77861-cats.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Deprem, ABD öncülüğündeki NATO ikiyüzlülüğüne dünyayı sarsan bir darbe indirdi

Deprem, ABD öncülüğündeki NATO ikiyüzlülüğüne dünyayı sarsan bir darbe indirdi

ABD ve onun dalkavuk Batılı “güçleri” demokrasi, insancıllık ve güvenlik hakkında durmaksızın ve mide bulandırıcı bir şekilde konuşur. Sonra, dünyada bir acil durum meydana geldiğinde, tüm göstermelik ve kendini beğenmiş beyanları bir toz yığını gibi dağılır. Ortalık yatıştığında ve çocukların yürek burkan çığlıkları söndüğünde, Batılı iddialardan geriye sadece dünyayı sarsan ikiyüzlülük kalır.

10 Şubat 2023 Cuma

İNTİZAR - 7.8 büyüklüğünde bir deprem Avrupa'nın güney komşuları Türkiye ve Suriye'yi vuruyor ve NATO ittifakı buna karşılık neredeyse hiçbir şey yapmıyor. Bu nasıl bir güvenlik organizasyonu?

Aksine, NATO Ukrayna'da Rusya'ya karşı benzeri görülmemiş bir kaynak ve teçhizat seferberliği üstlenerek Üçüncü Dünya Savaşı'nı başlatmaya çalışmakla çokca meşgul görünüyor. Tamamen garanti altına alınmış ve gerçekten de Batı halkı üzerinde oynanan cüretkar bir gaslighting (bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemi) maskaralığı olan bir seferberlik.

Amerika Birleşik Devletleri liderliğindeki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, 30 üye ülkeye yayılmış 1 trilyon doları aşan yıllık bir askeri bütçeye sahiptir. Bu üyelerden biri de Türkiye'dir.

NATO'nun ne tür öncelikleri var? Retorik, teorik veya varsayılan öncelikler değil, gerçek hayattaki pratik, kanıtlanabilir öncelikler.

Bu hafta Pazartesi sabahı Türkiye'nin güneyi ve komşu Suriye, 7,8 büyüklüğünde bir deprem ve çok sayıda büyük artçı sarsıntıyla harap oldu. Her iki ülkede de ölü sayısı 11.000'in* üzerine çıktı ve on binlerce kişi yaralandı ve evsiz kaldı. Enkaz altında kalan binlerce kayıp insanla birlikte, kayıplar önümüzdeki günlerde artacak.

Birçok ülke, Türkiye ile Suriye sınırındaki tahribat bölgesine acil durum kurtarma ekipleri göndermekte gecikmedi. Bu tür doğal afetlerde deneyimli olan Rusya ve İran, yardım ve kurtarma ekipleri gönderen ilk komşu ülkeler arasında yer aldı.

Buna karşılık, ABD önderliğindeki NATO bloğundan gelen kayıtsızlıkla karakterize tepki utanç vericiydi. Üstüne üstlük, Türkiye örgütün uzun süredir öne çıkan bir üyesi ve Avrupa Birliği için hayati bir ortak olarak görülüyor.

NATO kendisini “kolektif bir güvenlik örgütü” olarak tanımlıyor. Görevi sadece askeri güvenlikle ilgili değil. Avrupa-Atlantik yarımküresini doğal afetler de dahil olmak üzere tüm güvenlik tehditlerinden koruduğunu iddia ediyor. Avrupa'nın hemen eşiğinde bu hafta meydana gelen depreme isteksiz tepkisi, yanan bir binanın yanına işlevsiz bir şekilde park etmiş büyük, parlak kırmızı bir itfaiye aracına ve onun etrafında hiç birşey yapmadan dolanılmasına benziyor.

Tek yapılması gereken, ABD ve NATO'nun Ukrayna için başlattığı kitlesel askeri ve mali yardım seferberliğini karşılaştırmak. Bu ülkedeki Rusya'ya karşı vekalet savaşı, ABD ve Avrupalı ​​müttefiklerinin 100 milyar doları aşkın “acil durum” harcamasıyla körüklendi. Rusya'ya karşı savaşmak için Kiev'de yozlaşmış bir rejimi desteklemek için vergi ödeyen vatandaşları tarafından finanse edilen bir çek fırtınasını imzalayan Batılı hükümetler hiçbir masraftan kaçınmadı. (Eğer saçma sapan Zelensky çetesini ve onun kaynayan yozlaşmasını bilmiyorsanız, Batı medyasını çok fazla okuyorsunuz ve jeopolitik görüşlerinizi Hollywood ünlülerinden alıyorsunuz demektir.)

NATO, Washington'un Rusya'ya karşı vekaleten bir çatışması olan Ukraynalı piyadelerin katledildiği Ukrayna'yı desteklemek için "birlik" ve "kararlılık” göstermekle övünüyor.

Birleşmiş Milletler, Ukrayna'nın bir yıl süren savaşında sivil ölümlerinin 7.000 civarında olduğunu tahmin ediyor. Bu, belki de 200.000'i bulan askeri kayıplarla karşılaştırıldığında nispeten düşük. 10 milyona yakın Ukraynalı, şiddet yüzünden yerinden oldu ve çoğu Rusya'da barınıyor. Ülkelerinden kaçan yaklaşık dört milyon Ukraynalı, vizesiz statü ve vergi mükellefleri tarafından finanse edilen cömert konforlar sağlanarak Avrupa Birliği'ndeki otellere yerleştiriliyor.

Ancak birkaç saat içinde Türkiye ve Suriye'yi vuran deprem, Ukrayna'da bir yıl süren savaşı geride bırakan sivil kayıplarla sonuçlandı.

ABD ve NATO üyeleri neden deprem kurbanları için on milyarlarca dolarlık yardım ve kurtarma ekipleri seferber etmiyor? Hayat kurtarmak için verimli zamanlama ve lojistikle konuşlandırılamıyorsa, tüm bu uçaklar, gemiler, tanklar ve mühendislik ekipmanları ne işe yarar? İnsanları ezici enkazdan çıkarmak için her çareye başvurma gayertini hareket ettirme iradesi nerede?

Elbette cevap, NATO'nun kelimenin normal anlamıyla bir “güvenlik örgütü” olmadığıdır. ABD emperyalist hedeflerine hizmet eden bir savaş makinesidir. Bu, Soğuk Savaş'tan kalma bir kalıntı ve şimdi Rusya ve Çin'le savaşmak için yeniden konuşlandırıldı ve bunu yaparak dünyayı küresel nükleer savaşın uçurumuna, nihai "güvensizliğe" itti.

Pratik güvenlik endişelerinin NATO ile bir ilgisi varsa, bu hafta Türkiye ve Suriye'de yaşanan felaket, örgütün canavarca ikiyüzlü bir cepheden başka bir şey olmadığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor.

Bu hafta ABD Başkanı Joe Biden, Kongre önünde Birliğin Durumu konuşmasını yaptı. Depremin yıkıma yol açmasından 24 saatten az bir süre sonra konuşuyordu. Bir buçuk saat boyunca “eşsiz ulus”un faziletlerinden bahseden bıktırıcı bir kendine hayranlıkla yaptığı konuşmada felaketten bahsetmedi bile. Akıl almaz bir şekilde, ülke çapındaki konuşmasında Ukrayna'daki savaşın Amerikan liderliği için "çağımızın bir sınavı" olduğunda ısrar etti.

Biden, her zaman çok cesur olan ABD'nin Ukrayna'da "daha güçlü bir Avrupa'yı savunduğunu" ve "demokrasiyi" "Rus saldırganlığına karşı" savunduğunu iddia etti. Nasıl mı? 2014'te CIA destekli bir darbeyle Kiev'de gırtlağına kadar yolsuzluk içerisinde olan bir Neo-Nazi rejimi kurarak. Joe Biden narsist masallarla kendisini ve Amerikan kamuoyunu kandırıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin ve onun Batılı destekçilerinin, TV'de primetime yayın kuşağında ülke çapında bir yanılsama yayınlandığında, ekonomik, sosyal ve ahlaki olarak böyle bir karmaşa içinde olmalarına şaşmamalı.

Gerçek çok daha çirkin ve kanlı. Gerçek şu ki, deprem bu hafta Suriye'deki on yıllık ABD ve NATO vekalet savaşı nedeniyle böylesine korkunç bir hasara yol açtı. Şam'da rejim değişikliği için 2011'den beri devam eden bu başarısız savaş (İslamcı terör çetelerini NATO piyade askerleri olarak kullanmak) milyonlarca mülteciye neden oldu ve etkilenen sınır bölgesindeki altyapıyı zayıflattı. Deprem başlamadan önce zaten Washington ve onun suç örgütü NATO örgütünün rejim değişikliği için canice entrikalarından yarattığı bir insani kriz vardı.

Ağır yaralanmaya rezalet boyutu ekleyen, depreme karşı ortaya konan uluslararası tepkinin olumlu şekillenmesi, ABD ve Avrupa Birliği'nin Suriye devletine yönelik yaptırımları tarafından engelleniyor. Washington bu hafta kalpsizce, depremin ardından Şam'a yönelik yaptırımlarını kaldırmayacağını söyledi.

Washington ve onun NATO uşaklarının tüm büyük kibirleri ve aldatmacaları, tektonik plakalardaki ani bir hareketle bir anda toprağın altında kaldı.

Amerika Birleşik Devletleri ve onun dalkavuk Batılı “güçleri” demokrasi, insancıllık ve güvenlik hakkında durmaksızın ve mide bulandırıcı bir şekilde konuşur. Sonra, gerçek dünyada bir acil durum meydana geldiğinde, tüm göstermelik ve kendini beğenmiş beyanları bir toz yığını gibi dağılır. Ortalık yatıştığında ve çocukların yürek burkan çığlıkları söndüğünde, Batılı iddialardan geriye sadece dünyayı sarsan ikiyüzlülük kalır.

Finian Cunningham
Strategic Culture Foundation
 
---------------------------------------------------------------------------
* 10.02.2023 tarihi itibarıyla Türkiye ve Suriye'de toplam ölüm sayısı 20.000'i aşmıştı. (İntizar)
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar