alptekin-dursunoglu-tutuklandi-695007-5.jpg

Alptekin Dursunoğlu kimdir?

1 Mart günü “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ve aşağılama” suçlamasıyla tutuklanmış, 3 günde iddianamenin hazırlandığı, kabul edildiği ve duruşma gününün belirlendiği ortaya çıkmıştır. Gazeteci Alptekin Dursunoğlu'nun duruşma zamanı 16 Mart 2020 günü saat 09.45 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla Alptekin Dursunoğlu'nun kim olduğu sorusu ister istemez akla gelen ilk sorudur.

7 Mart 2020 Cumartesi
İNTİZAR - Yakın Doğu Haber Sitesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci ve Yazar Alptekin Dursunoğlu, 28 Şubat tarihinde Twitter'dan yaptığı paylaşım gerekçe gösterilerek bir gün sonra gözaltına alınmış, 1 Mart tarihinde de “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ve aşağılama” suçlamasıyla tutuklanmış,
 
3 gün içerisinde iddianamenin hazırlandığı, kabul edildiği ve duruşma gününün belirlendiği ortaya çıkmıştır. 
 
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Alptekin Dursunoğlu'nun duruşma zamanını 16 Mart 2020 günü saat 09.45 olarak belirlemiştir.
 
Dolayısıyla Alptekin Dursunoğlu'nun kim olduğu sorusu ister istemez akla gelen ilk sorudur.
 
Vicdan namına eser kalmadığı, doğru olanı yazmanın cezalandırıldığı, Hakkı söylemenin yasaklandığı, talimatlarla konuşulduğu, emirlerle yazılıp çizildiği, soytarılığın prim yaptığı, İnananların putperestleştiği, mağdur ve mazlumların kurban edildiği, ülkenin felakete sürüklendiği, herkes ve herşeyin bir kişiye feda edildiği, yanlışların doğru diye empoze edildiği, aykırı düşüncelerin imha edildiği...
 
İnsani ve İslami değerlerin ayaklar altına alındığı, stratejik kamu kurum ve kuruluşların NATO'cu, Amerikancı, İsrailci, zümrelerce kuşatıldığı, "zulüm bizdense ben susmalıyım" inancının hakim kılınmaya çalışıldığı, "bizden olsun çamurdan olsun" mantığının hafızalara kazındığı, kırmızı çizgilerin unutturulmaya çalışıldığı, itaatten başka bir yolun olmadığı algısının pohpohlandığı, herkesin itaate veya susturulmaya çalışıldığı böyle karanlık bir dönemde... 
 
Daha açık bir ifadeyle özetleyecek olursak,
Hak, hukuk, adalet, eşitlik, insan hak ve hürriyetleri, fikir ve düşünce özgürlüğü gibi söylemlerle,
 
Dünün "Firavun ve Nemrutlarının yakalarına yapışacağız, hesabını soracağız" vaadiyle iktidara gelen 28 Şubat mağdurlarının (!) ve zulme uğramışların (!) iktidarda olduğu bu dönemde...
 
Kalemini dünya menfaati uğruna satmayan...!
 
Kendi dünyasını cennete çevirmek adına, başkalarının hayatlarını cehenneme çevirmeyen...!
 
Ülkenin bağımsızlığı ve selameti adına, baskı ve tahakküm merkezlerinin oklarını üzerine çekme ve cehennemi yaşama pahasına, elindeki tek güç olan kalemi ile direnen...!
 
Adalet deyip zulmedenlerle ortak olmayı reddeden...!
 
Konjonktür ne olursa olsun kalemini Hak'tan ve adaletten yana kullanan...!
 
Zulmedenlere karşıyım deyip bir kısım zalimlere karşı gelmemeyi zulüm olarak bilen ve inanan...!
 
Mazlumun dini sorulmaz deyip mazlumun inanç ve ırkını sorma hastalığına yakalanmayan...!
 
Türkiye'nin Suriye'de yıpranmasını istemeyen...!
 
Haklarımı koruyayım derken, başkasının hak ve hukukunu çiğnemek bir kenara aksine koruyan ve gözeten...! 
 
Zulmün tüm renklerini eleştiren...! 
 
Zulme uğramışların rengini sorgulamayan...!
 
Sadece dünün değil günün zalimlerine de boyun eğmeyi reddedebilen...!
 
Her türlü fanatizmden kurtulmanın gerekliliğini idrak eden...!
 
Sipariş üzeri değil objektif yazmayı seçen...!
 
Suriye gündemiyle ilgili sahadaki olayları ve ilerde karşılaşacağımız durumları önceden okuyabilen...! 
 
Gelecek tüm iftiralara rağmen ülkeyi uyaran ve gerçekleri yazan...!
 
Kendisinde tonla renk barındımayan, rengi belli olan...!
 
Günlük din değiştiren trolleri, analistleri, düşünürleri, gazetecileri, yazarları bırak bir kenara,
 
"Müslümanın Müslümanla savaşını önledik" diyen bir Cumhurbaşkanı'nın,
 
"Bizim derdimiz Türkiye olarak bundan sonra Suriye'yi kimin yöneteceğini tespit etmek değildir" diyen Numan kurtulmuş'un,
 
"Moskova'daki Liderler Zirvesi'nde aklı selimin öne çıkması, sağduyu ve sorumlu siyaset anlayışının hakim olması memnuniyet vericidir" diye ifadeler kullanan Devlet Bahçeli'nin bugün söyledikleri bu sözleri,
 
Tam 10 yıldır her platformda söyleyen, yazan, dile getiren,
 
Basiret ve feraset ehli,
Gazteci,
Düşünür,
Analist,
Cevher,
Vatansever,
Hakkın sesi,
Kahraman,
Müslüman,
Muttaki,
Mümin bir bireydir Alptekin Dursunoğlu.
 
SİYO-EMPERYALLERİN ülkeye çektikleri operasyonlardan ülkenin halkını haberdar eden ender bir şahsiyet, gazteci ve araştırmacıdır Alptekin Dursunoğlu.
 
Türkiye ve bölge için "yararlı bir geri adım" olan Moskova'daki ateşkes kararını on yıl önce tespit eden bir Orta Doğu uzmanıdır Alptekin Dursunoğlu.
 
Kalemini hiç bir zaman intikam almak için kullananmayan,
Masum ve kendisi gibi düşünmeyen insanlara terörist iftirası atmayı asla düşünmeyen bir fikir insanıdır Alptekin Dursunoğlu.
 
SİYO-EMPERYAL zumrenin foyasını delilleriyle (yazdığı kitaplarla) ortaya çıkaran bir yazardır Alptekin Dursunoğlu.
 
Şimdi böyle bir değer ve şahsiyeti bırak 16 Mart tarihine kadar içeride tutmayı bir dakika bile içeride tutmak zulümdür. 
Değerlere ihanettir. 
Ahde vefasızlıktır. 
Aldatmaktır. 
Yanlışta ısrar etmektir.
Emperyalizme teslim olmaktır.
Siyonizme göz kırpmaktır. 
Ülkesini dert edinmişlere ülkesinden nefret ettirmektir. 
Dursunoğlu'nu düşman bilen Amerika, İsrail, Suud ve yerli işbirlikçilerini sevindirmektir.
 
Yapılan bu operasyon ve uygulama yanlıştır beyler. 
Ayarını bozacağınız bir kantar gün gelir sizi de tartar.
 
Tarih, 
Alptekin Dursunoğlu gibi bir sahsiyeti hapse atanları / atacakları affetmeyecektir.
 
Alptekin Dursunoğlu yalnız değildir.
 
Bahir Aydın
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar