thumbgen.jpg

Suriye’ye saldırı: Emperyalizmden Ortadoğu halklarına tehdit mesajı

Saldırı asıl olarak emperyalist palavralara itibar etmeyen Suriye halkına ve emperyalist haydutlara karşı tutum alma potansiyeli taşıyan tüm Ortadoğu halklarına gözdağı vermeyi amaçlıyordu. Suriye'ye yönelik saldırı, bölge halklarına “uysal” olmaları gerektiği yönünde verilen bir mesajdır. Dünya emperyalizm eliyle büyük savaşlara, katliam ve yıkımlara doğru sürüklenmektedir.

16 Nisan 2018 Pazartesi
ABD emperyalizmi peşine taktığı İngiltere ve Fransa'yla beraber Suriye'ye saldırdı. Amerikan emperyalizminin sesi New York Times'ın konuyla ilgili haberinde sunulan bilgilere göre, Birleşmiş Milletler'e bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün kimyasal saldırı iddialarını yerinde incelemek amacıyla Suriye'ye gitmesiyle saldırının başlaması aynı zaman kesiti içine yerleşiyor. (Pentagon Says Syria Strikes Hit ‘Heart' of Chemical Weapons Program, April 14)
 
Yani ABD, İngiltere ve Fransa bu tutumlarıyla kurumun yapacağı araştırmayı fiilen engellemiş oldular. Demek ki konuyla alakalı kurumların yapacağı araştırmadan rahatsız olan bu örgütün uzmanlarını inceleme yapmak için ülkesine davet eden Suriye yönetimi değil, emperyalist saldırganlardı. Bu kurumların yapacağı araştırmaların ortaya çıkaracağı sonuçların ardından harekete geçmek besbelli ki bu saldırıyı düzenleyenlerin işine gelmiyordu.
 
Çünkü…
 
ABD Savunma Bakanı Mattis saldırıdan iki gün önce Amerikan Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi üyelerine yaptığı konuşmada, “Bu saldırıların birkaçı var. Birçok durumda, sahada askerlerimizin olmadığını biliyoruz, alanda değiliz bu yüzden elimizde çok fazla şeyimiz olsa bile size kanıtımız olduğunu söyleyemem” demişti. Kendi istihbarat örgütleri ve Cihatçı işbirlikçilerinin ürettiği “sosyal medya göstergeleri” dışında sunabilecekleri kanıtları yoktu ve yapılacak ciddi bir araştırma yüksek olasılıkla bunu açığa çıkaracaktı.
 
Suriye halkına bir mesaj
 
Batı emperyalizminin ABD öncülüğündeki bu saldırısının gerçekte bir tek “kimyasal silah kullanımı” ile ilgisi yoktu. “Kimyasal silah kullanımı” iddiası uzun zamandır, Batılı devletlerin emperyalist saldırganlıkları için kendi halklarından onay üretme, saldırganlıklarına kitlesel meşruiyet sağlama mekanizmasıydı. Saldırının asıl amacının ne olduğunu New York Times haberinde şu sözleriyle, açık olarak ortaya koydu: “Şam sakinleri uykudan Amerika'nın öncülük ettiği saldırıların pencerelerinde ve duvarlarında yarattığı sarsıntılarla uyandılar.” Suriye yönetiminin “kimyasal silah kullanımı” iddiasına yanıt olduğu ileri sürülen saldırılar asıl olarak emperyalist palavralara itibar etmeyen Suriye halkına ve emperyalist haydutlara karşı tutum alma potansiyeli taşıyan tüm Ortadoğu halklarına gözdağı vermeyi amaçlıyordu. Bu saldırılarıyla Suriye halkına, “bize itaat etmezseniz olacak budur, füzeler bir sonraki saldırıda sadece pencerelerinizi, duvarlarınızı sarsmayacak doğrudan sizi hedef alacaktır” mesajını veriyorlardı. Suriye halkı da bu tehditlere yanıtını, saldırı karşıtı slogan ve şarkılar eşliğinde cadde ve sokakları doldurarak verdi.
 
Sınırlı bir saldırı
 
Amerikan Senatosu'nda Arkansas'ı temsil eden Tom Cotton açık sözlü olanlardandı ve yaptığı açıklamada, kasap Esad'ın düzenlenen saldırılarla Rusya'nın kendine bağlı ülkeleri bölgede Amerika'dan koruyamayacağını öğrendiğini söylüyordu. Bir başka tanınmış Senatör Lindsey Graham ise askeri operasyonun zayıflığından şikâyet ediyor, Esad'ın hak ettiği cezayı almamış olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. (Divided on Strikes, Democrats and Republicans Press for Clearer Syria Strategy, New York Times, April 14)
 
Haaretz'den Noa Landau'nun haberinde, Suriye'ye düzenlenen saldırının Trump'ın yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Shabbat'ın koordinasyonu içinde yürütüldüğü bildiriliyordu. (Trump Adviser Bolton Coordinated U.S.-led Strike in Syria With Israel, April 14) Saldırı öncesi yapılan toplantılarda ABD yönetimi içinde saldırının şiddet düzeyi konusunda bir tartışma yaşandığı ve Bolton'un Suriye'ye yıkıcı ve şiddetli bir karşılık verilmesi yönünde çıkışlar yaptığı daha önce basına yansımıştı.
 
ABD, İngiltere ve Fransa'nın bu saldırısının “sınırlı” tutulduğu, Bolton'un sert çıkışlarının nihai kararı belirleyemediği anlaşılıyor. Bunun Rusya ile bir çatışmaya yol açmama hassasiyetinden kaynaklandığı da açık. Haaretz'den Zvi Bar'el Rusya'nın bu saldırıya askeri bir yanıt vermesinin çok uzak bir ihtimal olduğunu belirtirken, Rusya'nın başka bir şeyi gündeme getirebileceğini, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını engellemeye başlayabileceğini, Suriye hava sahasını İsrail'e kapatarak bu saldırıya bir karşılık verebileceğini ileri sürüyor.
 
Yabniv Kubovich de Haaretz'de İsrail Ordusu yetkililerinin değerlendirmelerini aktardığı yazısında, yetkililerin, bu saldırıyla birlikte Suriye'nin hava savunma sistemlerinde Rusya tarafından yapılacak bir güçlendirmenin İsrail'in “hareket serbestliğine” getireceği olası sınırlamalardan duydukları kaygıyı ifade ediyordu.
 
Bir tehdit mesajı niteliğinde
 
İsrail istihbarat kaynaklarının sözcüsü konumundaki Amos Harel'de saldırının “sınırlı” olduğu kanaatinde. Harel, saldırıdan kısa bir süre önce yapılan bir İsrail Savunma Kuvvetleri açıklamasına dikkat çekiyor. Bu açıklamada, geçtiğimiz Ocak ayında Suriye'de T4 Hava Üssü'ne düzenlenen saldırıya dikkat çekildiği ve İsrail'in kendi sınırında düşürdüğü silahlı bir İran Drone'unun bu üsten havalandığı bilgisinin verildiğini belirtiyor. Harel'e göre bu açıklama, Putin ve Ruhani'ye, “Bakın burnunuzun dibinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleyman neler yapıyor?” mesajı vermeyi amaçlıyordu. Böylesi bir mesaj vermeyi amaçlayan açıklamadan hemen sonra “sınırlı” saldırının gelmesi, saldırının kendisinin de bir tehdit mesajı niteliğinde olduğuna işaret ediyor.
 
Harel Suriye'ye yönelik saldırıdan bir gün önce de, İsrail Ordu ve istihbarat kurumlarının Suriye'de daha agresif bir çizgi geliştirme konusunda mutabakata ulaştığını, İsrail hükümetinin de bu çizgiyi benimsediğini yazmış, en son Suriye'deki T4 Üssü'ne yönelik İsrail hava saldırısının benimsenen bu çizgi nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürmüştü. Harel, İran'ın Suriye'de askeri tutunma noktaları elde etmesini engellemek için bu çizginin kararlılıkla uygulanacağını ve Suriye'nin askeri üslerine yönelik saldırıların daha sık ve daha güçlü yapılması yönünde bir kararlılığın varlığını haber veriyordu
 
“Dostumuz bizden çok silah alıyor”
 
Suriye'ye yönelik saldırıdan 3 gün önce Beyaz Saray'da Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Tani ile birlikte habercilerin karşısına geçen Trump, şeyhi uzun yıllardır tanıdığını söylemiş, “Bizden çok ekipman satın alıyor, askeri malzemeler, uçaklar, füzeler, birçok değişik şey satın alıyor. Büyük bir dostluğumuz var” demişti. Trump, “Birlikte pek çok iyi şey yapıyoruz” diyordu. Trump'tan sonra konuşan Şeyh Tani de iki ülke arasında “çok sağlam ve güçlü bir ilişki bulunduğunu”, “ekonomik ortaklıklarının 125 milyar dolar” olduğunu ve önümüzdeki yıllarda bu rakamı “iki katına çıkarmak istediklerini” ifade etmişti. Suriye'deki gelişmeler hakkında da konuşan Şeyh, Suriye halkının yaşadığı acılardan söz ediyor ve “Başkanla bu konuyu konuştuk, bölgemiz Beşar Esad gibi bir savaş suçlusunu tolere edemez. Terörizmi savunan insanları bölgemizde kabul edemeyiz” diyordu.
 
“Birlikte iyi bir şey” yaptılar ve ABD'nin Suriye'ye saldırdığı noktalardan birisi Katar'daki büyük askeri üssü oldu. Bu saldırıdan önce sırayla İngiltere, ABD ve Fransa'da bulunan Suudi Veliaht Prensi Selman'da Suriye'ye yönelik bir saldırıda müttefikleri isterse aktif yer alabileceklerini söylemişti. O da ABD'den “çok ekipman, askeri malzeme, uçak, füze” satın almıştı.
 
Uysal bir İslamcı rejim
 
Ortaya çıkan tablo son derece net. Amerikalı solcu gazeteci-yazar Reese Erlich'in 2012'de görüştüğü İsrailli yetkililer, İsrail yönetiminin Suriye'deki savaştan beklentisinin “şeytan Esad'ın yerini” “uysal bir İslamcı rejim”in alması olduğunu söylüyorlardı. “Uysal bir İslamcı rejim” neye benzer? Ellerinde “uysal bir İslamcı rejim”in sınanmış çeşitli modelleri vardı. Katar ve Suudi Arabistan bunun yaşayan, canlı en iyi bilinen örnekleriydi. Katı Şeriat kurallarıyla yönetilen bu ülkeler aynı zamanda Batı emperyalizminin, İsrail'in bölgedeki en sağlam dayanak noktaları, “büyük dostlarıydı”. Bunların uysallığı, Batılı emperyalistlerle, İsrail'le ilişkilerine dairdi. “Uysal bir İslamcı rejim” bahsinde en son model yine Batılı emperyalistlerin güçlü desteğiyle Türkiye'de inşa edilmeye çalışılmıştı. O da diğerleri gibi, Batılı emperyalistler ve İsrail söz konusu olduğunda son derece “uysal”, kendi ülkesinin insanları ve bölgenin kardeş halkları olduğunda savaşçı bir külhanbeyiydi.
 
Suriye'ye yönelik saldırı, bölge halklarına “uysal” olmaları gerektiği yönünde verilen bir mesajdır. Emperyalist-kapitalizm içinde debelenmekte olduğu ekonomik, toplumsal krizleri, jeo-stratejik tırmanmaları savaş yönelimi ile aşmak dışında herhangi bir seçenek üretememektedir. Suriye'ye askeri saldırı ile Çin'e karşı yükseltilen “ticaret savaşı” aynı yönelime işaret etmektedir. Suriye saldırısı, emperyalizmin esas eğiliminin hakimiyet altına alma olduğunun en açık göstergesidir. Dünya emperyalizm eliyle büyük savaşlara, katliam ve yıkımlara doğru sürüklenmektedir. Bunu durdurabilecek olan tek seçenek tüm ülkelerden emekçilerin anti-emperyalist, anti-kapitalist birleşik mücadelesidir.
 
Cenk Ağcabay
sendika.org
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar