Kuveyt basınından el-Ceride dergisi yayınladığı haberde İran ve Amerika'nın Bercam'a dair yeni bir anlaşmaya varmak için Umman'da müzakereye oturdukları ve hatta işbirliği anlaşmasının imzalanmasına hazır olduklarını iddia etti.
Dışişleri bakanlığı sözcüsü bu iddiayı tekzip ederek İran İslam Cumhuriyeti ve Amerika arasında hiçbir müzakere gerçekleşmediğini ve bunların belki Donald Trump'ın işine yarayan iç malzeme olduğunu söyledi.
Dışişleri bakanlığı sözcüsü Sait Hatibzade pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında Trump'ın uluslararası ilişkiler ve İran ile Amerika ilişkilerin mahiyetinden doğru bir algıya sahip olmadığına değinerek, Trump'ın kendi hatasını kabul etmesi gerektiği ve İran'a karşı bu insanlık dışı, kapsamlı savaş ve zalimane yaptırımları durdurması ayrıyeten İran halkına bu savaş sırasında verdiği tüm zararları telafi etmesi gerektiğini belirterek bunları gerçekleştirdiği zaman belki Bercam odasının bir köşesinde kendine bir yer bulabileceğini söyledi.
Amerika hiçbir zaman uluslararası ilişkilerin temel kuralı olan hüsnü niyet ile davranmamıştır. Washington tek yanlı olarak Bercam nükleer anlaşmadan çıkarak İran'a tekrar yaptırımları uygulamak ve de nükleer anlaşmaya bağlı olanları cezalandırmakla hem uluslararası bir anlaşma olan Bercam nükleer anlaşması ve hem de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2231 sayılı kararı ihlal etmiştir. Böyle bir geçmişe sahip olan Amerika ile İran arasında müzakere, üstelik Trump'ın İran'a karşı siyasetleri ile imkansız sınırlara dayanmıştır.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyit Ali Hamenei yaklaşık bir yıl önce dini ilimler havzalarının yeni eğitim yılının başlamasında fıkıh hariç dersinin başındaki sözlerinin bir bölümünde Amerika'nın İran ile müzakere çalışmalarının, bu ülkenin maksimum baskı siyasetinin sonuç verdiği için bir hile olduğunu belirtti.
Ayetullah Hamenei Amerika ile müzakereye belirli şartlar koşarak şöyle buyurdu:
Eğer Amerika sözlerini geri alır, tövbe eder ve çiğnediği nükleer anlaşmaya geri dönerse o zaman İran ile konuşan anlaşmaya üye ülkeler arasına Amerika da katılabilir, aksi halde hiç bir müzakere hiçbir düzeyde İslam Cumhuriyeti yetkilileri ve Amerika arasında gerçekleşmeyecektir, ne New York'ta ve ne de başka bir yerde.
Gerçek şu ki Amerika diplomasisi müzakereye yönelik değildir, sadece aldatmacalar çerçevesinde saldırgan bir siyasettir. Mevcut durumda Trump yoğun şekilde seçim rekabetleri ve aynı zamanda halkın geniş çaplı protestoları ayrıca yönetimdeki beceriksizlik ve korona salgını sebebiyle başı dertte. Bölgesel ve uluslararası boyutta ve hatta Güvenlik Konseyi düzeyinde de kabadayılık siyasetleri ve haraç alma politikaları çıkmaza girmiştir.
Amerika meseleleri uzmanı Muhammed Merendi İran ve Amerika arasında Umman'da gizli görüşmeler iddiası üzerine yaptığı açıklamada, “Amerika'nın totaliter bir rejim olduğunu ve karşılıklı kazançları düşünmediğini, Trump'ın ise kazanma umudu olmadığı için böyle seçim propagandalarına başvurduğunu” söyledi.
Amerika'nın İran ile müzakere söylentisinden hedefini iki konuda değerlendirmek gerekir:
Birincisi; İran'ın aynı zamanda yürütülen “yaptırım” ve “tehdit” politikasına karşı teslim olma teorisinin ispatlanması,
İkincisi de; İran'ı reklam amacı ile müzakere masasına oturtarak Trump'a başkan olarak dengeli ve müzakereden yana olan bir portre çizerek itibar kazandırmak.
Fakat Trump'ın gerçek mahiyeti sadece İran halkı için değil, Amerika halkı ve hatta tüm dünya tarafından biliniyor. Amerika yetkileri İran'a karşı yanlış siyasetlerine rağmen yine de eski hataları üzerine diretiyorlar. İşte İran ile müzakereye dayalı sahte haberler de aynı yanlış zihniyetin ürünüdür.
Parstoday