61334-cats.jpg

Amerika'dan İran'a karşı ekonomik terörizmin ardından şimdi de tıbbi terörizm

Washington, İran'a karşı yaptırımlar çerçevesinde açıkça İran halkına karşı baskıları yoğunlaştırmak ve ilaç ile gıda malzemelerinin temin edilmesi alanında kısıtlamaların oluşturulmasına vurgu yapıyor. Trump yönetimi hatta İran’da koronavirüsün yayılması ardından Avrupalı ortaklarına İran’ın bu hastalık ile mücadele için zaruri ürünlere ulaşmasını engellemek için baskı uyguladı.

11 Mart 2020 Çarşamba

ABD'nin İran'a karşı psikolojik savaşta koronayı kullanması

Trump yönetiminin, Mayıs 2018'de Bercam nükleer anlaşmasından illegal çekilmesinin ardından İran'a karşı eşi benzeri bulunmayan yaptırımlarla baskı siyasetini kapsamlı bir şekilde yürürlüğe koydu.

Amerika, nükleer anlaşma ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararına rağmen tek yanlı yaptırımları İran'a karşı uygulamaya başladı.

Washington son aylarda İran ile ticarette ilaç ve gıda fabrikalarına yönelik çemberi daralttığı ve insani yardımların özellikle de sel ve deprem zamanlarında İran'a gönderilmesini engellediği için defalarca yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. İran'ın da aralarında olduğu birçok ülkede koronavirüsün baş göstererek yayılması ardından Washington İran İslam Cumhuriyeti'ne psikolojik savaş çerçevesinde siyasi ve propagandadan oluşan iki çiziyi Tahran'a karşı izlemeye başladı.

Amerika'nın popülist başkanı Donald Trump ve hükumetinin üst düzey yetkilileri, Washington'un bu epidemik hastalıkla mücadelede İran'a yardım etmek istediklerini iddia ederken, İran'ın bu yardımları kabul etmediğini ileri sürüyorlar.

Bu bağlamda Trump İran halkı ile acılarını paylaştığı görüntüsüne bürünerek koronavirüs ile mücadelede işbirliğine hazır olduğunu iddia etti.

Trump 29 Şubat Cumartesi günü muhafazakâr partinin yıllık toplantısında “Biz koronavirüs ile mücadelede İran'a yardım edebiliriz fakat Tahran yetkililerinin bu istekte bulunmaları gerekir” gibi iddiada bulundu.

İran halkına karşı suç eylemleri herkes tarafından bilinen Trump, İranlılara koronavirüs ile mücadelede yardımcı olmaya hazır olduğunu iddia ediyor. Fakat bu iddia sırf kendi hükumetinden insan sever bir görüntü çizmek bağlamında gündeme gelmiş ve esasen hakikatten yoksundur.

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani'nin belirttiğine göre “yaptırım ve ahde vefasızlık virüsü, koronavirüsden önce “uluslararası güvenliği” tehdit ediyor. Amerika'nın İran'a yardıma hazır olduğu iddiası sadece bu ülkenin Bercam kapsamında yasal sorumluluklarına uyması ile bağlı olarak doğruluğu ölçülebilir.”

Amerika başkanının İran'a koronavirüs ile mücadelede yardımcı olabileceği iddiası, Amerika'nın zalimane ve kapsamlı yaptırımlarının İran halkına baskı uyguladığı bir ortamda gündeme geliyor. Massachusetts eyaleti senatörü Elizabeth Warren, Washington'un İran karşıtı yaptırımlarının hastaların baskı altında olmalarına ve koronavirüs ile mücadele sürecini etkilediğini belirtti.

Diğer yandan Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Washington'un İran'a koronavirüs ile mücadelede yardımcı olabileceği ve bilgi alışverişi yapılabileceği önerisinde bulunduğunu fakat Tahran yetkililerinin bu öneriye şüphe ile yaklaştığı ve olumlu karşılamadıklarını ileri sürdü.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi 28 şubat tarihinde yaptığı açıklamada Amerika önerisinin “komik” olduğunu belirterek, “siyasi garezler ve dünya kamuoyunu kandırmak için” gerçekleştiğini belirtti.

Amerika'nın tüm baskılarına rağmen İran ülkenin ilaç ve tıbbi malzemelerini temin etmek ve koronavirüs ile mücadele için birçok ülke ile temasta ve şimdiye kadar “ülkenin anahtar ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü” sağlamayı başarmıştır.

Washington son bir yılda ve İran'a karşı yoğun baskıların şiddetlendirilmesi bağlamında, bu yaptırımlar çerçevesinde insani boyutlara uyma konusunu bile bir kenara bırakarak açıkça İran halkına karşı baskıları yoğunlaştırmak ve ilaç ile gıda malzemelerinin temin edilmesi alanında kısıtlamaların oluşturulmasına vurgu yapıyor.

Trump yönetimi hatta İran'da koronavirüsün yayılması ardından Avrupalı ortaklarına İran'ın bu hastalık ile mücadele için zaruri ürünlere ulaşmasını engellemek için baskı uyguladı.

İran Dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif 7 Mart Cumartesi günü twitter üzerinden paylaştığı bir mesajda şöyle yazdı:

"Amerika Başkanı Donald Trump kinci bir girişimle İran'ın koronavirüs ile mücadelede ihtiyacı olan kaynakları kurutmak hedefi ile illegal yaptırımları yoğunlaştırmaktadır".

Zarif ayrıca şöyle konuştu: "Dünya, Amerika'nın İran halkına karşı “ekonomik terörizmi”, “tıbbi terörizm” ile düğümlemesine sessiz kalamaz".

Aslında Amerika'nın İran karşıtı insanlık dışı yaptırımlarının açık yönlerinden bir diğeri, İranlıların koronavirüs ile mücadelede hayati ve hassas ilaçlar ve ürünlere ulaşmasını engellemek amacı ile kasten kısıtlamalar oluşturmasıdır. Amerika'nın İran karşıtı ilaç ve tıbbi malzeme yaptırımı, insan hakları ihlalinin en bariz mısdağıdır ve şimdi de koronavirüsün yayılması ve Washington'un İran'ın tıbbi malzemeler ve ilaçlara ulaşmasını engellemesi ile artık “tıbbi terörizm” anlamındadır. 

İmam Humeyni Fermanını Yürütme Komitesi Başkanı Muhammed Muhbir 4 Mart tarihinde yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"İran'ın hijyenik ve dezenfektan maddelere ihtiyacı nedeni ile bu malzemelerin ithalatı için acil girişimlerde bulunuldu, fakat maalesef bazı habis Avrupa ülkeleri, sözleşmesi imzalanan bu ürünlerin İran'a intikalini engellediler".

Donald Trump'ın İran'da koronavirüsün yayılmasına karşı insanlık dışı tutumu ve Tahran'a bu bağlamda yardımların ulaşmasını engellemesi, Amerika içinde de büyük bir yankı buldu. İntersept sitesi 6 Mart tarihinde yayınladığı bir raporda Trump yönetimi ile yakın ilişkileri olan Nükleer İran'a Karşı Birlik (Unity Against Nuclear Iran) UANI, İran'a ilaç satışını engellemek için Amerika'da ilaç ve tıbbi malzeme fabrikalarına baskı uygulanmasını istediğini ifşa etti. 

Koronavirüs'ün epidemik hal almasına rağmen UANI'nın çabaları, Amerika yaptırımlarını da aşarak Amerika hazine bakanlığı yasaları uyarınca İran ile tıbbi ticarette olan firmalara da baskı uygulamak peşinde olduğunu gösteriyor.

Yaptırım yasaları uzmanı hukukçu Tyler Cullis'e göre Amerika yaptırımları İran'ın tıbbi teçhizat ithalatını uzun vadede etkileyebileceğini belirtiyor. Cullis Amerika hazine bakanlığına bilgi toplayan gruplara işaretle, “söz konusu gruplar İran ile meşru ve yasal ticareti, bu cümleden tıbbi ve gıda ürünlerinin ticareti açısından firmaların kredi bağlamında yüksek maliyete maruz kalmalarına sebep oluyorlar.”

Söz konusu baskı grubunun İran düşmanlığı ve insan haklarına karşıt çabaları, Trump yönetiminin en azından sözde olsa bile tıbbi malzeme ve ilacın bile İran'a karşı yaptırımlardan müstesna olduğunu açıkladığı bir dönemde uygulanıyor.

2016 Amerika başkanlık seçimlerinin 3. Partiler adayı ve Yeşiller partisi üyesi Jill Stein twitter üzerinden paylaştığı bir mesajda “ABD'nin İran karşıtı yaptırımlarının sadece Trump'a nükleer anlaşmayı yok etmekte yardımcı olmadı aynı zamanda İran'da koronavirüsün yayılması ve dolayısı ile tüm dünyaya bulaşmasına sebep olduğunu” belirtti.

Fakat Amerika'nın tüm yaptırımlarına rağmen İran koronavirüs ile mücadelede olumlu ilerlemeler kaydetmiştir ve yerel tıp bilimi ise koronavirüs hastalarına büyük yardımda bulunmuştur. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü WHO temsilcisi Christoph Hamelmann 7 Mart tarihinde İran'da koronavirüs hastalarına tıbbi hizmetler veren merkez ve hastaneleri incelemesi ile ilgili yaptığı açıklamada, “son günlerde İran'ın çeşitli bölgelerindeki hastanelerde olağanüstü ilerlemelere şahit olduğunu” belirtti.

Trump yönetiminin İran karşıtı siyasi ve psikolojik savaşının bir diğer boyutu da yetkililer tarafından doğru istatistikler ve verilerin paylaşılmaması ve Kovid-19 hastalığı ile mücadelede hükumetin yetersiz olduğunu iddia etmesidir. Bu bağlamda Amerika'nın Farsça yayın yapan Radio Farda, Amerikan Sesi Radyosu ve BBC gibi radyo ve TV kanalları ve haber kurumları koronavirüs ile mücadele bağlamında İran'da halkın İslam Cumhuriyeti nizamına karşı güvensizlik ortamı oluşturma, hastalığa yakalananlar ile ilgili yalan haberler yayınlamakla halk arasında endişe ve stres oluşturma ayrıca hükümetin çeşitli kademelerinde bu hastalık ile mücadelede koordinasyon sağlanmaması ve en önemlisi de hasta sayısı ile ilgili gerçek sayının açıklanmadığı gibi konularda korku salmak hedefi ile koordineli ve hesaplanmış bir propaganda kampanyası başlattılar.

Bu arda Suudi Arabistan rejimine bağlı Iran International TV kanalı da özellikle Amerika ve İngiliz kanalları ile tamamen koordinasyon içinde karalama çalışmaları ve haberlerine devam ediyorlar. Amerikalı yetkililer birçok kez İranlı yetkililer tarafından koronavirüs ile ilgili sahte ve yanlış bilgiler aktardılar. Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus 6 Mart günü iddiada bulunarak şöyle dedi:

“Biz burada dışişleri bakanlığında, (koronavirüs kayıpları hakkında) rejimin İran halkına söylediği yalanlardan dolayı onlarla acılarını paylaşıyoruz”.

Amerikalı yetkili bu temelsiz ve yalan iddialarını, bizzat Amerikalı yetkililerin bu ülkede koronavirüsün yayılması ile ilgili bilgileri gizlemekle suçlandığı bir dönemde gündeme geliyor.

Başkan Trump bizzat yalan söyleme huyu çerçevesinde Amerika'da koronavirüs kayıpları hakkında yalan söylerken Amerikalı yetkilileri de bu bağlamda bilgi vermekten men etmişti. Hâlbuki Dünya Sağlık Örgütü İran tarafından açıklanan verilerin doğru olduğunu açıklıyor.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Müdürü Tedros Adhonam 2 Mart tarihinde CNBC kanalına verdiği mülakatta bazı özel medya grupların verilerine dayanarak bir ülkeyi sorgulamanın imkânsız olduğunun altını çizerek, Dünya Sağlık Örgütü uzmanlarının şimdiye kadar İran tarafından koronavirüs ile ilgili açıklanan verilerde her hangi özel bir soruna rastlamadıklarını duyurdu.

Adhonom Batılı medya gruplarının İran'ın koronavirüs vakaları ve kayıpları hakkında gizlilik politikası izlediğine dair gündeme gelen iddiaları reddederek “Belge ve kanıt olmaksızın ülkeleri suçlamayacağını” söyledi.

BM'ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü üst düzey yetkilinin bu açıklaması Trump yönetimi ve Batılı medya çevrelerinin İran'da koronavirüs vakaları ve kayıpları hakkındaki abartılı laflarına sert bir cevap niteliğindedir.

Bu arada unutmamak gerekir ki Trump yönetimi İran halkına karşı “ekonomik terörizm” ve “tıbbi terörizmi” bir birine düğümleyerek insanlığa karşı cinayet işliyor. Mevcut şartlarda dünya toplumundan, insan hakları kurum ve teşkilatlardan, Amerika'nın İran karşıtı insanlık dışı girişim ve siyasetlerine uygun karşılık vererek bu girişimleri kınamaları böylece İran halkına karşı halen izlediği siyasetleri değiştirmesi için Washington'a baskılarını arttırmaları bekleniyor.

Parstoday

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar