İNTİZAR - Geçtiğimiz günlerde, Suudi Arabistan'ın başkentindeki Kraliyet Sarayı yakınlarında yoğun bir silahlı saldırı olayı yaşandı. Olayın gerçek yüzü hakkında pek çok söylenti ortaya atıldı. Suudi liderler, olayın tesadüfi bir kaza sonucu meydana geldiğini iddia ederken, çok sayıda haber merkezi tarafından hazırlanan raporlar ise, başkent Riyad'daki El-Huzami Mahallesinde yer alan Kraliyet Sarayının hedeflendiğini bilgisine yer verdi. Kral Selman bin Abdülaziz'in orada olmaması ise, kanıt olarak gösterildi. Yani başka bir deyişle: Eğer Suudi liderlerin iddiasındaki gibi kazara meydana gelmiş bir olay ise, Kral Selman'ın sarayda olmayışından bahsetmeye ne gerek vardı? Öte yandan, eğer olay kaza ise, Suudi Arabistan'da uzun bir süredir çalkantılı bir güvenlik ortamı yaşanırken, sarayın yakınlarında yoğun bir şekilde ateş açılmasına ne gerek vardı?
Bu konu ve iktidar ailesine yansımaları hakkında, Suudi Arabistan uzmanı “Kamran Karimi” Al-Waght haber sitesi için bir röportaj verdi. Uzman, olay hakkında çeşitli senaryoların olasılığını değerlendirdi:
Birinci senaryo: Suudi yönetiminin açıklamasında ifade edildiği gibi, başkent Riyad'ın el-Huzami bölgesinde Kraliyet Sarayı yakınlarında uçan bir insansız hava uçağını hedefleyen bir ateş açılması ilk ihtimaldir. Açıklamada, Kral Selman'ın kendisine ait çiftlik evinde olduğu bir anda, Suudi güvenlik güçlerinin “Dron” tipili bir insansız uçağına müdahalede bulunduğu belirtildi.
Karimi açıklama hakkında şu sözleri kullandı: “Yönetim bu olayın olağan bir durum olduğu ve güvenlik güçlerinin aldıkları emirlere göre olaya müdahale ettiği izlenimi vermeye çalıştı. Ancak öyle görünüyor ki bu senaryo, Kral Selman'ın sarayda değil, çiftlikte olmasına işaret eden açıklama gibi çok sayıda sebepten dolayı kabul edilemez. Bu açıklamanın üzerine akıllara tek bir soru geliyor: Madem bu olay bir kazaydı ve saray ile içindekiler için bir tehdit unsuru değildi, öyleyse Kral Selman'ın orada olmadığını belirtmenin ne gereği vardı?”
İkinci senaryo: Riyad'daki Kraliyet Sarayı yakınlarında ateş açılması, Suudi Arabistan'da bir süredir gözlemlenen sarsılmış güvenlik durumundan kaynaklanıyor. Zira Suudi Arabistan'daki güvenlik durumu, Veliaht Pens Muhammed bin Selman'ın yolsuzlukla mücadele bahanesi ile çok sayıda bakan ve emiri tutuklamasının ardından gözle görünür bir şekilde kötüleşti. Suud ailesi içindeki anlaşmazlığın gelecekte artması bekleniyor. Bundan dolayı, ateş açma olayının, yönetim ve güvenlik güçlerinin, muhaliflerin gerçekleştirdiği misilleme girişimlerine karşı cevap niteliğinde olduğunun bilinmesi için gelmiş olması muhtemeldir.
Üçüncü senaryo: Veliaht Prens Muhammed bin Selman, yönetimi hedefleyen her türlü darbe girişimini engellemeye güvenlik güçlerinin hazır olduğu mesajı vermek için bu saldırıyı kendisi tezgâhlamış olabilir. Bunun yanı sıra, bu olan Muhammed bin Selman'a, daha çok muhalif ismi tutuklamak için fırsat veriyor. Prens Muhammed bin Selman, yaşlı ve hasta olan babası Kral Selman'ın ölümünden sonra yönetimi devralmak için zemin hazırlamaya çalışırken, söz konusu muhalifler de yönetimi izole etmek için devamlı girişimlerde bulunuyor.
Bundan dolayı Bin Selman bir sonraki aşamada, geçmişte muhaliflere karşı kullandığı baskının aynısını büyük olasılıkla kullanacaktır. Bu, Suudi Arabistan'da iddia edilen reformu sürdürme gerekliliğidir.
Suudi Ordusu, yönetim karşıtı darbe girişimi düzenleyebilir mi?
Suudi Ordusunun yapısı ve saflarındaki ilişkilerin doğasını bildiğimizden dolayı, bu ordunun yeteneklerinin sınırlı olduğu ve yeterli uzman kadroya sahip olmadığı sonucuna varıyoruz. Bunu yanı sıra bu ordu, büyük ölçüde yabancı güç birliklerin ortaklığına dayanıyor ve kabile reisleri tarafından yönetiliyor. Bu ve diğer unsurlar, Suudi Arabistan'da bir darbe girişimi ihtimalini zayıflatıyor. 1964 yılında, Kral Suudi bin Abdülaziz'in görevden alındığı ve Veliaht Prens Faysal bin Abdülaziz'in onun görevine getirildiği zaman, Suudi Arabistan liderinin birtakım hastalıkları olması ve resmi görevlerini dahi yerine getirememesi itibariyle, iktidar ailesinde önde gelen isimler arasında bir anlaşma olduğu sürece darbe girişimi olmadı.
Bu veriler, Muhammed bin Selman'ın, Kraliyet Sarayı yakınlarında bir ateş açma olayı düzenlemesinin en olası ihtimal olduğuna işaret ediyor. Bu iş, reform bahanesiyle muhalifleri tasfiye etme planlarını yürütmek için Bin Selman tarafından kullanılabilir.
Bin Selman'ı bu olaya götüren gerekçeler ne olursa olsun, sonuç olarak, daha çok muhalifi tutuklayarak güvenlik organlarını sıkı tutmak gibi amaçlarına hizmet ettiği söylenebilir.
Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş