1c88d62b-1904-4557-bc13-d54d73a11b04.jpg

Amerika Birleşik Devletleri Kasım ayından sonra var olacak mı?

Paul Craig Roberts'in başlık olarak vurgu yaptığı "Kasım" ayı, tıpkı "Berlin Duvarı'nın yıkılması" olayının Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasına kadar uzanan simgeselliği gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin dağılması ile ilgili bir simgeselliği içinde barındırıyor olmasın?!

14 Ağustos 2022 Pazar

İNTİZAR - Amerikalı bir ekonomist ve yazar olan ve Amerika Birleşik Devletleri federal hükümetinde bir alt kabine ofisinin yanı sıra çeşitli ABD üniversitelerinde öğretim görevlerinde bulunan, Başkan Ronald Reagan'ın altında Birleşik Devletler Ekonomi Politikası Hazine Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapmış olan bir doktoralı analist yazar olan Paul Craig Roberts yazısına bu başlığı koymayı uygun bulmuş:  Amerika Birleşik Devletleri Kasım ayından sonra var olacak mı?

Paul Craig Roberts bu başlığı uygun gördüğü yazıda ABD eski Başkanı Donald Trump'ın Mar-a-Lago beldesindeki malikanesine FBI tarafından yapılan baskını ele alıyor. Bu baskın ile birlikte iyice keskinleşen toplumdaki kutuplaşma üzerinden Kasımda gerçekleşecek ara seçimlerle birlikte ortaya çıkabilecek bir çatışma ortamına dikkat çekiyor.

Paul Craig Roberts bahse konu yazıda: “Amerika Birleşik Devletleri'nde özgürlük, hesap verebilir hükümet ve hukukun üstünlüğünün ayakta kalması için, Amerikan halkının, Donbass Ruslarının Kiev'e karşı yapmak zorunda olduğu gibi Washington'a karşı silaha mı sarılmak zorunda kalacak?” gibi bir soruyu sorarak aslında ABD'de işlerin hangi noktaya evrilmekte olduğuna çarpıcı bir şekilde dikkat çekiyor.

Bahse konu yazıda yazar, Kasım ayında gerçekleştirilecek ara seçimlerde Demokratların yeniden seçimleri çalacağını (Biden'in seçildiği en son seçimin hileli olduğundan yola çıkarak bu değerlendirmeyi yapıyor) iddia ederek, böylesi bir durumun gerçekleşmesi halinde sokakların karşıabileceği ihtimaline vurgu yapıyor. 

Peki, söz konusu yazıya konu edinilen FBI baskınının boyutları gerçekte nedir? Bununla ilgili Press TV'nin internet sitesinde yer alan bir heber yorumda olay hakkında şu bilgiler veriliyor:

ABD Adalet Bakanlığı, FBI ajanlarının bu hafta bir arama emrini takip ederken Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago evinde çok gizli olan on bir gizli belge seti bulduğunu duyurdu.

Arama emri, federal bir yargıcın emriyle kamuoyuna açıklandı. Müfettişlerin, Trump'ın Casusluk Yasasını ihlal etmek, adaleti engellemek ve hükümet kayıtlarının suç işlemesi dahil olmak üzere üç federal tüzüğü ihlal ettiğine inanmak için muhtemel nedenleri olduğunu belirtiyor.

Basında çıkan haberlere göre, FBI'ın Trump'ın Mar-a-Lago konutunda yaptığı arama, ABD nükleer silahlarıyla ilgili olası gizli materyalleri bulmak için yapıldı.

Ancak Trump raporu reddetti ve bir aldatmaca olarak nitelendirdi ve hiçbir gizli bilgi saklamadığını iddia etti.

Eski ABD başkanının konutuna yapılan eşi benzeri görülmemiş baskın, önde gelen Cumhuriyetçilerden hareketi siyasi amaçlı olarak nitelendiren bir tepkiye yol açtı.

Florida Valisi Ron DeSantis, Trump'ın mülkünün aranmasının, federal kurumların rejimin siyasi muhaliflerine karşı silahlandırılmasında bir başka tırmanma olduğunu söyledi.

Başka bir yerde, Florida Senatörü Marco Rubio, Biden'ın gücünü Trump'a zulmetmek için kullandığını belirtirken, Beyaz Saray iddiayı reddetti ve arama gerçekleşmeden önce habersiz olduğunu söyledi.

Ayrıca, son günlerde ülke genelindeki FBI ajanlarına ve ofislerine yönelik artan tehditler var.

Perşembe günü, FBI Cincinnati ofisine girmeye çalışan bir adam olay yerinden kaçtıktan sonra polis tarafından vurularak öldürüldü. Kolluk kuvvetleri, adamın 6 Ocak İsyanı'nda bulunmuş olabileceğini söylüyor.

FBI'ın Mara Lago'da yaptığı aramanın patlak vermesinin hemen ardından, İç Savaş'a atıfta bulunan tweet'lerde eşi görülmemiş bir artış oldu. Analistler ve gazeteciler, bunun Capitol'e 6 Ocak saldırısına kadar olan faaliyetlere endişe verici derecede benzediğini söylüyorlar.

"ABD hükümetinin daimi Ulusal Güvenlik Kanadı'nda Trump'ın göreve dönmesini istemeyen insanlar olduğu ve bu insanların şu anda Mar a Lago'da Trump'ı suçlamak ve yasal olarak aday olamayacağı bir konuma getirmek için kullanabilecekleri suçların kanıtını elde etmeye çalışmak için Trump'a baskın yaptıkları açık olmamakla birlikte doğrudur".  Kevin Barret, Yazar ve Siyaset Uzmanı

FBI'ın Donald Trump'ın Florida'daki özel konutunda arama yaptığı ve eski ABD başkanı ve müttefiklerinden misilleme tehditlerine yol açtığı haberine cevaben Amerika'da şok dalgaları yayıldı.

Şiddet söylemindeki artış, bunun sivil huzursuzluğa ve toplumsal bir krize yol açabileceği endişelerini doğurdu. İç Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, aylardır, 6 Ocak'ta meyve veren ve Trump'a yönelik devam eden soruşturmalara verilen tepkilerle körüklenmeye devam eden bu tür savaşçı söylemlerin, Kasım ayındaki ara seçimler öncesinde daha yaygın siyasi şiddet riskini artırdığı konusunda uyarıyorlar.

Bu endişe, son anketlerin Amerikalılar arasında siyasi şiddetin artan bir şekilde kabul gördüğü tespitinden kaynaklanıyor; yaklaşık üç Amerikalıdan biri, hükümete karşı şiddetin zaman zaman haklı gösterilebileceğine inandığını söylüyor.

California Üniversitesi Davis Şiddeti Önleme Araştırma Programı ve California Şiddet Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar tarafından geçen ay yayınlanan bir başka araştırmaya göre, Amerikalıların yarısından fazlası önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD'de bir iç savaşın patlak vereceğini bekliyor.

"Bence bu, ABD kutuplaşmasının kontrolden çıktığının ve anayasal bir krize ve olası bir İç Savaş veya sosyal çöküş türünden bir duruma yol açabileceğinin bir işareti. Bu kutuplaşmanın yıllardır büyüdüğünü gördük". Kevin Barret, Yazar ve Siyasi Uzman

Bu arada, ABD'nin en büyük yargı bölgelerindeki seçim ve anket çalışanlarının %40'ı şimdiye kadar kendilerine dair korkularından dolayı işlerine geri dönmeyeceklerini söylediler. Diğer eyaletlerde de düşüşler görüyor.

Neredeyse her üç yerel seçim çalışanından biri, işleri nedeniyle kendilerini güvende hissetmediklerini ve Kasım ayında yapılacak hayati ara seçimler öncesinde ABD siyasi sistemindeki endişe verici partizan bölünmenin iç çatışma olasılığına ilişkin endişeleri artırdığını söyledi.

Amerika'da şu an görünen tablo böyle. Özelde Sovyetler Birliği'nin genelde ise Doğu Bloku'nun çöküşü sürecini hatırlayanlar, her şeyin Berlin Duvarı'nın yıkılışı simgeselliğinde bir anda hızlandığını hatırlayacaklardır. Bu gün de ABD'de şekillenmekte olan iç siyasi atmosferin ne denli artık taşınamayacak bir noktaya doğru sürüklendiğine dair veriler günden güne artmaktadır. 

Başta yazısı örneklenen Paul Craig Roberts'in başlık olarak vurgu yaptığı "Kasım" ayı, tıpkı "Berlin Duvarı'nın yıkılması" olayının Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasına kadar uzanan simgeselliği gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin dağılması ile ilgili bir simgeselliği içinde barındırıyor olmasın?!

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar