22568-unnamed.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Lübnan'daki siyasi dengeler açısından bakıldığında İsrail'in Ermenistan politikası

Lübnan'daki siyasi dengeler açısından bakıldığında İsrail'in Ermenistan politikası

Aliyev ailesi iktidarı ele geçirdiğinden beri rejim, Hizbullah'ın 1990'larda Karabağ savaşı sırasında Müslüman kardeşlerine karşı savaştığına dair asılsız bir söylentiyi aktif olarak yayıyor. Lübnanlı Ermeni savaşçılar, Hizbullah savaşçıları olarak takdim ediliyor. İsrail'in Azerbaycan'a derin nüfuzunu hesaba katarsak, Siyonist varlığın bu söylentiyi beslediğini varsaymak çok da zor değil!

2 Kasım 2020 Pazartesi
İNTİZAR - Yeterli bilgiye sahip olmayan yorumcular, İsrail'in, çoğunluğu Şii Müslüman bir ülke olan Azerbaycan'a "desteğini" Tel Aviv'in seçilmemiş Aliyev rejimini İslami İran'a karşı bir platform olarak kullanması açısından açıklıyor.
 
Bu doğru olsa da söz konusu olan sadece Siyonist İsrail'in Ermeni karşıtı bir kamusal duruş benimsemekten nasıl fayda sağladığının bir yönüdür.
 
İsrail'in Ermeni karşıtı politikasını oluşturan iki bileşen daha var.
 
Birincisi, Siyonist lobiler Türkiye'nin 1990'larda Batı ülkelerinde Ermenilere yönelik soykırımın tanınmasına yönelik yasaları engelleme çabalarını sık sık destekledi.
 
Olayın bu yönüne kısa süre önce Haaretz gazetesinde bir köşe yazısında dolaylı olarak işaret edildi.
 
İkinci olarak İsrail, Ermeni karşıtı bir kamu duruşunu benimseyerek dolaylı olarak Lübnan'ın iç siyasetinde sürtüşme yaratıyor.
 
Nasıl..?! Lübnan'daki küçük Ermeni cemaati "yabancı" olarak görülüyor.
 
Küçük topluluklarının çıkarlarını geliştirmek için çeşitli Lübnanlı siyasi gruplarla işbirliği yapıyorlar.
 
Lübnan'daki Ermeniler de iç meselelerde Hizbullah ile işbirliği yapıyorlar.
 
Lübnan'ın bu iç meselesi, İsrail'in müttefiki Aliyev rejimi tarafından Azerbaycan'daki İslami hareketle uğraşırken uluslararası bir meseleye dönüştürülüyor.
 
Aliyev ailesi Azerbaycan'da iktidarı ele geçirdiğinden beri rejim, Hizbullah'ın 1990'larda Karabağ savaşı sırasında Müslüman kardeşlerine karşı savaştığına dair asılsız bir söylentiyi aktif olarak yayıyor.
 
Bu söylenti, rejim kontrolündeki medya aracılığıyla Azerbaycan'da on yıllardır sık ​​sık tekrarlandı.
 
Lübnanlı Ermeni savaşçılar, Hizbullah savaşçıları olarak takdim ediliyor.
 
2011 yılında, bu söylenti, Al-Manar'ın eski Genel Müdürü Dr. Sayyed İbrahim El-Mousawi tarafından Crescent International ile yapılan bir röportajda reddedildi.
 
Aliyev rejimi, bu yalanı destekleyecek hiçbir delil olmamasına rağmen, Azerbaycan nüfusunun önemli bir bölümünü bunun geçerliliğine ikna etti.
 
Hizbullah'ın Ermeni işgaline ve Karabağ'ın etnik temizliğine katıldığı yönündeki asılsız söylenti, İsrail'in işine yarıyor.
 
İsrail'in Azerbaycan'a derin nüfuzunu hesaba katarsak, Siyonist varlığın bu söylentiyi beslediğini varsaymak çok da zor değil.
 
İsrail için Lübnan'daki Ermeniler ile Hizbullah arasındaki iç ilişki, Hizbullah'ın İslami kimliğini daha geniş Müslüman dünyasında daha da kötülemek için bir fırsat yaratıyor.
 
Lübnan'daki Hizbullah-Ermeni işbirliği, İslami direnişin Müslüman Azerbaycan'a karşı aşırı milliyetçi Ermenistan'ın müttefiki olarak tasvir edilmesine izin veriyor.
 
İsrail için Lübnan'daki Ermeniler ile Hizbullah arasındaki iç ilişki, Hizbullah'ın İslam dünyasındaki İslami itibarını daha da sarsmak için bir fırsat yaratıyor.
 
Bu, Ermenilerin Lübnan'daki siyasi ağırlıklarının hatalı bir değerlendirmesine dayanmaktadır.
 
İsrail muhtemelen Hizbullah'a karşı propaganda savaşında Ermeni kartını kullanmaya devam edecek olsa da, stratejik açıdan bunun Lübnan'daki İslami direnişin yüksek konumunu etkilemesi olası görünmüyor.
 
Lübnan'daki Ermeni cemaati iyi organize edilmiş ancak siyasi anlamda bir ağır siklet değil.
 
Hizbullah'ın Lübnan'da Ermeni cemaitinin desteğine ihtiyacı yok.
 
Bunun yerine, Ermeni toplumunun bölgenin ağır sikleti Hizbullah'ın desteğine ihtiyacı var.
 
Crescent İnternational
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar