n3650777-6665225.jpg

ABD, Çin ve iki kutuplu dünyaya dönüş

Soğuk Savaş'ın iki kutuplu dünyası küreselleşme çağıyla birlikte değişmişti. Artık küreselleşmenin kendisi, iki kutuplu dünyanın yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte tehdit altına girmiş durumda. Eğer Çin Halk Cumhuriyeti başarılı olursa, Avrasya kara parçasının tümünü Çin'e daha yakın bir biçimde bağlayarak, muhtemelen Transatlantik bağlantıların önemini azaltmış olacak.

22 Mart 2019 Cuma
Berlin Duvarı'nın yıkılmasının üzerinden 30 sene geçmiş olmasına rağmen, bugün ABD ve Çin arasında yükselen tansiyon yeni bir jeopolitik fay hattı teşkil ediyor.
 
Diğer ülkelerin de git gide Vaşington ve Pekin arasında seçim yapması bekleniyor.
 
Bu durumun son örneği, geçen hafta* İtalya'nın “Bir Kuşak Bir Yol Girişimi” olarak bilinen Çin'in dev altyapı projesine yönelik bir mutabakat anlaşması imzalamak üzere olan ilk G7 ülkesi olmasının ortaya çıkmasıyla gerçekleşti. Saatler içinde projeye yönelik Beyaz Saray'dan eleştiriler geldi. Buna karşılık Çinli Dışişleri Bakanı ABD'ye İtalya'nın bağımsız bir ülke olduğunu hatırlatan bir açıklama yaptı. Anlaşmayı imzalamak için bu ayın sonlarında Başkan Xi Jinping'in İtalya'yı ziyaret etmesi bekleniyor.
 
Bu durumla birlikte Çin-ABD çekişmesinin Asya hinterlandından da öteye, Latin Amerika ve Avrupa'ya kadar taşındığını söylemek mümkün. Trump'ın Çin'e ticari savaş ilan etmesiyle birlikte, her iki ülkenin tarafsız bölgelerde gerçekleştirdiği ticaret ve yatırımların stratejik çekişmeden uzak geçtiği dönem de sonlanmış oldu. Eğer Çin Halk Cumhuriyeti başarılı olursa, Avrasya kara parçasının tümünü Çin'e daha yakın bir biçimde bağlayarak, muhtemelen Transatlantik bağlantıların önemini azaltmış olacak.
 
Çinli firmaların tüm dünyadaki limanlara yönelik artan ilgilerinin sonucu yürüttüğü araştırmalar, ABD ile denizlerde rekabete gireceği şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca uluslararası alanda genişleyen Huawei gibi uluslararası Telekom şirketleri, teknolojik üstünlük ve espiyonaj bağlamında daha geniş çekişmelerin parçası oldu. ABD'li yetkililerin son birkaç ayı, geri döndürülemez bir güvenlik riski teşkil edeceğini ileri sürerek müttefiklerine Huawei'ye 5G ağını yürütmelerine izin vermemeleri yönünde istekte bulunmakla geçti.
 
Japonya ve Avustralya gibi önemli ABD müttefikleri, Huawei meselesinde ABD'nin dümeninde seyrederken, İngiltere gibi diğer ülkeler bu konu üzerinde hala düşünmekte. Eğer İngiltere Huawei'ye izin verirse, ABD ile yürüttüğü değerli istihbarat paylaşımı anlaşmalarına zarar vermiş olacak. Fakat Huawei'yi engellerse de Brexit sonrası Çin'den gelecek yatırım ve ticari dalgayı da riske atmış olacak.
 
Kanada, Huawei'nin eski finans direktörü Meng Wanzhou'nun iadesine yönelik ABD talebine uydu ve Wanzhou'yu tutukladı. Günler içinde Çin'de pek çok Kanada vatandaşı tutuklandı ve şu anda Kanada yetkilileri bölgeye gitmekten sakınıyor. Buna benzer olarak Güney Kore, Thaad adı verilen ABD anti-füze sistemlerinin konuşlandırılmasına yönelik ABD talebini kabul edince; Çinli turistler Güney Kore'den vazgeçirildi ve Güney Koreli bir perakendeci olan Lotte'nin Çin'de sahip olduğu dükkânlar “güvenlik denetlemesini” geçemediği gerekçesiyle kapatıldı.
 
Çin'in ABD müttefiklerine yönelik doğrudan bir baskı uygulama yoluna gitmesi, Pekin'in artan özgüvenini ya da diğer bir deyişle ekonomik hünerini gösteriyor. Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesi üzerinde yer alan ülkeler Pekin'in altyapı paketlerini kabul edip etmemeyi değerlendirirken, buna karşılık ABD'den gelen herhangi bir teklif ise bulunmuyor. Ayrıca Huawei'nin 5G teknolojisine alternatif teşkil edebilecek bir Amerikan firması da bulunmamakta.
 
Çin ile nüfuz savaşında ABD'nin Trump kartı genellikle ticaretten ziyade güvenlik. Japonya, Güney Kore, Almanya ve Avustralya gibi ülkeler artık Çin ile ABD'den daha fazla ticaret gerçekleştiriyor. Fakat hala askeri güvenlik için ABD'yi tercih ediyorlar.
 
Eğer Başkan Donald Trump, önceden de belirttiği gibi Amerikan koruması hususunda müttefiklerinin üzerine gitme yolunu seçerse ABD'nin bu güvenlik avantajını dinamitleyebilir. Fakat Çin halen güvenlik garantisi teklifleri işine girişmemiş durumda. Sonuç olarak, ortaya çıkan yeni iki kutuplu dünya Soğuk Savaş'ta olduğu gibi askeri ittifaklar bağlamında bir çekişme üzerine kurulmayacak gibi gözüküyor.
 
Bunun yerine yeni küresel ayrışmanın temeli teknoloji olabilir. Çin uzun süre önce Google ve Facebook'u yasakladı. Şimdi de ABD, Huawei'yi kösteklemeye çabalıyor. Sınırlar arası veri kontörlü ve aktarımına yönelik endişeler artarken, ülkeler ABD veya Çin teknolojisi arasında seçim yapmak üzere gittikçe daha çok zorlanabilir, sonunda da bu iki blok birbirinden iyice tecrit edilmiş duruma gelebilir. Fakat teknolojiyle başlamış bir ayrışma, olduğu şekliyle kalmayabilir. Veri ve iletişim artık neredeyse tüm iş ve askeri etkinlik biçimleri için temel kabul ediliyor.
 
Soğuk Savaş'ın iki kutuplu dünyası küreselleşme çağıyla birlikte değişmişti. Artık küreselleşmenin kendisi, iki kutuplu dünyanın yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte tehdit altına girmiş durumda.
 
Mete Han Kutlusan
21. Yüzyıl Türikey Enstitüsü
Kayank: Financial Times
 
 
----------------------------------------------------------------------------------------------
* Yazı 12.03.2019 tarihinde yayınlanmıştır.  
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar