idlibte-alcak-saldiri-tur-344_2-41.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Askerin ölmesini değil yaşamasını, ülkenin kaybetmesini değil bağımsızlığını istiyoruz

Askerin ölmesini değil yaşamasını, ülkenin kaybetmesini değil bağımsızlığını istiyoruz

Kışkırtıcıların ilk önce yurt dışındaki para, mal varlığı ve menkullerini ülkeye getirmelerini istiyoruz. Amerika ve İsrail'e hizmet etme adına, gariban analarının kınalı kuzularının feda edilmemesi ve buna itiraz edilmesini dile getirmeye çalışıyoruz. Askerin ölmesini değil yaşamasını ülkenin kaybetmesini değil bağımsızlığını talep ediyoruz…!

11 Şubat 2020 Salı

İNTİZAR - AKP trollerinin AKP'ye İstanbul seçimini kaybettirdiği ve gelecekte yapılacak genel seçimleri de daha şimdiden kaybettireceği bir gerçekliktir.

AKP'nin kaybı ile ülkenin kaybının aynı olmadığı gerçeğini idrak etme adına,

Amerika ve İsrail trollerinin de yani "İslamcı/NATO'cu" “mücoların” Türkiye'ye kaybettirmelerine müsaade etmeyin…!

Masa başında;

Washington, Londra, Tel-Aviv'den gelen direktiflerle ülkenin bekası adı altında ülkeyi uçuruma sürükleyenlere fırsat vermeyin…!

Yazılarına twitlerine paylaşımlarına hâk çerçevesi dâhilinde itiraz edin.

Vatan, din, bayrak gibi kavramları ticari bir meta gibi kullanmalarına "artık yeter" deyin, müşterileri olmaktan vazgeçin...!

 

Eskiden FETÖ'nün sözcüleri olan ve şimdi insanları FETÖ'cü olmakla suçlayanların,

Ülkeyi Suriye ile savaşa sokmalarına, ülkeyi dizayn etmelerine en yüksek sesle itiraz edin…!

Bir şeyi şartsız desteklemek ve oyuna gelmek hastalığından basiret ve feraset aşılayan kliniklere müracaat edin…!

 

Yazın kavurucu sıcağında soğuk limonata satar gibi din satan, dinden geçimini sağlayan "İSLAMCI",

Kendisi gibi düşünmeyen herkesi kâfir ilan eden Vahhabi kırması robot, merhametsiz "HARICI",

Benimde dedem hacı, ninem başı örtülü deyip Müslüman edebiyatıyla "IRKÇI/FAŞİST",

Eskiden üç kişilik bir sohbet halkasında “Asr” süresiyle başlayıp hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin şimdi "FETİH SURESINI" okumalarına aldanmayın…!

Gaza gelmeyin…!

 

Şimdi “niçin bunları söylüyorsunuz” sorusuna cevap olarak “İDLİB'te gelişen olaylar için elbette" diyorum.

 

Şimdi birleri çıkıp hay sizi gidi hainler sizi diye saldıracağından da eminim..

Elbette vatan savunması kutsal ve bunun için ölenler değerlidir. Ama İdlib meselesinin Vatan savunması ile ilgili olduğunu düşünmemizi gerektiren tek bir doneyi bulamıyorum ki, yanlış Suriye politikasından derhal vaz geçilmesi gerekirken, daha fazla ana kuzularının ölmesini mi savunalım?!

Masa başında Türkiye ve Suriye'nin savaşını kızıştırmaya çalışanlar gibi,

Bir Türk dünyaya bedeldir,

Ne Mutlu türküm diyene,

Türkiye Şam'ı haritadan silmeli,

Türk boyun eğmez,

İDLİB 82 Şam 83 Halep 84...,

İDLİB düşerse İstanbul düşer,

Türk ordusu bunu kabul etmez,

Asker teyakkuzda,

Savaşa ant içmiş millet,

Bu millet savaşmaya hazır deyip,

Askere gitmeyen, lüks saraylarda oturan, maaşını dolar bazından alan, yurt dışı bankalarda hesap açtıran, dünyada cennet hayatını yaşayanlar gibi mi olalım?!

Bizler olası bir savaşta Amerika, İsrail, İngiltere'ye kaçıp orada yaşamına devam edeceklerle aynı şartlara mı sahibiz?!

 

Gelin BOP'çu/NATO'cu/Amerikancı/İsrailci gibi değil, hoşumuza gitmese de hakkı ve Müslümanların hayrına olacak sözleri esirgemeyip,

Ölen ana kuzularının ardından rahmet okunması değil aksine yaşamak istediklerini,

BOP macerası uğruna ölümlerin yaşandığı durumlarda milletin başının sağ olamayacağını,

Suriye'den çıkılmaması durumunda her gün yeni ölüm haberlerinin geleceğini,

Böyle devam etmesi halinde her dakika başı taziye mesajlarının yazılacağını,

Oradaki teröristlere kalkan olmaktan vazgeçilmesi gerektiğini,

Savaşın bu yoksul halklara felaket getireceğini,

Bizim olmayan bir toprağı fethe girişmekten vazgeçmemiz gerektiğini,

Bu ülke insanının barış ve huzuru istediğini,

Bu akıl tutulması sonucu daha fazla evlâlarımızın ölmemeleri gerektiğini,

Susmakla akıtılan bu kana ortak olduğumuzu dile getirmeli,

Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana isek bu ölümlerin nedenlerini sorgulamak gerektiğini,

Ülkenin parsel parsel satılan topraklarına itiraz etmek varken, bize ait olmayan ülkede can vermenin doğru bir politika olamayacağını,

Halk hayat pahalılığından, işsizlikten inim inim inlerken, vatandaş kendini yakacak duruma gelmişken, hala bize neyin umudunu aşıladıklarını,

Ülkenin düşürülmüş olduğu bu bataklıktaki çırpınışlarını izlemeyi degil,

Suriye gerçeklerinin ortaya koyulmasını…!

Ve en önemlisi de,

Amerika ve İsrail'e hizmet etme adına, gariban analarının kınalı kuzularının feda edilmemesi ve buna itiraz edilmesini dile getirmeye çalışıyoruz.

Müslümana yakışan Müslümanın hakkına riayet etmektir.

Kışkırtıcıların ilk önce yurt dışındaki para, mal varlığı ve menkullerini ülkeye getirmelerini istiyoruz.

 

Askerin ölmesini değil yaşamasını ülkenin kaybetmesini değil bağımsızlığını talep ediyoruz…!

 

Bahir Aydın

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar