13322-Ekran Alıntısı esad.PNG

Suriye'de neler oluyor?

Suriye'de yaşanan aslında Osmanlı'nın dağılma sürecinde sömürgeci güçlerin sürekli tekrarladıkları oyunun bir yeni versiyonundan ibarettir. Acı olan şudur ki, Müslümanlar bu oyun karşısında her defasında aynı yanılgı ile cevap veriyorlar. Basiret sahibi olması beklenen Müslümanların sürekli aynı yanılgıyı tekrar ediyor olmalarını nasıl tanımlamak gerekiyor?

6 Aralık 2024 Cuma

İNTİZAR - Çok bilinen bir fıkradır: "Temel bir gün bir muz kabuğuna basmış ve düşmüş, ertesi gün yine yerde bir muz kabuğu görmüş ve "eyvah yine düşeceğim!" demiş".

Bu fıkraya muhatap olan herkes fıkranın kahramanı Temel'in ortaya koyduğu yaklaşıma kahkahalarla güler ama eğer dönüp hayata baksa bunun yüzlerce örneğinin sürekli yaşanmakta olduğunu da fark etmez!

Ne yazık ki halen bölgemizde özellikle de Suriye'de yaşadığımız şey tam da bu fıkradaki ana fikre çok denk düşüyor. Aşağıya tercümesini alıntıladığımız yazı İslam dünyasındaki bu kısır döngüyü tarihi arka planı ile ortaya koyuyor. Ne yazık ki dünden bugüne pek bir şey değişmemiş gözüküyor! 

Suriye'de neler oluyor?

1. Suriye, İsrail ile barış yapmayan ve Filistinlileri destekleyen son Arap devletidir. Suriyeliler Filistinlileri 1948'de, 1956'da, 1967'de, 1973'te desteklediler.

2. Ürdün 1970'te Filistinlilere ihanet edip onları katlettiğinde, Suriye onları askeri olarak destekledi.

3. Ariel Şaron Filistinlileri ve Lübnanlıları ezmek için Lübnan'ı işgal ettiğinde, Hafız Esad müdahale etti ve Lübnan'ı kurtardı.

4. Mısır 1979'da Filistinlilere ihanet ettiğinde, Suriye desteğini sürdürdü ve İsrail ile barış imzalamayı reddetti.

5. Amerikalılar Saddam Hüseyin'i devirdiğinde, Suriye Filistinlileri desteklemeye devam eden son ve en önemli Arap devletiydi.

6. Ürdün 1999'da Hamas ve Halid Meşal'i kovduğunda, Suriye ona ve Hamas'a ev sahipliği yaptı ve onları savundu. Tony Blair, Suriye'yi Hamas ile bağlarını kesmediği takdirde savaşla tehdit ettiğinde -çünkü onlar "teröristti"- Beşşar Esad, “bir tarafın teröristinin diğer tarafın özgürlük savaşçısı” olduğunu söyleyerek Hamas'ı savundu.

7. Halid Meşal, sanki aklını kaybetmişçesine, Suriye'deki son bağımsız ve Filistin yanlısı Arap devletine karşı Vehhâbî / DEAŞ / Nusra / Müslüman Kardeşler mezhep fitnesine katılarak 2012'de Suriye'den ayrıldı.

8. 2012'den beri Suriye, Direniş Ekseni için çok önemli bir üs haline geldi. Suriye olmadan, İran, Yemen, Lübnan ve Iraklılar İsrail ve Siyonizm ile savaşamazlar. Suriye, Hizbullah'ın roketlerini aldığı yerdir.

9. Direniş Ekseni'nin kurulması ve 7 Ekim 2023'ten beri İsrail'e karşı başarılı savaşı, Yahudi devletinin varlığını gerçek bir tehlikeye attı. İsrail uzun savaşlar veremez. ABD, Almanya ve İngiltere'nin desteği olmadan İsrail çökerdi.

10. Lübnan ve İsrail'in ateşkese vardığı gün, Nusra Cephesi'nin Vehhâbî cihatçıları Suriye'ye karşı saldırılarına başladı.

11. Rus TV kanalları, Eylül 2024'ten bu yana uluslararası toplumu, CIA ve Ukrayna'nın İdlib'de Vehhâbî cihatçıları silahlandırıp eğittiği ve Suriye'ye saldırmaya hazırladığı konusunda uyardı.

12. Rus ve İran hükümet kurumları, Vehhâbîlerin Suriye'ye yönelik saldırısının arkasında CIA ve İsrail'in olduğunu gösterdi ve kanıtladı.

13. Ekim 2024'te, IDF Albay Avichai Adraee, Vehhâbîlere Şiilere karşı savaşında İsrail'e katılmaları çağrısında bulundu. Albay Avichai şunları söyledi:

"Tüm Sünniler, Şiiliğin Yahudilikten daha tehlikeli olduğunu bilmelidir. Sünniler Şiilerle -özellikle İran'la- savaşmaya odaklanmalı çünkü Selefi akidesinin gerektirdiği budur."

14. Netanyahu, 27 Kasım 2024'te İsrail ulusuna ateşkesi duyurduğunda Suriye ve Esad'ı uyardı. Esad'ın ateşle oynadığını ve İsrail'in bir sonraki savaşının Suriye ve İran'a karşı olacağını ilan etti.

Netanyahu'nun Esad'ı Hizbullah'a verdiği destek ve Filistinlileri kurtarmak için İran ile iş birliği yapması konusunda uyardığı gün, geçmişte Suudiler, Türkler ve Katarlılar tarafından finanse edilen ve yönetilen İdlib'li Vehhâbîler Suriye'ye karşı saldırılarına başladılar.

15. Netanyahu, Siyonistlere, Lübnan ile ateşkesin savaşın sonu olmadığını söyledi. İsrail, Filistin'in kurtuluşu için kurulan pan-İslami cepheye karşı savaşını sürdürecek. İdlib'deki Vehhâbîler, Netanyahu'nun onlardan bunu talep etmesiyle birlikte Suriye'ye saldırmaya başladılar.

16. Vehhâbîlerin Suriye'ye karşı kullandıkları propaganda, Suriye'nin Aleviler tarafından yönetildiği, Sünnilerin ezildiği vb. iddialarıdır. Bu doğru değildir. Suriye nüfusunun çoğunluğu Sünni'dir. Suriye'deki devlet yetkililerinin çoğunluğu Sünni'dir -Beşşar Esad'ın karısı da dahil. Sünniler Beşşar Esad'ı destekliyor. Esad bir Alevi değil. O laik bir Arap milliyetçisi. Sünniler Suriye'de, Suudi Arabistan veya Birleşik Arap Emirlikleri'ndekinden daha fazla hakka sahip. Suriye'ye yöneltilen nefret propagandası ve dezenformasyonun tek bir amacı var; İran'ın Filistin'i kurtarmak için kurduğu pan-İslami cepheyi yıkmak ve “Divide at Impera” (Böl ve Yönet) şeklindeki antik Roma düsturunu uygulamak.

17. Fransızlar Suriye'yi Osmanlılardan aldıktan sonra sömürgeleştirdiklerinde, Suriye'yi Altı Devlete böldüler.

18. Selahaddin'in mezarına tüküren General Henri Gouraud, Şam'ı ele geçirdikten sonra Suriye'yi şu devletlere böldü:

Şam (1920),

Halep (1920),

Alevi devleti (1920),

Cebel Dürzi (1921),

İskenderun Sancağı (1921),

Büyük Lübnan Devleti (1920)

Fransızların planı Suriyelileri Sünniler, Türkmenler, Aleviler, Dürziler, Maruni Hıristiyanlar ve Türkler olarak bölmek ve onları birbirleriyle savaştırmaktı.

Bugün, Yahudi-Amerikan emperyalistleri aynı yöntemleri kullanıyor. Sünnileri Şiilerden, Hıristiyanları Müslümanlardan, Sünnileri Alevilerden ayırıyorlar. Ancak Suriyeli milliyetçiler, Suriye Dürzi Sultan el-Atraş'ın yolunu izleyenler, Suriye'de Sünniler, Şiiler, Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar olmadığını, sadece Birleşik Suriye Arap Cumhuriyeti'nde yaşayan Suriye Arapları olduğunu anlıyorlar.

19. "Iraklı kardeşlerimiz Saddam Hüseyin'in baskıcı rejimini reddetti", "Sünni Müslümanlar, Esad rejiminin suçlarına karşı çıkıyor", "Suriye halkı Esad ailesi altında onlarca yıldır baskıya katlandı", "Kaddafi kendi halkını katletmek üzere", "İran Filistin'i savunma konusunda ciddi değil", "Şiiler Suriye'de Sünnilere baskı yapıyor" veya "İran bir Safevî imparatorluğu kurmak istiyor" gibi ifadeler, Siyonist emperyalizmin Müslümanları bölmek için kullandığı dezenformasyon kampanyasının bir parçasıdır.

General Henri Gouraud'nun 1920'de Selahaddin Eyyubi'nin mezarına gidip ona "Uyan Selahaddin! Geri döndük!” dediğinde Suriye'de yaptığı şey buydu.

20. Geçmişte Anglo-Siyonist İmparatorluğun, Şerif Hüseyin'in cahil Araplarını Osmanlılara karşı harekete geçirmek için bu tür sloganları nasıl kullandığını gördük. Anglo-Siyonistler, Osmanlıları İslam'ın düşmanları olarak resmettiler (bu durum günümüzde birçok Arap okulunda devam etmektedir) ve Şerif Hüseyin'in Bedevi kabilelerini İngilizlere katılmaya ve Suriye ve Filistin'i işgal etmek için Anglo-Siyonist imparatorluğuna yardım etmeye ikna ettiler.

21. Mart 1924'te Şerif Hüseyin, İngilizlerin kendisini aldattığını anladığında ve Atatürk'ün Ankara'daki Halifeliği nasıl kaldırdığını gördüğünde, kendisini Mekke ve Medine'de İslam Halifesi ilan etti. İngilizler ne yaptı? Abdülaziz bin Suudi'ye para ödediler ve Necd'deki Vehhâbîlere Hicaz Krallığı'nı işgal etmelerini ve Sünni Halifeliği sonsuza dek yok etmelerini emrettiler. Suudi Arabistan, İngilizler tarafından İslam'ın iki kutsal mekanını kontrol altına almak ve Müslümanların Hz. Ebu Bekir'in hilafetini yeniden kurmalarına asla izin vermemek amacıyla kuruldu.

22. Bugün Suriye'de olduğu gibi, 1924'te Abdulaziz bin Suud'un Vehhâbîleri Şerif Hüseyin'i kâfir ilan ettiler. Suudi Vehhâbîleri, Siyonizm'e düşman bir gücü yok etmek için 2012'de  kullanıldığı gibi bugün Suriye'de yine kullanılıyor. 1924'te Vehhâbîler Mekke ve Medine'yi Sufi şirkinden arındırmak istediler. Bugün, Halep'in işgalcisi Vehhâbîler daha büyük resmi göremedikleri için Şiileri, Hıristiyanları, Alevileri ve yollarına çıkan herkesi öldürmek istiyorlar.

23. Ve Anglo-Siyonistler yine kazanıyor.

24. 1916'da Anglo-Siyonistler, Türkleri İslam'ın düşmanı ilan ederek Arap Bedevilerini Osmanlı Halifeliğine karşı kullandılar.

25. 1924'te Anglo-Siyonistler, Şerif Hüseyin'i İslam düşmanı ilan etmek için Vehhâbîleri kullanarak Hicaz Halifeliğini yıktılar.

26. 2012'de Yahudi-Amerikalılar, Türkiye, Katar, BAE ve Suudi Arabistan'ın desteğiyle, ayakta kalan son Arap Devleti olan Suriye Arap Cumhuriyeti'ni yok etmek için Nusra Cephesi'nin Vehhâbîlerini serbest bırakarak tekrar kazandılar. Vehhâbîler, General Wesley Clark'ın Ekim 2007'de ilan ettiği senaryoyu izliyorlar.

27. Anglo-Siyonistler, Binyamin Netanyahu'nun 27 Kasım 2024'te dikte ettiği gibi, Vehhâbîleri Suriye'ye karşı tekrar serbest bırakarak bugün de kazanıyorlar. Yahudi-Amerikan imparatorluğu, Vehhâbîleri ihtiyaç duyduğu sürece piyadeleri olarak kullanacak. Artık onlara ihtiyaçları kalmadığında, onları terörist ilan edecekler ve 1924'te Şerif Hüseyin'in ordusuna yaptıkları gibi veya 2017'de Rakka'da Suriyeli cihatçılara yaptıkları gibi bombalayacaklar.

28. Müslümanlar kendilerini yok ettikten, Suriye ve İran gittikten sonra Siyonistler, tüm Filistinlileri etnik olarak katletme ve temizleme, Mescid-i Aksa'yı yıkma ve beklenen Mesih veya Mesih Deccal'i Kudüs'te karşılama gücüne ve huzuruna sahip olacaklar.

Olsi Jazexhi
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar