46413-cats.jpg

ŞİÖ üyeliği ile İran yeni bir yönelim başlatıyor

İran, son birkaç yılda dış politikasını şekillendirebilecek uzun vadeli stratejik ortaklıklar imzalamak için Rusya ve Çin ile görüşmelerde bulunuyor. İran, ŞİÖ'ye katılarak, bu ortaklıkları sonuçlandırmaya daha da yaklaştı ve iki sütuna dayanan yeni Asya merkezli dış politikasını ilerletti: "Komşularla gelişmiş bağlar ve Batılı olmayan güçlerle stratejik ortaklıklar".

18 Eylül 2021 Cumartesi
İNTİZAR - Uzun zamandan beri  adım adım şekillenen yeni bir dünyanın kurulmakta olduğuna ve kurulmakta olan bu dünyanın şekillendircisinin, herkesin fiziki (kemiyete dair) büyüklükleri sebebiyle Rusya ve Çin olduğu zannından ziyade aslında "İslam İnkılabı Stratejik Aklı"nın olduğuna dair ana önermesine dayanak teşkil edecek haber, analiz ve yorumlara dikkat çeken bir editoryal yaklaşım dorultusunda şimdi de İran'ın ŞİÖ üyeliğinin bu çerçevede önemli bir kilometre taşı olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Öyle ki; İran İslam Cumhuriyeti, henüz daha Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılmadan önce başını Amerika'nın çektiği Batı ile birlikte boğulmaya çalışılmış ve Saddam Hüseyin'in başında olduğu zamanın Irak'ı İran'a saldırtılmıştı. 
 
Sovyetler Birliği dağıldıktan ve Amerika'nın liderliğinde tek kutuplu bir dünya ortaya çıktıktan sonra meydandaki bu yeni düzene tek başına karşı çıkmak durumunda kalan yine İran İslam Cumhuriyeti olmuştu. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında yeniden yapılanan ve müstakil bir ulus devlet olarak şekillenen Rusya ve o dönemde daha ekonomik kabiliyet olarak esamesi okunmayan Çin, Batı ile özellikle Amerika ile iyi ilişkiler peşindeydi.
 
"İslam İnkılabı Stratejik Aklı" "Direniş"in yegane sancaktarı olarak tek başınaydı. Batı'ya, özellikle Amerika'ya ve onun bölgedeki ortaklarına karşı, ABD ve Siyonist ortağının bölgedeki politikalarına karşı tek başına "olması gereken"in istidlalini temellendirmenin gayreti ile bu günlere gelindi.
 
Dünyanın bu gün geldiği nokta ve gelecekte ulaşacağı menzilin belirlenmesinde "İslam İnkılabı Stratejik Aklı"nın ortaya koyduğu yaklaşımların belirleyici olduğunu idda etmek, olayları keyfiyet ile değil de kemiyet ile değerlendirme eğiliminde olanlar için en hafif değerlendirmeyle abartılı olabilir. Lakin analitik bir yalaşımla, Rusya'nın ve Çin'in Batı karşısındaki çekinik tavrın etrafında koza örmesinin önüne geçip, inisiyatif alarak Batı'ın kurduğu ve devamını sağlamada ortaya koyduğu pervasız tavrın etkisizleştirilmesi yolunu tutmasında "İslam İnkılabı Stratejik Aklı"nın nasıl bir ana etki ürettiğini tespit etmek zor olmayacaktır.
 
Amerika'nın Afganistan'dan ateda kaçarcasına rezil bir şekilde çekilmesi sonrası Taliban'ın evvelki iktidar uygulamaları üzerinden üretilen öngörülerin bir türlü ete kemiğe bürünememesinin, adım adım emperyal Batı'nın özellikle de Amerika'nın bölgeden uzaklaştırılması, bölge politikalarındaki etkisinin azaltılması ve hatta sıfırlanması sonrasında ortaya çıktığı ve bu sonucun Asya'da kurulmakta olan yeni bir dünyanın neticesi olduğunu görmek gerekiyor.
 
Ha bire bataklık oluşturan ve bu bataklıklardan türeyen sineklerle bölge ülkelerini meşgul etme yolunu tutan Batı'nın bu politikaları artık iş göremez bir noktaya doğru sürüklenmektedir. Asya'da kurulmakta olan 'yeni dünya'ın etkileri İran'ın Şangay İşbirliği Örgütü'ne üye olması ile birlikte Batı Asya'ya doğru sirayet edecektir. 
 
İran İslam İnkılabı'nın gerçekleştiği 1979 yılından bu yana onlarca yıl süren bu yorucu yolculuk şimdilerde sanki daha da bir hız almış gibi görünüyor. ABD'nin bir önceki Başkanı Donald Trump, Amerika'nın Afganistan rezaleti üzerine yaptığı değerlendirmede ülkesinin bir kaç yıl içinde yok olabileceğini ifade ederken, bir Amerika başkanına bu değerlendirmeyi yaptırabilecek sürecin başat mimarının kim olduğunu doğru tespit etmek gerekiyor. 
 
Bu gün İran'ın ŞİÖ üyeliğini resmin tamamını tanımlayamayanların doğru bir şekilde anlamlandırabileceğini beklememek gerekiyor. Dünyanın güç dengelerine ilişkin ayarlar değişiyor. Değişen bu ayarların belirleyici en önemli unsurunun, kökleri İslam Peygamberi Muhammed Mustafa'nın (s.a.a.) tek başına çıktığı o muhteşem yolculuğa dayanan "İslam İnkılabı Stratejik Aklı" olduğu tespitini bir kenara not ederek, İran'ın ŞİÖ üyeliğini değerlendiren Tehran Times'ta yer alan yazıyı bu çerçevede ilginize sunuyoruz...   
 
***
Batı, 2015 nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmak için durdurulan Viyana nükleer müzakerelerini sürdürmek için İran'dan olumlu bir baş selamı beklerken, yeni İran yönetimi sabırla Doğu ile bağları güçlendirmeye yönelik stratejik bir yol çiziyor.
Bu yolda önemli bir adım, Cuma günü İran'ın, bölgesel organa tam üye olmak için Şangay İşbirliği Örgütü'ndeki (ŞİÖ) 16 yıllık gözlemci üye statüsünü sona erdirdiğini duyurmasıyla atıldı.
 
İran Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 21'inci Zirvesi'nin sonunda, örgütün sekiz ana üyesinin liderleri, İran İslam Cumhuriyeti'nin üyeliğini gözlemci üye statüsünden tam üyeliğe değiştirme konusunda anlaştı ve ilgili belgeleri imzaladı" denildi. "Buna göre, İran'ın örgütün ana üyelerinden biri haline gelmesiyle ilgili teknik süreç başladı ve İran bundan böyle önemli bu bölgesel organizasyonun ana üyesi olarak üye ülkelerle işbirliği ve etkileşimde olacak."
 
Üyelik, Ayetullah Seyyid İbrahim Reisi'nin İran Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk dış ziyareti sırasında gerçekleşti. Böylece bu üyelik, Reisi ve ekibine Asya odaklı dış politikalarının başlangıcında bir öteye taşıma imkanı oluşturuyor. 
 
İran'ın ŞİÖ'ye katılması, Reisi yönetiminin belirttiği komşular ve bölgesel örgütlerle ilişkileri güçlendirme politikası yolunda ilk adım olabilir. 
 
Duşanbe'deki ŞİÖ zirvesine hitap eden Ayetullah Reisi, bu politikayı detaylandırdı. "İslam Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığını devraldığımda dış politika yönelimimi 'ekonomik çok taraflılığa' odaklanmak ve en geniş anlamıyla 'komşuluk politikasını' güçlendirmek ve bölgesel örgütlerdeki varlığını güçlendirmek olarak tanıttım" dedi. 
 
İran Cumhurbaşkanı, "Avrasya ve Tek Yol-Tek Kuşak girişimlerinin bir araya gelmesi bu yaklaşımın objektif bir şekilde gerçekleştirilmesi, İran İslam Cumhuriyeti'nin jeopolitik, nüfus, enerji, ulaşım, insan kaynakları ve en önemlisi maneviyat, kültür ve medeniyet açısından engin potansiyeli bu görünümde önemli bir teşvike sebep olabilir" diye ekledi.
 
İran'ın üst düzey diplomatı (Dışişleri Bakanı) Hüseyin Emir Abdullahiyan, ülkenin ŞİÖ üyeliğini, İran'ın Komşuluk ve Asya Odaklı Politika çerçevesinde “kapsamlı” işbirliği üzerinde önemli etkisi olacak “stratejik” bir unsur olarak nitelendirdi.
 
Üyelik, kısmen Rusya'nın desteği ve diplomasisi sayesinde mümkün oldu. İran'ın ŞİÖ'ye katılmasının gerçekleşmesine yönelik hazırlıklar ilk olarak Ağustos ayı ortasında İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şamhani'nin Rus mevkidaşı Nikolai Patruşev ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından İran'ın yakında ŞİÖ'ye tam üye olacağını açıklamasıyla ortaya çıktı.
 
Şamhani, Ağustos ayında Twitter'da "Neyse ki, İran'ın Şangay İşbirliği Örgütü'ne üyeliğinin önündeki siyasi engeller kaldırıldı ve İran'ın üyeliği kesinleşecek" dedi. 
 
Abdullahiyan ayrıca Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'ın üyeliğini desteklediğini söyledi. Abdullahiyan Cuma günü bir tweet'te Lavrov ile Duşanbe'deki Şangay'daki ŞİÖ zirvesinin oturum aralarında bir araya geldiğini ve İran'ın örgüt üyeliğine verdikleri destek için kendisine ve Putin'e teşekkür ettiğini söyledi.
 
İran, son birkaç yılda dış politikasını şekillendirebilecek uzun vadeli stratejik ortaklıklar imzalamak için Rusya ve Çin ile görüşmelerde bulunuyor. İran, ŞİÖ'ye katılarak, bu ortaklıkları sonuçlandırmaya daha da yaklaştı ve iki sütuna dayanan yeni Asya merkezli dış politikasını ilerletti: "Komşularla gelişmiş bağlar ve Batılı olmayan güçlerle stratejik ortaklıklar". 
 
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatibzade Cuma günü bir tweet'te bu yeni politikanın altını çizdi.
 
“ŞİÖ'nün İran'ın tam üyeliğini onaylama kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Komşularla gelişmiş bağlara doğru büyük bir adım ve Asya merkezli dış politikamız için önemli bir itici güç". Hatibzade, "Bölgenin iyiliği için yerli girişimleri geliştirme çabalarımızı sürdüreceğiz" dedi. 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar