6900-cats.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Savaş kapıda: İsrail ile Direniş Cephesi arasında her an bir savaş çıkabilir

Savaş kapıda: İsrail ile Direniş Cephesi arasında her an bir savaş çıkabilir

Siyonist İsrail'in sonunu getirecek, Direniş Cephesi ile bir savaşın her an çıkabileceğine dair oldukça çok haber medya sitelerini dolduruyor. Bu haberler sadece bir taraftan değil her iki taraftan da geliyor. Bağımsız kaynaklar da bu çerçevede değerlendirmelerde bulunuyorlar. Böyle bir savaşa dair kanaatler ortak olmakla birlikte, savaşın her an çıkabileceğine dair bir beklenti de söz konusu.

12 Mart 2018 Pazartesi
İNTİZAR - Batı Asya'daki ülkelerin sınırlarını, var olan siyasi yapıyı yeniden düzenlemeye dönük Batılı egemen güçlerin Suriye ve Irak üzerinden planladıkları operasyonlar, başını İslami İran'ın çektiği Direniş Cephesi tarafından boşa çıkarılıp başarısızlığa mahküm edildi. Bu operasyonlar Siyonist rejimin geleceğini temin etmek için yapılmıştı. Başarısız olunması zaten bu operasyonların sebebi olan Siyonist İsrail ile bu kez direk bir savaşın gerçekleşebileceğine dair oldukça çok haber, değerlendirme yazıları, makalelerin medya sitelerinde yer almasına sebep oluyor. Bu yazılarda aynı zamanda böylesi bir savaşın her an çıkablieceğine dair de bir beklenti öne çıkıyor. 
 
İsrail ile Direniş Cephesi arasında gerçekleşmesi beklenen ve her an çıkabileceği düşünülen savaşın aynı zamanda Siyonist rejimin sonu olabileceği de yapılan tespitler arasında. Bütün İslam coğrafyası içerisinde adeta bir nokta gibi olan Filistinlilerin gaspedilmiş toprakları üzerindeki Siyonist rejim yalın olarak bakıldığında zaten varlığını sürdürebilmesinin mümkün olmadığı görülecektir.
 
Batılı egemen güçlerin özellikle de Amerika'nın hem İslam İnkılabı düşüncesinin evi olan İslami İran'ın çevrelenmesi ve hem de tabii olarak kocaman İslam coğrafyasının ortasında adeta bir nokta gibi olan varlğını sürdürebilmesinin mümkün olmadığı düşünülerek, olabildiğince ömrünün uzatılabilmesi için Siyonist rejimin geleceğinin temini noktasında bölgede planlanan büyük kaos beklenenin aksine Direniş Cephesi tarafından boşa çıkarıldı. Şimdi ise avantajın, başını İslami İran'ın çektiği Direniş Cephesi'nin eline geçtiği ortada. Amerika'nın yakın bir zamanda Suriye'den sökülüp çıkarılması söz konusudur. Bölgede inisiyatifin Direniş Cephesi'nin eline geçmesi Siyonist rejim için bir ölüm kalım denklemini ortaya çıkarmıştır. Bu durumda gerçekten de her an bir savaşın çıkması ihtimali tabii bir sonuç olarak kendini ortaya koyuyor. 
 
Bu çerçevede bir haber ve bir değerlendirme yazısının özetine dikkat çekmek yerinde olacaktır. İran Gerçekleri sitesinde yer alan haber savaşın daha çok İsrail tarafından beklentisine işaret ediyor... 
 
İsrail İran İle Savaşmaya Hazırlanıyor
 
İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısı: “İsrail, sınırlarındaki 5 cephede ve buna ilave olarak İran ile çıkabilecek bir savaş için açılacak cephede savaşmaya hazırlanıyor.” açıklamasında bulundu.
 
İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısı Kuçavi çarşamba günü Deniz Kuvvetlerinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada: İran Batı Asya'da terörist faaliyetlerinde bulunuyor iddiasında bulundu… İsrail Ordusu da kendisini güçlendirmeye devam ediyor ve ileride çıkabilecek bir savaşa hazırlanıyor. Kuçavi, İsrail'in 5 cephede savaşmaya hazırlandığını belirtti ancak bu cephelerin isimleriyle ilgili herhangi bir ifade kullanmadı.
 
Törende, İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı ise İsrail Ordusunun yeteneklerini överek şunları söyledi: Deniz Kuvvetlerimiz tam bir gizlilikle su altında ve üstünde operasyon yapabilecek güce sahiptir.
 
Siyonist Rejim askeri ve siyasi yetkilileri son aylarda bölgede yeni bir savaş çıkması ihtimaline odaklanmış durumda. Öyle ki, son 2 hafta içinde İsrail ve Amerika iki yıllık ortak tatbikat kapsamında yaklaşık 2500 asker ile “Ardıç Kobra” adıyla bir tatbikat düzenliyor.
 
Yine bu çerçevede Olivia Alabaster imzası ile Middle East Eye'de yer alan ve Zahide Tuba Kor tarafından geniş bir özeti tercümesi yapılan yazıda çok daha detaylı verilere yer verilmiş. Ayrıca bu yazıda Direniş Cephesinin en önemli unsuru olan Hizbullah'ın savaş ile beklentisine dair ortaya konan veriler dikkat çekici... 
 
“An meselesi”: Savaşla yoğrulan Hizbullah, İsrail ile bir sonraki savaşa hevesli
 
(…)
İsminin açıklanmasını istemeyen bir Hizbullah tugay komutanı ve Lübnan'ın güneyindeki bir ilçenin yerel yetkilisi dedi ki, birçok baskının bir araya gelmesiyle “savaşın eli kulağında; İsraillilerle tekrar karşı karşıya geleceğimiz kesin. Savaş sadece an meselesi”.
 
35 yıl sonra ilk kez şubat ayı başında Suriye'deki İran askeri mevzilerini bombaladıktan sonra geri dönen bir İsrail uçağı düşürüldü.
 
Tugay komutanı “Uçak düşürüldükten sonra farklı bir döneme girdik” dedi ve ekledi: “Ayrıca Rusların Suriyelilere verip de Hizbullah'a gitmeyen hiçbir şey yok. Dolayısıyla artık Hizbullah uçakları da vurabiliyor. Bu olayı İsrailliler büyük bir kayıp ve ağır bir darbe olarak algıladılar.”
 
(…)
 
“Hizbullah olarak Suriye'de 1500-2000 kadar ‘şehit' vermiş olsak da şu an savaş tecrübesi, silah temini ve savaşçı devşirme kapasitemiz bakımından çok daha güçlüyüz… Lübnan'daki envanterimizde artık uçaksavar da var” diyerek sözlerine devam etti.
 
Peki ama herhangi bir çatışma nasıl çıkar?
 
Geçmişte Lübnan askeri istihbaratında görev yapmış ve ayrıca Lübnan'ın eski Washington askeri ataşesi olan General Mouawad Tannous'a göre, İsrail ile Lübnan arasındaki yeni çatışma Suriye'de başlayacak.
 
Tannous şunları anlattı: “İsraillilerin Ruslardan” İranlıların askeri mevzilerini İsrail sınırından 60 km öteye çekmesini “defaatle istediğini biliyorum.” (Bu mevzilerden birçoğunun şubat ayında uçağı düşürülmeden hemen önce İsrail tarafından imha edildiğine inanılıyor.) “Başlangıçta Rusların İsraillilere ‘Bunun için çaba sarf edeceğiz' dediklerini biliyorum. Ama şu an herhangi bir şey yapabileceklerini zannetmiyorum. Bence [Ruslar] hiçbir şey yapamazlar.”
 
Ama eğer ki İsrail Suriye'deki İran mevzilerini bir kez daha hedef alırsa bu durum, Tannous'a göre, Hizbullah'ı müdahil olmaya sevk edebilir.
 
“Diyelim ki Hizbullah, füzeleriyle düşürebileceği bir uçak olduğunu düşündü. Bu durumda İsrail'in mukabelesi acımasızca olacak ve sivil tesisler de dahil Lübnan altyapısını hedef alacaktır. Çünkü İsrailliler, Hizbullah eşittir Lübnan diye düşünüp aralarında fark görmüyorlar. Lübnan savunma bakanlığını, cumhurbaşkanlığı sarayını, elektriği, telefonları ve merkez bankasını vuracaklarını söyleyebilirim. İsraillilerin planı bu; çünkü gizli kanallardan defalarca bu mesajı bize ilettiler.”
 
Netanyahu aleyhine yürütülen soruşturmalar
 
Bölgesel siyasi gerilimin yanısıra yeni bir çatışmanın patlak vermesi için başka bir dizi katalizör de devrede: İsrail ve Lübnan arasında Akdeniz'in derin sularındaki petrol rezervlerini tekellerine alma arzusuyla yaşanan deniz sınırı ihtilafı, İsrail'in sınıra duvar inşa etmesi üzerinden yaşanan anlaşmazlık ve neredeyse her gün Lübnan hava sahasını ihlal etmesi.
 
Ayrıca dört yolsuzluk soruşturmasıyla kuşatılmış gibi görülen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ülkesi içinde iyice baskı altında. Acaba dikkatleri dağıtmak için yeni bir çatışma elzem hale gelebilir mi?
 
İşte bu noktada hem Hizbullah'ın tugay komutanı hem de Lübnanlı emekli general hemfikir. (…)
 
Yükselen söylem
 
İsrail hükümeti ve askeri yetkililer Lübnan'a ve Hizbullah'a tehditler savurmaya meyyal. Acaba bu salt bir psikolojik harekât mı, yoksa tehditler gerçek mi?
 
Ekim ayında İsrail Eğitim Bakanı Naftali Bennett, Hizbullah'la bir sonraki savaşlarında hedef olarak Lübnan devletinin kurumlarını ayırmayacaklarını belirtti. Haaretz'in yaptığı bir alıntıda Bennett şöyle diyordu: “Eğer ki Hizbullah Lübnan hükümetinin bir parçasıysa ve toprakları üzerinde binlerce füzeye ev sahipliği yapıyorsa bu durumda Lübnan oyunun bir parçasıdır. Altyapısı, uluslararası havalimanı ve hükümet binaları, hepsi oyunun içinde. Hedef olmayı istemiyorsanız (…) Hizbullah denen şeyi dağıtın gitsin.”
UNIFIL sözcüsü Andrea Tenenti ise söylem savaşı kızışsa da bunun sadece kelimelerden ibaret olduğuna inanıyor: “Bence şu an söylemler kızışıyor ama söylem ile gerçeklik arasında büyük bir fark var. Çünkü sahada taraflarla konuştuğunuzda kimsenin statükoyu değiştirmek istemediğini görüyorsunuz”.
 
(…)
 
İran nüfuzu
 
Tannous'a göre “bütün oyunu kazanan” İran.
 
(…)
 
[Z.T.K. 1976'da Lübnan topraklarına girip 29 yıl kalan] Suriyeli işgalcileri eleştirdiği için, dönemin Lübnan fiilî valisi konumundaki Suriyeli General Gazi Kenan tarafından dolaylı şekilde erken emekli olmaya zorlanan Tannousi, ülkesinin İran kisvesi altında yeni bir dış işgale uğramasından rahatsız. [Z.T.K. Gazi Kenan, 19 yıl boyunca Şam'ın Lübnan'daki askeri istihbarat şefi olarak görev yapmış ve en son Suriye'de içişleri bakanıyken -Lübnan'da yaşanan Refik Hariri suikastı nedeniyle Şam yönetiminin hedef tahtasına oturtulması üzerine- güya intihar eden tümgeneraldir. Bir zamanlar Lübnan'dan sorumlu en etkili isimdi.]
 
Diyor ki, bir zamanlar “İranlıların buralarda olacağı söylense asla ve kata inanamazdım. Bir kere onlar Arap değiller. Ayrıca sınır komşumuz da değiller. Sünniliğe karşı Şiilik oyunun oynadılar. Bunun Lübnan'da yaşanacağını aklımdan bile geçiremezdim.”
 
Hizbullah'ın tugay komutanına göre İran'ın desteği kutlanması gereken bir şey. “Hizbullah geçmişteki gibi küçük ve yerel bir milis grubu değil, artık uluslararası bir örgüt. Bahreyn, Irak, Yemen, kısaca her yerde.”
 
(…)
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar