67453-cats.jpg

İsrail, Beyrut patlamasını denediği yeni bir silahla mı gerçekleştirdi?

Beyrut'ta gerçekleşen büyük patlamanın aslında bilinenden farklı olarak bir kaza nedeniyle değil de İsrail'in bir saldırısı sonrasında gerçekleştiğine dair iddialar ortaya atılıyor. Henüz olayın tarafları bu iddialar ile ilgili olarak bir açıklama yapmadılar. Özellikle de ne İsrail, ne Lübnan ve en önemlisi ne de Hizbullah bu iddiaları direk değerlendiren bir açıklamada bulunmadılar.

8 Ağustos 2020 Cumartesi

İNTİZAR - Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta gerçekleşen büyük patlama hala gizemini koruyor. Bu patlama ile ilgili olarak bir çok iddia gündeme getiriliyor. Özellikle baş şüpheli tabî olarak Siyonist İsrail ve İsrail'in Başbakanı Benyamin Netenyahu. Çünkü Netenyahu Birleşmiş Milletler Genel Kurlunda yaptığı konuşmada Beyrut Limanı'nı elindeki görsellerden işaret ederek hedef almıştı.

Beyrut Limanı'nda gerçekleşen büyük patlamanın baş şüphelisinin İsrail olması aynı zamanda İsrail'in bu patlamanın faili olduğu ile ilgili iddaları gündeme taşımaktadır. Her ne kadar bu konunun tarafları bu meyanda bir yaklaşım ortaya koymamış olsalarda ortaya atılan bu iddialar dikkat ve ilgi uyandırıyor. Ne İsrail, ne Lübnan yetkilileri ve özellikle ne de Hizbullah'ın henüz bu anlamda bir iddada bulunmamış olması bu tip iddiaları ihtiyatla karşılamayı gerektiriyor.

Bu bölgeyi özellikle de Lübnan çevresini iyi bilen Thierry Meyssan Beyrut Limanı'nda gerçekleşen patlamaya İsrail Başbasanı Benyamin Netanyahu'nun emri ile yeni denenen bir füzenin neden olduğunu iddia ediyor. Bu iddiasını içeren yazı ilgi çekici bir içerik suruyor...

İsrail, yeni bir silahla Doğu Beyrut'u yok etti
 
İsrail başbakanı Beyrut'ta Hizbullah'a ait bir silah deposunun yeni bir silah kullanılarak imha edilmesini emretti. Hakkında çok şey bilinmeyen silah, 100'den fazla kişinin ölümüne, 5 000 kişinin yaralanmasına ve birçok binanın yıkılmasına neden oldu. Bu kez, Binyamin Netanyahu yaşananları inkar etmekte zorlanacak.
 
Binyamin Netanyahu, 27 Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde 4 Ağustos 2020'de havaya uçurulacak olan Hizbullah'a ait silah deposunu gösteriyor.
 
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye'de yedi aydır test edilen yeni bir silahla Hizbullah'a ait bir silah deposuna yönelik bir saldırının gerçekleştirilmesine onay verdi. İkinci başbakan Benny Gantz'in bu saldırıya onay verip vermediği henüz bilinmiyor.
 
4 Ağustos'ta gerçekleştirilen söz konusu saldırı, tam olarak Binyamin Netanyahu'nun 27 Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada belirlediği yere yönelik olarak gerçekleştirildi [1]. Hizbullah, Netanyahu'nun konuşmasının hemen ardından depoda bulunan silahlarını başka yere aktarmıştı.
 
Saldırıda kullanılan silahın ne olduğu bilinmemektedir. Bununla birlikte, Ocak 2020'den beri Suriye'de test edildiğini biliyoruz. Taktik nükleer bileşen içeren ve nükleer silahlara özgü mantar şeklinde bir duman çıkaran başlığa sahip bir füzeyle karşı karşıyayız. Tabi ki bu stratejik anlamda bir atom bombası değildir.
 
İsrail'in Suriye'de gerçekleştirdiği test.
 
Bu silah Suriye kırsalında bir ovada, daha sonra da Basra Körfezi'nde İran askeri gemilerine karşı su üzerinde test edildi. Basınç ve titreşimlerinin suya ve dağlara yansımasını sağlayan özel bir ortamda, şehir ortamında ilk kez kullanılmaktadır. Sadece Beyrut limanını yok etmekle kalmadı, yüz kişiyi öldürdü, en az 5.000 kişiyi yaraladı ve şehrin doğu kısmını büyük ölçüde tahrip etti (Batı kısmı tahıl silosu tarafından büyük ölçüde korundu).
 
Bu uydu görüntülerinde, Hizbullah'ın deposunun ve limanın bir bölümünün uğradığı yıkım açıkça görülmektedir.
 
İsrail, suçunu örtbas etmek ve bir gübre stokunun kazara patladığı fikrine inandırmak için uluslararası medya içerisindeki ağlarını derhal harekete geçirdi. Çoğu zaman tanık olduğumuz gibi sahte suçlular belirlenmekte ve uluslararası medya makinesi henüz herhangi bir soruşturma yapılmamışken bu yalanı sık sık yinelemektedir. Oysa herkes mantar şeklindeki dumanın gübre patlaması teziyle bağdaşmadığını gözlemleyebilmişti.
 
 
Ne Suriye, ne de İran'ın vurulduklarında bu silah hakkında bilgi vermemesi gibi, Lübnan'da da siyasi partiler halklarının moralini bozmamak için hemen bu konuda sessiz kalmak üzerine bir anlaşmaya vardılar. Patlamanın nedeni değil, ama patlamaya neden olduğuna inanılan bu gübrelerin depolanması konusunda liman personelinin sorumluluğu hakkında soruşturma açıldı. Ancak bu yalan kısa süre sonra onu üreten siyasi partilerin aleyhine yöneldi.
 
Eski Başbakan Rafik Hariri'nin 2005 yılında öldürülmesine ilişkin kararını açıklaması beklenen Birleşmiş Milletler Lübnan Mahkemesi, bunu birkaç gün ertelemeye karar verdi. Benzer şekilde, nitrat patlaması yeni bir silah taşıyan bir füzenin ateşlenmesini nasıl perdelediyse, bu olayda da, bir kamyonun belirgin bir şekilde patlaması, yeni bir silah taşıyan bir füzenin ateşlenmesini maskelemişti.
 
Beş yıl sonra, bir Rus dergisinde Refik Hariri'nin nasıl öldürüldüğünü ortaya koyarken [2], Hizbullah da olayda İsrail'in suç ortaklığını kanıtlayan bir video görüntüsü yayınlamıştı.
 
2005'te yaşanan suikastın eski bir Sünni başbakanı hedef aldığını ve 2020 saldırısının sadece Şii Hizbullah'ı değil, bir bütün olarak Lübnan Direnişini hedef aldığını belirtmekte yarar vardır.
 
Bu kez, çok sayıda büyükelçilik olay yerinden başta tahıl ve olay yerine ilk ulaşan ambülansların hava filtrelerinden numune almıştır. Alınan numuneler kendi ülkelerinde hemen incelemeye alınmış durumdadır.
 
Thierry Meyssan
Çeviri: Osman Soysal
 
----------------------------------------------------------------------------------------------
[1] “Remarks by Benjamin Netanyahu to the 73rd Session of the United Nations General Assembly”, by Benjamin Netanyahu, Voltaire Network, 27 September 2018.
 
[2] “Refik Hariri cinayetine ilişkin gerçekler”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Odnako (Rusya) , Voltaire İletişim Ağı , 29 Kasım 2010.
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar