petrol 2.jpg

‘Güvenli bölge’mi ‘Bölgenin güvenliği’ mi..?

... Sonuçta ! Ankara-Erbil-Bağdat bir anlaşma sağlayana kadar, IŞİD ‘mayınları’ patlatmaya devam edecek, gibi görünüyor!

21 Ekim 2014 Salı
Kobani'de beş haftadır, çatışmalar sürerken, asker, silah yardımı, güvenlik koridoru tartışmalarından sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu Suriye tarafında ‘Güvenli Bölge'oluşturulmasını gündeme getirdi. Ardından, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye tarafında bir ‘Güvenli Bölge' oluşturulması açıklaması yaptı.
 
Daha öncesinde ise, Mesut Barzani Ankara' dan, Batıdan alacakları silahları taşıyabilmek için ‘Güvenlik koridoru' talebinde bulunmuştu.
Böylece, nabız yoklamaları yapılırken, sabah gündemdeki  haber ise; ‘ABD güçleri, Kobani'de IŞİD ile savaşan Kürt güçlerine havadan silah ve tıbbi malzeme yardımında bulundu' oldu.
‘Şengal'de de ABD'nin havadan yardım yapabilme gücü var iken uzun bir süre beklemişti. Bu yardımın da 35 gün sonra gelmesi- (yeterli mi? bu da başka bir soru)- düşündürücü.
 
IŞİD tarafından adeta sarmalanmış durumda olan Kobani PYD'nin kontrolünde olsa da, PYD ve PKK, Türkiye' nin Kobani'ye yardım etmediğini, böylece yüz binlerce Kürdü IŞİD'in olası katliamına terk ettiğini söylüyor.
 
Kobani'ye yardımı Türk askeri'mi?, ‘Silah'mı? olmalı tartışması devam ederken HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, IŞİD'e karşı, savaşcı sıkıntılarının olmadığını, ancak silaha ihtiyaçları olduğunu şöyle ifade etti:‘Oranın ihtiyacı silah. Silah yok. IŞİD'in elinde tanklar, toplar, füzeler var. Direnişçilerin elinde ise sadece Kalaşnikof'.
 
İç güvenlik…
 
Bu yardımın ‘Türk askeri' gönderilerek de olmasını, istememelerinin bir nedeni Kobani'nin kendi iç güvenliğinden tedirgin oldukları için olabilir.
 
Eğer Türkiye silah yardımı yaparsa, bu kez de Türkiye kendi iç güvenliğinden tedirgin olabilir. Tarafların karşılıklı olarak yaşayacakları ‘iç güvenlik' tedirginliği gerçekleşirse de, sanırım ‘Petrol' deki ‘pazarlık payları' düşer. Kobani de, kendi pazarlık payını koruyabilmek için, başının çaresine bakmaya devam ederken, bu sabah ‘Marshall' yardımı havadan geldi.
 
ABD CENTCOM - Merkez Kuvvetler Komutanlığı' ndan yapılan yazılı açıklama ile ABD askeri güçlerinin Kobani'ye havadan yardım yaptığını bildirdi. Bu bildirisinde; ‘Ancak IŞİD, kente yönelik tehdidini sürdürüyor. Kürt güçlerinin direnişine devam ettiği Kobani'de güvenlik durumu kırılganlığını koruyor' diyerek de tansiyonu yüksek tutmayı elden bırakmadı.
ABD bunda başarılı olacak ki, Dış İşleri Bakanlığı, Türkiye'den Kobani'ye silah ve peşmerge geçişinin dün akşam başladığını açıkladı.
 
‘Güvenli bölge' tartışmaları…
 
Başbakan Davutoğlu, Al Jezaare Arapça televizyonundan Ahmed Mansur'un sunduğu ‘Bila Hudud' – ‘Sınırsız' programına katıldı. Mansur'un, ‘Dünya basınının tamamı sizin söylediğinizin tersine, ‘Güvenli Bölge'den değil tampon bölgeden bahsediyor', demesi üzerine, Davutoğlu‘Bizim kastettiğimiz ‘Güvenli Bölge'dir. Yani öyle bir bölge olsun ki BM, ya da uluslar arası koalisyonun teminatı altında.
 
Bizdeki mültecilerin bir milyon altı yüz bini Suriye rejiminden, iki yüz bini IŞİD'den kaçarak geldi. Dolayısıyla bu rakamlara baktığımızda IŞİD tasfiye olmuş olsa dahi Suriye halkı üzerindeki tehdit bitmeyecek' dedi. Mansur'un, ‘Alanı ne kadar olur?' sorusunu ise Davutoğlu, Halep'te hem rejim, hem IŞİD saldırıları olduğu için Halep'in kuzeyi ile Türkiye sınırları arasında, İdlib'in Türkiye sınırına yakın yerlerinde, aynı şekilde Lazkiye'nin kuzeyinde, yine Haseke'de belli bölgelerde, şu anki Cerablus bölgesinde, Ayn el Arab'da, bütün bu kuşakta yerleşim merkezlerinin olduğu alanda derinliği değişebilen alanlarda olması gerektiğini söyledi.
 
Fakat bu röportajdan üç gün sonra Suriye sınırları içerisinde ‘Güvenli Bölge' oluşturulması ile ilgili Davutoğlu'ndan tekrar bir açıklama geldi. Ve dedi ki: ‘Bu haritalar bizim ‘Güvenli Bölge' tanımlamamızı sınırlayan ve onu ortaya koyan haritalar değildir. O, üretilmiş haritalar. Bizim tarafımızdan böyle bir planlama olmadı.'
 
Davutoğlu'nun açıklamalarından sonra ise; ‘Güvenli Bölge' ile ilgili bir açıklamayı da Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş yaptı. Açıklaması şöyle idi: ‘Biz kendi sınırlarımız içerisinde güvenli bölge oluşturabiliriz. Uluslar arası hukukta 3 tane kavram var. Sınırlarımızın dışında, BM kararı ile ya da koalisyon kararı ile olabilecek, birincisi ‘Uçuşa yasak bölge', diğeri ‘Tampon bölge'. Tampon bölge askeri ve sivil amaçlı olabilir. Üçüncü olarak ta ‘Güvenli bölge' var. Güvenli bölgeyi sınırlarımız içerisinde oluşturabilineceğini, bunun için de çalışmalar yapılıyor' dedi.
 
‘Bölgenin güvenliği'…
 
Bölgedeki güvenlik için ‘Güvenli Bölge' mi olmalı mı? Yoksa ‘Bölgenin Güvenliği' mi? sağlanmalı !
Her ne kadar havadan yardım gelmiş olsa da, tartışılanlardan en acil çözüm bekleyen, aslında Türkiye ve Suriye'yi de içine alan bölgenin tamamen güvenliğinin sağlanması, hala önemini koruyor.
 
Neden..?
 
Savaşın ana nedeninin ‘Petrol' olduğunu düşünürsek; ‘Petrol' ün akışı ve ihracı için en önemli adım ‘Bölgenin güvenliği'.
 
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un söylediği Türkiye sınırları içerisinde ‘Güvenli bölge' oluşturuldu diyelim. Kerkük-Banyas / Kerkük-Tripoli petrol hattı için ‘Güvenli bölge' sağlanmış olur mu?
 
Türkiye, Kerkük-Ceyhan petrol hattından vazgeçerse, bütün sözleşmeleri tamamlanmış Karadeniz-Kızıldeniz petrol hattı, nasıl Suriye' den geçebilecek! Unutmamak lazım ki Suriye, Halep çevresinde yeni bulunan doğal gaz rezervleri ve önemli bir petrol koridoru olarak da söz sahibi oldu. Ayrıca, Suriye ve Türkiye'den geçecek olan Katar-Türkiye petrol hattı da var. Bu arada İsrail'de Sina Yarımadası'nda bütün alt yapısını tamamlamış bekliyor.
 
Türkiye'de enerjide dışarıya bağlı bir ülke olsa da ‘Petrol koridoru' olarak çok önemli bir konumda. Bundan dolayı ne Türkiye'den, ne de Suriye'den vazgeçmek mümkün değil! Petrolden daha büyük pay sahibi ya da ‘Petrolün sahibi' olmayı düşünmeden önce tüm bölgenin güvenliğini nasıl sağlayabiliriz onu düşünmek lazım. Bölge halklarının barış yapmaktan başka çaresi yok!

 

Sonuçta ! Ankara-Erbil-Bağdat bir anlaşma sağlayana kadar, IŞİD ‘mayınları' patlatmaya devam edecek, gibi görünüyor!
 
Yıldız Çelik/İstanbul
ycelikist@gmail.com
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar