi başlattığını ve girişimin bastırılmaya çalışıldığını açıkladı. Guaido, Twitter üzerinde yayınladığı 3 dakikalık bir videoyla halka ve askerlere sokağa çıkma çağrısı yapıyordu. “Guaido, Caracas'taki La Carlota Hava Üssü yakınında etrafında bir grup askerle çektiği videoyu Twitter hesabından yayımladı. Üç dakikalık videoda, bir zırhlı aracın önünde, bir grup askeri ve ev hapsindeki muhalif aktivist Leopoldo Lopez'i yanına alan Guaido, askerleri anayasayı korumak üzere sokağa çıkmaya davet etti.”[1]
 
Batı basınında heyecan uyandıran bu gelişme hızla gündemin ilk sırasına yerleşti ama bir süre sonra görüldü ki, Guaido'nun çağrıları beklenen karşılığı ne Venezuela halkından ne de ordusundan bulmuştu. Guardian, New York Times manşet haberlerinde onca askeri darbe destekçisi laf kalabalığının ardından bu gerçeği kabul etmek zorunda kalmıştı. Her iki haberde de, Guaido'nun Venezuela ordusunun ancak küçük bir parçasından destek elde ettiği dile getirilmişti.
 
Emperyalizmin aylardır süregelen baskılarına rağmen Guaido'nun ordudan ve halktan yeterli desteği alamadığı zaten biliniyordu. Bu nedenle, bugünkü kalkışmanın Eric Prince'in Venezuela'da “dinamik bir olay” beklentisi çerçevesinde gelişmiş olma olasılığı daha yüksek görünüyor.
 
Kim ne bekliyor?
Muhtemel ki, belirli askeri tesisler çevresinde gelişecek silahlı çatışmalar sonucunda yaşanacak can kayıpları, Bolivarcı hükümet üzerinde arttırılacak emperyalist baskının kaldıracı olarak kullanılacak. Yine çok muhtemel ki, Prince'in “İspanyolca konuşan paralı askerleri” stratejik askeri tesisler çevresinde işbaşında.
 
Belirli askeri tesisler çevresinde yaşanan çatışmalar ve “muhalif” askeri unsurların hareketliliğine dair videolar ve fotoğraflar değişik kaynaklarda yer almaya başladı. Bu gelişmeler, Venezuela'yı bir kan deryasına çevirmek için düğmeye basıldığına işaret ediyor.
 
Düğmeye basanların kimliği son derece açık ve net; ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, “Twitter'dan paylaştığı mesajda ‘Bugün geçici devlet başkanı Juan Guaido, Operación Libertad‘ın [Özgürlük Operasyonu] başladığını duyurdu. ABD hükümeti Venezuela halkını özgürlük ve demokrasi arayışında tamamen destekliyor. Demokrasi yenilemez” dedi.
 
Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani ise, “Bugün Venezuela'ya Avrupa Parlamentosu'nun her zaman desteklediği demokrasi ve özgürlüğün geri gelişi açısından tarihi bir gün. Yaşasın özgür Venezuela” sözleriyle askeri darbe girişimine desteklerini açıkladı. Küba ve Bolivya hükümetleri ise askeri darbe girişimini sert bir şekilde kınadı.
 
Mussolini'yi öven bir demokrasi sevdalısı
Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani bir İtalyan sağcı politikacı ve onu Mussolini hakkında dile getirdiği sözlerden tanıyoruz. Tajani bir konuşmasında, “bazı olumsuz şeylerin yanı sıra, Mussolini ülkemizin altyapısını inşa etmiştir, onun için hiçbir şey yapmadı diyemezsiniz, yollar yaptı, köprüler yaptı, spor tesisleri inşa etti, İtalya'nın birçok kesimini geri aldı” şeklindeki sözleri nedeniyle “faşizmi normalleştirmek” eleştirileri almıştı.
 
Mussolini özürcüsünün Avrupa Parlamentosu Başkanı ve Venezuela'yı kan deryasına çevirme potansiyeli taşıyan bir askeri darbe girişiminin böylesine coşkulu bir destekçisi olmasında şaşılacak bir şey yok. Venezuela'ya yönelik emperyalist saldırı Batı'nın merkezlerinde yüzleri örten “demokrat” maskelerin birer birer düşmesine yol açıyor.
 
1 Mayıs'ta kalbimiz Venezuela'da
Venezuela'da askeri darbe girişiminin tam da 1 Mayıs öncesine denk getirilmesinde, Venezuela'nın uzun yıllardır Enternasyonal İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü'nü coşkulu kalabalıklarla kutlayan bir ülke olmasının bir etkisi var mıdır bilinmez; Venezuela halk güçleri ve emek örgütleri Amerikancı askeri darbe girişimine karşı halkın seferber olması yönünde çağrılar yapıyorlar. Bu çağrıların karşılıksız kalmayacağından, Venezuela emekçilerinin Amerikancı güçlere karşı aktif bir sokak mücadelesine gireceğinden eminiz. Bundan sadece biz değil, Amerikan emperyalizminin sözcüleri, Brezilya'nın faşist Bolsonaro'su da emin. Aylardır bu olasılığın çok güçlü olduğunu dile getiriyorlar.
 
Amerikan emperyalizmi ve onların bölgedeki uşakları, Venezuela emekçilerinin direneceğini ve kolay lokma olmayacağını iyi biliyorlar. Bu askeri darbe girişimi de kesin sonuç yaratmaktan çok esas olarak Venezuela'da silahlı bir iç çatışma yaratarak ülkedeki istikrarsızlık görüntüsünü derinleştirmeyi hedefliyor. Bu çatışmada ne kadar fazla kan dökülür, ortaya ne kadar fazla yıkım çıkarsa, emperyalizm bundan politik olarak o kadar kazançlı çıkacağını hesaplıyor.
 
2019 1 Mayıs'ından hemen önce Venezuela'da yaşanan gelişmeler, emperyalist-kapitalizmin sadece emekçilerin sömürüsünden ve kanından beslendiğini en çarpıcı haliyle gözler önüne seriyor. Bu nedenle yarın 1 Mayıs alanlarını dolduracak dünya işçi sınıfının kalbi Venezuela'da emperyalist-kapitalizmin saldırılarına karşı direnen sınıf kardeşleriyle beraber atacak.
 
Cenk Ağcabay
sendika.org
 
 
 
Dipnot:
 
[1]Venezuela'da darbe girişimi, Sendika.Org, 30 Nisan 2019
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar