36868-cats.jpg

CİA ve medya: Dünyanın bilmesi gereken 50 gerçek

"2000 ve 2004 yıllarındaki seçim hilelerinin, 11 Eylül 2011 olaylarının, Irak ve Afganistan işgallerinin, Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasının ve İŞİD’in yaratılmasının örtbas edilmesini düşünün. Bunlar yakın dünya tarihinin en dikkate değer olayları arasındadır ve buna rağmen bu olaylar Amerikan halkının çoğunun haklarında tamamen bilgisiz oldukları olaylardandır..."

19 Eylül 2015 Cumartesi
İkinci Dünya Savaşının bitişinden itibaren, Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA), halkın düzenli olarak gördükleri, duydukları ve okudukları üzerinde oldukça fazla etki uygulayarak, Birleşik Devletlerdeki ve yabancı haber yayın organları içerisinde önemli bir güç haline geldi. CIA'in politika yazarları ve gazetecileri benzer şekilde, eğer varsa bile birkaç bağlantıya sahip olduklarını iddia edeceklerdir, buna rağmen nadiren yaptıkları yakın işbirliğinin kabul edilmiş tarihi, gerçekte, medya tarihçilerinin incelemek konusunda isteksiz davrandıkları, oldukça farklı bir hikâyeye işaret etmektedir.
 
Ciddi bir biçimde uygulandığında gazetecilik mesleği bireyler, yereller, olaylar ve sorunlar ile ilgili bilgilerin toplanmasını içermektedir. Teoride, söz konusu bilgiler insanlara dünyaları hakkında haber ve bilgi verir ve dolayısıyla “demokrasiyi” güçlendirir. Bu durum, tam anlamıyla, istihbarat teşkilatlarının haber kuruluşlarından ve bireysel gazetecilerden bir mal olarak istifade etmelerinin nedenidir ve Alman gazeteci Udo Ulfkotte'nin (aşağıda madde 47) deneyimlerinin ileri sürdüğü üzere, bu uygulama en az Soğuk Savaşın doruk noktasında olduğu dönemdeki kadar geniş çapta yaygındır.
 
2000 ve 2004 yıllarındaki seçim hilelerinin, 11 Eylül 2011 olaylarının, Irak ve Afganistan işgallerinin, Suriye'nin istikrarsızlaştırılmasının ve İŞİD'in yaratılmasının örtbas edilmesini düşünün. Bunlar yakın dünya tarihinin en dikkate değer olayları arasındadır ve buna rağmen bu olaylar Amerikan halkının çoğunun haklarında tamamen bilgisiz oldukları olaylardandır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin her zaman her yerde olduğu ve insanların çok iyi bir şekilde bilgilendirildikleri yanılsamasını korumalarının telkin edildiği bir çağda, normal bir bireyin bu durumun devam etmesinde neden böyle ısrar edildiğini sorması gerekmektedir.
 
Ayrıca, neden seçkin Birleşik Devletler gazetecileri, düzenli bir şekilde, geçen yarım yüzyıl içerisinde Amerika'nın trajik tarihini şekillendiren, 1960'lardaki politik suikastlar veya uluslararası uyuşturucu ticaretinde CIA tarafından oynanan merkezi birincil rol gibi diğer derin olayları sorgulamayı becerememektedirler?
 
Basın odası sosyolojisi, reklam baskısı, tekel sahipliği, haber kurumlarının “resmi” kaynaklara duydukları yoğun güven ve gazetecilerin meslekte ilerleme uğruna yaptıkları basit araştırmalar gibi alanlar dahil olmak üzere bu alanlardaki ana akım gazeteciliğinin hemen hemen evrensel başarısızlığına dair, popüler ve akademik yorumcular çeşitli sebepler ileri sürmüşlerdir. Ayrıca profesyonel halkla ilişkiler dalaverelerinin etkisi konusunda da şüpheye yer yoktur. Bununla birlikte bu gibi geniş bir sessizlik komplosu çok nadiren incelenmiş başka bir aldatmaca sahası öneriyor; özellikle CIA ve benzeri istihbarat teşkilatlarının, alaylı kişilerce güç bela tasarlanmış yöntemlerle fikir ve düşünce biçimlendirmesi amacıyla, haber yayın organlarına süregiden dahiliyetleri.
 
Aşağıda sunulan tarihi ve çağdaş gerçekler – kesinlikle geniş kapsamlı ve ayrıntılı olmayan –  söz konusu kuruluşların popüler hafızayı etkilemek yada en azından belirlemek için gerekli gücü ellerinde nasıl bulundurduklarına ve saygıdeğer kuruluşların tarihsel kayıt olarak kabul ettikleri şeylerin ne olduğuna dair kısa bir bakış sunmaktadır.
 
1. CIA'in ALAYCI KUŞ (MOCKINGBIRD) Operasyonu,  araştırmacılar arasında,  Teşkilatın, Birleşik Devletlerin önemli haber yayın organlarına ilgisini ve bu organlarla ilişkisini işaret eden, uzun süredir bilinen kilit taşıdır olarak kabul edilir. ALAYCI KUŞ  CIA'in müjdecisi olan ve İkinci Dünya Savaşı esnasında, öncelikli olarak Avrupa tiyatrosunda  faaliyette bulunan gazetecilerden ve psikolojik savaş uzmanlarından oluşan bir ağ kuran, Stratejik Hizmetler Bürosundan (OSS, 1942-47) doğmuştur.
 
2. OSS himayesinde oluşturulan ilişkilerin birçoğu savaş sonrası döneme, Dışişleri Bakanlığı tarafından işletilen, OSS personeli Frank Wisner tarafından denetlenen, Politika Koordinasyon Bürosu (OPC) adlı bir kuruluş vasıtasıyla taşınmışlardır.
 
3. Tarihçi Lisa Pease'in gözlemi şöyledir: “OPC, 1949 yılında 302'ye, 1952'de 2812'ye - denizaşırı sözleşmeli personel ile birlikte 3142'ye - yükselen personel sayısı ile yeni vücut bulmuş CIA içerisinde en hızlı büyüyen birim haline geldi. Aynı dönemde, bütçesi 4,7 milyon dolardan 82 milyon dolara yükseldi.” James DiEugenio ve Lisa Pease, Suikastlar: JFK, MLK, RFK ve Malcolm X'e dair Derin Araştırma Dergisi içinde Lisa Pease, “Medya ve Suikastlar”, Port Townsend, WA, 2003, 300.
 
4. Bir çok profesyonel CIA görevlileri gibi muhtemel CIA Yöneticisi / Merkezi Haber Alma Yöneticisi (DCI) Richard Helms de United Press International adlı basın firmasının Berlin Bürosundaki amiri tarafından, OSS'nin deneyimsiz “kara propaganda” programına katılmak üzere işe alındı. Helms'in patronu şöyle yorum yapar: “‘Sen doğal olan birisisin,” Richard Helms, Tetikte Oluşum: Merkezi Haber Alma Teşkilatında Bir Ömür, New York: Random House, 2003, 30-31.
 
5. Wisner, kendi şubesinin “şekerleme” diye bahsettikleri, Marshall Planı fonlarını kendi bölümünün ilk maceralarının faturalarını ödemek için kullandı. CIA ajanı Gilbert Greenway şöyle hatırlıyor: “Tümünü harcayamadık bile, Hatırlıyorum, bir keresinde Wisner ve sayman kontrolör ile buluşmuştuk. Tanrım dedim, bunu nasıl harcayacağız? Sınır yoktu ve hiç kimse hesap vermek zorunda değildi. Harika bir durumdu.” Frances Stonor Saunders, Kültürel Soğuk Savaş: CIA ve Sanat ve Edebiyat Dünyası, New York: The New Press, 2000, 105.
 
6. OPC, CIA'i meydana getirmek için 1948 yılında Özel Operasyonlar Bürosu ile birleştirildiğinde, OPC'nin mal varlığı benzer şekilde absorbe edilmişti.
 
7. Wisner çok gizli “Propaganda Araçları Envanterini” devam ettirdi. Bu envanter Wisner'in Wurlitzer'ı (bir piyano markası) olarak biliniyordu. Bu Wurlitzer sanal bir kişi listesine benziyordu. Bu listede Wisner hangi ezgiyi isterse veya seçerse, onu çalmaya hazır 800'den fazla basın ve bilgi kuruluşu bulunuyordu. “Ağ gazetecileri, köşe yazarlarını, kitap yayımcılarını, editörleri, Özgür Avrupa Radyosu gibi bütün kurumları ve çeşitli haber yayın organlarında çalışan serbest gazetecileri içeriyordu.” Pease, “Medya ve Suikast,” 300.
 
8. Bir CIA analistine göre, Wisner'in operasyonunun düzgün olarak işler hale gelmesinden birkaç yıl sonra, Wisner, New York Times, Newsweek, CBS ve diğer iletişim araçlarının saygın üyelerine ve serbest gazetecilere “sahip oldu”. Bu kişilerin sayısı toplamda dört yüz ila altı yüzü buluyordu. Deborah Davis bu durumdan şöyle bahsediyor: “Bu kişilerin her biri, bir kod isme, bir saha sorumlusuna ve bir saha ofisine sahip, ayrı bir “operasyondu, ayrı bir araştırmacı gazeteciydi. Bu kişilerin masrafı yıllık onlarca yüzlerce bin doları buluyordu, hiçbir zaman kesin bir hesap verme olmadı.” Deborah Davis, Büyük Katharine: Katharine Graham ve Washington Post, İkinci Baskı, Bethesda MD: National Press Inc, 1987, 139.
 
9. Gazetecilik kisvesi altındaki psikolojik operasyonlar, kamuoyunu ve aynı zamanda seçkinlerin bakış açılarını etkilemek ve yönlendirmek için gerekli görülüyordu. CIA Ajanı Miles Copeland şu notu düşüyor. “Birleşik Devletler Başkanı, Dışişleri Bakanı, Kongre Üyeleri ve hatta CIA Yöneticisinin kendisi bile, aynı konuda bir CIA raporunu okumaya bile gerek duymadıklarında, Cy Sulzberger, Arnaud de Borchgrave veya Stewart Alsop tarafından hazırlanan bir raporu okuyacak, inanacak ve etkileneceklerdi.” Pease'den alıntı, “Medya ve Suikast,” 301.
 
10.  Darrell Garwood dikkatimizi şu yöne çekiyor: “1950'lerin ikinci yarısında, Büro, akademinin, misyoner teşkilatların, etkili gazetelerin ve kitap yayımcılarının yayın kurullarının ve kamuoyunun etkin bir şekilde etkilenebildiği diğer merkezlerin kılcal damarlarına sızarak, örtülü faaliyetlere yöneltilen eleştirileri sınırlandırma ve kongre gözetimini ve potansiyel hukuki müdahale olasılığını ortadan kaldırma arayışına girdi.” Darrell Garwood, Gizli: Otuz beş Yıllık CIA Aldatmacası, New York: Grove Press, 1985, 250.
 
11.  CIA sıklıkla editoryal karar oluşturma süreçlerinde araya giriyordu. Örneğin, CIA 1954 yılında Guatemala'da, Arbenz rejimini devirmek üzere bir operasyon başlattığında, Eisenhower'in Dışişleri Bakanı Allen ve CIA yöneticisi John Foster Dulles New York Times yayımcısı Arthur Hays Sulzberger'e ziyarette bulunarak muhabir Sydney Gruson'u Guatemala'dan Mexico City'ye atamasını istediler. Böylelikle Sulzberger, devrimin sebep olacağı bir takım yankıların Mexico'da hissedilebileceği gerekçesi ile Gruson'u Mexico City'e yerleştirdi. Pease, “Medya ve Suikast,” 302.
 
12.  Carl Bernstein 1977'de şunları naklediyor: “1950'lerin başından itibaren CIA, CIA ajanlarına muhteşem bir kılıf olan, İngilizce ve yabancı dillerde yayın yapan birçok yabancı basın organını, dergileri ve gazeteleri gizli olarak finanse etti. Bu yayınlardan bir tanesi Rome Daily American idi ve 1970'lere kadar bu gazetenin %40'ına CIA sahipti.” Carl Bernstein, “CIA ve Medya,” Rolling Stone, Ekim 20, 1977.
 
13.  Bernstein'a göre CIA, “Teşkilatın yönlendirmelerine çok daha fazla maruz kalan” maaşlı muhabir ve serbest çalışan gazeteciler ile olan ilişkilerine rağmen, haber yayın organları yöneticileri ile gayrı resmi ilişkiler kurdu. “Birkaç yönetici - New York Times'dan Arthur Hays Sulzberger bunlar arasında idi – gizlilik anlaşmaları imzaladı. Fakat söz konusu resmi mutabakatlar nadiren yapılıyordu: Teşkilat görevlileri ve medya yöneticileri arasındaki ilişkiler genellikle sosyal ilişkilerdi – ‘Georgetown'daki P ve Q sokak eksenleri' diye anlatıyor bu durumu bir kaynak. “William Paley'e muhbirlik yapmayacağına dair bir kağıt parçası imzalamasını söylemezsiniz.” Yazar Debora Davis şöyle açıklıyor: “CBS yöneticisi William Paley'in CIA Yöneticisi Dulles ile kişisel ilişkisi iletişim endüstrisindeki en etkili ve anlamlı ilişkilerden biri olarak bilinmektedir. Paley CIA ajanları için kılıf sağlamıştır, haber filmlerinde verilmeyen bilgiler temin etmiştir, muhabirlerin sorgulanmasına izin vermiştir ve 1970'lerin ortalarına kadar süren CIA ve ana yayıncılık firmaları arasındaki işbirliğinin birçok açıdan standartlarını oluşturmuştur.” Deborah Davis, Büyük Katharine Graham ve Washington Post, İkinci Baskı, Bethesda MD: National Press Inc, 1987, 175.
 
14.  Bernstein, 1977 tarihli önemli makalesinde şunlara dikkat çekiyor: “CIA görevlilerine göre, teşkilatın Times ile ilişkisi öbür gazeteler ile kıyaslandığında en değerli ilişkiydi. 1950'den 1960'a kadar, gazetenin son yayımcısı Arthur Hays Sulzberger tarafından onaylanan anlaşmalar altında yaklaşık 10 CIA çalışanına Times örtüsü/kılıfı sağlanmıştı.   Kılıf düzenlemeleri, mümkün olan her durumda CIA'e yardım temin etmek için Sulzberger tarafından belirlenen genel Times politikasının bir parçasıydı.” Buna ek olarak, Sulzberger CIA Yöneticisi Allen Dulles'in yakın bir arkadaşıydı. Bazı tartışmalarda bulunmuş olan yüksek seviyeli bir CIA görevlisi şöyle anlatıyor: “ Bu ilişki düzeyinde kudretlinin kudretli ile konuştuğu bir temastı bu. Prensipte bir anlaşma vardı, evet eğer gerçeği söylememiz gerekiyorsa, birbirimize yardım edecektik. Kılıf/örtü bahsi çeşitli durumlarda ortaya çıktı. Mevcut düzenlemelerin astlar tarafından ele alınacağı konusunda anlaşılmıştı… Kudret sahibi ayrıntıları bilmek istemedi; onlar inandırıcı yadsınabilirlik istiyorlardı.” Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
15.  Emekli subay, radyo – televizyon gazetecisi Daniel Schorr 1977'de şunları yazmış:  “CBS yöneticisi Paley CIA ile Teşkilatın, ağ kaynaklarını ve personeli kullanmasına izin vererek karşılıklı olarak çalıştı. Bu bir yardım şekliydi, şimdi, birkaç varlıklı kişinin CIA'e kendi özel gelirlerinden kaynak sağladıkları genel olarak bilinmektedir.” Schorr şu noktaya dikkat çekiyor: “Bu bende her nasılsa, kendisi ve teşkilat arasında bir gizlilik ve güven ilişkisinin olduğu izlenimini uyandırdı, ipuçları CBS'ye gizlice sızıldığını gösteriyordu. Örneğin: Bir haber editörü, New York'ta sabah erken saatte, bilinmeyen kişilerin izni ile bir CIA görevlisinin radyo kontrol odasına geldiğini, tüm dünyadaki CBS muhabirlerini dinlediğini, ‘Dünya Haberlerine Genel Bakış' programının spotlarını kaydettiğini ve olayları görev başındaki editörle tartıştığını hatırlıyor. Sam Jaffe'nin iddiasına göre, kendisi 1955 yılında CBS'e iş başvurusu yaptığında bir CIA görevlisi işe alınacağını söylemiş ve akabinde işe alınmış. Ona Moskova'ya gönderileceği söylenmiş ve akabinde Moskova'ya gönderilmiş. 1960 yılında U2 pilotu Francis Gary Powers'ın yargılanmasının üzerini örtmek için işe alınmış.” Schorr şöyle devam ediyor: “[Richard] Salant bana şunları söyledi: “1961 yılında CBS News'un başkanı olduğumda CIA'in bir olay istihbarat görevlisinin beni aradı ve ‘Uzun süredir devam eden, Paley ve Stanton'un [CBS Başkanı Frank] bildiği ilişkiyi devam ettirmek istediğini söyledi.”” “Ama Stanton, Salant'a bildiği herhangi bir mecburiyet olmadığını söylemişti.” (276). Schorr, Daniel. Sis Bulutunu Dağıtmak, Boston: Houghton Mifflin, 1977, 277, 276.
 
16.  National Enquirer'ın yayımcısı Gene Pope Jr. 1950'lerin başlarında CIA'in Italya masasında kısa bir süre çalıştı ve bundan sonra Teşkilatla yakın bağlarını muhafaza etti. Pope'un oğlu şunları yazıyor: “Pope alacak makbuzları ve borç kağıtları toplamak adına ‘Bir yıllık manşet için yeterli malzemeyi oluşturan CIA'in adam kaçırma ve cinayetlerinin' ayrıntılarını kapsayan onlarca hikayeyi yayımlamaktan sakındı. Bunlara ihtiyacı olduğunda bildiği hiçbir şey olmadığını ifade etti ve 20 milyonluk bir sirkülasyona ulaştığında bu borç kağıtları kullanışlı hale geldi. Bu durum meydana geldiğinde neredeyse hükümetin bir bölümü kendisinin sesi haline gelmiş durumdaydı ve üstü örtülecek birçok şey vardı.” Paul David Pope, Babalarımın Başarıları: Büyükbabam ve Babam New York'u Nasıl İnşa Etti ve Bugünün Tabloit Gazetelerini Nasıl Yarattı? New York: Phillip Turner/Rowman & Littlefield, 2010, 309, 310.
 
17.  1970'lerin sonlarında Pope'un National Enquirer'ının yayımlamaktan çekindiği, şiddetli tartışmalara yol açabilecek, uzun zamandır yoğun beğeni toplayan, 12 Ekim 1964'te öldürülen, Başkan Kennedy'nin sevgilisi Mary Pinchot Meyer'in günlüğünden alıntıların merkezine oturan bir hikâyeydi. “Hikâyeyi yazan muhabirler bile, CIA'in karşı casusluk operasyonlarının Başkanı James Jesus Angleton'u sahne içerisine yerleştirebiliyorlardı.”     Bir diğer potansiyel hikaye'de “[Howard] Hughes ve CIA'in yıllardır bağlantılı olduklarını ve CIA'in Hughes'a, Teşkilat için kritik öneme sahip alt komitelerde bulunan yirmi yedi kongre üyesini ve senatörü, kampanya bağışları şeklinde gizlice finanse etmesi için para verdiğini kanıtlayan dokümanları içeriyordu. Ayrıca CIA'in cephesi olarak adlandırılan ve CIA tarafından kaynak sağlanan elli üç tane uluslar arası firma... ve ana akım medya organizasyonları için çalışan ve teşkilatla top oynayan muhabirlerin listesi mevcuttu.” Pope, Babalarımın Başarıları, 309.
 
18.  Teşkilatın karşı casusluk bölümünü 25 yıl boyunca yöneten Angleton, “tamamen müstakil casus gazeteci kadrosundan oluşan tam bağımsız bir grubu yönetti. Bu casus gazeteciler hassas ve sıklıkla tehlikeli görevlerde bulundular; bu grup hakkında çok az bilgiye sahibiz, bunun sebebi çok basit, Angleton incelikli bir tasarlamanın sonucunda sadece içinden çıkılması çok güç, anlaşılması çok zor dosyaları saklamıştı.” Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
19.  CIA 1950'ler boyunca ajanlarını birer gazeteci olarak faaliyette bulunmaları amacıyla eğitmek üzere “resmi bir eğitim programı” yürütmüştür. Yüksek seviyeli bir CIA görevlisi şu açıklamayı yapıyor: “İstihbarat görevlilerine ‘muhabirler gibi gürültü yapmaları öğretiliyordu' ve bu eğitim sonrasında, yönetimin yardımıyla belli başlı basın yayın organlarına yerleştiriliyorlardı.” CIA yöneticisi şunları söyleyerek devam ediyor: “Bunlar belli rütbeleri aşan ve kendilerine ‘Sen gazeteci olacaksın' denen kişilerdi.” Ama teşkilatın tercihi bu sanayi içerisinde zaten yerleşik olan gazetecileri tutmaktı. Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
20.  Halka yakın gazete köşe yazarları ve radyo televizyon gazetecilerinin Teşkilatla yakın bağları muhafaza ettikleri biliniyordu. Bernstein şöyle sürdürüyor sözlerini: “Muhabirler ve kaynakları arasında, CIA ile olan ilişkisi normal olarak sürdürülenlerden çok daha ötelere ulaşan belki bir düzine iyi tanınan köşe yazarı ve radyo televizyon yorumcusu vardı. Teşkilat içerisinde onlardan ‘bilinen mallar' olarak bahsedilirdi ve onlara çok çeşitli gizli görevlerin gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak güvenilebilirdi; Teşkilatın bakış açısına göre çeşitli konuları çabuk kavrayanlar olarak değerlendirilirlerdi.” Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
21.  Davis'in (172) gözlemleri şöyle: “Frank Wisner, Allen Dulles ve Washington Post‘un yayımcısı Phillip Graham yakın arkadaştılar ve Post Birleşik Devletlerde, CIA ile bağlantılarından dolayı en etkili haber organlarından biri haline gelmişti. İstihbarat ile Post yöneticilerinin bireysel ilişkileri Post Firmasının savaştan sonraki gelişimi kadar hızlı bir şekilde gelişmesinin gerçek sebebi olmuştur. Sırları, ALAYCI KUŞ'tan itibaren şirketlerinin sırrıydı. Phillip Graham'ın istihbarata bağlılığı, arkadaşı Frank Wisner'a, Washington Post'u Washington'daki egemen haber aracı haline getirme hususunda yardım etmek ile ilgili bir menfaat sağladı. Bunu daha önce iki en kritik yatırıma, Times-Herald ve WTOP radyo ve televizyon istasyonuna yardım ederek yapmışlardı.” Davis, Büyük Katharine: Katharine Graham ve Washington Post, 172.
 
22.  Birinci Dünya Savaşının ardından Woodrow Wilson yönetimi gazeteci ve yazar Walter Lippmann'a Sorgulama Ajanlarını işe alma görevini verdi, türünün ilk örneği olan bu ultra gizli sivil istihbarat örgütünün rolü hem Wison'ı barış görüşmelerine hazırlamak için bilgilerin doğruluğunun soruşturulmasını sağlamaktı hem de Wall Street spekülatörleri ve petrol şirketleri için yabancı doğal kaynakları tespit etmekti. Tarihçi Servando Gonzalez şu notu düşüyor: “Bu organizasyonun faaliyetleri, “ham verilerin planlanması, toplanması, sindirilmesi ve yayına hazırlanması şeklinde adlandırılan, nihai olarak CIA tarafından uygulanan işlevin bir prototipi olarak hizmet verdi. Bu kabaca CIA'in istihbarat çevrimine tekabül etmektedir: planlama ve yönlendirme, toplama, işleme, üretim ve analiz ve yayma.” Sorgulama ajanlarının çoğu daha sonra Dış ilişkiler Konseyinin üyelerine dönüşüyorlardı. Lippmann Washington Post'un en iyi bilinen köşe yazarı olmak üzere yoluna devam edecekti. Servando Gonzalez, Psikolojik Savaş ve Yeni Dünya Düzeni: Amerikan Halkına Karşı Yürütülen Gizli Savaş, Oakland, CA: Spooks Books, 2010, 50.
 
23.  Birleşik Devletlerin en önde gelen iki haftalık haber yayın organı Time ve Newsweek CIA ile çok yakın ilişkilerini korudu. Carl Bernstein' göre durum şöyleydi: “Teşkilatın dosyaları her iki haftalık haber yayın organı için çalışan yabancı muhabirler ve bağımsız gazeteciler ile yapılan anlaşmaları içermekteydi. Allen Dulles, iyi arkadaşı olan, Time ve Life dergilerinin kurucusu olan, rahatlıkla ekibinin belirli elemanlarının Teşkilat için çalışmasına izin veren ve basın tecrübesinden yoksun CIA ajanları için iş ve basın kartı sağlamak üzere anlaşmalar yapmış olan rahmetli Henry Luce ile beraber söze girerdi.”  Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
24.  Eski CIA görevlisi E. Howard Hunt otobiyografisinde Bernstein'in “CIA ve Medya” makalesinden ayrıntılı bir alıntı yapar: “Bu raporun aksini kanıtlayacak herhangi bir şey bilmiyorum.” Hunt, Watergate ününe sahip araştırmacı gazeteci yeterince başarılı olamadığını iddia ederek şunları açıklar: “Bernstein, ek olarak, ülkenin en üst düzey medya yöneticilerinin bazılarını teşkilatın değerli malları olarak tanımlar… Fakat teşkilatla işbirliği yapan organizasyonların listesi, medya endüstrisinin ve ayrıca ABC, NBC, Associated Press, UPI, Reuters, Hearst Newspapers, Scripps-Howard, Newsweek dergisi ve diğerlerinin gerçek bir ‘Kim Kimdir' kitapçığı gibidir.” E. Howard Hunt, Amerikan Casusu: CIA'deki Gizli Tarihim, Watergate ve Ötesi, Hoboken NJ: John Wiley & Sons, 2007, 150.
 
25.  1964 yılında, gazeteciler David Wise ve Thomas B Ross tarafından, Görünmeyen Hükümet‘in yayımlanmasıyla, CIA'in ilk teşhir edilme girişimi ortaya çıktığında, CIA tüm baskıyı, kitabı halktan saklamak için satın almayı düşündü, sonuçta kitaba karşı yargıda bulundu. Yazarlar Wise ve Ross kitabın girişinde şunları yazıyorlar: “Şu aşamada bu durum sadece algılanabilen bir başlangıç, bu gölge hükümet 190,000,000 Amerikalının hayatlarına şekil veriyor. Barış ve savaşı içeren önemli kararlar kamu görüşüne başvurulmadan cereyan ediyor. Uygun şekilde bilgilendirilmiş bir vatandaş, Birleşik Devletlerin dış politikasının bir taraftan sıklıkla halka açık bir şekilde işlediği ve diğer taraftan da gizlice Görünmez Hükümet vasıtasıyla işletildiği yönünde şüphe duyabilir.” Lisa Pease, “CIA İmparatorluğu Misilleme Yaptığında,” Consortiumnews.com, 6 Şubat, 2014.
 
26.  Teşkilatın haber yayın organlarına sızması derin olaylara yönelik kamu algısını şekillendirdi ve söz konusu olaylara dair resmi açıklamaları alttan destekledi. Örneğin, Başkan John F. Kennedy'nin suikastı ile ilgili Warren Komisyonu raporu, tüm Birleşik Devletler basın kuruluşları tarafından, ağız birliği etmişçesine rağbet gördü. Araştırmacı muhabir Fred Cook şöyle hatırlatıyor: “Hayatımda hiç böyle bir evrensel övgü ile karşılanan resmi rapor görmemiştim çünkü 24 Eylül 1964'te halka açıklandığında Warren Komisyonunun bulguları basın kuruluşlarının görüşleri ile bağdaşıyordu. Tüm seçkin televizyon ağları, rapora, özel programlar ve analizler ayırdı, sonraki gün gazeteler bulgularını ayrıntılandıran köşe yazıları ve bunlarla birlikte özel haber analizleri ve başmakaleler koydular.” Karar oy birliği ile alınmıştı. Rapor tüm sorulara cevap veriyordu, şüphe için hiçbir boş alan bırakmadı. Lee Harvey Oswald, yalnız ve yardım almadan, Birleşik Devletlerin başkanına suikast düzenleyerek öldürdü.” Fred J. Cook, Başıboş: Elli Yıllık Araştırma Raporlaması, G.P. Putnam's Sons, 1984, 276.
 
27.  1966 yılının sonlarında New York Times, Warren Komisyonu tarafından doyurucu bir şekilde ilgilenilmemiş olan Başkan Kennedy suikastını kuşatan çeşitli sorulara dair bir soruşturmaya başladı. Yazar Jerry Policoff'un gözlemleri şöyledir: “Hiçbir zaman tamamlanmamıştı ve aynı zamanda da New York Times da Warren Komisyonunun bulgularını bir daha hiçbir zaman sorgulamayacaktı.” Times'ın Houston Bürosundaki baş muhabir şöyle söylüyor: “Hikaye geliştirilirken, ben ve diğerleri, Times'ın peşine düşme zahmetine katlanmadığı bir sürü cevaplanmamış soruyla ortaya çıkmıştık. İyi bir yolda olabilirdim ve sonra birisi beni durdurdu ve California'da başka bir hikâyeye ya da şeye yolladı. Bu nedenle kimse ile ilişkilerimizi koparmadık. Gerçekten ciddi değildik.'” Peter Dale Scott, Paul L. Hoch ve Russell Stetler, eds., Suikastlar: Dallas ve Ötesi, New York: Vintage, 1976, 265 içerisinde Jerry Policoff, “Medya ve John Kennedy Cinayeti”
 
28.  Tarihçi James DiEugenio şu açıklamayı yapıyor: “New Orleans Bölge Savcısı Jim Garrison, 1966 yılında, JFK suikastı ile ilgili ve 22 Kasım 1963'e yol açan aylarda Lee Harvey Oswald'ın New Orleans'taki mevcudiyetini merkeze alan bir soruşturmaya giriştiğinde, Bölge Savcısı iki kasırga patlaması şeklindeki çapraz bir kırbaç etkisi altında kaldı. Biri Washington kaynaklıydı ve diğeri de New York. İlki, elbette hükümetten geldi, özellikle Merkezi İstihbarat Teşkilatı, FBI ve daha az etkili bir şekilde de Beyaz Saraydan.  New York kaynaklı patlama üst düzey ana akım medyadan geliyordu yani Time-Life ve NBC. Bu iki iletişim devi Garrison'u alay ve eleştiri saldırısı karşısında bir paratonere dönüştürmekte etkili idi. Organize edilmiş bu kampanya, Bölge Savcısının kendisi hakkında tartışma yaratmak suretiyle, Garrison'un örtüsünü kaldırmaya çalıştığı şeyden dikkatleri uzaklaştırma konusunda başarılı olmuştu.”  William Davy, Bırakın Adalet Yerini Bulsun: Jim Garrison Soruşturmasında Yeni Işık, Reston VA: Jordan Publishing, 1999, DiEugenio, Önsöz.
 
29.  CIA ve diğer Birleşik Devletler istihbarat teşkilatları Garrison'un 1966 – 69 yılları arasında yaptığı Kennedy Suikastı ile ilgili bağımsız soruşturmasını sabote etmek için haber yayın organlarını kullandılar. Garrison, JFK cinayetini çevreleyen girift ayrıntıları ciddi şekilde araştırmak için, mahkemeye çağırma yetkisine sahip olarak, tek olan emniyet teşkilatına başkanlık yaptı. Garrison'un en önemli tanığı Gordon Novel, Garrison tarafından oluşturulan Büyük Jüri huzurunda ifade vermekten sakınmak için New Orleans'a kaçtı.  DiEugenio'ya göre CIA Yöneticisi Allen Dulles ve Teşkilat New Orleans'taki kaçak ile, CIA'in dostu bir düzine gazeteci vasıtasıyla temas kurmaya başladılar. Bu gazeteciler Bölge Savcısı hakkında akla gelebilecek en şok edici hikayeleri yazmaya devam ederek, bu küstahça girişimleri ile Garrison'un itibarını yok etmeye çalışıyorlardı.” James DiEugenio, İhanete Uğramış Kader: JFK, Küba ve Garrison Davası, İkinci Baskı, New York: SkyHorse Publishing, 2012, 235.
 
30.  CIA görevlisi Victor Marchetti yazar William Davy'ye şunları naklediyor: “1967'de o zamanki CIA Yöneticisi Richard Helms'in asistanı olarak personel toplantılarına katılırken Helms [eski OSS görevlisi, CIA ajanı ve Jim Garrison soruşturmasında birinci şüpheli]  Shaw'ın kötü durumu ile ilgili yoğun kaygılarını ifade etti. Sonra personeline şunu sordu, 'Yapabildiğimiz tüm yardımı buradan onlara yapıyormuyuz?'” William Davy, Bırakın Adalet Yerini Bulsun: Jim Garrison Soruşturmasında Yeni Işık, Reston VA: Jordan Publishing, 1999.
 
31.  “Komplo Teorisi” teriminin pejoratif boyutları Batı sözlüğünün içerisine CIA'in “medya malları” tarafından katıldı. Bu terim 1967 başlarında dünya çapındaki Teşkilat Büroları için yayınlanan, bir Teşkilat tebliğ niteliğini taşıyan Warren Raporu Eleştirisine İlişkin Dokümanda 1035-960 düzenlenen planda açıklandığı şekilde kullanılır. Bu dönemde Avukat Mark Lane'in Yargılama telaşı en çok satanlar listesinde en tepededir ve New Orleans Bölge Savcısı Garrison'un Kennedy Suikastı soruşturması ilgi çekmeye başlamıştır.
 
32.  Time, CIA ile dergi yayımcısı Henry Luce ve Eisenhower'ın CIA şefi Allen Dulles arasındaki arkadaşlıktan kaynaklanan yakın ilişkilere sahipti. Eski gazeteci Richard Helms 1966 yılında Merkezi İstihbarat Yöneticisi olarak göreve alındığında, Teşkilatı olumlu bir ışığa yerleştiren sonuçlar alma yönünde telkinlerde bulunarak, “basında dostluklar kurmaya başladı”. Time Washington muhabiri Hugh Sidney şunları hatırlıyor:  “‘[John] McCone ve [Richard] Helms ile birlikte, dergi, CIA ile ilgili bir şey yaparken, bir düzenleme yaptık, onlara gittik ve bunu önlerine koyduk… Hiçbir zaman kandırılmadık.' Benzer şekilde Newsweek, 1971 sonbaharında, Richard Helms ve “Yeni İspiyonculuk” hakkında bir kapak konusu hikâyesi yapmaya karar verdiğinde, bir Newsweek çalışanına göre, dergi bilgilerin çoğu için doğrudan teşkilata gitti. Ve makale genel olarak Helms'in satmak için çok çalıştığı hattı yansıttı: 1960'ların sonlarından itibaren, ilgi odağı ve CIA içerisindeki prestij, Gizli Hizmetlerden istihbarat analizlerine çevrildi ve işe alımların büyük çoğunluğu İstihbarat Başkanlığına yöneldi.” Victor Marchetti ve John D. Marks, CIA ve İstihbarat Tarikatı, New York: Alfred A. Knopf, 1974, 362-363.
 
33.  Garrison'ın biyografisinin yazarı ve Temple Üniversitesi insan bilimleri profesörü Joan Melen'in gözlemleri şöyle: 1970 yılında Jim Garrison yarı otobiyografik bir çalışma olan Taşın Mirası kitabını yazdı ve yayımladı. Bu kitapta New Orleans Bölge Savcısının CIA'in Birleşik Devletler sınırları içerisinde faaliyet gösterdiğini nasıl keşfettiği ve Warren Komisyonunun Oswald ve [Jack] Ruby'nin Teşkilatla birlikte çalışıp çalışmadığı şeklindeki sorusuna CIA'in cevap vermesinin nasıl altı ay sürdüğünü inceliyordu. “Taşın Mirasın'a cevap CIA “medya mallarını” topladı ve kitap, kitap eleştirmenleri tarafından, New York Times, Los Angeles Times, Washington Post, Chicago Sun Times ve Life dergisinde yazılarla eleştirildi. Melen şöyle açıklıyor: “John Leonard'ın  New York Times‘daki eleştirisi bir metamorfoz'u araştırıyordu. Orijinal som paragraf Warren Raporuna meydan okuyordu.” Leonard şunları yazıyordu: ‘Tüm bu ilişkilerde bir şeylerden kötü kokular geliyor. Kennedy'nin boyun organları neden Bethesda'da frontal bir atışa delil bulma amacıyla incelenmedi? Kennedy'nin naaşı neden Teksas'ta kanuni olarak gerekli tahkikat yapılmadan Washington'a götürülüverdi? Neden?' Bu paragraf Times'ın sonraki nüshalarında buharlaşmıştı. Yazının üçte biri gitmişti, bundan sonra eleştiri bitiyordu: ‘Açıkça Warren Komisyonunun dürüst olmayan bir iş çıkardığına inanmaktansa başarısız bir iş çıkardığına inanmayı tercih ediyorum. Garrison'un yetersizlikleri açıklamak için canavarlar yarattığını düşünmeyi tercih ediyorum' Joan Mellen, Adalete Bir Elveda: Jim Garrison, JFK Suikastı ve Tarihi Değiştirmesi Gereken Dava, Washington DC: Potomac Books, 2005, 323, 324.
 
34.  CIA Planlama Dairesi Başkan yardımcısı Cord Meyer Jr, Harper & Row'un onursal başkanı Cass Canfield Sr'a, Alfred McCoy'un Güneydoğu Asya'da Eroin Politikaları adlı kitabının yayımcısının kitabın piyasaya sürülmesini bekletmesi ile ilgili bir başvuruda bulunmuştu. Bu kitap yazarın saha çalışmasına ve Yale'deki doktora tezine dayanmaktaydı. Bu çalışmalarda yazar CIA'in afyon ticaretindeki aşikar rolünü araştırıyordu. McCoy şöyle anımsıyor: “CIA görevlisi kitabımın ulusal güvenliğe bir tehdit olduğunu iddia ederek Harper & Row'dan kitabın basımını önlemesini istedi. Bay Canfield, itibarını korumak adına bu isteği reddetti. Fakat yayımlanmadan önce el yazmalarını gözden geçirmek konusunu kabul etti.” Alfred W. McCoy, Eroin Politikası: Küresel Uyuşturucu Ticaretinde CIA'in Suç Ortaklığı, Chicago Review Press, 2003, xx.
 
35.  Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Albayı ve Pentagon – CIA irtibat subayı L Fletcher Prouty tarafından yazılan, yazarın CIA'in kara operasyonlarına ve casusluklarına dair ilk elden bilgileri anlatan Gizli Ekip adlı kitabının yayımlanması, 1971 yılında geniş çaplı bir sansür kampanyası ile karşılandı. Prouty'nin notu şöyle: “Kitabı yok etmek için düzenlenen kampanya bütün yurt çapında ve dünya çapındaydı. Kitap Kongre kütüphanesinden ve kolejlerin kütüphanelerinden kaldırıldı, aldığım mektuplar sıklıkla tüm bunları doğruluyordu… Ben, CIA'in ikna edici eli idaresinde, seçkin bir yayımcı [Prentice Hall] ve önemli bir karton kapaklı kitap yayımcısı [Ballantine Books] tarafından kitabının üstüne çizgi çekilmiş bir yazardım.” L. Fletcher Prouty, Gizli Ekip: Dünyanın ve Birleşik Devletlerin Kontrol edilmesinde CIA ve Müttefikleri, New York: SkyHorse Publishing, 2008, xii, xv.
 
36.  1975 yılındaki Pike Komitesi oturumları esnasında, kongre üyesi Otis Pike Merkezi İstihbarat Yöneticisi William Colby'ye şu soruyu sordu: “Televizyon Ağları için çalışan, CIA tarafından maaşları ödenen personele sahipmisiniz? Colby bu soruyu şöyle yanıtladı: “Bu, benim düşünceme göre ayrıntılara girmektedir Sayın Başkan, ben yürütme ile ilgili oturuma girmek istiyorum.” Komite oturumları tamamlandığında Colby 1975 yılında özellikle, CIA'in 12 ajandan oluşan bir ekiple medya kılıfını kullandığını, bundan daha azını da örtpas etme ve sansürleme operasyonlarının en parlak zamanlarında kullandığını kabul etti. Fakat tüm yapılan sorgulamalar, onu, en üstte olup işbirliği yapan yayımcılar ve ağ başkanları hakkında konuşmaya ikna edemedi.” Schorr, Sis Bulutunu Dağıtmak, 275.
 
37.  Eski CIA istihbarat görevlisi William Bader, CIA'in ulusal basın organlarına sızmasını araştıran Birleşik Devletler İstihbarat Komitesine şu bilgiyi veriyor: “Ortalığı kaplamış epeyce fazla miktarda ilişkiler ağı mevcut. Örneğin Time dergisini manipüle etmenize gerek çünkü yönetim seviyesinde teşkilatın adamları var.” Bernstein, “CIA ve Medya.”
 
38.  1985 yılında film tarihçisi ve profesör Joseph McBride 29 Kasım 1963 tarihli J. Edgar Hoover'a ait “Başkan John F. Kennedy'nin Suikastı” isimli bir bildiriye rastladı, bu bildiride FBI yöneticisi, teşkilatının “Merkezi İstihbarat Teşkilatında çalışan Bay George Bush” dahil olmak üzere gerekli bilgilere sahip iki kişinin temin edildiğini ifade ediyordu.  Gazeteci Russ Baker şu notu düşüyor: ”McBride, CIA'i bildiriye dair sorguladığında bir Halkla İlişkiler görevlisi kısa, öz, resmi ve donuk bir şekilde şu cevabı verdi ‘Bunu ne onaylayabilirim ne de inkâr edebilirim.' Kaynakları ve yöntemleri ile ilgilenildiğinde bu cevap teşkilatın verdiği standart cevaptı.” Ulus dergisinde, McBride “Orada Olmayan Adam, CIA Ajanı ‘George Bush'” adıyla bir hikaye yayımladığında, CIA bir açıklama ile ortaya çıktı. FBI kaydında sözü edilen, anlaşıldığı kadarıyla George William Bush olarak sözü edilen Bush CIA merkezinde formalite icabı gece vardiyasında çalıyordu ve bu merkez de söz konusu raporun alınabileceği en uygun yer durumundaydı. McBride, George Bush'un kuruluşlar arası bilgilendirmeye hiçbir zaman sahip olmadığını ve deneme süresinde olan kısa süreliğine işe alınmış bir personel olduğunu onaylamak için izini sürdü.  Bundan kısa bir süre sonra Ulus dergisi McBride tarafından yazılan ikinci bir hikaye yayımladı. Bu hikâyede yazar, Merkezi İstihbarat Teşkilatının Amerikan halkına bir yalanı yutturduğunu kanıtlayan deliller sunuyordu… McBridge'in önceki hikâyesinde olduğu gibi bu ifşa toplu bir medya yarılması tekabül eden bir durumla karşılandı. Çünkü olayı araştıranlar George H. W. Bush'u henüz 1953 yılında CIA'e bağlayan dokümanlar bulmuştu. Russ Baker, Sırlar Ailesi: Bush Hanedanı, Amerika'nın Görünmeyen Hükümeti ve Son Elli Yılın Saklı Tarihi, New York: Bloomsbury Press, 2009, 7-12
 
39.  1960'lı yılların sonundan 1980'li yıllara kadar Avrupa çapında süren, koordineli şekilde teröristlerin vurulması ve sivil hedeflerin bombalanması olaylarını içeren, CIA ve NATO'nun da dahil olduğu Batı casusluk teşkilatları arasındaki çok iyi dokümante edilmiş işbirliği olan Gladio Operasyonları, seçkin ana akım medya organlarından etkili bir şekilde silindi. 2012'de “Gladio Operasyonları” için gerçekleştirilen bir LexisNexis Akademik araştırması İngilizce dilindeki haber yayın organlarından, en çok İngiliz gazetelerinde görülen 31 makaleyi geri kazandı. Gladio'yu tartışan sadece dört makale Birleşik Devletler yayınlarında bir kez göründü, üçü New York Times‘da ve birine de Tampa Bay Times'da özet olarak değinildi. 2009'da BBC'de yayımlanan bir belgesel haricinde, hiçbir ağ veya kablo yayınındaki haber programı devlet sponsorluğundaki terör operasyonlarına değinmedi. Gladio'dan söz eden makalelerin hemen hemen tümü, 1990'da, Italyan Baş Bakanı Giulio Andreotti halka açık olarak sürece Italya'nın da katıldığını itiraf ettiğinde yayımlandı. New York Times, Birleşik Devletlerin dahiliyetinin vurgusunu azalttı. Bunu sayfa A16'da örtülü bir şekilde yayımlanan bir hikayede Gladio'yu “Bir Italyan Yaratımı” olarak belirterek, yanıltıcı bir şekilde yaptı. Gerçekte, eski CIA yöneticisi William Colby anılarında, örtülü paramiliter grupların II. Dünya Savaşından sonra kurulan, Teşkilatın dikkate değer projeleri olduğunu ve ayrıca Washington [ve] NATO'daki en güvenilir insanlardan oluşan en küçük seçkin ekipler olduğunu ortaya çıkardı.” James F. Tracy, “Sahte Bayrak Terörü ve Sessizlik Komploları” Global Research, 10 Ağustos, 2012.
 
40.  Oklahoma City'deki Alfred P. Murray Federal Binasının 19 Nisan 1995'teki bombalanmasından günler önce Merkezi İstihbarat Yöneticisi William Colby, Nebraska Eyaleti Senatörü olan arkadaşı John DeCamp'a, Birleşik Devletler içerisindeki Milis kuvvetler ve vatansever hareket ve bu hareketlerin çok geçmeden, süreli yayınlardan, teyp kasetlerinden ve radyo yayınlarından, dönemin kitaplarından oluşan alternatif medyanın kullanılması ile popülerlik kazanarak kabarması ile ilgili kişisel endişelerini içini dökerek şöyle belirtiyor: “Bu ülke için Savaş Karşıtı hareketin Vietnam savaşını yönetmeyi veya kazanmayı imkansız hale getirişini izledim, sevgili dostum sana söyleyeyim, Bir avukat olarak, içerisinde merkezi önemdeki bir obje haline geldiğin bu Milis kuvvetler ve vatansever hareket, eğer zekice yönetilmezse Amerikalılar için, savaş karşıtı hareketten şimdiye kadar hiç olmadığı kadar dikkat edilmesi gereken ve tehlikelidir bir haldedir. Düşündüğüm gerçekten de budur.” David Hoffman, Oklahoma City Bombalaması ve Terör Politikaları, Venice CA: Feral House, 1998, 367.
 
41.  Teşkilatın uyuşturucu kaçakçılığına dahiliyetini kronolojik olarak tarihlendiren gazeteci Gary Webb'in “Karanlık İttifak” isimli dizi yazısı San Jose Mercury News‘da yayımlandıktan kısa süre sonra CIA'in halkla ilişkiler bölümü “Teşkilat için gerçek bir halkla ilişkiler krizi” olarak isimlendirilen duruma karşılık vermek için bir kampanya başlattı. Webb, sadece, geniş bir okuyucu kitlesine Alfred McCoy ve Peter Dale Scott gibi bilim insanları tarafından çok iyi bir şekilde belgelendirilmiş haberleri ve CIA'in yasal olmayan uluslar arası uyuşturucu ticaretine uzun zamanı kapsayan dahiliyetini içeren İran ile İlgili – Kontra - 1989 Kerry Komitesi raporunu sunuyordu. Söz konusu bulgular 1999 yılında CIA Genel Müfettişi tarafından yapılan bir çalışmada desteklenmiştir. Buna rağmen, Webb'in yazı dizisinin yayımlanmasından kısa bir süre sonrasında başlayarak CIA'in medya sözcüsü, yorum arayan muhabirlere, bu yazı dizisinin hiçbir gerçek haber yansıtmadığını hatırlatmıştı ve CIA'in dahili bir organı şu notu düşüyordu: “1980'lerde yapılan ve Kongre tarafından araştırılan ve doğrulukla herhangi bir ilişkisi bulunamayan benzer suçlamalarda da gerçeği yansıtma gibi bir durum söz konusu değildi. Muhabirlerin “Kara İttifak” yazı dizisini inceden inceye ve eleştirel bir gözle, hangi suçlamaların fiilen delillerle desteklenebileceğini belirlemek üzere okumaları teşvik ediliyordu.” http://www.foia.cia.gov/sites/default/files/DOC_0001372115.pdf
 
42.  10 Aralık 2004 tarihinde araştırmacı gazeteci Gary Webb başına aldığı iki 38 kalibrelik kurşun yarasıyla öldü. Sorgu yargıcı ölüme intihar olarak hüküm verdi. FBI'ın kıdemli özel ajanı Ted Gunderson 2005 yılında Gary Webb'in CİNAYETE KURBAN GİTTİĞİ sonucuna vardı. “Webb ilk atışa direndi [kafaya çeneden giren] bu nedenle kafaya [beyin] giren ikinci atış yapıldı.” Gunderson Webb'in kendisini iki kez vurmayı başarması şeklindeki teoriyi “imkânsız !” olarak sayar. Charlene Fassa, “Gary Webb: İntihar Bulmacasında İlave Parçalar,” Rense.com, 11 Aralık 2005.
 
43.  İktidarın koridorlarına özel erişim ve buralardan özel bilgiler alan en saygıdeğer gazeteciler, tipik olarak memur sınıfına en fazla itaati gösteren ve genellikle istihbarat bağları olan kişilerdir. Bu erişimi alanlar hükümet tarafından onaylanmış hikayeleri sürdürmeleri gerektiğini anlamışlardır. Örneğin New York Times'dan Tom Wicker 22 Kasım 1963'de, Başkan John F. Kennedy'nin “Adem Elmasının hemen altından, boğazından tek kurşunla vurulduğunu” bildirmişti. Bununla birlikte arkadan tek bir suikastçı atışı ile vurulduğu yönündeki resmi hikâyeden önce basına ulaşan açıklaması hafızalara yerleşmişti. Wicker “boşa giden erişim, editör ve yayıncılara şikâyet, sosyal cezalar, rakiplere sızdırma yapma, kimsenin istemediği çeşitli cevaplar” şeklindeki tepkiler vasıtasıyla azarlanmıştı. Barrie Zwicker, Yanıltma Kuleleri: 9/11 ile ilgili Medya Örtüsü, Gabrioloa Island, BC: New Society Publishers, 2006, 169-170.
 
44.  Tom Hayden, LA Review of Books'da şu açıklamayı yapıyor: “CIA, Argo ve Zero Dark Thirty (politik gerilim filmleri) gibi Hollywood araçlarının üretimini tavsiye etmek suretiyle, etkin bir şekilde tarihi ve işlevi ile ilgili cazip bir toplumsal imajın yaratılmasını teşvik etmektedir. Teşkilat personeli içerisinde, en popüler eğlence modellerimiz vasıtasıyla, teşkilat ile ilgili pozitif imajlar kuran (başka bir değişle propaganda yapan) “eğlence endüstrisi irtibat subaylarını” bulundurmaktadır. CIA ve eğlence endüstrisi bağlantısı o kadar doğal bir hale gelmiştir ki çok az insan bu durumun yasal ve ahlaki sonuçlarını sorgulamaktadır. Bu diğer hiçbirine benzemeyen bir hükümet teşkilatıdır; operasyonları ile ilgili gerçek halk denetimine açık değildir. CIA'in gizli ikna edicileri bir Hollywood filmini etkilediğinde, kendisinin olabildiğince olumlu bir imajını medyada döndürmek veya en azından olumsuz bir imajın yerleşmesini engellemek için popüler bir aracı kullanıyordur.” Tom Hayden, “Hollywood'da CIA Denetimi : Teşkilat Filmleri ve Televizyonu Nasıl Şekillendiriyor, Tricia Jenkins,” LA Review of Books, 24 Şubat 2013,
 
45.  Eski CIA vaka istihbarat görevlisi Robert David şöyle belirtiyor: “CIA'in medya yayın organlarını manipülasyonu, 1970'lerde Bernstein “CIA ve Medya'yı” yazdığı zamandakine göre 2010'larda çok daha “kötüdür.” Söylenen şey CIA'in medya'yı manipüle etme gücünün çok fazla olduğudur ve CIA'in medya, Kongre ve diğer tüm ilgili kurumlarla finansal anlaşmaları vardır. Fakat madalyonun diğer yüzü medyanın tembel oluşudur.” Robert David Steele ile James Tracy röportajı , 2 Ağustos 2014,
 
46.  1980'lerin sonunda, Yale'e lisans öğrencisi olarak devam ettiği sırada, radyo – televizyon gazetecisi Anderson Cooper'ın CIA'de staj yaptığı iyi bilinen bir gerçektir. Wikipeida'ya göre Cooper'ın büyük amcası William Henry Vanderbilt III, OSS'nin Özel Operasyonlar Dairesinde, casus örgütünün kurucusu William “Vahşi Bill” Donovan'ın altında İkinci Komutan olarak görev yapıyordu. Wikipedia'nın genellikle kesin olmayan bir kaynak olmasına rağmen, Vanderbilt'in OSS'ye dahiliyeti OSS/CIA'in denizaşırı maceraperestlikler için çok zengin personele görev vermedeki ünü ile bir tutarlılık oluşturmaktadır. William Henry Vanderbilt III, Wikipedia.
 
47.  2014'te yayımlanan Satın Alınmış Gazeteci adlı kitabın yazarı emekli asker Alman gazeteci Udo Ulfkotte, nasıl işi sonlandırma tehdidi altında, düzenli olarak, istihbarat ajanları tarafından yazılmış makaleleri kendi gazeteci künyesi altında yayımlamaya zorlandığını teşhir etti. Ulfkotte, yakın zamanda Russia Today ile yaptığı bir röportajda şu açıklamaları yapıyor: “CIA ve diğer istihbarat teşkilatlarının ajanları, özellikle alman gizli servisi ajanları tarafından yazılmış ama benim adımı taşıyan makaleleri yayımlar hale geldim.” “Alman Gazeteci: CIA Baskısı Altında Birleşik Devletler Yandaşı Hikayeler Yazan Avrupa Medyası,” RT, 18 Ekim 2014.
 
48.  1999 yılında CIA, Birleşik Devletlerin ulusal güvenlik çıkarlarına hizmet eden, en gelişmiş bilgi teknolojilerini üreten firmaları desteklemek ve bu firmalara yatırım yapmak amacıyla bir girişim sermayesi şirketi olan In-Q-Tel'i kurdu. Şirket, Google ve Facebook dahil olmak üzere, Amerikalıların düzenli olarak kullandıkları internet platformları ile finansal ilişkiler geliştirdi. Birleşik Devletler istihbarat topluluğuna danışmanlık yapan ve In-Q-Tel'in faaliyetlerini bilen Jim Rickards şunları söylüyor: “Eğer Silikon Vadisine ayak uydurmak istiyorsanız, Silikon vadisinin bir parçası haline gelmeniz gerekir. Bunu yapmanın en iyi yolu bir bütçeye sahip olmanızdır çünkü bir çek defteriniz olduğunda, herkes size gelir.” “Bir noktada IQT geniş ölçekte CIA'in ihtiyaçlarına hitap etti.” Fakat bugün şirket,  Ulusal Jeo – Uzamsal İstihbarat Teşkilatı (NGA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve İç Güvenlik Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Müdürlüğü de dahil olmak üzere, Birleşik Devletler istihbarat topluluğu içerisindeki 17 teşkilatın çoğunu desteklemektedir.” Matt Egan, “In-Q-Tel: CIA'in Girişim Sermayesi Koluna Kısa bir Bakış” FoxBusiness.com, 14 Haziran 2013.
 
49.  Wired gazetesi şu bilgiyi veriyor: “In-Q-Tel tarafından 2012'de düzenlenen bir konferansta, CIA yöneticisi David Patraeus şunları beyan etti: “Hızlı bir şekilde gelişen “şeylerin interneti” ve “akıllı ev” CIA'e, casus topluluğu için “şüpheli kişi” olma ihtimali olan herhangi bir Birleşik Devletler vatandaşını gözetleme becerisi sağlayacaktır.”” “'Dönüşümsel' çok fazla kullanılan bir kelime fakat gerçekten inanıyorum ki bu kelime bu teknolojilere düzgün bir şekilde uygulanabilir'  Patraeus coşarak devam ediyor ‘özellikle bu teknolojilerin gizli simsarlık üzerindeki etkilerine'… ‘Radyo frekansı ile tespit, sensor ağları, küçük gömülerek saklanan serverlar ve enerji hasat cihazları gibi teknolojiler – tüm bu teknolojiler gelecek nesil internet kullanan, verimli, düşük maliyetli ve yüksek güçlü bilgisayarlara bağlanacak - vasıtasıyla şüpheli kişilerin yerleri saptanacak, kimlikleri tespit edilecek, izlenecek ve uzaktan kontrol edilecekler.” Patraeus şunları söyleyerek devam ediyor: “sonraki teknoloji bulut bilişime gidiyor, birçok alanda daha da büyük süper bilgisayarlar ve nihai olarak kuantum bilgisayarlara doğru gidilmektedir.” Spencer Ackerman, “CIA Başkanı: Bulaşık Makineniz üzerinden Sizi Gözetleyeceğiz”,” Wired, 15 Mart 2012.
 
50.  2014 yazında, Amazon Web Hizmetleri tarafından CIA için geliştirilen 600 milyon dolarlık bir bilişim bulutu istihbarat topluluğunu kapsayan 17 federal teşkilatın tümüne hizmet vermeye başladı. The Atlantic şöyle anlatıyor: “eğer teknoloji resmi görevlilerin tasavvurları doğrultusunda vuku bulursa, yeni bir işbirliği ve koordinasyon çağına öncülük edecektir, teşkilatın çok daha kolay bir şekilde bilgileri ve hizmetleri paylaşmalarına müsaade edecek ve 11 Eylül 2001 terörist saldırısından önce ortaya çıkan istihbarat açıkları gibi durumların önüne geçilmesini sağlayacaktır.” “CIA'in Amazon ile Yaptığı Alışveriş ile ilgili Ayrıntılar” The Atlantic, 17 Temmuz 2014.
 
 
 
Prof. James F. Tracy
 
Global Research' 'den
ÇEVİRİ: Serdar Koçman
 
 
Özgür Üniversite 
 
 
 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar