5485392-640x360.jpg

Rakka Adıyaman Bingöl üçgeninde IŞİD

Diyarbakır’daki mahkemelere gönderilen yazışmalar IŞİD’in insan kaynağı, istihbarat yöntemleri, iletişim ve lojistik ağı hakkında bilinmeyen pek çok yönünü gözler önüne serdi.

22 Temmuz 2016 Cuma
Diyarbakır son bir yılda IŞİD bağlantılı iki önemli olaya sahne oldu. 5 Haziran 2015 tarihinde HDP mitinginde patlatılan bomba dört kişinin ölümüne yol açtı. 26 Ekim 2015'te ise örgütün kullandığı 17 adrese baskın yapıldı. Bir evde çıkan çatışmada iki polis ve yedi IŞİD militanı öldü. Operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı her iki olayla ilgili de soruşturma başlattı. Soruşturmalar sırasında Diyarbakır ile Bingöl, Gaziantep ve Adıyaman adliyeleri ve emniyet müdürlükleri arasında yazışmalar yapıldı. Yazışmalar sonunda IŞİD'le ilgili 15 bin sayfa doküman toplandı. Al-Monitor'un ulaştığı dokümanlar örgütün bilinmeyen yüzünü, devlet kademelerinin örgüte bakışını, örgütün taktiklerini gözler önüne serdi. İşte o yazışmalardaki IŞİD:
 
Diyarbakır'daki hücre evi baskınından sekiz gün sonra polise gelen bir ihbar, güvenlik güçlerini örgütün bugüne kadar ele geçen en geniş arşivine götürdü. İhbarı değerlendiren polis bazı adreslere baskın yaptı. Adreslerden birinde ele geçen bilgisayarda 2 bin 580 sayfalık Arapça doküman bulundu.
 
Dokümanlar arasında örgüt lideri Ebubekir El Bağdadi'nin konuşma metinleriyle birlikte IŞİD'in çocuklara yaptırdığı infaz görüntüleri de ortaya çıktı. Polis bu operasyon sırasında örgütün Diyarbakır emiri (sorumlusu) olduğu belirtilen Nihat Turan'ın aracında da arama yaptı. Araçta 384 sayfalık doküman ele geçirildi. Polisin hazırladığı raporda belgelerde teknik takip ve istihbarat konulu anlatımların bulunduğuna dikkat çekildi.
 
Peki IŞİD güvenlik güçlerine karşı hangi yöntemleri kullanıyor? Diyarbakır'daki hücre evlerinden birinde el geçen bir belge, polise bu konuda önemli bilgiler sağladı. Hamza kod adlı militan tarafından tutulan notlarda örgüt üyelerinin nasıl istihbarat toplayacakları ve canlı takip yapacakları anlatıldı. Notların bazıları şöyle: “Açık takip düşmanı manen ve moral olarak çökertir, çalışmasını engeller veya deşifre olması için yapılır. Hedefin kaybedilmemesi için gözetleme ekibinin hazırlanması gerekir. Takibin açık edilmesi için hedef şahsın ani hareket etmesine yol açacak bir senaryo hazırlanmalıdır. Çay ocağı ve kafelerde dinleme cihazları bulunabilir, böyle yerlerde konuşmayın”.
 
Örgüt üyelerinin takip sırasında kullandıkları hareket tarzlarına da yer verilen notlarda takibi yapanlar arasındaki bazı işaretlere dikkat çekildi: "Gözlükleri çıkarıp takmak, cepten mendil çıkarıp burnunu silmek, tespih çıkarmak, iki elini cebine koymak, ceketi çıkarıp omuza atmak, ayakkabı bağı bağlamak, ceketin düğmelerini kapatmak veya açmak. Gece ışıklı yerlerden uzak durmalıdır. Tuzağa düşmeye karşı eğitimli olmalıdır. Açık kapı veya köşelerden geçerken dikkat etmelidir. Takip sırasında görüntü değiştirmek için hazırlıklı olmak gerekir.”
 
Nihat Turan'ın aracında bulunan dokümanlarda cep telefonunun doğru kullanımı, gizliliğe önem verilmesi, gerçek isimlerin kullanılmaması ve şifreli kelimeler belirlenerek bu şekilde görüşme yapılması konusunda uyarılar yapılıyor. Güvenlik güçlerinin nasıl istihbarat topladığı, teknik takibi nasıl uygulandığının incelenmesini isteyen IŞİD iki ayda bir hat ve telefon cihazlarının değiştirilmesinin gerektiği, görüşmelerin kriptolu yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
 
Örgüt yönetimi ayrıca kozmik oda kurularak, güvenli görüşmelerin bu yerlerde yapılması, örgüt üyelerinin MOBESE kameralarının olduğu yerlerde dolaşmaması uyarısı da yapıyor: “İnternet kafelerden yapılan bağlantılara dikkat edilmeli. Aynı yerler sıklıkla kullanılmamalı. Takip edilemeyeceğiniz yerlerde buluşun. İkamet olarak kullanılan yerleri resmi kurumlara ve muhtarlıklara bildirmeyin”
 
IŞİD ile ilgili en çok merak edilen konulardan biri insan kaynağı. Örgüt bu kadar kişiyi saflarına katmayı nasıl başarıyor? Belgelerde bu konuda bilgilere de yer verildi. Belgelere göre örgüte en çok katılım olan yerlerden biri olan Bingöl'de polis bir araştırma başlattı. Araştırmanın sonunda yapılan operasyonda 10 kişi gözaltına alındı. Operasyonun ardından polis, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir rapor gönderdi. Raporda Bingöl'de Suriye'deki gruplarla irtibatlı kişiler tarafından Islah Derneği (ISLAH-DER) adı altında bir sivil toplum kuruluşu kurulduğu belirtilerek, faaliyetlerin bu dernek içerisinde yürütüldüğüne dikkat çekildi. Raporda yer alan bilgilere göre dini eğitim adı altında toplantılar düzenlenerek, şahısların derneğe gelmeleri sağlandı, gelenler cihat vaadiyle kandırılarak, illegal yollardan Suriye'ye gönderildi. Suriye'ye gidenlerin IŞİD saflarına katılımı ayarlandı.
 
Rapora göre, polis 2014-2015 yılları arasında kaybolan kişilerle ilgili müracaatlarda ailelerin verdiği ifadeleri inceledi. Kaybolan kişilerin kaybolmadan önce Islah-Der isimli derneğe gidip geldiğini belirleyen polisin tespitlerine göre örgüte yeni eleman kazandırmak için piknik organizasyonları düzenlendi.
 
Öte yandan, yedi IŞİD'linin öldürüldüğü Diyarbakır'daki operasyondan sonra polis Cumhuriyet Başsavcılığı'na hitaben yazılan 78 sayfalık rapor yazdı. Raporda El-Kaide ve IŞİD gibi örgütlerin Türkiye yapılanmaları hakkında ayrıntılı açıklamalar ve uyarılar yer aldı. Rapora göre, El Kaide yöneticileri Türkiye'yi açıkça hedef gösterirken, Türk vatandaşları son zamanlarda bölgedeki çatışma ve intihar eylemlerinde daha aktif rol alıyor. Çatışmalarda ölen ve intihar eylemi gerçekleştiren Türk vatandaşlarının sayısındaki artışa dikkat çekilen raporda, Türkiye topraklarının örgüt için hedef konumuna geldiği vurguladı. Rapordaki bazı tespitler şöyle: “Türkiye El Kaide ve bağlantılı gruplar için en az Batılı bir ülke kadar hedef konumunda. Örgüt üyelerinin kafir düzen olarak gördükleri Türkiye'nin Afganistan veya Suriye gibi çatışma bölgesine dönüşmesi için çaba gösteriliyor. Türkiye'de çatışma bölgeleriyle bağlantılı gruplar legal ve illegal faaliyet yürütüyor”.
 
Suriye'de faaliyet gösteren örgütlerin Türkiye'de eylem yapma ihtimalinin hiçbir zaman gözardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekilen raporda şöyle dendi: "Suriye'ye geçiş noktası olarak kullanılan ülkeler arasında maalesef ülkemiz de bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizi terör örgütüne destek veren ülke gibi göstermeye çalışılarak uluslararası arenada ülkemizin imajına zarar verdiği gibi zor duruma da sokmaktadır".
 
Müslümanların yaşadığı tüm ülkelerin IŞİD'in hedefi olduğu belirtilen raporda, “Laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin IŞİD'in bölgedeki temel hedeflerinden birisi olduğu gerçektir" dendi.
 
Radikal İslamcı grupların Suriye'de devam eden çatışmalarda büyük bir etki alanına sahip olduğuna dikkat çekilen raporda örgütlerin lojistik ve eleman desteği almaya çalışmasının Türkiye'yi daha da zora sokacağı kaydedildi. Rapora göre bu gruplara yönelik eleman ve para aktarımları oldukça artmış durumda.
 
İstihbarat birimlerinin tespitlerine göre IŞİD'in Türkiye emiri bir süre önce tutuklanıp, serbest bırakılan Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk. Bayancuk'un babası Hacı Bayancuk da Türkiye Hizbullah'ının üst düzey yöneticisiydi. Kendisi ise Diyarbakır'daki radikal, tekfirci fikirlere sahip bir yapılanmanın üst düzey sorumlusu. Uzmanlara göre bu yapılanma Medrese/Mescit, Takva Eğitim ve Okuma Salonu, Tevhid Kitabevi, Dar-ul Erkam okuma salonu isimli dört ayrı yerde faaliyet gösteriyor. Rapora göre bu yerlerde Suriye'ye adam göndermek için yönlendirici dini sohbetler yapılırken, özellikle dini bilgisi az olan genç kesim yapılan propaganda sonucu örgüt saflarına katılıyor.
 
Güvenlik güçlerinin ulaştığı önemli bilgilerden biri de IŞİD'in ulaşım ve lojistik ağı. Örgüt militanlarının telefonlarını dinleyen güvenlik birimleri IŞİD'in Gaziantep'ten Kilis ve Rakka'ya uzanan ulaşım ağını ve çalışma yöntemini deşifre etti.
 
İstihbarat birimlerinin ortaya çıkardığı sistem şöyle işliyor: “IŞİD kontrolünde bulunan topraklara gelmek isteyenlere örgüt emirlerinden biri ‘Teskiye' adı verilen referans veriyor. Referansı veren IŞİD emiri daha sonra gelecek kişilerin isimlerini ‘İdare' denilen gümrük birimine ileterek, sınırdan geçişlerinin sağlanması talimatını veriyor. Referansı veren IŞİD emiri gelmek isteyenlere uçak veya otobüsle Gaziantep'e gelmelerini söylüyor. Referansı alan gümrük birimi ise gelenlerin isimlerini sınır emiri İlhami Balı'ya iletiyor. Balı'nın Gaziantep-Kilis-Rakka hattında kurduğu ulaşım ağı bundan sonra devreye giriyor. Cihatçılar uçaktan indikten sonra Ebubekir Balı'yı arayarak geldiklerini söylüyor. Arayanların kimin cemaatinden olduğunu soran Balı gelenlere bir taksiye binerek daha önceden örgütün belirlediği buluşma noktasına gitmesini söylüyor. Havalimanı veya otogardan taksiye binip buluşma noktasına gelenler, burada Ebu Same kod adlı kişinin gönderdiği irtibat elemanı ile buluşarak, önce Gaziantep veya Kilis'te bulunan, IŞİD'in toplanma merkezi olarak kullandığı misafirhanelere götürülüyor. Gelen kişilerin sınırdan rahat geçmeleri için yanlarında getirdikleri fazla eşyalara burada el konulurken, eşyalar örgütün depo olarak kullandığı ve henüz yeri tespit edilemeyen bir iş yerine bırakılıyor. Misafirhaneye gelenlerin toplanmasının ardından İlhami Balı kendi emrinde çalışan dokuz taksiciden birini göndererek, cihatçı ve ailelerinin Kilis'in Elbeyli İlçesi'ndeki ikinci buluşma noktasına getirilmesini sağlıyor. Kişi başı 40 lira karşılığında taşınan kişiler, sınırın müsaitlik durumuna göre, Hüseyin Hano isimli kaçakçının koordinesinde IŞİD'in kontrolündeki topraklara geçiriliyor”.
 
Güvenlik birimlerinin tespitlerine göre sınırı geçen kadınlar Ebu Enes kod adlı Deniz Büyükçelebi'nin kontrolünde olan kadın misafirhanesine, erkekler ise Tel Ahmar bölgesindeki kampa alınıyor. Burada eğitime tabi tutulan cihatçılar daha sonra referans olan kişinin sorumlu olduğu Tel Abyad veya Rakka'ya bağlı bölgelere gönderiliyor. IŞİD kontrolündeki bölgeye gelenlerin sınırdan kolay geçebilmeleri için yanlarında en fazla iki valiz getirmesine izin verilirken, örgütün Türkiye'deki deposunda kalan valizler daha sonra Tel Ahmar'a gönderiliyor.
 
Türkiye'den gidenler kadar dönenler de var. Geri dönüşlerde de benzer bir sistem uygulanıyor. Türkiye sınırı kontrol altında tuttuğunu söylüyor. Ancak buna rağmen telefon kayıtlarına göre geçişler durmuyor. Peki sınırdaki yoğun denetimlere rağmen geçişler nasıl yapılıyor? Güvenlik güçlerine göre Türkiye'ye giriş ve çıkışlar sınırda nöbet tutan zırhlı aracın nöbet değişim saatlerine denk getiriliyor.
 
Ebubekir Balı'nın şimdiye kadar 15 binden fazla kişiyi sınırdan geçirdiği tahmin ediliyor. Geçişleri sağlayan taksi şoförlerinin günde 500-600 lira kazandığı bilgisi de raporlarda yer aldı.
 
Gaziantep'te yaklanan ve IŞİD'in teknoloji işlerinden sorumlu emiri olduğu belirtilen Ebu Musa kod adlı Ersen Çelik'in ifadelerinde örgütle ilgili daha önce duyulmamış bilgiler de yer aldı. IŞİD'in hidrojen bombası yapmaya çalıştığını iddia eden Çelik örgütün Türkiye'ye model uçaklarla saldırı düzenlemeyi planladığını öne sürdü. Polisin yaptığı araştırmada Çelik'in 2014 yılında model uçak almak üzere Türkiye'ye geldiği ve uçakları aldıktan sonra geri döndüğü belirlendi. Türkiye'ye döndükten sonra Gaziantep'te yakalanan Çelik tutuklandı.
 
IŞİD ile ilgili dikkat çeken bir rapor da Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlandı. Raporda, haklarında kayıp başvurusu yapılan birçok kişinin Suriye'deki radikal örgütlerle bağlantısı tespit edildi. Bu kişilerden biri de Diyarbakır'da HDP mitingine düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren Orhan Gönder'di. Kayıp müracaatı bulunan kişilerin çatışma bölgelerinde bulunan gruplar içinde faaliyet gösterdiğini belirten polis bu şahısların geri dönmeleri halinde Türkiye için tehdit oluşturabileceklerine dikkat çekti. Bu uyarıdan 74 gün sonra da Diyarbakır'daki HDP mitingine bombalı saldırı düzenlendi.
 
Öte yandan, Diyarbakır'daki IŞİD hücre evine düzenlenen baskınla ilgili soruşturmayı yürüten savcı örgütün Suriye'nin Rakka kentinden Diyarbakır'a 15 yabancı canlı bomba gönderdiğini belirledi. Canlı bombaların PKK'ya yakın kurumların etkinliklerini hedef alacaklarını ifade eden savcı canlı bombaların kentteki hücre evlerinde saklandığını da vurguladı.
 
 
Mahmut Bozarslan
Al-Monitor
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar