Kıskaçtaki Gazze
"Siyahtan daha koyu renk yoktur", derler.
Bu söz, Filistinlilerin mevcut durumuna fazlasıyla uyan bir İran atasözü.
ABD'nin, Gazze'deki 1.3 milyon nüfusuyla toplam nüfusun üçte ikisine karşılık gelen Filistinli mültecilere yiyecek sağlayan kurumu Birleşmiş Milletler'in Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı'na (UNRWA) yönelik fonu kesme kararı, buradaki durumu felaketin eşiğine getirebilir.
Gazze'deki bir milyon Filistinli gıda ve diğer temel yardımlar için UNRWA'ya bel bağlamış durumdayken, 300 bin Filistinli ise UNRWA'nın okullarında okuyor. ABD'nin kararı, zaten vahim olan durumu kaçınılmaz bir biçimde daha da korkunç hale getirecek. Gazze'de işsizlik yüzde 46 oranında ve bu oranın yüzde 60'ını ise 15-29 yaşındaki gençler oluşturuyor. Gazze'nin harap olmuş altyapısını ya da 2008'den itibaren gerçekleştirilen üç İsrail saldırısında yıkılan evleri yeniden inşa etme faaliyetlerinde kaydedilen ufak ilerlemeyle birlikte, kuşatmanın gevşetilmesi, uzun zamandır hakkında uyarılar yapılan topyekûn bir insani krizden kaçınmanın yegâne zayıf umudu durumunda.
Fakat böylesi bir olasılık ne gerçekleşti ne de ufukta görünüyor. Hamas'ın Gazze'nin içindeki ve dışındaki geçiş noktalarının denetimini Filistin Yönetimi'ne bağlı güvenlik güçlerine devretmesine karşın, İsrail'e ya da Mısır'a geçmesine izin verilen insanların sayısında hiçbir değişim olmadı. Aslında, Hamas ile Batı Şeria Filistin Yönetimi arasında devam eden ve büyük ölçüde sonuçsuz olan uzlaşma görüşmeleri de genel olarak çok az elle tutulur etkiye sahip oldu. Bu yılın Ocak ayının başlarında, Filistin yönetimi, İsrail'le Gazze'ye elektrik sağlaması için ödeme yapmakta uzlaşarak geçtiğimiz Nisan ayında Gazze'ye dayatılan cezalandırıcı yaptırımları yumuşatmıştı fakat günde 16 saatlik elektrik kesintileri halen devam ediyor.
Gidecek yer yok
Sorunu daha da karmaşıklaştıran şey, uzlaşma görüşmelerinin arabulucu tarafı olan Mısır'ın, Abdülfettah es-Sisi'nin 2013 tarihli askeri darbe ile Mısır'ın ilk ve tek demokratik yollardan seçilmiş başkanını devirdiğinde, düşük seviyeli şiddeti iyice arttıran biçimde Sina'da çıkan isyana karşı mücadele etmek için İsrail ordusuna güveniyor olmasıdır.
Bu türden bir bağımlılık ile birlikte, özellikle Mısır'ın Gazze'deki ya da diğer yerlerdeki Filistinlilerden ziyade Beyaz Saray'ın gözüne girmeye daha fazla hevesli olması nedeniyle, Kahire'nin Filistinli fraksiyonlar arasında dürüst bir arabulucu olma kabiliyeti de fazlasıyla tartışmaya açık hale gelmiştir.
Fakat hiçbir hareket imkanına sahip olmazsanız nereye gidersiniz? Gazze'deki Filistinliler, danışıklı dövüş halindeki Mısır ve İsrail tarafından kuşatılmış durumdadırlar. Batı Şeria'da, Avrupa Birliği hiçbir etkisi olmadığını defalarca göstermiştir, Ürdün'ün sunacak pek az şeyi vardır ve ABD ise tartışmasız bir biçimde elini İsrail'e uzatmış haldedir.
Biraz daha uzakta ise, bir Suudi veliaht prens, ABD'nin ve İsrail'in desteğini ve diğer Arap ülkelerinin koşulsuz bağlılığını talep ederek, kıymeti kendinden menkul bir Sünni-Şii çatışması kehanetinin yavaş çekim araba kazasına benzer bir şekilde bir savaş entrikası çeviriyor.
Açık seçiklik
Trump'ın Kudüs karını ilanı, bütün bu fay hatlarının ortasında gerçekleşti. Washington, tek tarafı ve yasadışı bir şekilde Kudüs'ü İsrail'e vererek, Arap ülkelerine ABD desteğinin bedelini açıkça gösterdi ve Filistinlilerin kayıtsız şartsız kuşatılmasını talep etti.
Meselenin altını çizersek, ABD, İsrail ile güvenlik koordinasyonu sürdüren Filistin Yönetimi ve onun güvenlik güçleri yerine, UNRWA'ya ve en perişan durumda olan Filistinlilere yönelik fonlarını iptal etmeye karar verdi. ABD'nin mesajı şudur: İsrail ne derse yapın ve biz de size bazı fonların ulaşmasına izin vermeye devam edelim.
Benzer bir mesaj, daha vahşi biçimde olmak üzere, Gazze'deki Hamas'a da gönderilmiş oldu. Bu mesaj da şunu söylüyordu: Ne yaparsanız yapın, hangi yetkilerinizi devrederseniz edin, yeterli değil.
Hamas, geçiş noktalarının ve idari görevlerinin denetimini hiçbir karşılığı olmaksızın Filistin Yönetimi'ne teslim etmişti. Hareketin söylemi bir yana, Gazze'de çok az silahlı direniş varlığını sürdürüyor: Trump'ın geçtiğimiz yıl Aralık ayının başlarında yaptığı Kudüs ilanının ardından atılan füzelere havada engel olmak dışında, İsrail'in geçtiğimiz yılda endişelenmesini gerektirecek hiçbir şey olmadı.
Durumun gerektirdiği şey ise açık seçiklik: ABD, barış süreci gibi görünen şeyden vazgeçti. Oturup Trump'ın bir gün gitmesini beklemek ise işe yaramayacak. Aslında İsrail'in bugün istediği şeyler için yeşil ışık yakılmış durumda ve İsrail, şu anda elindeki seçenekleri değerlendiriyor.
Bu arada Arap ülkeleri ise mutlak felaketten kaçınmaya dönük adım atabilir fakat bunu ancak son anda ve İsrail'den alınacak izin ile yapabilir. Siyasi açıdan, Filistinlilerin en düşük düzeydeki taleplerinden herhangi birini gerçekleştirmekte yardım etmeye dönük ne bir irade ne de bir niyet söz konusu.
Filistinliler kendi başınalar.
İran atasözünün bir de tersine çevrilmiş hali var. İşler daha kötüye gidemeyecek kadar kötüyse, yapacağınız şeylerin olumsuz sonuçlar doğurması endişesinden kurtulmuşsunuz demektir.
Zayıflığımızdan keyif alma ve bu senaryoyu yırtıp atmak zamanıdır.
Omar Karmi
Electronicintifada
Çeviri: Soner Torlak
Sendika.Org