Dünya üzerinde içilebilir su kaynaklarının çok sınırlı olduğunun altını çizen Tongüç, bu kaynakları da küresel Yahudi sermayeli şirketlerin kendi kontrollerine geçirmek istediklerini vurguladı. Bütün dünyada ‘özelleştirme' adı altında gizli ve tehlikeli bir oyun oynandığına işaret eden Tongüç, Türkiye'nin de bu oyuna geldiğini bildirdi. Hükümetin Su Kanunu tasarısı hazırlayarak konuyu Meclis gündemine getirmeye çalıştığını vurgulayan Tongüç, uzun vadede suyun kontrolünün tıpkı bankacılık ve sigorta sektöründe olduğu gibi küresel şirketlerin kontrolüne girme tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, Hükümetin, AB'nin zorlamasıyla su kaynaklarını özelleştirmek istediğini belirterek, bu politikanın zaten su fakiri olan Türkiye'nin büyük bir sıkıntıya girmesine neden olacağını ve temelinde de Arz-ı Mevud'un kurulma çalışmalarına hizmet edeceğinin altını çizdi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, su kaynakları üzerinde oynanan ‘İsrail' tehlikesine dikkat çekti. Dünya üzerinde içilebilir su kaynaklarının çok sınırlı olduğunun altını çizen Tongüç, bu kaynakları da küresel Yahudi sermayeli şirketlerin kendi kontrollerine geçirmek istediklerini vurguladı. Bunun için bütün dünyada ‘özelleştirme' adı altında gizli ve tehlikeli bir oyun oynandığına işaret eden Tongüç, Türkiye'nin de bu oyuna geldiğini bildirdi. Hükümetin Su Kanunu tasarısı hazırlayarak konuyu Meclis gündemine getirmeye çalıştığını vurgulayan Tongüç, uzun vadede suyun kontrolünün tıpkı bankacılık ve sigorta sektöründe olduğu gibi küresel şirketlerin kontrolüne girme tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti.
AB'nin Emriyle Özelleştirilecek
Türkiye'nin su kaynaklarının da AB müktesabatı çerçevesinde özelleştirmeye zorlandığını anlatan Tongüç, küresel Siyonist sermayenin buradaki asıl amacının ise hem su kaynaklarını ele geçirmek hem de İsrail'in su ihtiyacını karşılamak olduğunu kaydetti. Hükümeti bu konuda uyaran Tongüç, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu kanun Türkiye'ye bir gelir sağlamak amacından çok, AB'nin ortaklık müzakereleri çerçevesinde dayatmaları sonucunda gündeme getirilmektedir. Tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde güçlü sermaye yapılarına sahip uluslararası şirketlerin Türkiye'nin kıt olmakla birlikte stratejik öneme sahip su kaynaklarını ele geçirerek hem büyük ticari gelirler elde etmeleri, hem de bu vesileyle, İsrail'in su ihtiyacını Türkiye kullanılarak karşılamaları pek ala mümkündür. Bu sağlandığı takdirde İsrail'in Ortadoğu'daki etkinliği ve Filistin üzerindeki şiddetli baskı ve tahakkümü daha da pekiştirilmiş olacaktır. Bu Arzı Mev-ud'un kurulma çalışmalarına hizmet etmek anlamına gelecektir”
Fırat ve Dicle'de İnce Hesap Yapıyorlar
AB'nin Türkiye'nin su havzaları ve kaynakları konusundaki temel yaklaşımına dikkat çeken Tongüç, AB'nin kendi ihtiyacından ziyade Ortadoğu'ya şekil verme ve Türkiye'nin politikalarına yön verme arzusu içerisinde olduğunu belirtti. Bu konuda da özellikle Fırat ve Dicle nehirleri özelindeki yaklaşımının bu niyetini açık bir şekilde ortaya koyduğunu söyleyen Tongüç, Türkiye'nin üyelik sürecinde Fırat ve Dicle suları ile bu sular üzerindeki tesislerin, (22 baraj) başta İsrail olmak üzere bölge ülkeleri ile ortak kullanımının önerildiğini anımsattı.
Çıkar Savaşlarına Alet Edecekler
Son olarak suyun önümüzdeki süreçte büyük ve stratejik bir kaynak olarak küresel kapitalist sermayenin kontrolündeki çok uluslu şirketlerin çıkar savaşına sahne olacağını hatırlatan Tongüç, dünya üzerinde su kaynaklarının bugün itibariyle yüzde 5'inin özelleştirildiğini bundan bile şirketlerin korkunç karlar elde ettiğini ifade etti. Tongüç, tablonun daha iyi anlaşılabilmesi için 1990'lı yıllarda dünyada su ile ilgili özel şirketlerin sadece 10-15 ülkede faaliyet gösterirken, bu gün 100 ülkede faaliyet gösterdiklerinin altını çizdi.
Su Kaynakları 49 Yıllığına Özel Sektöre Devredilecek
Konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Tongüç, küresel Yahudi sermayesinin bir oyunu olan su kaynaklarını özelleştirme politikasının AKP hükümeti tarafından hayata geçirilmek istendiğinin altını çizdi. Tongüç, şunları kaydetti: “Su Kanunu Tasarısı hazırlanarak Meclis'e sunulmaya çalışılmaktadır. Bu kanunla, HES'lerin kullanılması için izin verilen akarsular 49 yıllığına özel şirketlere kiralanabilecektir. Tasarı ile yeraltında bulunan durgun veya hareket halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları yani yeraltı sularını yüzeysel suları kapsayan tüm su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, uluslararası ve yerli şirketlere satılması öngörülüyor.”
Kaynak: milligazete.com.tr