03cc4d7a-39c5-4aaf-8e75-3ff7fdbb95b7.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın stratejik sessizliği Siyonistleri endişelendiriyor

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın stratejik sessizliği Siyonistleri endişelendiriyor

Tel Aviv ve Washington'un güç koridorlarındaki savaş söylemlerinin ortasında herkesin sorduğu bir soru var: Savaş genişlerse Lübnan Hizbullah direniş hareketi nasıl tepki verir? Direniş, stratejisi ve sabrıyla burada anahtarı elinde tutuyor. Ve bu savaş da Direniş'in planladığı gibi sona erecektir.

27 Ekim 2023 Cuma
İNTİZAR - Hava saldırısı sirenlerinin kulakları yırtan sesi ve yoğun nüfuslu Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin evlerini vuran durmak bilmeyen roket yağmuru arasında, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın sessizliği en sağır edici olanı.
 
Lübnanlı direniş hareketi, İsrail rejiminin iddialı 'kara işgali' planını hayata geçirmesi halinde savaşa katılacağı uyarısında bulunduğundan beri hem İsrailliler hem de Amerikalılar arkalarına yaslanıp bu çılgınca ve riskli maceranın farklı senaryolarını ve sonuçlarını düşünmek zorunda kaldılar.
 
Axios'ta yer alan bir habere göre ABD Başkanı Joe Biden, Tel Aviv'de Benjamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede Hizbullah'ın "savaşa katılmaya karar vermesinden" ve bunun Batı Asya bölgesinde "daha geniş bir çatışma ihtimalini arttırmasından" "özellikle endişe duyuyordu".
 
Tel Aviv ve Washington'un güç koridorlarındaki savaş söylemlerinin ortasında herkesin sorduğu bir soru var: Savaş genişlerse Lübnan Hizbullah direniş hareketi nasıl tepki verir?
 
Son haftalarda Batı ve Siyonist medyasında yer alan manşetler Hizbullah'ın önemine ve kara harekâtı durumunda hareketin Siyonist düşmanın hesaplarına nasıl zarar verebileceğine işaret ediyor.
 
"Nasrallah nerede? Hizbullah lideri Gazze saldırıları arasında sessiz" diye sordu Middle East Eye. İsrailli Ynetnews, "Binlerce kişi Güney Lübnan'dan kaçarken Nasrallah sessizliğini koruyor" diye yazdı. Jewish News Syndicate "Hasan Nasrallah'ın Lübnan'daki uğursuz sessizliği" diye yazdı.
 
Bu manşetlerin ortaya koyduğu şey, işgalci rejimin içinde bulunduğu karmaşadan çıkmak ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın konuşmasından kendisini neyin beklediğine dair bir fikir edinmek için duyduğu çaresizliktir.
 
ABD, Tel Aviv'i geri çekilmeye ve kara harekatını ertelemeye zorluyor ve rejim de şu ana kadar, öncelikle kendi mecburiyetleri ve ABD takviyesine duyduğu ihtiyaç nedeniyle buna boyun eğdi.
 
Strateji, güç ve kudret bakımından şimdiden üstünlüğü ele geçiren Filistin Direnişi, kara harekatının maliyetli bir teklif olacağını gösterdi. Çok övülen Merkava tanklarının Han Yunus ve Refah'taki Gazze sınırlarına girmesini bile engelleyerek onları imha etti.
 
25 Ekim'de Hizbullah lideri, 7 Ekim'den sonra Siyonist düşmanla girdikleri çatışmalarda şehit olan 41 askerin 'Kudüs yolunda şehit' olduğunu açıklayarak, Kudüs'ün Siyonist işgalden tamamen kurtarılması için yapılacakların sinyalini verdi.
 
Mevcut savaşın nihai hedefinin Filistin'in kurtuluşu olduğunu ima eden duyuru, Direniş Ekseni'nin hedeflerinde daha büyük bir inanç ve kararlılıkla yeni bir aşama açmıştır.
 
Henüz bir konuşma yapılmamış olsa da Hasan Nasrallah'ın eylemleri her türlü konuşmadan daha yüksek sesle dile getirilmiştir: sınırı güvenliksizleştirmek, Lübnan sınırına 5 km mesafedeki 40'tan fazla yerleşim biriminin boşaltılmasına neden olmak, 20 havan saldırısı, 70'ten fazla AGTM atışı ve bir düzineden fazla tanklı Merkava ile her hedefi vurmak. Bu eylemler sözlerden daha yüksek sesle oratay konan konuşmadır, bununla birlikte daha fazlası da gelecektir.
 
Hizbullah'ın savaşa dahil olduğu söylemi, Direniş Ekseni'nin tüm silahlarının dikkatli bir koordinasyon ve strateji ile kullanıldığı noktasını gözden kaçırmaktadır.
 
Biden 18 Ekim'de Hizbullah'ı savaşa katılmaması konusunda uyardı ve Hizbullah'ın gerçekte bir yangın yeri olan rejime karşı oluşturduğu varoluşsal tehditten korktuğunu söyledi. İşgale yönelik bu varoluşsal tehdit, Biden'ın Tel Aviv'deki müttefiklerine de aceleci ve tedbirsiz bir hamle yapmamalarını tavsiye etmesine neden oldu.
 
Hizbullah son haftalarda kuzeyden Siyonist varlığa karşı, temelde Örümcek Ağından daha zayıf olan düşmanın dikkatini dağıtmayı ve kafasını karıştırmayı amaçlayan sınırlı çatışmalara girmiş olsa da, şimdiye kadar Filistin Direnişi'nin cephe hattındaki genel durumu yönetmesine izin verdi.
 
Hizbullah, Siyonist varlığı kuzeydeki kendi zayıf ağının iplikleriyle bir düğüm haline getirdi - bu da bir tırmanma yaratmadan kafa karışıklığını ve dikkat dağınıklığını arttırmaya yetti.
 
Siyonist varlığın yalvarıyor gibi göründüğü şey, hızla işleyen saatinde bir yanıt, bir işaret, bir cevap, izlenecek, gözlemlenecek ve kaydedilecek planında bir adımdır.
 
ABD'li düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü'nün "Biden Yönetimi için Kalıcı Zorluk" olarak tanımladığı stratejik sabır taktiği, İslami kök kavramından (sabır) türetilmiş olup, kişinin kişisel imtihanlarında verdiği kişisel mücadele kadar siyasi bir mücadele stratejisidir.
 
Bu açıdan bakıldığında Washington merkezli savaş şahinleri iyi birer planlamacı olmaktan çok uzaktır.  Direniş, stratejisi ve sabrıyla burada anahtarı elinde tutuyor. Ve bu savaş da Direniş'in planladığı gibi sona erecektir.
 
Julia Kassem
Press TV
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar