İNTİZAR - Irak'ta başkanlık seçimlerinin sona ermesi ve yeni başbakanın belirlenmesi ile birlikte, hükumeti kurmakla görevli olan yeni Başbakan Adil Abdulmehdi, hükumetini oluşturmaya başladı. Geçtiğimiz günlere Irak parlamentosu, Başbakan Abdulmehdi tarafından kabul edilerek onaylanan bir grup ismi aday gösterdi.
Bu gelişme, Iraklı bir grup siyasi gücün, kotasız bir teknokrat hükumeti kurulması çağrısında bulunduğu bir zamanda meydana geldi. Irak'ta teknokrat bir hükumetin kurulması, halkın da azımsanmayacak bir kısmının istediği yönetim şeklidir.
Irak hükumetinin geleceği ve yeni hükumetin ayrıntıları hakkında daha fazla bilgi edinmek için, “Al-Waght" analiz haber sitesi, Ortadoğu işleri uzmanı Dr Saadallah Zarei ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Irak halkı, mozaik bir toplumdur
Nur Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Dr. Saadallah Zarei, Iraklı birtakım siyasi akımın teknokrat hükumeti kurulması yönündeki taleplerini ve geçtiğimiz günlerde yeni hükumetin bakanlarının seçilmesi üzerine gündeme gelen söylemleri değerlendirerek konuşmasına başladı:
Öncelikle, teknokrat kavramının Irak'taki bakanların siyasi kimliğinin belirlenmesinde bir esas olarak alınmasının, çok doğru ve işlevsel bir yöntem olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü Irak'ın siyasal ve toplumsal yapısı, politikacılarının bu şekilde bir siyasi kimliğinin kaynağı olan Batı toplumlarının yapısından çok farklıdır. Diğer yandan, ilk olarak yürütme organının uzmanlardan oluşması gerektiği de su götürmez bir gerçektir. Bu noktada teknokrat hükumetten başka bir yapı zaten düşünülemez.
Öyleyse, bana kalırsa Adil Abdulmehdi'nin bakanların ismini açıklamasının ardından sorulması gereken asıl soru şöyledir; Yeni hükumet mutlak kota sistemini terk etmiş midir, bu seçimi başbakan mı yapmıştır? Irak, genel olarak Şiiler, Sünniler ve Kürtlerden oluşan mozaik bir toplum yapısına sahiptir. Bu grupların her biri belirli bir coğrafyaya aittir.
Bu üç temel gruptan her biri, yine mozaik yapıya sahip alt grupları bünyesinde barındırmaktadır. Örnek verecek olursak Kürtler, Erbil'de Kürdistan Demokratik Partisi, Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Süleymaniye'deki Değişim Hareketi Partisi gibi çeşitli ittifak ve partilere sahiptir. Aynı zamanda Kürdistan İslami Birliği ve İslami Grup gibi farklı partilerin yanı sıra, Yeni Nesil gibi yeni akımlar ve birçok Kürt akımı ülkede yer almaktadır.
Ülkede yer alan Sünnilerin durumu da budan farksızdır. Kendine has olan Musul ve Anbar illerinde, çeşitli Sünni siyasi akımlar ve hareketlerden oluşan geniş bir yelpaze vardır.
Şiiler de Davet Partisi, Irak İslam Yüksek Konseyi Partisi, Yakubi akımı ve Hukuk Devleti akımı gibi çok sayıda akım ve partiye sahiptir.
Irak'ın sahip olduğu mozak toplum yapısı göz önünde bulundurulduğunda, diğerlerinden üstün olan bir partinin varlığından söz edemeyiz. Siyasi akımlardan oluşan bir koalisyon hükumetini kurmanın neredeyse tek yolu budur. Hükumet, mutlaka geniş bir siyasi akım yelpazesinden oluşmak zorundadır. Tüm bu akımların yeni hükumette yeri olmak zorundadır.
Eğer bu sağlanmazsa, hükumet büyük zorluklar ile karşı karşıya kalacak ve kitlesel muhalif sesler yükselmeye başlayacaktır.
Bundan dolayı, Irak'taki yeni hükumetin daha çok partiye yakınlaşması ve onlara güvenmesi kaçınılmaz bir şekilde gerekmektedir. Zira çözüm için başka bir alternatif yoktur. Aksi taktirde, gücüne güvenerek halkına ve ülkedeki akımlara baskı uygulayan diktatör Baas Partisi döneminde yaşananlara benzer bir durum, onları bekleyecektir. Bu durum, kolay kolay kontrol altına alınamayacak bir kargaşaya yol açacaktır. Bundan dolayı -seçimler sona ermediği müddetçe - gelecekteki Irak hükumeti, belirli bir düşünceyi benimseyen bir hükumet değil, mozaik toplum gerçeğine dayanan bir hükumet olmalıdır.
Adil Abdulmehdi hükumeti, “herkes için hükumet” teorisini uyguluyor
Dr. Saadallah Zarei şöyle devam etti: Seçim sonuçlarının belirlenmesinin ardından, mevcut hükumetin oluşturulması için başlıca Şii siyasi gruplarının oluşturduğu iki kutup tarafından çok çaba sarf edildi. Ancak Muhammed el-Halbusi'nin Meclis Başkanı seçilmesi ve önce Berham Salih'in seçilmesi ve ardından Adil Abdulmehdi'nin Başbakan olarak seçilmesi ile birlikte, devlet kurma programı bir kenara koyuldu ve tüm tarafların katılımı ile ulusal birlik hükumeti kuruldu.
Bundan dolayı, bugün Abdulmehdi hükumetinde yaşananlar, "herkes için devlet" teorisidir. Bu durum, önceki hükumetlerde bakanların belirlenmesi yöntemine kıyasla büyük bir fark ve radikal bir değişimdir.
Geçmişte, Irak parlamentosunda bakanların seçilme prosedüründe, yönetimdeki mevcut akımlar bakanların koltuklarını belirleyen ve tasnif eden tek otorite idi. Anlaşmaya varıldıktan sonra, her parti kendi üyelerinden bir kişiyi aday gösteriyor, ardından başbakan bunları onaylıyor ve bakanı olarak kabul ediyordu. Yani başbakan, aslında hükumetin kurulması işini yöneten bir sekreter konumundaydı. Bakanları görevden alma yetkisi dâhi yoktu.
Ancak bugün, koşullar büyük oranda değişti. Fakat aynı zamanda , kendisine sunulan adaylar arasından bakan seçen mevcut başbakanın denetimindeki yeni bir yöntem ile, mevkilerin (kotalar) korunması ilkesi de muhafaza edildi. Zira Başbakan Abdulmehdi, her partinin beş kişiyi aday göstereceği ve bunlardan birini seçeceğini duyurdu.
Bundan dolayı, Irak'ta geçmişteki durum tam olarak düzeltilemediyse de olabilecek en iyi şekilde iyileştirildiğini söyleyebiliriz.
Kaynak: Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş