71532d94-06ba-44a1-8323-9fcb52c8fcdd.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  ABD'nin Çin'e karşı yumuşak savaşı Afganistan'da IŞİD'in yeniden canlanmasını nasıl körükledi?

ABD'nin Çin'e karşı yumuşak savaşı Afganistan'da IŞİD'in yeniden canlanmasını nasıl körükledi?

Çin ve İran IŞİD'i ve diğer ayrılıkçı terörü sınırlarından etkili bir şekilde temizlese de, Afganistan'da IŞİD'in körüklenerek hem istikrarı bozmak hem de Afganistan'ın komşularının terörle mücadele başarılarını geri adım attırmak için tasarlandı. Bu mesaj, IŞİD'in Afganistan'da, geniş bir geçmişe sahip kasıtlı bir stratejiyle ABD ile bu dış politika hedeflerine uygun hedefini ortaya koymaktadır.

13 Ekim 2021 Çarşamba
İNTİZAR - 6 Ekim'de ABD destekli Uygur Dünya Kongresi'nden Ömer Kanat, ABD'yi “Çin'in terörizm anlatısını reddetmeye” çağıran bir köşe yazısı yayınladı.
 
Köşe yazısında Kanat, Çin'in 2001'de terörist olarak Doğu Türkistan İslam Partisi'ni tanımlamasını, 1990'lar ve 2000'ler boyunca Uygur ayrılıkçı aşırılıkçılığından gelen yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve uluslararası kabul görmüş bir listeleme olan Doğu Türkistan İslam Partisi'ni “siniksel -kinik- bir hareket” olarak nitelendirdi.
 
İki gün sonra, bir Uygur teröristi kuzey Afgan eyaletindeki Kunduz'da bir camiyi havaya uçurdu ve Hazara Şii azınlığın 100 üyesini öldürdü.
 
IŞİD platformundan Amaq, sorumluluğu üstlendi ve intihar bombacısını Muhammed el-Ughuri olarak tanımladı ve Şiilere karşı daha fazla saldırı düzenleme sözü verdi.
 
Açıklamada ayrıca, eylemin Taliban'ın Çin ile, IŞİD'i Afganistan'dan kovmak için yaptığı anlaşmalara yanıt olarak verildiği de belirtildi. Hem bu yemin hem de belirtilen motivasyon, jeopolitik saiklerin saldırıyı desteklediğini açıkça ortaya koydu; hem Batı Asya'da IŞİD'i başarıyla engelleyen Afganistan'ın komşusu İran'a hem de Çin'e karşı.
 
Son on yılda Çin, Uygur militanlarının Afganistan ve Pakistan'daki militan eğitim kamplarına girmek üzere, Orta Asya'dan geçmek için Türk pasaportlarını kullandığını öğrenmişti. ETIM*, muhtemelen Pekin'in kendi karargahına sahip olduğuna inandığı Afgan merkezli eğitim kamplarında kuluçkaya yattı.
 
ETIM, IŞİD'in Orta Asya koluyla yakın işbirliği içinde olduğu için, savaşçılarını Suriye'de IŞİD'in yanında savaşmaya da gönderdi. On binlerce Uygur militanın Suriye'de IŞİD ile birlikte çalıştığı ve yıllar sonra, IŞİD'in Levant'ta esasen yenilmesi nedeniyle 2018'den sonra Çin için makul bir tehlike arz ettikleri biliniyor. IŞİD'in Afgan kolu olan IŞİD-K, 2014 yılında IŞİD'in Irak ve Suriye'ye yayıldığı ve ABD'ye Irak'ı yeniden işgal etme bahanesi verdiği 2014 yılında Orta Asya ve Afganistan'da kök saldı.
 
İki terörist grup aynı hedefleri paylaşıyor; IŞİD, Pekin'in Uygur Müslüman azınlığına kötü davrandığı bahanesiyle Pekin'e karşı savaşını ilan etti ve Suriye'deki El Kaide kollarından Esad hükümetini yaygın vahşet ve baskıyla suçlayan ve Suriye'deki silahlı militanlarını aklayan ve halkla ilişkiler koruması sağlayan anlatıyı geri dönüştürdü. Suriyeli muhalifler, “Hıristiyanlar Beyrut'a, Şiiler mezara” sloganları attı. Batılı liberal medya, bu ulusların sürgün gruplarının en gerici unsurları için lobi cephesi olarak faaliyet gösteren kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve İngiltere ve ABD merkezli Müslüman örgütler, Arap Baharı'ndan sonra Suriye'de olduğu gibi 2016 sonrası IŞİD ve El Kaide'nin Çin'e karşı yürüttüğü kampanyaların siyasi anlatılarına esası gizleyen ve insanların kabulüne matuf bir PR makyajı yaptı.
 
Uygur ayrılıkçılığı Washington, DC'de geniş bir lobi geçmişine ve varlığına sahiptir. ETIM, Pekin'in tekfirci grubunu resmen terör örgütü listesine almasının bir yıl sonrasında, 2002 yılında Çin'in talebiyle ABD'nin terör listesine konulurken, 2019 yılında listeden kaldırıldı. O yıl boyunca Mike Pompeo, Çin'e yaptırım uygulamak için harekete geçti ve Dışişleri Bakanlığı, hareketin sadece "hiç var olmadığını" iddia ederek ETIM'e karşı uluslararası bir kınama için yıllar önce koyduğu imzayı geri çekti.
 
Doğu Türkistan Ulusal Uyanış Hareketi, 2017 yılında kurulan ve Clinton dönemi Doğu Türkistan Ulusal Özgürlük Merkezi ve Sürgündeki Hükümet Doğu Türkistan Hükümeti gibi Washington destekli mevcut ayrılıkçı lobilerin yanında çalışan bir lobi grubudur. Doğu Türkistan Ulusal Özgürlük Merkezi, Trump yönetiminde Çin'e karşı şahin politikalar için bastırırken kritik öneme sahipdi ve liberaller için işaretlenen ve Washington'un en deneyimli savaş şahinleri tarafından desteklenen propaganda sayesinde, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler tarafından desteklenen bir dizi Çin karşıtı kongre tasarısı ve yaptırımla sonuçlandı. Doğu Türkistan Ulusal Özgürlük Merkezi'nin başında şu anda Çin'e karşı "organ toplama" iddiaları gibi saçma iddialar yayan ve sözde çalışma kamplarının varlığına dair sahte raporlara yer veren eski Ulusal Muhafız üyesi Salih Hüdayar bulunuyor. Doğu Türkistan Ulusal Özgürlük Merkezi, 90'lı yılların ortalarında Clinton'a Türkistanlı ayrılıkçıları desteklemesi için lobi yapan Suudi destekli Uygur ayrılıkçı Enver Yusuf Turani tarafından başlatıldı. Kızı, Virginia merkezli Duke Üniversitesi mezunu Aydın Enver, üniversite çağındaki Mülümanlar ve kar amacı gütmeyen çevreler için pazarlanan Sincan'daki ABD hırsları için önemli bir propagandacıdır.
 
Uygur ayrılıkçı çabalarının Çin'e karşı yakın zamanda yeniden harekete geçirilmesi, IŞİD'in -ve ABD'nin- doğuya odaklanmasıyla çakışan son 4 yıllık lobicilikle pekiştirilen, Afganistan'da IŞİD üzerinden önemli bir dayanak noktası kurmaya çalışacak.
 
Ağustos 2021'de geri çekildikten sonra şimdi Afganistan'ın meşru hükümeti olarak tanınan Taliban, ABD işgalinin azalan yıllarında kaçınılmaz olarak ana baskın güçtü. Taliban, Afganistan'daki Sovyetlere karşı ABD destekli bir vekil grup olarak kökenlerinin bir mirası olan ABD ve Suudi Arabistan tarafından çeşitli zamanlarda desteklenen aşırılık yanlısı hiziplere sahipken, grup, İran ve Çin ile son müzakereleri yürüten pragmatik bir yönetim gücüne dönüşmüştü. Çin, Pekin'e bir delegasyon da dahil olmak üzere, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nde esastan işbirliği ve koordinasyon tutumunun yanı sıra, Amerikan işgalini kovdukları gibi IŞİD-K'yi de ülkeden kovma taahhüdü gösterdi.
 
Afganistan'dan çekilmesindeki Amerikan koşulluluğu, maksimum kaos ve potansiyel iç savaşın yol açtığı bir durumdu. Bu, Taliban'ın önceki on yıllardır verdiği destekten elde ettiği ABD silahlarının stoklanmasıyla açıkça görüldü; sonuç olarak, Daha önce Hazara camisinde bulunan silahlı güvenlik, Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden sonra silahsız ve savunmasız bırakılmıştı. ABD, vekil hükümeti ve yardımcılarının derhal geri çekilmesi ve terk edilmesi ve IŞİD'in intihar saldırısıyla birlikte ABD askerleri eliyle oluşan birçok cinayetle Afgan havaalanındaki büyük ölü sayısı, başarısız ve aceleci bir çıkış stratejisi değil, Afganistan'ın komşularına oluşturduğu kaosun meyvelerinin sınırlarına dökülmesini beklemek için dikkatlice küratörlüğünü yaptığı kaosun bir parçasıydı.
 
Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, ABD'nin Taliban'a olan güveninden yıllar sonra ve giderek kukla Afgan hükümetiyle birlikte ABD'nin Afganistan'daki siyasi hedeflerini ilerletmede IŞİD'in Afganistan'da büyümesini kolaylaştırdığı söyledi. Teröristlere yardım eden işaretsiz helikopterlerden bahseden Karzai, 2017'nin sonlarından başlayarak 2018 ve 2019 boyunca, Rusya Federal Güvenlik Servisi de dahil olmak üzere Suriye, Afgan ve Rus kaynakları da ABD askeri polislerinin Suriye'nin kuzeydoğusundan IŞİD militanlarını tahliye ettiğinin görüldüğünü bildirdi.
 
Bugün Afganistan'da hiçbir grup, ABD ve NATO'nun Çin ve İran'a yönelik emellerine IŞİD-K kadar güvenilir bir yardımcı destekte bulunmuyor ve Ekim bombacısını bir Uygur olarak ve saldırıyı dünya çapında Şiilere karşı bir tehdit olarak tanımlayarak IŞİD, hem İran'a hem de Çin'e net bir mesaj gönderiyor. Karzai'nin 2017'de söylediği gibi, ABD'nin Afganistan'daki hedefleri bir süredir tamamlanmış durumda; ve hedefleri ağırlıklı olarak bölgeseldir. Çin ve İran 2017'den bu yana IŞİD'i ve diğer ayrılıkçı terörü sınırlarından etkili bir şekilde temizlese de, Afganistan'da IŞİD'in körüklenerek hem istikrarı bozmak hem de Afganistan'ın komşularının terörle mücadele başarılarını geri adım attırmak için tasarlandı. Bu mesaj, IŞİD'in Afganistan'da tesadüfen veya değil, geniş bir geçmişe sahip kasıtlı bir stratejiyle ABD ile bu dış politika hedeflerine uygun olan açık jeopolitik yönelimini ve hedefini ortaya koymaktadır.
 
Julia Kassem
Press TV
 
 
-------------------------------------------------------------------------------------
* Doğu Türkistan İslami Hareketi
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar