trump-advisors.jpg
  • Anasayfa» 
  • Alıntılar»
  •  İran karşıtı Amerikan-Arap ittifakı, güvenlik yapılandırılması mı, siyasi intihar mı?

İran karşıtı Amerikan-Arap ittifakı, güvenlik yapılandırılması mı, siyasi intihar mı?

Amerika başkanı Donald Trump NATO benzeri bir örgütü Fars Körfezi bölgesinde kurdurup, bazı Arap rejimleriyle İran'a karşı bir ittifak oluşturmaya çalışıyor.

20 Şubat 2017 Pazartesi
Wall Street Journal gazetesinin raporuna göre, İran'a karşı, Amerika destekli Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri teşkilat kurulacak. Trump, Barack Obama yönetiminin mirasçısı olarak İran'a karşı benzer saldırgan politikaları sürdürmektedir. Nitekim Obama hükümeti de İran korkusunu aşılayarak bölge ülkelerine milyarlarca dolar değerinde silah sattı.
 
Fars Körfezi İşbirliği Konseyine üye Arap rejimleri, aşılanan İran korkusuyla Amerika'nın askeri işgaline uğramakla kalmayıp, Amerika'nın silah pazarına dönüşmüşlerdir. Nitekim Amerika bu ülkelere son yıllarda 130 milyar dolar savaş uçakları ve diğer silahlar satmış bulunuyor. Trump böyle bir koalisyonu yapılandırıp, güvenliği ticarileştirmeye çalışıyor. Bu yüzden Suudi krallık rejimi ve diğer Arap ülkelerinin güvenliğini sağlamak için, gerekli ödemeler yapmaları gerektiğini söyledi. Trump ayrıca Suriye'de güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge masraflarını da Fars Körfezi petrol zengini Arap ülkelerine ödeteceğini belirtmektedir. Trump Amerika'nın silah imalatı miktarını ve silah ihracatını arttıracağını belirtip, "güvenliği de parasını öde güvenli ol" politikasını izlemektedir, böylece güvenliği de, paraya çevirmeye çalışıyor.
 
Amerika'da yoksulluk, 45 milyon insanın sağlıksız ve sigortasız yaşaması, 11 milyon güney Amerikalı insanın Amerika'nın yıkıcı ve müdahaleci girişimlerinden dolayı yoksullaşarak yasa dışı bir şekilde Amerika'ya göç etmiş olması, üretimin düşük olması ve işsizlik, öncelikli sorunlar olarak çözüm bekliyor. Ancak Trump'un ülke içindeki ırkçı politikaları ve dış politikada saldırgan tutumu, Amerika'da toplumsal kutuplaşmaya yol açmıştır. Buna ilaveten Avrupa toplumları başta olmak üzere diğer ülkelerin halkları Trump'ın siyasetlerinden dehşete kapılmışlardır. Bu nedenle Amerika ile Meksika, Çin ve diğer ülkeler arasında da gerginlik yaşanmaktadır.
 
Donald Trump'ın, bölgesel alanda stratejisi DAEŞ ile savaş, bölgedeki gerici dikta rejimlerle ittifakı ve petrol paralarını gasp etmesi, İran'ın füze sistemini tehdit olarak gösterip, bölge ülkelerini İran'a karşı kışkırtıp, silah satışını ve askeri işgal sürecini pekiştirmesi söz konusudur. Amerika başkanı Trump'ın stratejisi, İran'ı suçlayarak Amerika ekonomisine Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirleri'nin petro dolarlarını zimmetine geçirmek, bölgesel güvenlik sistemi kurarak, iş bölüşümü yaparak bölgedeki varlığını sürdürmesidir.
 
Amerika milyarlarca dolar harcayarak Afganistan ve Irak'ı işgal edip, yıkıp yaktı fakat istediğini elde edemedi. Bu nedenle askeri ve güvenlik operasyonları yapma gücü de ciddi bir şekilde sınırlandırıldı. Trump ise pazarlamacı ve tüccar kafalı bir rantiyeci olarak 'İran Korkusu'nu salarak mallarını Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ülkelerine satmak ve haraç almak istiyor. Bu nedenle Arap ülkelerini kavmi ve aşiret savaşlarıyla fırkacı savaşlara da boğmak istiyor.
 
Amerika ile böyle yıkıcı ittifaklar kurmaya çalışanlar aslında İran'a zarar vermeyecekler sadece siyasi intiharlar tuzağına düşeceklerdir. Meşhur Arap yazar ve yorumcu Abdulbari Atvan'ın da vurguladığı gibi, Amerika'nın, petrol zengini Arap ülkeleri rejimlerini kendi çatısı altında toplamaktan amacı, İran ile savaşa sokmak değil, İran tehlikesi gibi boş bir iddiayla "Sünni" Arap rejimleri, tamamen ırkçı İsrail rejiminin kucağına itmek, onların petrol gelirlerini yağmalatmaktır.
 
AKP hükümetinin de böyle bir sinsi tuzağa düştüğü görülüyor. Nitekim Erdoğan'ın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Amerika'ya şirin gözükmek ve emir kulu olduğunu ispatlamak amacıyla, terörist İsrail rejimiyle ittifakını daha bir geliştirmekten mutlu olduğunu belirtip, Mezhep savaşı çıkarmaya özen gösteriyor ve İran'ı boş iddialarla karalamaya çalışıyor. Erdoğan'nın da kaçıncı kez aldandık diyeceği öngörülüyor.
 
Parstoday
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar