Suriye'de ateş kes durumunu suistimal eden Nusra Cephesi önderliğinde Türkiye Destekli Fetih ordusunu kuran ve büyük katliamlar yapan Selefi Vahhabi tekfirci terör örgütleri, Nusra cephesi ve yeni adıyla Fetih el Şam Amerika ve Rusya tarafından terör örgütü ilan edildikten sonra görünüşte Nusra Cephesinden ayrılıp, ılımlı muhalefet diye "Suriye'nin Kurtuluşu Komuta Konseyi" diye bir yapı kurdular.
Yeni oluşturulan tekfirci terör ittifakı çatısında *Ahrar-uş Şam, *Festakim, *İslam Ordusu, *Feylak er-Rahman, *Ecnadu'ş- Şam, *Suguru'ş- Şam, *Cebhetu'ş- Şamiye, *Cebhe Ehl-i Şam ve *Feylaku'ş- Şam adlı silahlı grupların yer aldığı bildirildi. Bu tekfirci terör örgütleriyse sözde ılımlı muhalefet olarak nitelendiriliyor. Bu 'ılımlı' tekfirci terör örgütleri Türkiye, dikta Suudi Arabistan krallık rejimi ve Katar ile Birleşik Arap Emirliği gibi yönetimlerin istihbarat ve askeri, lojistik desteğine sahiptirler.
Şam'ın Barada Vadisi bölgesinde bulunan tekfirci 'ılımlı' terör örgütleri Suriye ordusu ve Lübnan Hizbullah'ı tarafından ablukaya alındıkları için, bu bölgeden çıkma teklifini kabul ettiler. Şam Valisi Ala İbrahim yaptığı açıklamada, silahlı terör örgütlerinin elebaşlarıyla yapılan görüşme sonucu, Barada Vadisi bölgesinde terörist unsurlar silahsızlandırılıp, İdlib'e nakledilecekler. Bunun ardından Suriye ordusu ve Hizbullah bölgeye girip, yerleşim merkezlerini mayın ve bomba düzeneklerinden temizleyeceklerdir.
Barada Vadisi bölgesindeki Selefi Vahhabi Nusra Cephesi ve işbirlikçileri 24 Aralık gününden beri Şam halkının su kaynaklarını ve Aynul Fice çeşmesi akarsularını kesmiş bulunuyorlar. Şam halkıysa işlenen bu insanlık suçundan dolayı susuz kalmaktadırlar. Beşar Esad Hükümetiyse Başkent Şam halkının içme suyunu Su tankerleriyle temin etmeye çalışıyor.
Suriye ordusu ve müttefiki halk direniş güçlerinin teröristleri imhadaki başarıları sonucu, ağır hezimete uğrayan tekfirci 'ılımlı' teröristler, Şam ve Halep'in alt yapılarını, su şebekelerini ve elektrik şebekelerini tahrip etmeye başladılar.
Bu insanlık suçlarına rağmen Amerika liderliğindeki Batılı güçler ve bölgesel işbirlikçi rejimler, hala tekfirci silahlı teröristleri "ılımlı muhalifler" olarak destekleyip, İslam ve insanlık dışı eylem ve iğrenç çehrelerini parlatmaya ve Beşar Esad hükümetini ve anti terör güçlerini karalamaya çalışıyorlar.
Tekfirci teröristleri besleyen güçler, Suriye ordusunun anti terör başarısını yenilgiye uğratmak amacıyla terör örgütlerini şehir ve köylerin alt yapılarını tahrip etmekle görevlendirmektedirler. Ancak bu yıkımlar ve terörist saldırılar, Suriye ordusu ve halk direniş güçlerini yıldırmamakla birlikte ülke güvenliğini, milli birlik ve toprak bütünlüğünü sağlayıp korumak için teröristleri ya teslim alıp, ya da imha etme kararlığını zirveye ulaştırmaktadır.
Teröristlerin Humus'tan temizlenmesi ardından selefi Vahhabi tekfirci terörist guruplar Halep ve Şam'ın çevresinde tutunabileceklerini, Suriye hükümetini devirip, Siyonist İsrail rejiminin desteğinde Lübnan'ı da Hizbullah'tan temizleyeceklerini iddia ediyorlardı. Ancak bütün kuruntuları ve ham hayalleri boşa çıktı.
Teröristlerin destekçileri de büyük bir dehşete kapıldılar. Çünkü artık Suriye'yi planladıkları gibi işgal edip parçalayamayacaklar. Suriye ve Irak'ta tekfirci terörizmin imhası, hem iki ülkede hem de bölgesel alanda güvenlik, barış ve işbirliği sürecini takviye edecektir.
Parstoday