1427-90e673b2bfee169a301a9e9835c0aa19_282.jpg

İsrail’in kışkırtmalarına karşı verilecek cevap kapıda mı?

İsrail’in saldırılardaki amacı, İsrail’in derinliklerine saldırı düzenlemeleri için Suriye ile İran’ı Netanyahu’nun istediği bir zamanlamada savaşa sürüklemektir. Bu durum, İsrail'in bu saldırılarına verilecek cevabın kapıda olduğunu gösteriyor. İsrail'in bu utanç verici saldırılarından usanan Rus müttefik ile eşgüdümlü olarak gerçekleşecek bir gelişme ile her an karşı karşıya kalabiliriz.

7 Temmuz 2019 Pazar

İNTİZAR - Dünya medyası, Hürmüz Boğazı'nın hava sahasında uçuş yapan Amerikan casusluk uçağının İran Hava Savunması tarafından düşürülmesinin ardından, İran ile ABD arasında tırmanan gerginliği takip ederken, İsrail uçakları geçtiğimiz Pazar gecesi Suriye'de füze saldırıları düzenledi. Şam kırsalı ile Humus'ta bulunan askeri ve sivil bölgelerin hedeflendiği saldırılarda, aralarında çocuklar ve sivillerin de bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetti.

 

İsrail uçakları, Suriye hava sahasına yaklaşamadı. Suriye Hava Savunmasının S-200 füze sistemleriyle düşürdüğü “F-16” uçağı gibi bu uçakları da düşürmesinden çekinen Siyonistler, Lübnan hava sahası üzerinden Suriye'ye yedi adet füze fırlattı.

 

Bu saldırılar, Rus müttefikleri zor durumda bırakacak gibi görünüyor. Çünkü bu saldırı, Rusya, Amerika ve İsrail'in Güvenlik Danışmanlarının, “İran'ın Suriye'deki varlığı” hakkında Kudüs'te düzenlediği üçlü toplantının üzerinden bir hafta geçmeden gerçekleşti.  

 

Gelen ilk bilgiler, bahsi geçen toplantıda ülkesini temsil eden Rus Güvenlik Danışmanı Nikolai Patrushev'in, şu sözleri ile doğrulandı: “İran, Moskova'nın ortağı ve müttefikidir. İran'ın imajının karalanması ve bölge için ciddi bir tehlike olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Çünkü terörle savaşa aktif bir şekilde katılıyor.” Bu açık mesaj Rus liderliğinin, üçlü toplantıdaki mevkidaşları ile İran güçlerini Suriye'den çıkarmak için uzlaşmadığını gösteriyor. Rus lider Valdemir Putin tarafından önerilen ve Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımı ile Suriye hakkında düzenlenen üçlü toplantı da, Kudüs toplantısına karşı güçlü bir cevap ve karşı çıkma olarak görülüyor.       

*****

Suriye Hava Savunmasının, İsrail'in son saldırılarına karşı elinde bulunan Rus yapımı “S-300” sistemlerini kullanmadığı dikkat çekti. Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa yakınlarına düşen Suriye füzesinin parçasının incelenmesi sonucu ortaya çıkan verilere göre, İsrail'in saldırılarına karşı koymak için “S-200” sistemleri kullanıldı. Bu durum, Rus liderliğinin hala İsrail'in saldırılarına karşı Suriye'nin savunma sistemlerinin modern versiyonunu kullanmasını engelleyen vetosunu dayattığı anlamına geliyor.

 

İsrail'in tekrarlanan saldırılarına karşı koymak için Suriye liderliği tarafından bu tarz füzelerin kullanımını konusunda, Rusya'nın nasıl bir kısıtlama getirdiğini bilmiyoruz. Tüm bildiğimiz, bu füzelerin İsrail'in Lazkiye yakınlarında Rusya tarafından işletilen Humeymim Hava Üssü yakınlarını hedeflediği Suriye saldırılarına cevap olarak, bu sistemlerin müttefik Suriye'ye teslim edildiğidir.

 

Burada akıllara bazı sorular takılmaktadır: İsrail kışkırtıcı saldırılarını arttırırken, Rus liderliği ne zamana kadar bu kısıtlamaları uygulamaya devam edecek? Bu durum gözlemciler tarafından, Suriye Hava Savunmasının bu tarz gelişmiş füze sistemlerini kullanmasına izin verilmemesinin, İsrail'in bu saldırılarına bir çeşit üstü kapalı rıza göstermek ya da en azından engel olmamak şeklinde yorumlanıyor.  

 

İsrail uçaklarının, Suriye'deki hedeflere füze fırlatmak için Lübnan'ın hava sahasını kullanması artık tolere edilemez. Bu uçakların Lübnan hava sahasını kullanarak Suriye'deki hedefleri vurmasını durdurmak için, Suriye'ye yeşil ışık yakılmalıdır. Bu noktada, “S-300” füzelerinin 300 km uzaklıktan hedefini vurabildiğini hatırlatmak gerekiyor. Zira bu mesafe Lübnan hava sahasından çok daha uzaktır.

 

İsrail'in bu saldırılardaki amacı, İsrail'in derinliklerine saldırı düzenlemeleri için Suriye ile İran'ı kışkırtmak ve Netanyahu'nun istediği bir zamanlamada bu iki ülkeyi savaşa sürüklemektir. Bu şekilde dünyaya iki ülkenin bölgedeki savaşın fitilini ateşleyen ve sorumlusu olan taraflar olduğunu göstermek amaçlanıyor.

 

Bu durum, İsrail'in bu saldırılarına verilecek cevabın kapıda olduğunu gösteriyor. İsrail'in bu utanç verici saldırılarından usanan Rus müttefik ile eşgüdümlü olarak gerçekleşecek bir gelişme ile her an karşı karşıya kalabiliriz.

 

İran cephesini sessiz kalmakla suçlamaya çalışanların, İsrail'in Suriye'deki İran güçlerine düzenlediği saldırılarının İranlılar tarafından yutulduğu ve cevap vermekten kaçındığı yönündeki değerlendirmesi bu kişilerin yanlış hesaplarının boyutunu gösteriyor. Zira İran, Hürmüz Boğazı üzerindeki hava sahasını ihlal eden uçaklarını hiç tereddüt etmeden düşürerek, süper güç olarak görülen ABD'ye ve İsrail'e gerekli cevabı vermiştir.

 

Sızdırılan çok sayıda habere göre, Amerika'nın İran'a karşı düzenleyeceği misilleme saldırısına müdahale ederek son anda durduran kişi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahudur. Çünkü Siyonist Başbakan İran'ın ve müttefiklerinin buna binlerce füze ile vereceği cevaptan korkuyor. İran tarafından verilecek cevap, tüm öngörülerin aksine keskin ve sürprizlerle dolu olacaktır. Suriye'nin de İsrail'e vereceği cevap daha güçlü olmasa bile aynı şekilde olacaktır. Bu, bir zamanlama meselesidir. İran'ın cevabı tüm karalayıcı ve suçlayıcıları dilsiz bıraktığı zaman, Suriye'nin cevabının da aynı şekilde olacağını umuyoruz.

 

Üstelik Amerika liderliğindeki 70 ülkenin oluşturduğu koalisyonun savaşı karşısında sekiz sene boyunca dayanan ve ülke topraklarının çoğunluğunu kontrol altına almayı başaran bir eksen, özellikle de tüm cephelerde denklemler Direniş Ekseni lehine doğru hızla ilerlerken, İsrail'in bu kışkırtmalarına da gerekli cevabı elbette verecektir.

Abdulbari Atvan
Kaynak: Raialyoum
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar