440447_81002.jpg

IŞİD'in Türk militanları

Batılı ajansların, saatler sonra "IŞİD‘in hilafet devleti kurduğunu duyurduğu ses kaydı" diye vereceği linkin üzerinde, Türkçe "Hilafet Devleti Kuruldu. Sevin Ey Ümmeti Muhammed!" yazılıydı.

6 Temmuz 2014 Pazar

Pazar günü Irak'taki son gelişmeler hakkında haberimi yayına hazırlarken twitterdan, Abdullah isimli bir kullanıcıdan bir tweet geldi. Eklediği linkte IŞİD'in 12 dakikalık bir ses kaydı vardı. Batılı ajansların, saatler sonra "IŞİD‘in hilafet devleti kurduğunu duyurduğu ses kaydı" diye vereceği linkin üzerinde, Türkçe "Hilafet Devleti Kuruldu. Sevin Ey Ümmeti Muhammed!" yazılıydı.

Sosyal medyada paylaşılan bir çok haber ve fotoğraf orijinal olmadığı için Abdullah'ın mesajını ve hesabını şüpheyle inceledim. 117 takipçisi, 304 attığı tweeti ve 112 takip ettiği kişi olan bu adam Türkiyeli bir IŞİD militanı olduğunu yazıyordu. Takip ettiği hesaplarda da, profil resimleri hayatını kaybetmiş "IŞİD şehitleri" ile siyah bayraklı motiflerden oluşan kalabalık bir kullanıcı grubu var.

Geçen hafta Türkçe medyanın Suriye üzerinden gidip katıldıklarını yazdığı 600 kişiden bazılarıydı belki Abdullah ve diğerleri. Hesaplarında propaganda amaçlı Türkçe mesajlar, linkler, fotoğraf, video ve ses kayıtları yer alıyor. Daha önceki korkunç savaşlardan, Afganistan'dan, Halepçe'den ve Suriye'den tanıdığımız acıları hatırlatan, ama onlardan daha barbarca yapılan katliamları belgelediği söylenen videolar da paylaşıyorlar hesaplarında. Vücutları yanmış kadınlar, ölümle ansızın karşılaştığı donuk bakışlarından anlaşılan çocuklar, bebekler, kolları, bacakları ve hatta başları gövdelerinden ayrılmış cansız erkek bedenleri… Kimilerinin yüzleri çarşafla örtülmüş. Bir iki karede çarşaf kalkıyor. Neden kapattıklarını anlıyorsun.

Abdullah'ın twitter hesabından Mustafa adlı bir başka IŞİD savaşçısının hesabını keşfediyorum. Adana‘dan ailesiyle birlikte Suriye üzerinden IŞİD'e katılan Mustafa 30'lu yaşlarda, iki çocuğuyla beraber bir evin önünde poz vermiş. Kıvırcık saçlı bu zayıf adam, inancı uğruna bütün kafirleri öldürmeye ant içiyor tweetlerinde ve facebook sayfasındaki mesajlarında. Tehdit ve propaganda cümlelerinin arasında gururla sunulan bir tweet gözüme çarpıyor; "IŞİD saflarındaki Fransız mücahid kardeşlerimin fotoğrafları" diyor. Büyüterek bakıyorum, 4 kişiler. Toplam 4 farklı açıdan çekilmiş, yüzleri net görülmeyen, asker pantolonu giymiş, üstleri çıplak 4 genç adam. Hepsi uzun boylu, ellerindeki siyah bayrağı bir kalıntının üzerine diken, muhtemelen Kuzey Afrika kökenli 4 Fransız.

Merkezi Londra'da bulunan King's Collage'in geçen yıl yaptığı bir araştırmaya göre Suriye'de savaşan 11 bin cihadist var. Bunlardan 3 bini Avrupa'dan katılmış. Bu rakamlar geçen yıldan. Uzmanlar son aylarda artan çatışmalar ve son haftalarda IŞİD'in Irak'taki ilerlemesi sonucu bavulu hazır bekleyen binlerce kişinin de yola çıktığını veya çıkmak üzere fırsat kolladığını söylüyor. IŞİD lideri El Bağdadi'nin Salı günü yaptığı "Ey Müslümanlar, bu devlet sizin, devletinize koşun. Onu inşaa etmemize yardım edin" çağrısı kuşkusuz yüzlercesini daha kurulan „Hilafet Devleti“ne çekecektir.

Almanya'daki iç istihbarattan sorumlu daire olan Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın yeni açıkladığı rapora göre, Almanya'dan da gidip El Nusra ve IŞİD saflarına katılanların sayısı tahminen 320. Teşkilatın Başkanı Hans Georg Maßen, tam sayıyı bilmediklerini, hatta bazı kişilerin Suriye veya Irak'ta savaştığından ancak öldüklerinde haberdar olduklarını söylüyor. Bu da gerçek rakamın çok daha yüksek olabileceği şeklinde yorumlanıyor. Cihadistlere katılan bu 320 kişiden 130'u, Türkiye kökenlilerin de yoğun yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya'dan. Alman terör uzmanları, Avrupa'dan gidenlerin çoğunun El Kaide ve El Nusra'dan ziyade, daha radikal olan IŞİD saflarında savaştığını belirtiyor. Oraya gidip, önce sorguya alınan ve Batı'nın ajanı olmadığını kanıtlayanların 1-1,5 aylık bir eğitim aldığı, dönenlerin ifadelerine dayanılarak aktarılıyor. Terör uzmanları, Avrupa'dan gidenlerin temel eğitimden sonra genelde en kirli ve en barbarca işlerle görevlendirildiğini, işkence yapmak, kurşuna dizmek, "kelle kesmek" veya çarmıha germekle Avrupalı cihadistlerin keskinleştirildiklerini ve korku eşiğini aşmalarının sağlandığını vurguluyorlar. Birebir çatışmaya ise tecrübeli Çeçen veya Suudi cihadistlerin gönderildiği, onları daha önce Afganistan, Ortadoğu, Kafkaslar veya Afrika'da savaşmış radikal islamcıların izlediği belirtiliyor.

Almanya'dan Suriye ve Irak'a gidenler „selefi“ diye nitelenen gruptan. Sayıları Almanya'da 5.500 olarak tahmin ediliyor. Selefi kavramı Almanya'da Türkiye'den farklı olarak, radikal sünni terör faaliyetleri yürüten en keskin grup için kullanılan tanımlama. Onlarca dernekleri var. Türkiye'deki selefiler gibi onlar da genelde youtube ve facebook üzerinden faaliyet yürütüp, internet siteleri aracılığıyla propaganda yapıp, üye topluyorlar. Aralarında çok sayıda Türkiye kökenli var. Geçen yılın sonunda, Suriye'de eğitim alıp, savaştıktan sonra Türkiye üzerinden geri dönen ve kısa süre sonra tutuklanan 20 yasındaki Mustafa B.‘den, Hamburg'dan gidip Suriye'de hayatını kaybeden 25 yasındaki Gökhan C. ile vaktinde Khedira ve Boateng ile Alman genç milli takımında da oynayan Burak Karan‘a…Ya da 3 ay önce Azaz'da bir heykelin önünde elindeki kesik bir baş ile ayağının kenarında bedeninden ayrılmış ikinci bir insan kafası ve sağ tarafında başsız bir gövde önünde gülümseyerek kameralara poz veren IŞİD üyesi, Dinslaken doğumlu Mustafa K.

Liste uzun. Ve sadece IŞİD ile de sınırlı değil. Öncesinde Afganistan'a ve Pakistan‘a gidip El Kaide için savaşan Türkiye kökenliler var. Hatta ve hatta Somali'ye gidip El Şabap milisleriyle omuz omuza silah tutanlar. Kimileri hayatta değil, kimileri ise cezaevinde. Bunlar dışında Almanya'da eylem hazırlığındayken yakalanan, mahkum edilen veya davaları süren selefi terör hücrelerinin üyesi Türkiye kökenli gençler de bulunuyor.

Radikal islamcı eğilimler konusunda uzman Filistinli psikolog Ahmad Mansour'a göre, bu radikal grup gençleri hapishanelerde ve camide yakalıyor. Hapishanede ulaşıp, kazandıkları genelde suç işlemiş, aile ilişkileri zayıf ya da kopmuş Hristiyan gençler. Zaten kriminel olan ve İslam dinini sonradan kabul eden bu gençlerin dışındaki diğer büyük grubu ise inançlı Müslüman ailelerin Almanya'da kendine yer bulamamış, başarılı olamamış ya da haksızlığa, ayrımcılığa uğradığını düşünen çocukları oluşturuyor. Bu gençlere yapılan propagandada Batı nefreti öne çıkıyor. Bremen'deki Masjudel Furgan Camii önünde şubat ayında eylem yapan Türk anneler de, çocuklarının bu camideki nefret dolu vaazlardan etkilenerek radikalleştiğini ileri sürmüş, satın aldıkları ikinci el otomobil ile Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiğini açıklamıştı. Ve Türkiye hükümetine seslenmiş, „Evlatlarımızı durdurun“ diye yalvarmışlardı.

Anayasayı Koruma teşkilatı, IŞİD'e giden 320 gençten 100'ünün geri döndüğünü açıkladı. Merkezi Berlin'de bulunan Bilim ve Siyaset Vakfı Uzmanlarından Guido Steinberg, IŞİD'in Batı'dan giden militanlar üzerinden savaşı Avrupa'ya taşıyacağını ileri sürüyor. Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı da onunla aynı görüşte. Teşkilat, IŞİD saflarında eğitim alıp, propaganda yapmak, maddi destek sağlamak ve yeni üye kazanmak amacıyla geri gelen 100 cihadistin büyük tehlike arzettiği görüşünde. Son raporunda, radikal islamcı ve şiddet eğilimli grupların üye sayısındaki artışa da dikkat çekiyor. Rapora göre; Almanya'da el-Kaide ve türevi örgütler ile Ensar el-İslam ve Özbekistan İslami Hareketi'nin üye sayıları gizli örgütlenmeleri nedeniyle bilinemiyor. Selefi grupların üye sayısı ise 5.500 olarak tahmin ediliyor. Hizbullah'ın 950, HAMAS (Harakat al-Müqawama al-İslamıya) üyesi 300, Kuzey Kafkasya Ayrılıkçı Örgütü NKSP‘nin 250, Türkiye Hizbullahı'nın 350, Müslüman Kardeşler'in 1.300 ve Milli Görüş'ün ise 31 bin üyesi olduğu bilgisi yer alıyor. Kesin kategoriye konulamayan, diğer eğilimlerle birlikte Almanya'daki islamcı ve radikal islamcı potansiyel 43.190 olarak veriliyor. Bunlar arasında kaçının IŞİD'in ilan ettiği ve Müslümanlığı tekeline alan hilafet devletine destek verdiği veya vereceği henüz bilinmiyor, ancak internette başlatılan "1 milyar Müslüman IŞİD'e destek veriyor" kampanyasının Almanya'da gördüğü ilgiye bakıldığında, rakamın az olmayacağı kesin.

Alman istihbarat uzmanları artan radikal islamcı tehdit nedeniyle Türkiye'ye öfkeli. İstisnasız bütün haberlerde Türkiye'nin şimdiye kadar izlediği tutum sert biçimde eleştiriliyor ve radikal islamcılara yönelik politikası „Terörist Turizmi“ diye niteleniyor. Focus dergisine konuşan ve adının verilmesini istemeyen üst düzey bir Anayasayı Koruma Teşkilatı mensubu, bu iddiasına Suriye'de savaşırken yaralanan Berlinli tanınmış selefi militanlardan Denis Cuspert'in Türkiye'de bir hastanede tedavi edilip, savaşa geri dönmesini örnek veriyor. Aynı kişi, cihadistlere katılmak üzere yola çıkanların çoğunun Türkiye üzerinden gittiği ve yine Türkiye üzerinden de döndüğünü tespit ettiklerini belirtiyor. Ve Türkiye'nin nasıl bir tehlikeyle karşı karşı olduğunu henüz kavramadığını ileri sürüyor. Uzmanlara göre radikal islamcı terör eskisine göre daha tehlikeli, çünkü artık örgütsel değil, bireysel hareket eden militanlarla karşı karşıya dünya. Boston‘da, Bonn‘da veya Brüksel'de görüldüğü gibi...

Elmas Topçu/Almanya

haberin video linki için tıklayınız:

http://nehirhaber.com/isidin-turk-militanlari-video_h81002.html

Kaynak: nehirhaber.com

 
 
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar