İNTİZAR - Nijer'de giderek büyüyen kriz ve Devlet Başkanı Muhammed Bazoum'a karşı kendi korumaları tarafından gerçekleştirilen askeri darbe, Fransa ve ABD'nin Batı Afrika ülkesinde daha önce sahip oldukları avantajları ortadan kaldırabileceğinden Batı için dengeleri değiştirecek gibi görünüyor.
Bazoum'un partisi PNDS'ye göre cumhurbaşkanının başkent Niamey'deki başkanlık sarayında ev hapsine alınmasının yanı sıra petrol ve maden bakanları ile içişleri bakanı ve ulaştırma bakanı da tutuklandı.
Nijer Muhafızları şefi General Abdurahman Tchiani kendisini Afrika ülkesinin lideri olarak ilan etti ve askeri cunta kendisini Anavatanı Koruma Ulusal Konseyi olarak adlandırdı.
Bu gelişmelerin ardından Pazar günü binlerce Nijerli darbeyi desteklemek üzere sokaklara döküldü ve birçoğu Rus bayrakları taşıdı. Nijer'in daha önce Batı lehine hareket eden siyasi yönelimi, cunta sayesinde Rusya'ya doğru yöneliyor.
Nijer'deki darbe Batı'yı endişelendiriyor
Bazoum'un iktidardan uzaklaşması, Batı Afrika ülkesi Fransa'nın uranyum ihtiyacının yüzde 15'ini karşıladığı için, ABD ve Avrupa'da, özellikle de Fransa'da, Fransız nükleer santrallerine uranyum ithalatı konusunda endişelere yol açtı.
Nijer aynı zamanda AB'nin toplam uranyum ithalatının beşte birini gerçekleştiriyor ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Tedarik Ajansı'na (EURATOM) göre Nijer 2021 yılında AB'nin en büyük uranyum tedarikçisi oldu.
Enerji uzmanlarına göre Nijer'deki darbe uzun vadede Avrupa için ciddi bir sorun teşkil edebilir zira kıta, AB'nin bir diğer en büyük uranyum tedarikçisi olan Rusya'ya olan bağımlılığını ortadan kaldırma iddiasında.
Paris'teki Jacques Delors Enstitüsü'nde enerji uzmanı olarak görev yapan Phuc-Vinh Nguyen'e göre Nijer'deki gerilim Rusya açısından tabloyu değiştirebilir; zira öncelikle Batı'nın sadık bir müttefiki olan Bazoum iktidardan düşmüş olacak, ikinci olarak da AB'yi nükleer sektörde Rusya'ya karşı yaptırım uygulamaktan vazgeçirebilecektir.
"Bunun AB düzeyinde sonuçları olabilir. Uranyum - ve genel olarak nükleer enerji - hala yaptırımlara tabi değil. Eğer Nijer'deki durum daha da kötüye giderse, bu durum kısa vadede Rus uranyumuna yönelik yaptırımların uygulanmasını kesinlikle zorlaştıracaktır."
Nijer'in uranyumu: Batı için nimet, Nijerliler için felaket
Batılı ülkelerin Nijer'deki nükleer faaliyetlerinin yoksul ülke halkı üzerinde kötü sağlık etkileri oldu.
Örneğin, Fransa merkezli Bağımsız Radyoaktivite Araştırma ve Bilgi Komisyonu'na (CRIIRAD) göre, 2021 yılında Fransız nükleer şirketi Orano tarafından işletilen Cominak madenlerinin kapatılması, yerel halkı maden sahasında 20 milyon ton radyoaktif çamurla yaşamak zorunda bıraktı.
CRIIRAD'ın bulgularına göre, radyoaktivite seviyesi kilo başına 450.000 Becquerels olup, uluslararası tavsiye edilen radyasyon seviyelerinin çok üzerindedir. Bu tehlikeli derecede yüksek radyasyon seviyelerine maruz kalmak doğum kusurlarına, kansere ve bir dizi başka rahatsızlığa neden olmaktadır.
CRIIRAD üyesi bilim adamı Bruno Chareyron: "Atıklar radon olarak bilinen radyoaktif bir gaz üretiyor. Çölün güçlü rüzgarı radyoaktif bir toz yayar ve bu toz çevredeki insanlar tarafından solunur" diyor.
RFI'nin aktardığına göre Chareyron, "Atıklar yüz binlerce yıl boyunca radyoaktif kalacaktır" dedi ve ekledi, "Orano'nun bunu güvenli bir alanda mühürlemesi gerekirdi, ancak bu yapılmadı."
Nükleer faaliyetler - 47 yıl boyunca Fransızlar için uranyum üreterek - toprağı ve yeraltı sularını da kirletti. Bölgede yaşayan 100,000 kişinin bu suyu içmeye devam etmekten başka alternatifi yok.
Yerel çevre koruma STK'sı Aghir in'Man'ın kurucusu El Mustafa El Hacen, RFI tarafından aktarıldığı üzere, "Mirasımız kalıcı bir kirliliktir" dedi ve "Arlit çevresinde ne vahşi yaşam ne de canlı bitki kaldı" ifadeleri ile yaşanan vehameti dikkat çekti.
Uranyum madenciliğinin yoksullukla mücadeleye yardımcı olması gerekiyordu, ancak ne oldu da sorunlarımız daha da kötüleşti," diye ekledi.
Nijer dünyanın en yoksul ülkelerinden biri ve aynı zamanda dünyanın en büyük beşinci uranyum üreticisi.
Devrik hükümet 'Fransız saldırısına izin verdi': Nijer Cuntası
Nijer'deki darbeciler, devrik başkan Bazoum'u başkanlık sarayından kurtarmak için Fransız güçlerinin olası bir saldırısı konusunda uyarıda bulundu.
Nijer'deki darbecilerden Albay Amadou Abdramane, Batı Afrika ülkesindeki Fransız çıkarları ve uranyum üretimi askeri yönetim altında tehlikeye girebileceğinden, devrilen hükümetin Dışişleri Bakanlığı'nın Fransa'ya başkanlık sarayına saldırı düzenlemesi için yetki verdiğini iddia etti.
Darbeciler ulusal televizyondan yaptıkları açıklamada, "Nijer'e askeri müdahalede bulunmanın yollarını ve araçlarını arayan Fransa, bazı Nijerlilerin da suç ortaklığıyla, gerekli siyasi ve askeri yetkiyi almak üzere Nijer Ulusal Muhafızları Genelkurmay Başkanı ile bir toplantı yaptı" dedi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın iddiayı reddetmesine rağmen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız vatandaşlarının ya da çıkarlarının saldırıya maruz kalması halinde "derhal ve tavizsiz" harekete geçme sözü verdi.
Bu arada Mali ve Burkina Faso askeri hükümetleri Çarşamba günü yaptıkları ortak açıklamada "Nijer'e yönelik herhangi bir askeri müdahalenin Burkina Faso ve Mali'ye karşı savaş ilanı olarak değerlendirileceğini" belirttiler.
Ayrı bir gelişme olarak İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Batı'nın Nijer'e yönelik herhangi bir askeri müdahalesine karşı uyarıda bulundu ve bunu "yeni bir sömürgeleştirme" olarak tanımladı.
Tajani, "Bence demokrasinin yeniden tesis edilmesi için baskı yapmalıyız, ancak herhangi bir Batılı askeri girişim dışlanmalıdır çünkü bu yeni bir sömürgeleştirme olarak görülecektir" dedi.
Batı darbeyi kınıyor, Afrika Nijer'deki askeri hükümeti destekliyor
Bazoum'un iktidardan uzaklaştırılmasıyla çıkarları tehlikeye giren ABD ve Avrupa ülkeleri Nijer'deki askeri darbeyi şiddetle kınarken Mali ve Burkinafaso gibi Afrika ülkeleri Nijer ordusuna desteklerini ifade etti.
Nijer'in eski sömürgeci gücü Fransa Cumartesi günü ülkeye yaptığı tüm kalkınma yardımlarını kestiğini açıkladı ve Bazoum'un göreve iade edilmesi çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Nijer'in devrik Devlet Başkanı Bazoum'a "sarsılmaz desteğini" ifade etti.
Ayrıca Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Nijer'e seyahat ve ekonomik yaptırımlar uygulayarak darbecilerin bir hafta içinde iktidarı geri vermemesi halinde güç kullanacağı uyarısında bulundu.
Diğer taraftan iki Afrika ülkesi Mali ve Burkina Faso, ECOWAS'ın ekonomik yaptırımlarını "yasadışı, gayrı meşru ve insanlık dışı" olarak nitelendirerek Nijerli yetkililerle dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler ve bu yaptırımları uygulamayı reddettiler.
Ayrıca Batılı güçlerin Batı Afrika ülkesinin içişlerine askeri müdahalede bulunması halinde ECOWAS üyeliklerini geri çekme ve Nijer'in askeri hükümetini desteklemek üzere ayaklanma tehdidinde bulundular.
ABD güçlerini korurken Batı Nijer'den vatandaşlarını tahliye ediyor
Birçok Avrupa ülkesinin vatandaşlarını tahliye etmesine rağmen ABD, Afrika ülkesindeki güçlerini muhafaza edeceğini açıkladı.
ABD'nin Nijer'de yaklaşık 1,000 askeri gücü bulunuyor ve sözde "terörle savaş" sırasında 100 milyon dolar harcayarak bir insansız hava aracı üssü inşa etti.
Biden yönetimi şimdiye kadar eski başkanın gözaltına alınmasını bir darbe eylemi olarak nitelendirmeyi reddetti çünkü aksi takdirde vatandaşlarını Batı Afrika ülkesinden tahliye etmek zorunda kalacaktı.
Pentagon'un baş sözcüsü General Pat Ryder Salı günü yaptığı açıklamada Nijer'deki Amerikan askerlerine ya da vatandaşlarına yönelik herhangi bir güvenlik tehdidi olmadığını iddia ederek, diğer Avrupa ülkelerinin kuvvetlerini tahliye etmesine rağmen yoksul ülkedeki varlıklarını haklı çıkardı.
Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu Perşembe günü yaptığı açıklamada hükümetinin Nijer'den tahliye operasyonlarını tamamladığını ve toplam 1,079 kişinin Afrika ülkesinden havayolu ile ayrıldığını duyurdu.
Paris'e yapılan ilk uçuşlar Portekiz, Belçika, Almanya ve Avusturya'dan diğer Avrupa vatandaşlarını da taşıdı.
Bir İtalyan askeri uçağı da Çarşamba günü erken saatlerde düzinelerce vatandaşını Roma'ya taşırken, İspanya da vatandaşlarını Afrika ülkesinden tahliye etmeyi planladığını duyurdu.
Nijer, 1960 yılında bağımsızlığını kazanmasından bu yana çalkantılı bir siyasi tarihe sahip. Geçen hafta askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbeden önce dört darbe ve çok sayıda başka girişim yaşandı.