hamedd.jpg
  • Anasayfa» 
  • Röportaj»
  •  Yemenli analist el-Buheyti: İran bahanesi, mezhepçiliğe dayanak olması amacıyla kullanılıyor

Yemenli analist el-Buheyti: İran bahanesi, mezhepçiliğe dayanak olması amacıyla kullanılıyor

"İran bahanesi, mezhepçiliğe dayanak olması amacıyla kullanılıyor. Medya ve dini çevrelerde pompalanan bu bahane Suudilere dayanak oluştururken, Arabistan halkı ile Yemen halkı arasında bir bariyer inşa ediyorlar."

7 Nisan 2015 Salı

Yemenli yazar ve siyasi analist Hamed Al-Buheyti ile Yemen'deki son gelişmeler üzerine kısa bir röportaj yaptık. Suriye krizi ile zirve yapan medya savaşının bir benzeri Yemen konusunda da yaşanıyor. Yemen'de bulunan Hamed Al-Buheyti ile Yemen'e yönelik hava saldırılarını ve nedenini konuştuk.

Ensarullah Hareketine yönelik askeri hamlenin arkasında yatan gerçekler nelerdir? Bu hamle sizce sadece Ensarullah'a mı yönelik yoksa Yemen'in tamamına mı?

Suudi saldırı, Yemen halkının tamamına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı, siyasi bir karar ile bağımsız bir Yemen devleti inşa etmek ve bütün devletler ile karşılıklı meşru çıkarlar, saygı ve eşitlik esaslarına göre ilişki geliştirmek isteyen Yemen halkının tamamına yönelik bir saldırıdır. Suud ailesi 70'li yıllardan beri Yemen halkının siyasi kararını ve egemenliğini elinde tutuyordu. Suudiler bunu iç çatışmalar yaratarak yaptılar. 70'li yıllarda etnik, 80'li yıllarda bölgesel, 90'lı yıllarda da mezhepsel ve son on yılda terörist gruplarla, işbirlikçiler ve içteki araçlarını kullanarak iç çatışmalar yarattılar. Başkanları, hükümetleri ve vekilleri kendileri değiştiriyor ve Yemen halkının siyasi kararını yok etmek için az önce zikrettiğim çatışmaların kalıcılığını sağlıyorlardı. Yönetimi ve muhalefeti aynı anda kendileri besliyor ve siyasi güçler Suud ailesinin rızasını alabilenlerden oluşuyordu.

2011'deki ''Suudi Girişimi'' veya ''Körfez Girişimi'' yönetim ve muhalefet üzerinde kontrol sağlayan Suud ailesinin oynadığı son rol idi. Bu girişimi, içinde Ensarullah, Güney Hareketi ve Bağımsız Gençler gibi farklı siyasi bileşenlerin olduğu geniş siyasi bir çevre reddetti. O zaman Suudi ailesine teslim olmayan ve diz çökmeyen muhalif varlığın ilk tohumu atılmış oldu. 21 Eylül Devrimi ile de Körfez Girişimini deviren ve Suudi hegemonyasını kıran bu güçlerdi. Bugün  siyasi, fikri ve farklı meşreplerden bileşenleri ile Yemen halkına saldırmasının nedeni budur.

Medyasının sadece Husilerin vurulduğu görüntüsü vermesinin nedeni de, Yemen halkının desteğini kaybederken Arap ve İslami devletlerden resmi ve halk desteği kazanmaktır. Bu saldırılara kurban giden Yemen halkının kendisidir. Uçakları, katlettikleri insanın kimliğini ayırt etmiyor. Bununla birlikte 25 milyon insana kuşatma dayatıyor ve Yemen sahası boyunca devletin askeri, sivil ve hizmet kuruluşlarını tahrip ediyor.

Bölgede İran ve Suudi Arabistan arasında bir çatışma var. Yemen'e yönelik saldırı bu çatışmanın bir parçası mıdır? İran'ın buradaki rolü nedir? 

Yemen'e yönelik saldırı, Suud ailesinin Yemen ve halkı üzerindeki kontrolünü kaybetmesi ve Yemenlilerin özgürlük deneyiminin, Krallık içine taşınabilmesi endişesi üzerine geldi. Suud ailesi için Yemen, Arap bölgesinden geçen herhangi bir özgürleştirici projeyi, Krallığa ulaşmadan önce, Yemen'in tüm enerjisini kullanarak ve telaş etmeden Yemen içinde başarısızlığa uğratmaya yarayan bir devletti. Nasır devrimi ve komünist yayılmada olduğu gibi.

İran bahanesi, mezhepçiliğe dayanak olması amacıyla kullanılıyor. Medya ve dini çevrelerde pompalanan bu bahane Suudilere dayanak oluştururken, Arabistan halkı ile Yemen halkı arasında bir bariyer inşa ediyorlar. Yemenlilerin siyasi, mezhebi ve fikri çeşitliliğinin bol olduğu özgürleşme deneyiminin kendi topraklarına taşınmasından korkuyorlar.

Suudilerin hava saldırılarının 12. gününde sahadaki durum nedir?

Çocuk, kadın ve siviller katlediliyor ve altyapı tahrip ediliyor. Bunların yanında herkesi boğan ekonomik bir kuşatma var. Toplumda Suud ailesine yönelik hoşnutsuzluk artıyor ve ulusal kitleler iç çatışmaları bir kenara bırakarak dış saldırıya karışı koymaya hazırlanıyor.


Silah depoları ve hava alanlarının vurulması Yemen ordusu ve Husileri zayıflattı mı?

Devletin depolarının hedef alınması Yemen ordusunun askeri kuruluşlarını tahrip ediyor. Bu saldırılardan dolayı Yemen ordusu, daha önce hiç olmadığı kadar Husi Ensarullah Hareketine arka çıkıyor ve destekliyor. İkinci olarak da Husi Ensarullah Hareketini hedef almak mümkün değil çünkü onlar sürekli hareketliler. Suudiler onlarla 2009 yılında savaştı. Husiler o savaşı Kalaşnikof ve omuzda taşınabilen silahlarla kazandılar.

Yemen'deki ulusal parti ve hareketlerin saldırı sonrası aldıkları pozisyon nedir? Ensarullah sahada tek başına mı hareket ediyor yoksa müttefikleri mi var?

Histerik Suudi saldırısının, siyasi güçleri ve ulusal hareketleri saldırıya karşı birleştirdiği görülüyor. Riyad'taki işbirlikçiler ile diğer ülkelerde kalanlar ise televizyonlar üzerinden bu saldırıyı gerekçelendiriyor ve destekliyorlar. Islah partisinin üyeleri El-Kaide ve tekfirci grupların saflarına katıldılar. Yemen ordusu ve Halk Komiteleri, bu grupları ülke genelinde takip ediyor ve savaşıyor.

 

Islah partisi ile Ensar El-Şeria arasındaki ilişkiler nedir?

Yemen'e yönelik saldırı ve Yemen'deki savaş ile birlikte Islah partisinden geriye kalanlar, El-Kaide ve tüm adlandırmaları ile birlikte ile tekfirci grupların saflarında militan oldular. Suudi saldırıları ayrıca bu gruplara havadan askeri örtü ve destek sağlıyor. Yemen ordusu ve Halk Komitelerinin zaferleri, çok hızlı bir şekilde gelişen terörist unsurlardan kurtulmak isteyen Yemen halkının desteğini alıyor.

Türkiye de bu saldırıya destek verdiğini açıkladı. Aynı zamanda Türkiye ile ilişkileri gergin olan Mısır da desteğini açıkladı. İki ülkenin aynı anda bu saldırıya destek vermesine iten sebep nedir? 

Arap ve İslami devletlerin bu saldırıya desteği, çıkarlarından kaynaklanıyor. Bu desteğin temelde bir görüntüden ibaret olduğunu ve hakiki olmadığını düşünüyorum fakat çıkarları adına Suud ailesinin rızasını kazanırlarken Yemen halkını kaybediyorlar.

Suriye'de ve bölgede olduğu gibi Yemen konusunda da bir medya savaşı var. Mezhepçi bir dil var.

Medya savaşı, ülkelerin kendilerini daha çok etkiliyor. Kullanılan dilden dolayı içte de mezhebi bir çatışmaya neden oluyor. Mezhepçilik iki uçlu kılıç gibidir ve sistemleri çöküşe götürebilir. Yemen'de ise bu sırada halk onuru ve ulusal egemenliği için yüksek yurtseverlik hissiyatı ile savaşıyor ve bedel ödüyor.

Arap dünyası ve İslami halklardan, bugün Yemen ve halkını bir araç olarak kullanan medyanın kışkırttığı mezhepsel çatışmalara sürüklenmemesini ümit ediyoruz.

 

Kaynak: hasansivri.blogspot.com.tr

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar