43806-cats.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Koronavirüs ilk çıktığı ülkelerde gerilerken niçin Amerika’da hızla artışa geçti?

Koronavirüs ilk çıktığı ülkelerde gerilerken niçin Amerika’da hızla artışa geçti?

Amerika'nın bu krizden çok büyük bir yenilgi ile çıkacağı kuşku götürmez. Virüs süper güç olduğunu söyleyen ABD'nin maskesini düşürdü ve prestijini kırdı. Bu günlerde, virüsün Çin, İran ve Güney Kore gibi ülkelerde gerilerken niçin Amerika'da güçlü bir şekilde yayıldığına dair sorular gündeme taşınıyor.

1 Nisan 2020 Çarşamba

İNTİZAR - Koronavirüse yakalanan vatandaşlarının sayısı Çin, İtalya, İspanya ve Güney Kore'yi geçen ABD, salgının yeni merkezi haline geldi. Amerika'da gerçek enfekte hasta sayısının önümüzdeki günlerde 200 bine ve belki de daha sonra milyonlara ulaşması öngörülüyor.

Virüsün hızla yayılması, Başkan Donald Trump'ın ve hükumetinin son iki aydır kriz yönetimindeki başarısızlığının ardından halkın öfkesini bastırmak için piyasaya sürdüğü yalan haberleri iyice uçurdu. Başlangıçta salgının 12 Nisan'da yani 2 haftadan az süre içerisinde kontrol altına alınacağını ve hayatın normale döneceğini söyleyen ABD yönetimi, daha sonra bu tarih erteledi ve Haziran ayında Amerika'nın bu salgın meselesinin üzerini kapatacağına işaret edildi. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi bu çırpınış durumunu yansıtan bir çıkışta bulunarak ABD Başkanı Donald Trump'ı başarısızlık ve yalancılıkla suçladı.

***

Bu virüsün Amerika'da bu kadar hızlı yayılması, Donald Trump'ın ayrıntılarını gizlemeye çalıştığı bir komplo teorisini doğrulayabilir. Bu teoriye göre, virüsün ilk çıkışı Çin'in Vuhan kentindeki hayvan pazarından değil, ABD'nin Maryland eyaletinden çıktı. Orduya ait biyolojik silah laboratuvarlarının kapatıldığı ve bilim insanlarının tutuklandığı ya da gizlendiği Maryland eyaletinde, virüsün dışarıya sızarak kontrolden çıkması sonucu on binlerce kişi hayatını kaybetti.

İlk virüs vakaları, Çin'den birkaç ay önce Amerika, Kanada ve İtalya'da ortaya çıktı. Ne var ki Çin, bunu şeffaf bir şekilde duyurarak ilk alarm veren ülke oldu. Amerika ve Avrupa ülkeleri Çin'i şeffaf olmamakla ve bilgileri saklamakla suçladıysa da daha sonra yalanları ortaya çıktı.

Çin ise geçtiğimiz Ekim ayında Vuhan'a gelen Amerikalı askerleri, virüsü buraya getirmekle suçladı. Bu suçlama gün geçtikçe daha fazla güvenilirlik kazanıyor ve virüsün Amerikan yapımı olduğuna dair söylemleri haklı çıkarıyor. Ayrıca virüsün vahşi hayvanların eti ve meşhur yarasa çorbasından yayıldığına dair söylemlerin de gerçekleri örtbas etmek ve hedef şaşırtmak için ortaya atılan bir gaz bombası olduğu güçlü bir şekilde savunuluyor.

Bu günlerde, virüsün Çin, İran ve Güney Kore gibi ülkelerde gerilerken niçin Amerika'da güçlü bir şekilde yayıldığına dair sorular gündeme taşınıyor.

Bu sorunun yanıtı için birkaç olasılık vardır:

Birincisi, Amerikan yönetiminin bu virüsün topraklarında var olduğu biliyordu ancak bunu önemsemedi ve tehlikelerini öngöremedi.

İkincisi, ABD bu virüsün tehlikelerini biliyordu ve tedavi, serum ve vantilatör gibi tıbbi donanıma ve yeterliliğe sahip olmadığı ortaya çıkınca karmaşa durumunda boğuldu.

Üçüncüsü, ABD suçunu gizlemek, bakışları başka yöne çevirmek ve en büyük küresel rakibi olan Çin'in ekonomisinden vurmak için hastalığı Çin'e ihraç etti. Virüsün yayılmasından dolayı Çin'i sorumlu tuttu.

***

Amerika'nın bu krizden çok büyük bir yenilgi ile çıkacağı kuşku götürmez. Virüs süper güç olduğunu söyleyen ABD'nin maskesini düşürdü ve prestijini kırdı. ABD'nin İkinci Dünya Savaşından bu yana üstlendiği dünya liderliğini vuran virüs, liderlik bayrağını bu savaştan derin yaralarla çıkan, sömürülerini kaybeden ve iflasın eşiğine gelen ve Avrupa ülkelerinden aldı.

Buna karşın Çin, inkâr edilmesine rağmen bu liderliğe daha çok layık olduğunu kısa sürede kanıtladı ve küresel düzeyde girdiği genel ilişkiler politikası sayesinde, Amerika'nın uluslararası kredisinin büyük kısmını ezip geçmeyi başardı. Bu kapsamda Çin, tıbbi uzmanlarını ve araştırma ekiplerini görevlendirerek, İtalya, İspanya, Fansa ve İran gibi krizi felaket boyutunda yaşayan ülkelere yardım etti. Öte yandan ABD ise bu alanda hiçbir şey yapmadığı gibi, bencilliği ve kendini soyutlamasıyla dünyayı kışkırttı ve sınırlarını kapattı. Ayrıca salgınla savaşabilmeleri için İran, Venezüella, Küba, Çin, Rusya ve Kuzey Kore gibi 8 ülkeye karşı dayattığı yaptırımların kaldırılmasına yönelik tüm çağrıları reddetti. Bu durum “yaşlı” Avrupa ülkeleri ile arasındaki ihtilafları derinleştirecek ve NATO'nun parçalanmasına yol açacaktır.

Gelecek savaşların biyolojik sahada olabileceğini varsayacak olursak, virüsü rekor bir süre içerisinde kontrol altına almayı başaran Çin bu savaşla etkili ve yeterli bir şekilde başa çıkabileceğini kanıtlamış oldu. Krizi yüksek kabiliyetle yöneten Çin, dünyaya insani yüzünü de gösterdi.

Çin, Amerika'nın kendisine yönelttiği ticari savaşın tehlikelerini kısıtlarken, biyolojik felaketi de absorbe etti. Bundan dolayı bu salgının enkazından askeri ve ekonomik olarak güçlü bir şekilde çıkması muhtemeldir.

Abdulbari Atvan
Kaynak: Raialyorum
Çeviri: Merve Soydaş
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar