iranin-yerli-yapim-sayyad-b4-fuzesi-tanitildi.jpg

İran hipersonik balistik füze geliştirmede dev adımlar atıyor

İran, sofistike hava savunma kalkanlarına nüfuz edebilen ve belirlenen hedefleri vurabilen, yerli bir hipersonik balistik füze üretti. Füze yüksek bir hıza sahip ve Dünya atmosferinin hem içinde hem de dışında manevra yapabiliyor. Füze sistemi, diğer yeteneklerinin yanı sıra, aynı anda altı adede kadar hedefi angaje edip imha edebiliyor. Birçok ülke şu anda böyle bir sisteme sahip değil!

1 Aralık 2022 Perşembe

İNTİZAR - Batılı şirket medyası haftalardır, İran'ın Rusya'ya insansız hava araçları tedarik etmesi ve bunun Ukrayna'da kargaşaya neden olmasıyla ilgili yoğun propagandaya kendini kaptırdı. Başlangıçta, İran haberleri yalanladı. Ardından 5 Kasım'da İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan gazetecilere Tahran'ın Rusya'ya bazı insansız hava araçları sağladığını ancak bunun Ukrayna'daki savaşın başlamasından önce olduğunu söyledi.

“Bazı Batılı ülkeler, İran'ı Rusya'ya insansız hava araçları ve füzeler sağlayarak Ukrayna'daki savaşa yardım etmekle suçladı. Füzelerle ilgili kısım tamamen yanlış. İHA'larla ilgili kısım doğru, Ukrayna'da savaş başlamadan önceki aylarda Rusya'ya sınırlı sayıda İHA sağladık” dedi.

İlginç olan şu ki, Batılı rejimler yıllardır diğer ülkeleri İran'a silah sağlamamaları konusunda uyarıyor. Şimdi, melodilerini değiştirdiler. Yeni mantra şu: "İran'dan silah almayın." Bu yıllar boyunca İran, drone ve füze teknolojisinde ilerleme kaydettiğini söylüyordu. Bu ise bir propagandan ibaret denilerek reddedildi.

Rusya gibi büyük bir askeri gücün İran'dan insansız hava aracı alması, onların gelişmişlik düzeyini gösteriyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, 22'den fazla ülke İran'dan insansız hava araçlarını satın almak için sıraya girdi. İran'ın füze teknolojisiyle ilgili daha da etkileyici bir gelişme var.

İran, sofistike hava savunma kalkanlarına nüfuz edebilen ve belirlenen hedefleri vurabilen, yerli bir hipersonik balistik füze üretti. Bu, IRGC'nin Havacılık ve Uzay Bölümü komutanı Tuğgeneral Amir-Ali Havizade tarafından 10 Kasım'da açıklandı.

Füzenin yetenekleri hakkında ayrıntılı bilgi veren General Hacizade, "Füze yüksek bir hıza sahip ve Dünya atmosferinin hem içinde hem de dışında manevra yapabiliyor" dedi. Tahran'da gazetecilere verdiği demeçte şunları ekledi: "Yeni füze tüm füze savunma sistemlerinden geçebiliyor ve buna karşı koyabilecek teknolojinin önümüzdeki on yıllarda [hatta] elde edilebileceğini düşünmüyorum. Düşmanın füzesavar sistemlerini hedef alabilir ve üretimi, yeni nesil füzelerin geliştirilmesinde büyük bir sıçramaya işaret emektedir.”

İran'ın hipersonik füzesinin gelişimi, yerli olarak tasarlanıp üretilen Bavar-373 (Belief-373) karadan havaya füze sisteminin yükseltilmiş versiyonu olan başka bir füzenin ardından geldi. 6 Kasım'da İran Savunma Bakanlığı tarafından uzun menzilli Sayyad B4 füzesinin üretim hattının açılışıyla birlikte tanıtıldı.

İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Aştiani'ye göre “Bavar-373 sistemi başlangıçta 200 kilometreden hedefleri imha edebiliyordu”. Balistik füzeler, savaş uçakları ve bombardıman uçakları dahil olmak üzere çok uzun menzilli hedeflere saldırmayı amaçlayan geliştirilmiş sistem, 300 kilometredeki hedefleri imha edebilir.

Füze sistemi, diğer yeteneklerinin yanı sıra, aynı anda altı adede kadar hedefi angaje edip imha edebiliyor. Teknolojik olarak gelişmiş birçok ülke şu anda böyle bir sisteme sahip değil.

İslam devriminin zaferinden bu yana İran, çoğu ABD yapımı olan askeri teçhizattan mahrum bırakıldı. Şah rejimi sırasında İran adeta bir Amerikan sömürgesiydi. Teçhizatının, uçaklarının, tanklarının, gemilerinin, toplarının ve mühimmatının neredeyse tamamı ABD tarafından sağlandı. Devrimden sonra tedarik tamamen durdu. Sivil uçaklar için yedek parça bile reddedildi ve bu da değerli yaşamların kaybedildiği birçok kazaya neden oldu.

Devrimin ilk yılları İran için son derece zordu. Neredeyse tüm dünyanın desteğini alan Irak üzerinden bir savaş dayatıldı. Saddam Hüseyin rejimi, kimyasal ve biyolojik silahlar da dahil olmak üzere her türlü silahla donatıldı. Irak rejimi bu silahları İran askerleri ve devrim muhafızları üzerinde kullandı ve binlercesini ağır ağır ölüme maruz bıraktı. Batı bu tür yasaklanmış silahları tedarik ettiğinden, Irak ya da Saddam hakkında bir kınama soz konusu olmadı.

İran bazı acı verici seçimler yapmak zorunda kaldı. Eskiyen F-14 filosu için yedek parça bulamayınca, diğer uçakları çalışır durumda tutmak için bazılarını yedek parça için kullanmak zorunda kaldı. Ayrıca, parçalar son kullanma tarihinden çok sonra da kullanılmaya devam etti ve birçok kazaya neden oldu.

Savaşın ilk günlerinde, özellikle IRGC'deki İran askeri planlamacıları, uçakların yokluğunda füzelerin geliştirilmesine odaklanmaları gerektiğini fark ettiler. Genç İranlı bilim adamları bu teknolojide ustalaşmak için çok çalıştılar. Deneme yanılma yoluyla, önce sınırlı menzilli füzeler üretmeyi başardılar ve bunu kademeli olarak artırdılar.

Her yeni gelişme ile güven seviyeleri arttı. İran'ın ürettiği füze ve insansız hava araçları menzili, samimiyet ve sıkı çalışmanın ürünü olan bu çabanın doğrudan sonucudur.

Aynı derecede etkileyici olan şey ise, İran'ın füzelerinin çok az ülkenin erişebileceği bir doğruluk düzeyine ulaşmış olmasıdır. Bu varlıkları korumak için İran, bu füzelerin ve insansız hava araçlarının depolandığı derin yeraltı tesisleri kazdı. Hiçbir düşman füzesi veya bomba onlara ulaşamaz.

Samimiyet ve sıkı çalışma İran'a semeresini verdi. Füzeleri ve dronları, başarılarının bir kanıtıdır. İran'ın düşmanları onun gücünden korkuyor. Sonuç, etkileyici bir füze dizisidir.

Örneğin Bavar-373 sistem tespit radarı, menzilini 350 km'den 450 km'ye çıkardı. Nişan menzili 260 km'den 400 km'ye yükseldi. Ayrıca angajman irtifasını 27'den 32 km'ye çıkardı.

Sayyad B4 dahil birçok füze sistemi üretim hattı da devreye girdi. İran'ın barışçıl nükleer programıyla ilgili müzakereler sırasında Batılı rejimlerin İran'ın füze programı konusunu defalarca gündeme getirmesi ilginç ve oldukça aydınlatıcıdır. Bu, İranlı müzakereciler tarafından kesin olarak reddedildi.

Bu, İran'ın asla kimsenin geçmesine izin vermeyeceği bir kırmızı çizgidir. Kendini savunması tartışılamaz.

Vasim Şehzad
Crescent International
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar