IRAN..jpg

Amerikan stratejisi ve Direniş Ekseni ile çatışması

Süleymani ve Ebu Mühendis suikastı, Pompeo'nun ifadesiyle Trump yönetiminin Neo-muhafazakârlarının tezgâhı ile gerçekleşti. Amerika'nın Kasım Süleymani ve Mehdi El-Mühendis suikastıyla yaptığı tırmandırma, Trump'ın “gidişatı değiştirerek” İran'a boyun eğdirmek için girdiği baskı savaşının başarısızlığını telafi etmek için askeri savaşa girme durumuna karşı Amerika'nın strateji arayışıydı.

14 Şubat 2020 Cuma

İNİTİZAR - Amerika'nın Kasım Süleymani ve Mehdi El-Mühendis suikastıyla yaptığı tırmandırma, Trump'ın “gidişatı değiştirerek” İran'a boyun eğdirmek için girdiği baskı savaşının başarısızlığını telafi etmek için askeri savaşa girme durumuna karşı Amerika'nın strateji arayışıydı. Buna karşın, İran'ın Amerikan tırmandırmasına misliyle cevap vermesi ve bölgedeki Amerikan stratejisi ile birlikte savaşın etkileriyle, Direniş Ekseni'nin Amerikan ordusunu bölgeden çıkarma çalışmalarını hızlandırdı.

Bu suikast, Donald Trump'ın İran ve bölgeye karşı stratejisinde savaşa doğru evrilen bir değişim göstermiyor. Trump strateji mekanizmaları anlamında bir stratejiye sahip değildir. Ya da en azından tutarlı bir vizyonu ve dış politikası yoktur. Ancak hareketleri ve dalgalanmaları okunduğunda sabit kurallarını çıkarmak mümkündür: Beyaz ırkın üstünlüğüne olan evanjelist inancı, mutlak başarının değerine odaklanmıştır. İş anlaşmaları, ticari ve siyasi başarılara dayanan basit bir ölçüt statü ve etkinin tanımı ve güç ile zenginliğin sembolüdür.

Ancak, beyaz ırk efsanesine olan inancı Trump'ı Tevrat İsrail'ini kutsallaştırmaya yönlendiriyor ve petrol zenginliğinden dolayı haraç vermeyi ve boyun eğmeyi reddeden İran'a karşı içgüdüsel bir düşmanlığa itiyor. Bu durum, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden aldığı petrol haracı karşılığında Amerika'yı prestij hizmeti satmaya götürüyor. Ayrıca Haseke kırsalı ve Deyrezzor'da Suriye petrol kuyularını işgal eden ABD, New York hesabındaki 35 milyar dolar değerindeki Irak petrol gelirini kontrol ediyor.

Suikast mühendisi Pompeo ve İran'a karşı nefreti

Süleymani ve Ebu Mühendis suikastı, Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo'nun ifadesiyle Trump yönetiminin Neo-muhafazakârlarının tezgâhı ile gerçekleşti. Pompeo, Trump'ın kampanyasını yöneten ve yeni muhafazakârların kutbu olan yakın dostu Steve Bannon'un açıklamasına göre, suikast kararının mühendisi Ulusal Güvenlik Meclisini kontrol ediyor. Bundan dolayı Savunma Bakanı Mike Esper ve Pompeo'nun öğrencilerinden Ulusal Güvenlik Danışmanı olan David Schenker ve ayrıca baskıcı yönetimden istihbarat teşkilatı başkanı Gina Haspel'ın katkısıyla gerçekleşti.

BBC New York muhabiri Suzanne Kianpour, 1982-19896 yılları arasında Almanya'daki ABD Harp Okulu'na katıldığı günden beri İran'a karşı kin kusan Pompeo'nun karakterini ele alan bir analiz haber hazırladı. Analizde, Beyrut'taki Amerikan Büyükelçiliğinin bombalanması ve Ortadoğu istihbarat subayları da dâhil 241 Amerikan askerinin öldürülmesinin ardından bu nefretin Pompeo için saplantı haline geldiği öne çıkıyor. 2016 yılına kadar kongreye katıldığı sıralarda, George W. Bush yönetimindeki Neo-muhafazakârlar ile yakın bağlantısı sayesinde bu saplantı derinleşti. 2012 yılında Bingazi'deki Amerikan Konsolosluğuna düzenlenen saldırı sonucu Amerikan Büyükelçisi Cristopher Steningens öldürüldüğündeyse, Pompeo Mossad'ın etkisiyle bu saldırının arkasında İran ve Şehid Kasım Süleymani olduğunu düşündü. Pompeo saldırıya geçmek için gecikmedi. 2016 yılında parlamento seçimlerini gözlemleme bahanesiyle Tahran'ı ziyaret etmek için Cumhuriyetçi kongre üyelerinden bir heyet topladı. Burada nükleer tesisleri ziyaret etmek ve balistik füze programını başlatmak istedi.

“Neo-muhafazakâr” stratejisinden geriye kalan

Yeni bir dünya ve büyük Ortadoğu'yu kurmak için “Neo-muhafazakârlar” stratejisinin savaş yönü, Napolyon Bonaprart'ın askerler ve tüccarlar arasındaki bağlantıyı açıkladığı eski Avrupa sömürüsüne dayanıyor. Amerika'da savaş yönü , “politikalarda analiz bilimi” kuran ardından Vietnam ve İran'daki “dünya polisi” stratejisini onaylayan Robert McNamara'ya (1916-2009) uzanıyor. Ancak bu savaş yönü, Savunma Bakanlığındaki McNamara'nın açıkladığının bir parçasıdır. Bu strateji “Wiz Kinds” grubu ile “Ford” şirketinin başkanlığı ve sonra Dünya Bankası Başkanlığı sırasında “ekonomik reform” adı altında tamamlanmıştır. Bu miras üzerine “Neo-muhafazakarlık” yoğunlaşmıştır. Ancak stratejik teorilerinde “kültür özgürlüğü kongresi” olarak bilinen evanjelizme dayanıyordu. Amerika ve Batı Avrupa'daki düşünür ve yazarların çoğunu ve Doğu Avrupa'dan ayrılanların çoğunu, Amerikan istihbaratının gizli desteğiyle bir araya getirdiler ve bu “evanjelizm” ortak teorik temelleri oluşturdu.

Bölgedeki Amerikan varlığı askerler ve üslerle sınırlı değildir

Uluslararası sisteme egemen olan Amerikan modeli, Trump'ın asker yerine “güvenlik görevlisi” ile değiştirdiği ancak evanjelizm ve tüccarlar yoluyla kontrol edilen bir sistemdir. Neo-muhafazakârların yeni uluslararası sitemin deneme tahtası haline getirdiği Irak, askeri saldırı ile yıkılmış ancak “siyasi süreç ve yeni anayasa” adı altında “demokrasiye geçiş” ülkenin rolünü ortadan kaldırarak parçalamıştır. Tüccar, Paul Primer tarafından kurulan esnaf ve aile üretimi, iş imkânı, gıda ve sosyal güvenlik üretiminin dinamosu olan tarım ve üretimi harap etmeye dayanan büyük yolsuzluk sistemi kuruldu.

Irak'ın yok edilmesi modeli, Arap toplumlarında ve daha da ötesinde kökleşmiş yapısal krizlerin en belirgin resmidir. Yok edip parçalama mekanizması Amerikan modeline göre doğrudan Amerikan askeri müdahalesine gerek kalmadan kendi başına yürüyor. İkisi de yerel güçler, toplumlar, muhalefetler, uzmanlar, teknokratlar ve bu modeli savunan diğer yöntemler aracılığıyla, siyasi ve ekonomik ve toplumsal sistemlerde yerel sonuçları düzeltmek için bölgeyi doldururlar. Arap ülkelerinin hareketlerinde, dışlanma, uygarlık, yaşam koşullarına dair krizler nedeniyle gördüklerimiz, Amerika'nın siyasi ve ekonomik modelini tesis etmek isteyenler tarafından kullanılıyor.

Tunus'tan Cezayir'e, Irak'a ve Lübnan'a kadar toplumlar devletin çöküşü ve rolünün ortadan kaldırılmasına neden olan yöntem ve politikalara dokunmaktan ve dolayısıyla yıkımı ve çöküşü durdurmak için alternatif politikalar araştırmaktan yoksundur. Belki de çöküşü durdurma isteğinin karşısındaki en büyük duvar, tüm ülkelerin yıkım ve çöküşten tek başına çıkarak bölgesel eksenden ayrılabileceğine dair Amerika'nın içi boş ve asılsız yöntemleridir.

Eğer alternatif bir model projesinde Amerikan modelinden kurtulamamışsa, hiçbir Arap ülkesi kontrol ve bağımlılık mekanizmalarını kırmak için bölgesel eksenlere dâhil olmadan yıkım ve çöküşü durdurmak mümkün değildir.

Kasım İzzeddin
Kaynak: El-Akhbar
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar