426646-1944775901.jpeg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Suriye semalarına İran'a ait sivil uçağın taciz edilmesi Amerikan terörüdür

Suriye semalarına İran'a ait sivil uçağın taciz edilmesi Amerikan terörüdür

İran'ın sivil uçağına saldırı eylemi, daha önce görülmemiş bir yıpratma, istikrarsızlaştırma ve büyüklenme operasyonudur. Tüm bunların hedefi ise, İran'ı savaşa çekmektir. İran'ı ve Suriye'yi bölgede bir savaşa çekmek için bunlar tezgâhlanıyor. Bu savaş Trump'a ABD Başkanlığını sağlayacak. Bu yüzden hedef kolay görünüyor. Tüm bu kışkırtmaların sebebi, savaşın zamanını onların belirlemek istemesi.

26 Temmuz 2020 Pazar

İNTİZAR - Bugün sizlerle Amerika'nın işlediği yeni suçları konuşacağız. Amerika Birleşik Devletleri daima özgürlük dünyasını lideri olduğunu ve dünyanın güvenlik ile barışını savunduğunu öne sürüyor. Ancak diğer yandan F-35 tipi iki savaş uçağı İran havayolu firması Mahan Air havayollarına ait sivil bir uçağı taciz ediyor. ABD'ye ait askeri savaş uçaklarının, sivil bir uçağa yaklaşarak uçağın içindeki yolculara yaşattığı şoku düşünebiliyor musunuz?

Ameirka'ya ait El-Tenef Üssünden havalanan bu uçaklar, Şam semalarında İran'a ait sivil uçağa yaklaşarak uçağı acil iniş yapmak zorunda bıraktı. Bu bir suçtur! Sizden ricam, kadınlar, çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu yolcuların, ABD uçağı taciz ettiği sırada uçağın içinde yaşadığı korku ve paniğin görüntülerini izleyin. Amerikan savaş uçağının size yaklaştığını ve yaşadığınız şoku düşünün, kendinizi o yolcuların yerine koyun. Yazık değil mi onlara, ağızlarında maskeler, bir yandan koronavirüsü korkusu yaşıyorlar, çocuklar can yelekleri giyinmiş, ne yapacaklarını bilmiyorlar. İran'a ait bu yolcu uçağı, taciz uçuşlarının ardından çok hızlı bir iniş yaparak bir felaketi önledi.

Amerika bu tür hareketleri alışkanlık haline getirdi. 3 Temmuz 1988 yılında İçinde 290 yolcu bulunan İran uçağı da ABD gemisi tarafından düşürülmüştü. Ben o zaman görüntüleri gördüğümde dehşete düşmüştüm. O uçakta 66 çocuk dâhil 290 sivil vardı ve Amerikan gemileri Körfez'de füze ile bu uçağı düşürerek bu çocukları, kadınları, erkekleri öldürdü. Kelimenin tam anlamıyla felaketti. Bu çok büyük bir suçtur. Bu yüzden bugün ABD uçaklarının taciz ettiği uçağın faciayı önlemek için acil iniş yapmak en büyük hakkıdır. Aynı olay yaşanabilirdi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı ise bir açıklama yayınlayarak, İran merkezli Mahan Havayolları'na ait yolcu uçağına güvenlik amaçlı ve uluslararası standartlara uygun şeklide muamele edildiğini söylüyor. Hangi uluslararası standartlar? F-35 tipi savaş uçakları hangi kurallara göre sivil uçağa yaklaşarak taciz edebiliyormuş? Hangi uluslararası standart buna izin verir? Bu olsa olsa terörizmin standartlarıdır. Amerika açık açık suç işlemiştir. Uluslararası standartlara göre, Tahran'dan Beyrut'a olağan uçuşunu gerçekleştiren sivil bir uçağın güvenli bir şekilde uçuşunu tamamlaması gerekiyordu. Uluslararası standartlar itirazsız bir şekilde bu uçakların korunması, güvenliğini ve himayesini sağlamak için oluşturulmuştur.

Amerika'nın bize insan olarak nasıl bir muamele yaptığına bakın. 1988 yılında İran uçağının düşürülmesini o dönemin cumhurbaşkanı Reagan suç olarak kabul etmeyi reddetti. Hatta bunu kesin bir şekilde reddetti. Daha da öteye giderek, Amerikan gemilerinin İran uçağını düşürmesinin sorumlularına madalya verildi ve onları ödüllendirdi. Küstahlıklarının hangi dereceye ulaştığına bir bakın! 300 sivili öldüren insanları ödüllendirdiler. Sivilleri öldürenlere neyin ödülü verilir? Suçlular ödüllendirilir mi?

1988 yılında şehit olan 300 yolcu için 62 milyon dolar tazminat verildi. Yani, 300 yolculunun canlarının değerine 62 milyon lira paha biçildi. Diğer yandan Libya düşürdüğü Lockerbie uçağı kurbanları için 3 milyar dolar tazminat ödedi. Uçakta hayatını kaybedenlerin sayısı hemen hemen aynıydı ancak Libya 3 milyar dolar ödedi. O dönem Libya Dışişleri Bakanı Abdurrahman Şalkam bana, Libya'nın selameti için 3 milyar dolar tazminat ödemekten başka seçenekleri olmadığını söylemişti.

Olayları şöyle bir okuyalım, 3 milyar dolar parayı ödediler ve NATO uçakları Libya için havalanarak rejimin düşmesine yol açtı. Bunun da ötesinde 300 bin insan Libya'da NATO'nun saldırılarında şehit oldu. Demokrasi adı altında Libya'yı bu hale getirdiler.

İran'ın sivil uçağına saldırı eylemi, daha önce görülmemiş bir yıpratma, istikrarsızlaştırma ve büyüklenme operasyonudur. Kuşkusuz bu eylem, Amerika ile İsrail'in, İran'a ve Suriye'ye artan saldırıları çerçevesinde gelmiştir. Bu yolla Direniş Ekseni ve Direniş ülkeleri hedeflenmektedir. İran'a ajanlar gönderilerek Natanz Nükleer tesisini yakanlar da bu güçlerdir. İran'da limanlar ateşe verildi. Yine, 4 ya da 5 gün önce İsrail uçakları Şam'ın güneyinde Şam Uluslararası Havalimanı yakınındaki hedeflere saldırı düzenledi, 5 kişi şehit oldu. Bunlardan biri Suriye'de bulunan Hizbullah savaşçısıydı. Bahaneleri ise füze ve silah konteynerlerini vurmak oldu. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılıdır ve kelimenin tam manasıyla suçtur.

Tüm bunların yanı sıra, Suriye'deki hedeflere 300'den fazla saldırı düzenlendi. İranlı ve Suriye Arap Ordusuna ait mevkilerin hedeflendiği saldırılarda çok sayıda İranlı ve Suriyeli ülkenin onuru ve şerefini ve tüm ümmetin şerefini korumak için şehit oldu. Tüm bunların hedefi ise, İran'ı savaşa çekmektir. İran'ı ve Suriye'yi bölgede bir savaşa çekmek için bunlar tezgâhlanıyor. Bu savaş Donald Trump'a ABD Başkanlığını sağlayacak. Bu yüzden hedef kolay görünüyor. Tüm bu kışkırtmaların sebebi, savaşın zamanını onların belirlemek istemesi.

İsrail git gide büyüyen bir iç kriz yaşıyor. Aynı zamanda koronavirüsü salgınıyla uğraşıyor. Koronavirüsü vakalarının en çok görüldüğü ülkelerden biri. Arap ülkeleri ise hala İsrail ile normalleşiyor ve koronavirüsle savaşması için yardımcı oluyorlar. Aradaki paradoksa bir bakın! İsrail yalan söylüyor, biz ise inanıyoruz. Onlarla koronavirüs ilacı üretmeleri için ortak laboratuvar çalışmaları yapıyoruz. Biz ahmaklık ediyoruz! İsrail'in Suriye'ye saldırıları tekrarlanırken biz ona faydası dokunacak işbirlikleri yapıyoruz.

Son günlerde insanlar bana sosyal medya aracılığıyla “niçin cevap verilmiyor” diye çok sayıda sorular yöneltiyor. Kardeşim, biraz sabırlı olun. Siz askeri uzman mısınız, genelkurmay başkanı mısınız? Herkes sosyal medya kanallarında cevabın hızlı olması gerektiğini söylüyor. Evet, bir saldırıya cevap verilmesi gerekir, bu kendini savunmanın doğasıdır. İnsanın kendini savunması gerekir.

Hizbullah, askeri ya da unsurunun Şam havaalanında şehit edildiği saldırının intikamını aldığında, Hizbullah terör örgütü diyorlar. Tüm dünya işgalci İsrail devletinin bu saldırıları Hizbullah ile savaşmak için yaptığını söylüyor. Düşünün bakalım terörist kim? Amerika'nın insansız araçlar göndererek Hacı Kasım Süleymani'ye ve Ebu Mehdi El-Mühendis'e suikast düzenlemesi, gayet normal bir eylem! Ancak İran buna cevap verdiği zaman, ya da Haşdi Şabi tugayları ABD'nin saldırılarına cevap verdiği zaman İran ve Hizbullah terörist oluyor! Bu çok önemli bir sorun.

Ancak ben tüm bunlara rağmen cevabın geleceğine kuşkusuz bir şekilde inanıyorum. Allah'a yemin olsun ki cevap verilecek. Ancak bu cevabın zamanını Hizbullah ve İran belirleyecek. Unutmayın ki, 2006 yılında İsrail Hizbullah karşısında yenildi. Direniş'in erleri İsrail'i yenilgiye uğrattı. Yenilmez denilen orduyu yendiler. Merkava tankları, kornet füzeleri yenildi, o manzarada İsrail çok zavallı görünüyordu. Aynı şeklide 2000 savaşında Direniş güney Lübnan'ı İsrail'den anlaşma yapamadan kurtardı. Ben bunlara baktığımda cevabın verileceğini görüyorum. İster bugün ister yarın, bu ümmet şehitlerinin intikamını alacaktır.

İran'ın sivil uçağını taciz etmek, Amerika'nın suçlarından sadece biridir. Yani biz Araplar ve Müslümanlar olarak bu tuzağa düşmemeliyiz. Amerika'nın Irak'taki bu üssü zaten yasadışı bir üstür ve terk edilmelidir. Ama bunlar terk etmek yerine El-Tenef üssünden uçaklar havalandırarak sivil uçaklara saldırıyor. Bunlar ahlaksız insanlar, hiçbir değerleri yok. İnsanların hayatını böcek gibi görüyorlar. Araplar ya da Müslümanlar onların gözünde hiçbir değere sahip değil.

Libya yanlışlıkla düşürdüğü uçaktaki insanlar için 3 milyar dolar tazminat öderken, Amerika'nın Körfez sularında şehit edilen 300 İranlıya karşılık 60 milyon dolar ödemesinden de verdiği değer anlaşılıyor. İkisi arasındaki farka bir bakın.

Ancak ne olursa olsun her şeye rağmen ben cevabın mutlak bir şekilde geleceğini düşünüyorum. Allah'a yemin olsun ki cevap gelecek ve ben bunu bekliyorum. Bu sabırdır, kendini kontrol etme politikasıdır ve elbette aynı zamanda hazırlık sürecidir. İsraillilere yönelik günlük 3 bin hassas füze fırlatabilecek bir cephanelik hazırlanmıştır. Onların buna karşı koyacak yeteneği yoktur. Biz savaşa gidiyoruz! Ve bu savaşta ilk kez korku dengeleri kurulmuştur.

Abdulbari Atvan – Haftalık gündem değerlendirme videosu

Çeviri: Merve Soydaş

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar