IŞİD, şimdi ki adıyla - İslam Devleti - Nisan 2013 yılında, Suriye' nin kuzeyinde hızlı bir şekilde askeri güç kazanıp, burada en güçlü gruplardan biri olup insanları katledip, şeriat kanunlarını uygulamaya başladılar. Sonra Irak' ta binlerce sivili de katlettiler. ‘La ilahe İllallah' diyerek, kestikleri Yezidiler, binlercesi de yurtlarını aç, susuz çöl sıcağında yürüyerek terk ediyorlar.
Mahmur' u ele geçirince de 100 bin Hıristiyan bölgeden kaçmak zorunda kaldı.
Amerika, bugüne kadar IŞİD' e müdahale etmeyip, OBAMA ‘Irak kendi sorunlarını kendisi çözsün, müdahil olmayacağız' dediği halde, şimdi bir anda çıkıp geldi.
Bu geliş bana göre şaibeli bir gelişti! Ve ‘Amerika, durdu durdu da neden şimdi IŞİD' e müdahale etmek için geldi?' sorusunu sorduruyor !
‘Bütün kötülüklerin bir başı PETROL' diye düşünürsek, IŞİD' in petrol hattında ilerlediğini anlamak kaçınılmaz. Musul' dan Suriye sınırına kadar uzanan pek çok önemli yerleri hakimiyetine alması da, bir tesadüf olamaz.
Ortadoğu' da petrol savaşları bugün başlamadığına göre, şöyle bir 90 yıl geriye gittiğimizde ‘Chester Projesi' ile karşılaşılır.
‘Chester Projesi' ne idi?
1.Dünya savaşı yıllarında, Doğu Anadolu' da Amerikalılar tarafından bir tren yolu hattı inşa, edilmesini, karşılığında da yirmi kilometre yakınındaki tüm yer altı kaynaklarının Amerikalılara bırakılmasını öngören, fakat çeşitli sebeplerden dolayı hayata geçirilemeyen bir proje, mimarı da Colby Mitchell Chester idi.
Hikaye şöyle..!
Demiryolu projesi, Sivas' tan başlayacak. Harput, Diyarbakır, Bitlis ve Van Gölü' nün güneyinden geçecek ve Kerkük ve Süleymaniye' ye varacaktı. Bu öngörülen hat üzerinde Türkiye' nin ve dünyanın en önemli krom, bakır ve petrol yatakları var.
Diğer bir bölüm de Ceyhan' dan geçerek, Yumurtalık/Adana körfezine ve İskenderun' a uzatılacaktı. 9 Nisan 1923' de TBMM tarafından onaylanarak, demiryolu projesinin işletme hakkı 99 yıllığına Amerikalılara verilir.
Daha sonra bu projeden vazgeçilir. Nasıl mı?
Asıl neden Türk petrollerini paylaşmak olduğu söylenen, 24 Temmuz 1923' de imzalanan Lozan Antlaşması ile Musul ve Kerkük' ün Türkiye' de kalmayacağını anlayan ABD, projeden vazgeçer. Türkiye' de daha önce kabul etmiş olmasına rağmen projeyi 18 Aralık 1923' de fesh eder.
ABD' nin Lozan antlaşmasını reddettiği söylense de, başka bir kayıtta reddedilenin 6 Ağustos 1923' de ABD ile imzalanan ve 18 Ocak 1927' de fesh edilenin ‘Dostluk Antlaşması' olduğu yazılı. Yani ABD' nin Lozan Antlaşmasını reddettiği sınırları tanımadığı değil. Zaten Amerika Lozan' da taraf olmadığı için imzacı değil, sadece gözlemci idi.
İngiltere' nin durumu ise; Lozan Konferansı sırasında çok zengin petrol yataklarına sahip Musul İngiliz işgali altında idi. Ankara Musul' u isterken, İngiltere' de Musul' u elinden çıkarmak istemiyordu. Böylece de Lozan müzakerelerinin gündem konularından biri de doğal olarak Musul idi.
Şimdi ki durum da fark var mı?
Amerika, ‘Chester projesi' ile de alamadığı petrol hakimiyetini şimdi IŞİD ile yolu açıyor. IŞİD in tehditleri ile Exxon, Chevron, TAQA, General Energy, Orix Petroleum gibi petrol firmaları işi durdu dense de, Amerika petrol hakimiyetinde kararlı. İran sınırındaki Celevla ilçesinin de IŞİD tarafından ele geçirilmesi, Amerika' nın gözü her zaman İran petrolünde idi, ama bu kez IŞİD eliyle almakta kararlı olduğunu düşündürüyor.
Bir anda çıkan haber de dikkat çekici idi: Şırnak Cudi Dağı, Bingöl Kığı-Yedisu ile Elazığ'ın Pülümür ilçelerinde TSK hava destekli operasyon başlattı dendi, sonra haberin devamı gelmedi. Ama, ‘Chester Projesi' haritasına bakınca daha anlaşılır oluyor!
Böylece Amerika, IŞİD Güney Kürdistan' ın kalesi Erbil kapılarına dayanana kadar bekledi. Şimdilerde çok güçlü olmayan ordusunu da yormak istemedi. IŞİD' in saldırılarından ‘Feryat eden insanlığa' kendini bir ‘Kurtarıcı' ‘Mehdi' olarak halkın sempatisini kazanmak için şimdi geldi…!
Yıldız Çelik