-4669498-640x360.jpg

"Türkiye Dewle'ye (IŞİD) yol veriyor, Dewle (IŞİD) Türkiye'yi seviyor"

Türkiye'ye dönerken yakalanıp adli koruma tedbiriyle serbest bırakılan IŞİD üyesi C.A. örgüt içerisindeki kullanımı ile 'Dewle' dediği IŞİD ile Türkiye arasındaki ilişkiyi bu şekilde özetliyor; "Türkiye Dewle'ye (IŞİD) yol veriyor, Dewle (IŞİD) Türkiye'yi seviyor

8 Temmuz 2015 Çarşamba
Doğma büyüme Ankara Hacıbayramlı, İsmet Paşa Mahallesi sakini 29 yaşındaki C.A., çevresindeki Selefi örgütlenmenin etkisiyle Şubat 2014'te IŞİD'e katıldı ve iki defa gidip geldiği Suriye ile Irak'ta 9 ay savaştı. C.A. ortaokulu bitirdikten sonra pazarlamacılık yaptı, markette çalıştı. Uyuşturucuyla tanışmasından sonraysa hayatındaki her şey farklılaştı.
 
“Uyuşturucuya düşünce her şeyi bıraktım. 2002'de esrara başladım. Bunlar kademe kademe, anlıyor musun? Önce hapa sonra kokaine döndük. Gittikçe artırdık, en son eroine düştük... Son 5 aydır işte Rakka'da bıraktım.” C.A., örgütte “Kelleci” namıyla anılmaya başladı. Kilis
 
Elbeyli üzerinden Türkiye'ye geçerken yakalanan, hâkim karşısına çıkıncay adli koruma tedbiriyle serbest bırakılan C.A., IŞİD'e yeniden katılabilir. C.A., mahalledeki Selefi örgütlenmeyle tanışmasını, IŞİD'e katılışını, aldığı eğitimi, girdiği çatışmaları ve IŞİD'in içerisinden Türkiye'nin nasıl göründüğünü tüm detaylarıyla BirGün'e anlattı.
 
 
 
Hacıbayram'daki Selefi yapılanması nasıl ortaya çıktı?
 
2000'lerin başında Adapazarlı Süha isimli biri gelip Selefiliği tebliğ etti. Selefiliği kabul eden büyüklerimiz de bize anlattı. Maide suresi 44'üncü ayeti gösterdiler: “Her kim Allah'ın hükmüyle hükmetmezse kafirlerin ta kendisidir.” “Bu ayetler de söylendikten sonra düşünün bakalım, hangisi Allah'ın hükmüyle hükmediyor, hangisi kendi kanunlarını getiriyor?” dediler. Ben de Selefiliği benimsedim ama bir bırakıp bir devam ediyordum. Öğrendiğim halde namazı terk ediyordum.
 
 
Selefilik konusunda özellikle hangi hükümler size değişik geldi? Türkiye'deki yaygın Sünni inanışla karşılaştırdığınızda yadırgadığınız yönleri oldu mu?
 
Şeriat olması lazımsa her şeyin Kuran'dan yönetilmesi lazım. Baktığımızda biz haşa Allah'tan çok kopuk, kendi nefsimizin peşinde yaşadık, Rabbimizden uzak kaldık. Selefiliği kabul edene kadar, “Bilmiyoruz” dedik geçtik. Sonra insanlara bakış açımız değişti. Allah'ın hükmünün olmadığı yerde, Allah'ın değil insanın kanunlarının olduğu yerde yaşıyoruz. Mesela bebeleri okula göndermeyiz biz. Laiklik olduğu, dini eğitim olmadığı için.
 
 
IŞİD'e katılma kararını nasıl aldınız? Suriye İç Savaşı'nda El Kaide de etkindi ama IŞİD ortaya çıkana
kadar Hacıbayram'dan bölgeye hareket olmadığı biliniyor. Ne değişti?
 
Mahalledeki Selefiler zaten El Kaide operasyonlarında alınmışlardı önceki yıllarda. Kendi içlerinde namazlarını kılıp inançları doğrultusunda yaşıyorlardı ama IŞİD'le bir bağlantıları yoktu. El Kaide'yle iletişimleri vardı ama El Kaide'yi aradan çıkartıp İslam Devleti'ne biat verdiler. IŞİD'i ben televizyondan izlediğim kadarıyla biliyordum. Televizyonda hep o kafa kesmeleri gösteriyorlar. Halbuki o kafa kesmeler kısas zaten. Kuran'da yazan hükümler... Televizyondan izlediğim kadarıyla biat ettim. Mahalledekiler de, “Allah'ın dinini benimseyin, namazınızı kılın. O topraklarda cihad ediliyor, giderseniz arınırsınız” diye destekledi. Mahalleden benden önce de sonra da çok kişi gitti. Vurulanlar, esir düşenler oldu.
 
 
Hacıbayram'da geçmişte Aleviliği benimsediği halde sonradan Selefiliği kabul eden pek çok kişi var. Siz de onlardan mısınız?
 
Ben de Alevi diyordum kendime. Bunları öğrenince mezhebi kaldırdık aradan. 20 yaşıma kadar Hacıbektaş'taki törenlere gidip eşikleri, yerleri yalardım. Cahildik, bilmiyorduk. Ondan sonra gözümüz açıldı. Alevi akrabalarımla ilişkim akideyi almamdan sonra değişti.
Birbirimizi sevmeyiz. Ailem de Selefiliği desteklemiyor. Gideceğimi söyleyince annem, “Yakalattırırım seni” dedi. “İyi, yakalattır. İlk vuracağım kişi sen olursun” dedim.
 
Yolculuğunuzu nasıl ayarladınız? İslam Devletine geçişiniz için kimden yardım aldınız?
 
Mahallede bu işleri bilen biri vardı. 2014 Şubat'ta ona gidip, “Bana yol yap” dedim. Antep'e gitmemi söyledi ve onun ayarladığı kişilerin yardımıyla Kilis-Elbeyli üzerinden İslam Devleti'ne giriş yaptım.
 
 
IŞİD'e katılacak kişiler için bu ayarlamalar nasıl yapılıyor?
 
Sınırdan geçirecek kaçakçıyla ayrı, içeride karşılayacak kişiyle ayrı konuşulur. Mesela Dewle'nin (İslam Devleti) sınır görevlisine haber gider, o da kaçakçılara bilgi verince işlem hallolur.
 
 
Sınırdan geçişlerde hiç polisle, askerle karşı karşıya kaldınız mı?
 
Türkiye Dewle'ye yol veriyor. İlk geçtiğimde jandarma karşımdaydı yahu... Seni görüyor, görmezlikten geliyor. Ama bu gelişte yakalandık işte. Biraz sınırlar sıkılaştı. Bir de Dewle kendi mücahitleri Türkiye'ye kaçmasın diye mayın döşüyor. 6 ay geçtiği zaman evine izinli gidebiliyorsun ama Halife sınırları kapattı. Türkiye küfür devleti olduğu için “Ayağın kayar, yine eski haline dönersin” diye yollamak istemiyor.
 
 
İlk seferinde siz nasıl giriş yaptınız?
 
Ankara'dan otobüse binip Antep'e gittim. Antep'te terminalde bana verilen numarayı aradım. Bir süre sonra bir taksi geldi ve beni sınıra, sıfır noktasına kadar götürdü. Sınırda kaçakçı bir başka araçla gelip beni aldı. Akşam bir Azeri'yle birlikte Rakka'ya kadar gittim ve birkaç gün sonra Tabka'daki şeri eğitimim başladı.
 
 
Şerri eğitimin içeriği nasıldı?
 
Dewle'nin (IŞİD) hocaları ders veriyor; ayet ve hadisi, ne için savaştığını öğreniyorsun... Bu derslerin hepsi Türkçeydi çünkü hocamız Azeri, kitaplar da Türkçeydi. Bir ay boyunca dışarısıyla alakası olmadan eğitim alıyorsun. Şeri eğitimin ardından silah eğitimine başladık.
 
 
Daha önce askerlik görevi haricinde elinize silah almış mıydınız? Silahlı eğitimin kapsamı nasıldı?
 
Bir zaafım vardı zaten silahlara. Silahlı eğitimi, uydudan yerimiz belli olmaması için en fazla 200-300 kişiyle yapıyorduk. Eğitim aldığım dönemde Fırat'ın öbür tarafındaki bir kampı uçaklar vurdu ve 80 kişi şehit oldu. Ondan sonra silah eğitimine evlerin içinde devam ettik. 5 kilometre koşu yaparsın, sonra eline silah alırsın, indir-kaldır... Bizim bildiğimiz askeriyeden bir farkı var, gerçekten ateş ediyorsun, anlıyor musun? Mesela yerdesin şınav çekiyorsun, emirler (Komutanlar) geliyor yanına kulağımız alışsın, sesinden ürkmeyelim diye tak tak sıkar yanına. Gece vakti uyuduğun eve gelip ses bombası atar.
 
 
Canlı bombalar nasıl eğitim alıyor? Onlarla vakit geçirmek nasıl bir his?
 
Onların akideleri çok yüksek; bir an önce Allah'a kavuşmak, şehit olmak istiyorlar. Kendini arabayla patlatmak için sıraya geçiyorlar. Bizde 20 yaşında bir Kobaneli vardı. Yine o yaşlarda bir Tacik iktişat vardı. Biz sabah namazımızı kılar uyurduk ama onlar 4-5 saat Kuran okumaya devam ederlerdi. Allah şahadetlerini kabul etsin, Tacik olan Irak'ta Baiji'de rafineriye araçlı intihar saldırısında bulundu. Bizden uzak durup kendi hallerinde takılıyorlardı. Daha çok Allah'la iç içelerdi; namaz kılar, Kuran okurlardı. Bize de ilginç geliyorlardı.
 
 
Ketibeler savaşta bir yeri aldıktan sonra ganimet nasıl bölüşülüyor?
 
Ganimet toplanır, yüzde 5'i Dewle'ye gider. Geri kalanı herkesin hakkına ne düşüyorsa hesaplanır. 1000-2000 dolar para düşer mesela... Arabaysa araba, silahsa silah, motorsa motor... Bir şekilde senin hakkına ne düşüyorsa alırsın yani.
 
 
Taktiksel detaylar kimler tarafından belirlenir? Operasyonlar nasıl gerçekleştirilir?
 
Genellikle sabaha karşı sızma yaparız. Hava bir de yağmurluysa tadından yenmez. Uçak vurmasın diye yani... Sisli olması çok işimize yarar bizim. Karadan IŞİD'i durdurmak imkânsız.
 
 
Türkiye'ye ilk gelişiniz nasıl oldu? Siz artık eğitimli ve savaş deneyimi olan bir mücahittiniz, geri geleceğinizden nasıl emin oldular?
 
İlk seferinde emirden izin istedim. İzin kağıdı hazırladı. Kaç günlük istediğimi sordu. Sonra da dönüş tarihini boş bırakıp, “Ne zaman dönmek istersen izin kağıdına kendin tarih at, gel buraya” dedi.
 
 
Uygun bir yaşam kurmayı başarabilmiş olsaydınız İslam Devletine geri dönmeyecek miydiniz?
 
Aslında oradaki her şeyin bir sebebi var ama cahillikten anlamıyoruz; IŞİD'in içinde tasvip etmediğim bazı şeyler gördüm. Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz, “Ah bir gideyim Türkiye'ye, eroin içeceğim, kokain içeceğim” diye bir isteğim de vardı. Biraz da uyuşturucu ayağına çıktım geldim. Ankara'ya geldiğim gece gidip uyuşturucu aldım zaten. İş olmadığı için bir süre sonra huzursuzluk çıktı. Bir de yine uyuşturucu batağı... Fırsat bulunca yeniden Suriye'ye gittim.
 
 
Sonuçta siz her ne kadar ölümü göze alsanız da dünyadaki yaşamı da düşünüyorsunuz. Çatışmalarda aklınızdan neler geçti?
 
Biraz korku var tabii. O çatışma esnasında şeytan aklına giriyor, “Ben burada ne yapıyorum yahu?” diyorsun. Kafayı kaldıramıyorsun, korkuyorsun tabii. Allah sana şehitlik nasip edecek ama insansın, fıtratında var, korkuyorsun tabii. Aklına ailesi de geliyor insanın. Türkiye'de bir sahtecilik suçundan aranmam vardı. Annem, “Yeter ki gel burada gözümün önünde cezanı yat. Orada ölsen ben hangi mezara gideyim ağlayayım?” dedi. Ölü de gelmiyor, orada kalıyor... Cenazeleri orada gömüyorlar.
 
 
Çatışmalarda kaç kişiyi öldürdüğünüzü biliyor musunuz?
 
Bilmiyorum vallahi. Vardır... Saymadım. Vurmuşuzdur... Savaş esnası zaten; yaşamak istiyorsan acımayıp öldüreceksin.
 
 
IŞİD militanlarının Türkiye'de eylem yapabileceği konuşuluyor. Bu ihtimalde gerçeklik payı var mı?
 
Dewle Türkiye'yi seviyor. Bu bir gerçek. Sınırlarda rahatlık verdiği, her milleten insanın rahatlıkla geçmesine izin verildiği için Türkiye seviliyor. Dewle'de savaşan mücahitler de buna rağmen, Allah'ın hükmüyle hükmedilmediği için Türkiye'yi tağut olarak biliyor. Türkiye'ye karşı IŞİD'in savaş veya eylem düşüncesi yok. Türkiye özellikle PKK'yla çarpıştığımız için bize yol veriyor. Allah biliyor, uçak vurmasın, Dewle'ye bir ay yol versinler, PKK yenilir.
 
 
Doğu Eroğlu
Birgün
 
 
 
 
 
 
 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar