64647-cats.jpg

İran-İsrail savaşı… Savaş ihtimalleri ve misilleme seçenekleri

Ortamın kızışması sahanın iyice ısınması, Tahran'ı en azından uzak durmaya çalıştığı savaş ihtimaline doğru itiyor. İsrail ise siyasi, bölgesel ve uluslararası çevreleri seferber etmek için çaba sarf ediyor. İran, cevap için gerekli askeri yeteneğe fazlasıyla sahiptir. Fakat bugün, önceliği Suriye'dir. Ancak bu durum, yanıt vermeyeceği anlamına gelmiyor.

3 Mayıs 2018 Perşembe

İNTİZAR - İsrail'in Suriye'de İran askeri üssünü doğrudan hedef alması, İsrail – İran savaşı hakkında pek çok soruya kapı açtı. İşgal altındaki Filistin topraklarının Kuzey bölgesinde Suriye ve İran ile İsrail arasında bir savaşın patlak vermesi olasılığı, fırsatların ne şekilde olgunlaşacağı ve savaşın zamanı ile sınırlarının ne olacağı bu soruların başında yer alıyor.

Ortam kızışıyor

Suriye topraklarında, siyasi arenasında ve meydanlarda seçenekler, İsrail'e karşı verilen bir cevabın olmaması, savaş tehdidi ve savaşı durdurmak arasında gidip geliyor. Ne var ki, ortamın kızışması sahanın iyice ısınması, Tahran'ı en azından uzak durmaya çalıştığı savaş ihtimaline doğru itiyor. İsrail ise siyasi, bölgesel ve uluslararası çevreleri seferber etmek için çaba sarf ediyor.

İranlı bir yetkili ve askeri güvenlik stratejisi uzmanının “er-Risale” haber sitesine yaptıkları açıklamada, savaşın sınırlarını çizen İran'ın cevabının, zamansal ve mekânsal boyutu ile temposunu kontrol eden askeri kuralların, çatışma seçeneğinin başlaması konusunda hemfikir olduğu, ancak bunun henüz zamanının gelmediği açıklamasında bulundular.

İran Parlamentosunda milletvekili, eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın yardımcısı ve Filistin Halkını Savunma Derneği Genel Sekreteri olan Mucteba Rahmandost, İsrail ile askeri bir çatışmaya girme olasılığını doğrularken, İsrail'in doğrudan doğruya İran'ın derinliklerini vurması ihtimalini uzak gördü.

Rahmandost, er-Risale'ye verdiği demeçte şu sözleri kullandı: “Savaş olasılığı var. Siyonist varlık, İran'ın bölgedeki gücünün farkında olmasına rağmen, çılgın eylemler peşinde. Buna karşın Tahran ise, Siyonist varlığın eyleminin, Gazze'de dönüş yürüyüşlerinde yaşanan olaylara karşı uluslararası baskıdan kaçınma girişimi olduğunun farkındadır. Onlar şartları değiştirmek istiyor, ancak biz buna izin vermeyeceğiz.”

Rahmandost şöyle devam etti: ”Bununla birlikte, İsrail oyununa devam ederse, bizim de ancak doğru zaman ve yerde olmak üzere saldırılara cevap verecek programlarımız vardır.”

İsrail'in Tahran'ı doğrudan vurması olasılığı hakkında yöneltilen bir soruya cevap veren Filistin Halkını Savunma Derneği Genel Sekreteri, şu ifadelere yer verdi: “Bu olasılığı hâlihazırda uzak görüyoruz. İsrail'in saldırılarının Suriye'nin bazı bölgeleri ile sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Ancak genel olarak, bu saldırıların tekrarı ve cevap alamaması, İsrail'i ülkenin derinliklerini vurmaya cesaret etmeye götürebilir. Bize kalırsa bu, İran İslam Cumhuriyeti'nin asla kabul etmeyeceği bir durumdur ve bunun karşısında sessiz durmayacaktır .”

Misilleme seçenekleri

Güvenlik Stratejisi Uzmanı Emin Hatit, İsrail'in Suriye'de İran üssünü doğrudan vurmasının, Tahran'ın önüne iki seçenek sunduğunu vurguladı: “Bu seçeneklerden ilki İran'ın, Washington'un da katıldığı açık savaşa vereceği doğrudan cevabıdır. Bu, İsrail savunmasını oldukça zorlayacaktır.”

Hatit'e göre ikinci seçenek ise, Tahran'ın cevaptan kaçınması. Dolayısıyla, İsrail dilediği vakitte Suriye hava sahasına girebilmesine imkanı sağlayan yeni angajman kurallarını dayatmak konusunda başarılı olmuş olacak.

Emin Hatit, bu noktada İran'ın cevabının, bir takım temel askeri kuralla bağlı olduğuna olduğuna işaret etti: “Taraflardan ilki, kendi oluşturduğu bir alanda harekete geçmeli ve düşman tarafından oluşturulan bir alanda cevap vermekten kaçınmalıdır.”

Hatit, er-Risale'ye verdiği demeçte sözlerine şunları ekledi: “Burada İran'ın cevabını kontrol eden diğer askeri kural, çatışmada tarafların amacına hizmet etmek için belirlenen önceliklere bağlı kalması gerekiyor.”

Lübnanlı emekli General ve siyaset uzmanı Doktor Emin Hatit şöyle devam etti: “İran, cevap için gerekli askeri yeteneğe fazlasıyla sahiptir. Fakat bugün, önceliği Suriye'dir. Ancak bu durum, yanıt vermeyeceği anlamına gelmiyor, aksine Suriye'yi korumak öncelikleri listesinde yer alıyor.”

Hatit'e göre Operasyonun zamanı ve sınırları, İran'a göre herhangi bir kara ya da zamanla sınırlı değildir. Tüm seçenekler ve yönelimler, değerlendirilebilir.

Lübnanlı uzman, savaşın patlak verme şansını, İsrail'in, Arapları ve Batılı ülkeleri savaşa katılmak için harekete geçirme yeteneği ile bağlantılandırdı: “Bu, İsrail'in tek başına cesaret edemeyeceği bir operasyondur. Washington önderliğindeki Batı ve Suudi önderliğindeki Araplardan oluşan iki unsurdan birine muhakkak ihtiyaç duyacaktır. İsrail, bu hareket için uygun bir ortamın olgunlaşmasını bekliyor. Ne var ki şartlar tam olarak uygun değil, bu bizim için savaşa girme fırsatından uzaklaştırıyor.”

Hatit, İsrail'in saldırıları ile üç hedefi gerçekleştirmeyi amaçladığını söyledi: “İran'ı, Filistin davasından uzaklaştırmak, İran'ın desteklediği Direnişi silahsızlandırmak ve davanın tasfiyesi önünde geniş bir alan açmak.”

Mahmud Haniye
Kaynak: er-Risale
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar