1019813488.jpg

Türkiye Ortadoğu’da savaşa hazırlanıyor

Trump yönetiminin Ortadoğu’daki askeri müdahaleyi tırmandırmayı planladığı yönündeki sinyallerin ortasında, Ankara, bir yandan İran’ı tehdit ederken, diğer yandan Suriye ve Irak’taki savaşlara müdahalesini genişletmeye hazırlanıyor.

8 Mart 2017 Çarşamba
Trump yönetiminin Ortadoğu'daki askeri müdahaleyi tırmandırmayı planladığı yönündeki sinyallerin ortasında, Ankara, bir yandan İran'ı tehdit ederken, diğer yandan Suriye ve Irak'taki savaşlara müdahalesini genişletmeye hazırlanıyor.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Şubat'ta, Savunma Bakanı Fikri Işık ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la, ayrı ayrı bir araya geldi. Bu görüşmeler, TSK'nin, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) milisleriyle birlikte, Suriye kasabası El Bab'ın kontrolünü tamamen sağladığını açıklamasından üç gün sonra gerçekleşti.
 
Erdoğan'ın Işık ve Akar ile görüşmelerine dair bir açıklama yapılmasa da, onlar, büyük ihtimalle, IŞİD'e ve Suriyeli Kürt milliyetçisi Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile onun silahlı örgütü Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) karşı operasyonları ele aldılar. Türkiye, IŞİD'e ve Irak'taki Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) karşı daha kapsamlı bir harekata hazırlanıyor.
 
Akar, geçtiğimiz hafta, askeri birlikleri ziyaret etmek üzere Kilis ve Gaziantep'teydi. Ankara, halihazırda, Suriye ve Irak sınırlarına, ağır silahlarla desteklenen binlerce asker konuşlandırmış durumda.
 
Bu arada, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı (KYB) Mesut Barzani, Erdoğan'ı ve Başbakan Binali Yıldırım'ı ziyaret etti.
 
Barzani, 26 Şubat'ta, MİT müsteşarının, diplomatların ve enerji bakanının eşlik ettiği Erdoğan ile bir araya geldi.
 
Türk hükümeti resmi bir açıklama yapmadı. Ancak KBY'nin yayınladığı açıklamaya göre, Erdoğan ve Barzani, “Musul kentindeki İslam Devleti (IŞİD) teröristlerine karşı devam eden askeri operasyonu konuştular. Başkan Barzani, bu konuda, kentin kurtuluşu sonrasına ilişkin planlanmanın önemine ilişkin görüşünü yineledi.” ABD destekli Kürt güçlerini içeren Irak hükümet güçleri, aylardır, Musul'un IŞİD'den geri alınması yönünde kanlı bir operasyon yürütüyor.
 
KBY'nin açıklaması, aynı zamanda, Ankara'nın Irak Kürt önderliğine desteğini özellikle belirtiyordu: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, İslam Devleti (IŞİD) teröristlerine karşı ortak çaba sürerken, bu zor zamanlarda Kürdistan Bölgesi'ni desteklemeye devam edeceğini belirtti.”
 
Sonraki gün, Barzani, benzer konuları (IŞİD'e karşı mücadele, Ankara'nın KBY'ye ekonomik desteği, Türkiye'nin petrol tedariki ve Irak'ın Şengal bölgesinde bulunan PKK'ye karşı mücadele) ele almak üzere Yıldırım ile bir araya geldi.
 
Tüm bu gelişmeler, Türk hükümetinin, diğer büyük güçlerle beraber, bölgedeki askeri çatışmayı daha fazla tırmandırmasına işaret ediyor.
 
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 19 Şubat'taki Münih Güvenlik Konferansı'nda, Rusya'nın bölgedeki en büyük müttefiki İran, “Irak ile Suriye'de iki Şii devlet oluşturmaya çalışıyor… Bu çok tehlikeli, buna izin verilemez.” dedi. Erdoğan da, birkaç gün önce, İran'ı, Irak'ı ve Suriye'yi bölmeye çalışmakla suçlamıştı.
 
Tahran, buna sert bir yanıt verdi. 20 Şubat'ta, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bahram Ghasemi, “Biz sabırlı davranıyoruz ama bunun bir sınırı var… Bu tür açıklamaların yeniden yapılmayacağını umuyoruz. Eğer Türk dostlarımız bu tavrı sürdürürlerse sessiz kalmayacağız.” dedi.
 
Bunun ardından, 25 Şubat'ta Tahran'da düzenlenmesi planlanan ve bakanlar ile en az 100 Türk firmasından yetkililerin katılacağı, Türkiye-İran İş Forumu ertelendi.
 
Ankara, uzun süredir, Tahran'ın Suriye savaşına müdahalesinden ve Irak'taki artan etkisinden yakınıyor. Bununla birlikte, Türkiye ile İran arasında Irak ve Suriye üzerine yaşanan anlaşmazlık, Ankara'nın Astana'daki Suriye barış görüşmeleri sırasında görünüşte Rusya ve İran ile işbirliği yapmasını engellemedi.
 
Ankara ile Tahran arasındaki ağız dalaşı, yeni ABD yönetiminin İran'ı hedef listesine yerleştirmesinden bu yana yoğunlaşmış durumda.
 
Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, Rusya ile bağları geliştirme çabalarına rağmen, ABD ile ilişkilerini iyileştirme niyetini defalarca belirtti ve Trump yönetimi altında IŞİD'e karşı ABD ile ortak bir operasyon başlatma umudunu gizlemedi. 16 Şubat'ta, Savunma Bakanı Fikri Işık, gazetecilere, Trump yönetiminin Suriye konusunda farklı bir yaklaşıma sahip olduğunu söylemişti: “ABD henüz kararını vermiş değil. Biz bu işi PYD unsurlarıyla yapacağız noktasında değiller. Önümüzdeki görüşmeler ABD'nin nihai kararını vermesinde etkili olacak diye düşünüyoruz. PKK'ya karşı Türkiye'ye daha fazla destek vereceklerini James Mattis ifade etti.”
 
Üç gün sonra, Erdoğan, Ankara'nın Washington ile bir anlaşmaya varması durumunda Türk askerlerinin Rakka'nın IŞİD'den alınmasına yardım edeceğini söyledi. Bu açıklama, Genelkurmay Başkanı Akar'ın ABD'li mevkidaşı ile İncirlik Hava Üssü'nde bir araya geldiği ve PYD ile YPG'yi dışlayan bir Rakka'yı geri alma planı sunduğu görüşmeden sadece iki gün sonra yapılmıştı. Türk medyasına göre, plan, ayrıca, Türkiye destekli ÖSO'nun kontrol edeceği 54 kilometre uzunluğunda, 20 kilometre genişliğinde bir koridor öngörüyor.
 
Türk hükümeti, PYD/YPG'yi, Ankara'ya karşı silahlı mücadele yürüten PKK'ye bağlı terör örgütleri olarak suçluyor. Washington ise, aksine, onları, IŞİD'e ve Suriye Devlet Başkanı Esad rejimine karşı savaşta güvenilir ortaklar olarak görüyor. ABD, Ankara ile gerilim yaratacak şekilde, ÖSO'ya desteğini azaltmış durumda ve YPG'nin hakim olduğu Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) yeni başlıca vekil gücü olarak destekliyor.
 
Ankara, buna, Suriyeli Kürt güçlerini Fırat Nehri'nin doğusuna sürmek üzere, kendi “Fırat Kalkanı” operasyonunu başlatarak karşılık verdi. Washington'ın yanıtı ise, Kasım 2016'da, SDG'nin, Rakka'yı IŞİD'den geri almayı amaçlayan “Fırat Gazabı” operasyonu oldu.
 
Trump yönetimi altında ABD politikasında değişiklik bekleyen Ankara, şu anda, Türk danışmanları ve hava gücü ile desteklenen birkaç bin ÖSO savaşçısının, Kürtleri kenara itmeyi sağlayacak şekilde, Rakka'yı almak üzere Washington ile ortak bir operasyonda yer almaya hazır olduğunu iddia ediyor.
 
Trump'ın, Ankara'nın Kürtlerin hakimiyetindeki SDG'nin yerine Türkiye destekli ÖSO güçlerini geçirme teklifini kabul edip etmeyeceği belirsiz. Bununla birlikte, seçenekler ortada: olumlu bir yanıt, ABD-Türkiye ilişkilerini Türkiye-Rusya ilişkileri zararına geliştirecekken, olumsuz bir yanıt, Ankara'yı daha da uzaklaştıracaktır.
 
Son günlerde, Rusya destekli Suriye birlikleri ile Türkiye destekli ÖSO güçleri, ÖSO'nun geçtiğimiz hafta IŞİD'den aldığı El Bab çevresinde çatışıyor. Bu arada, 1 Mart'ta, Türk askerlerinin ve ÖSO savaşçılarının Menbic'in batısındaki köylere saldırdığı yönünde haberler geldi. Menbic kasabası, Ankara'nın Kürt güçlerinden temizleme sözü verdiği Fırat Nehri'nin batı tarafında bulunuyor.
 
Ankara Trump ile pazarlık eder ve İran'la ağız dalaşına girerken, hala, Rusya ile ticari ve özellikle askeri ilişkilerini ilerletme peşinde koşuyor. Erdoğan, 9-10 Mart için planlanan Rusya ziyareti sırasında, Devlet Başkanı Vladimir Putin görüşecek ve Rusya-Türkiye Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin toplantısına katılacak. İki liderin, Türkiye'nin Rus S-400 hava savunma sistemi satın alma talebini ele alması bekleniyor.
 
Trump ister SDG'yi desteklemeyi sürdürsün, ister Ankara'nın tekliflerini kabul edip PYD/YPG ile bağlantısını kessin, Ankara'nın hem Suriye'ye hem de Irak'a müdahalelerini arttırma planları, zaten patlamaya hazır olan durumu daha da kızıştıracaktır.
 
 
Halil Çelik 
WSWS
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar