İNTİZAR - Muhammed bin Salman'ın (MbS) devlete ait Rotana televizyonunda yaptığı son röportaj, Suudi rejimi hakkında Suudiler dışında herkes için aşikar görünen birçok gerçeği yeniden doğruladı.
Sosyal medya, öncelikle MbS'nin istemsiz vücut hareketlerine odaklandı.
Fiziksel sağlığı ve olası bağımlılık sorunları hakkında sorular sordular.
Ancak genel ifadeleri daha çok sloganlar gibi geldi ve ülkenin gerçek durumunu gizlemeyi amaçlıyordu.
Göründüğünden çok daha fazlasını ortaya çıkardılar.
MbS'nin röportajının ağırlıklı olarak yerli izleyicilere yönelik olduğu unutulmamalıdır.
Ülkenin ekonomik gerçekliğinden kopuk sosyo-ekonomik hedefler hakkındaki açıklamaları, dışarıdan takipçileri değil, yerli izleyiciyi ikna etmeyi amaçlıyordu.
Bu propaganda stratejisi, hayatta kalmak için dış desteğe bu kadar bağımlı bir rejim için, yönetici kastın kendi vatandaşlarını ahmaklar olarak gördüğü gerçeğinin altını çiziyor.
MbS'nin en önemli açıklamaları arasında dış politika ile ilgili açıklamaları yer aldı.
Rusya ve Çin ile yakın ilişkiler geliştirmek, Yemen'deki aşağılayıcı savaşı sona erdirmek ve İslami İran ile gerilimi azaltmak istediğini söyledi.
Çin ve Rusya hakkındaki açıklama açıkça Riyad'ın siyasi pusulasının Pekin ve Moskova'ya yönlendirilmesi potansiyeline sahip olması üzerinden ABD rejimine yönelik şantaşa yönelikti.
Saddam Hüseyin, Hüsnü Mübarek ve Muammer Kaddafi'nin deneyimleri, ABD'nin siyasi itaat için kendi kurallarını belirlemeye çalışan vasallarına pek de iyi bakmadığını gösteriyor.
Beyez Saray kesinlikle Suudileri düzenli itaate geri döndürecek.
MbS'nin Yemen açıklaması, kendisinin ve kliğinin gerçeklerle temasını tamamen kaybettiğini gösteriyor.
Yemen'deki savaş, Yemen tarafınca nasıl, ne zaman ve nerede biteceğini belirleyeceği aşamada.
Suudiler artık Yemen'de devam eden savaşın önemli parametrelerini belirleyemiyor.
Alanında 10 yıllık deneyime sahip Yemenli Amerikalı gazeteci Yousef Mawry, Mart 2015'te Suudi saldırganlığının başlamasından bu yana Ensarullah hareketinin savaşı karanlık krallığa götüreceğini ve stratejik ideolojik önceliğinin Mekke ve Medine'nin Suudi pençelerinden kurtarılması olduğunu öngörmüştü.
Bazıları Mawry'nin ifadelerini, özellikle de Facebook sayfasında onu takip edenleri yanıltıcı olarak görmezden geldi.
Dört yıl sonra, Yemenliler başarıyla Suudi topraklarına girdikçe, şimdi daha fazla insan onun Yemen üzerine tecrübeli analizine dikkat ediyor.
MbS'nin İran'a yönelik uzlaşmacı açıklaması, esasen beyaz bayrağın yükselişini temsil ediyor.
Suudi despotlar, İsrail'in ve ABD'nin bölgesel istikrarsızlaştırıcıları olma gündemlerinden vazgeçmediler.
Bu, İran'ın ve bölgesel müttefiklerinin iyi anladığı bir şey.
Tahran Riyad ile siyasi olarak angaje olurken, İran bölgenin başlıca istikrarsızlaştırıcısı üzerindeki baskıyı azaltmayacak.
Bölgesel gelişmeler, Suudi rejiminin arzularına karşı gelişiyor.
Bu, eski Umman dışişleri bakanı Yusuf bin Alevi'nin geçen hafta kaydettiği bir şey.
Middle East Eye'da bildirildiği üzere Alawi, "belki de bizim Arap coğrafyamızda bir bahar yeterli değildir, zira hiçbir şey değişmedi" dedi.
Tahran'daki İslami liderlik, Suudileri onunla top oynayarak değil, tasarımlarına karşı kararlı bir direnişle beyaz bayrağı yükseltmeye zorlamayı başardığını iyi anlıyor.
MbS, koreografik bir röportaj yaparak rejiminin siyasi ve ekonomik talihsizliklerini yumuşatmayı ummuş olsa da, düşük seviyeli eğitimi ve kaba kişiliği, rejimin zayıflıklarını özüne kadar ortaya çıkardı.
Riyad'ın on yıllardır yaptığı fesatlıklardan muzdarip olanlar bunu fark edecek ve yaralı canavarı köşeye sıkıştırmaya devam edecektir.
Crescent International