Z Karabağ.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Karabağ'da yenilenen çatışmalar bir labirent kriz durumu ortaya çıkarıyor

Karabağ'da yenilenen çatışmalar bir labirent kriz durumu ortaya çıkarıyor

Ankara Bakü'ye destek için adımlar atarsa, Batılı ülkeler Erivan'ı destekleyecekleri için durum karmaşıklaşacak ve bir anlaşma ya da tek taraflı üstünlük son derece ulaşılmaz hale gelecek. Bu bağlamda, Karabağ krizi sadece bu çatışmayla çözülmeyip, aynı zamanda daha da derinleşebilir.

1 Ekim 2020 Perşembe

İNTİZAR - Son zamanlarda Karabağ'ın tartışmalı bölgesinde Azerbaycan ve Ermeni güçleri arasında çatışma çıktı ve bu, birkaç ay içinde komşu iki ülkenin en yeni çatışma turu oldu.Yeni çatışmalar, iki ülke arasında 1994'te tartışmalı bölge için oluşan savaştan kaynaklanıyor. O zamandan beri taraflar, Avrupa güçleri, Rusya ve ABD tarafından oluşan AGİT Minsk Grubunun arabuluculuğunda birkaç müzakere turuna girdiler.

Savaşın ilk gününde Ermenistan “tam askeri seferberlik” ilan ederek Azerbaycan kuvvetlerine ait üç helikopter, iki insansız hava aracı ve üç tankı imha ettiğini söyledi.

Öte yandan Azerbaycan, 32 Ermeni askerini öldürdüğünü ve iki tankı, 12 hava kuvvetleri sahasını imha ettiğini bildirdi. İki ay önce, çatışmalarda her iki taraftan en az 16 asker öldü. Çatışmaların ardından, Azerbaycan'ın hükümet güçlerini seferber etmesi ve Karabağ'ı Ermenistan'dan geri alması için çağrıda bulunan yılların en büyük halk mitingleri geldi. Karabağ konusundaki anlaşmazlık kırk yıldır yaşanıyor. Uluslararası kanunlar bakımından bölge Azerbaycan'a aittir. Ancak fiilen Ermenilerin elinde.

Dağlık Karabağ, Azerbaycan topraklarının yüzde 5'ini oluşturan bir Güney Kafkasya bölgesidir. Nüfusunun yüzde 21'i Azeriler, yüzde 77'si Ermeniler oluşturmaktadır.

Ermenistan ve Azerbaycan'ın her biri bölge üzerinde hak iddia ediyor. Eski adı Artsakh ve Ermenilerin eski yurdudur. Ancak Azerbaycan onu Karabağ olarak adlandırıyor ve ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğunu iddia ediyor. Ancak Karabağ sorununun temel nedenlerini net bir şekilde görebilmek için tarihe, Birinci Dünya Savaşı'nın kapanış yıllarına ve Ermenistan ile Azerbaycan cumhuriyetlerinin oluşumuna dönmemiz gerekiyor.

Rusya İmparatorluğu'nun 1918'de çöküşünün ortasında Azerbaycan ve Ermenistan'ın kurulmasının ardından Transkafkasya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti'nin dağılmasının ardından, iki tarafın tarihsel zihniyet ve gerekçeleriyle derinleşen bir toprak krizi ortaya çıktı.

Şubat 1919'da Azerbaycan hükümeti Karabağ'ın kendi topraklarının bir parçası olduğunu iddia eden bir bildiri yayınladı. Bolşevik egemenliği Kafkasya'ya kadar genişletildiğinde Moskova, Nahçıvan ve Zengezur ile birlikte bölgeyi Komünist Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bir parçası olarak tanıdı. Ermenistan Sovyetler Birliği'ne katıldığında bu tutum Moskova tarafından bırakıldı. Ardından Azerbaycan hükümeti iddialarından vazgeçerek Karabağ ve Nahçıvan'ın Ermenistan'ın bir parçası olarak kalmasına izin verdi.

Bu, Sovyet Rusya'nın politikasını değiştirmesiyle değişti. 1921'de Türkiye-Rusya paktı, Karabağ ve Nahçıvan özerk cumhuriyetler olarak anlaşmanın 3. maddesi uyarınca Azerbaycan toprakları olarak tanındı. Zengezur, Ermeni toprağı olarak tanındı. Anlaşmanın 14. maddesine göre, Sovyet hükümeti anlaşmayı Kafkas cumhuriyetlerine dayatma taahhüdünde bulundu. Joseph Stalin yönetiminde mutabakat kesindi ve Ermenilere “Dağlık Karabağ” bölgesi verildi.

Bununla birlikte Karabağ krizi, Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir savaşın başladığı 1980 yılına kadar on yıl boyunca durgun kaldı. 12 Haziran 1988'de Ermeni parlamentosu Karabağ'ın Azerbaycan'dan tamamen ayrılması ve Ermenistan'a ilhakı lehinde oy kullandı. Moskova ve Bakü tasarıya sert tepki gösterdi. Hareket, 1991'de Sovyetler Birliği'nin çöküşünün sonrasında devam eden savaşın başlamasına yol açtı. Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'si Ermenistan'ın elindeydi. 1994 yılında, AGİT Minsk Grubu, şimdiye kadar 30.000 kişinin hayatına mal olan bir anlaşmazlığı sona erdirmek için bir ateşkes anlaşması imzaladı.

Azerbaycan 31 Ağustos 1991'de Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan etti. Bir ay sonra Ermenistan bağımsızlığını ilan etti. Anlaşmazlık yerinde yeniden tutuşacak halde kaldı. Bağımsızlığını yeni kazanan iki cumhuriyetin toprak anlaşmazlığı, milliyetçi bakış açısıyla daha fazla uyumlu bakıldığında bir kimlik krizine dönüştü. Savaş, bir ateşkes anlaşması imzalanana kadar Temmuz 1994'e kadar devam etti.

Batı Ermenistan'ın, Türkiye Azerbaycan'ın yanında

Hafta sonu çatışmaları, Türkiye'nin defalarca Azerbaycan'ı desteklemesi ve hatta Ermenistan'a doğrudan müdahaleden bahsetmesiyle birlikte geliyor. Gelişmelere tepki gösteren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer yetkililer, Karabağ'ın bir kez ve sonsuza dek Azerbaycan'a dönmesini istediklerini söyleyerek müdahale etmekle tehdit ettiler.

Ancak Ankara Bakü'ye destek için adımlar atarsa, Batılı ülkeler Erivan'ı destekleyecekleri için durum karmaşıklaşacak ve bir anlaşma ya da tek taraflı üstünlük son derece ulaşılmaz hale gelecek. Bu bağlamda, Karabağ krizi sadece bu çatışmayla çözülmeyip, aynı zamanda daha da derinleşebilir.

Karabağ Krizinin iç tüketimi

Karabağ'daki krizi çevreleyen önemli konulardan biri de, iki ülke hükümetlerinin kendi iç krizlerini örtbas etmek ve popülist politikalar uygulamak için krizden yararlanmalarıdır. İki ülkedeki sosyal gerçeklik, her iki ülkenin insanlarının Karabağ'a ve Karabağ üzerindeki egemenliğine duyarlılık gösterdiğini gösteriyor. Başından beri insanlar, hesaplaşma için hükümetlerden çok savaş istiyordu. Örneğin, iki ay önce Azerbaycan, Karabağ'ı Ermenistan'ın işgalinden kurtarmak için bir kampanya çağrısında bulunan vatandaşların düzenlediği en büyük mitingi gerçekleştirdi.

İki ülkedeki siyasi liderler, kendileri için siyasi meşruiyet satın almak için krizden yararlanıyorlar. Bir yandan, her iki taraftaki siyasi liderler, özellikle Ermenistanlılar, krizi seçim başarısızlıklarını örtbas etmek için kullanmaya çalışıyorlar, diğer yandan krizi siyasi meşruiyet ve popülerlik kazanmak için bir platform olarak kullanıyorlar. Özellikle Ermenistan'da cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında siyasetçiler, krizi sona erdirme taleplerinden oy çekmek için yararlandılar. Siyasiler için krizin araçsallığı, anlaşmazlığı çözmek için ciddi bir irade bulunmamakla birlikte krizin devam etmesine olanak sağlıyor gibi görünüyor.

Alwaght 
Çeviri: Zehra Bilgin
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar