RTXY5KL.jpg

Son aylarda artan askeri hareketlilik Doğu Akdeniz’i ısıtıyor

Özellikle, Doğu Akdeniz’in tabanında yattığı değerlendirilen “1.5 trilyon dolarlık hidrokarbon rezerv” konusunda giderek arttığı görülen bölgesel rekabet sorunun yavaş yavaş “askerileşmesine” neden oluyor.

6 Kasım 2014 Perşembe

Son aylarda Doğu Akdeniz'in uluslararası sularında askerî gemi hareketliliğinin arttığı görülüyor. Bu artan askerî hareketlilik Doğu Akdeniz'in artık küresel güvenlik ortamının sıcak bölgelerinden biri haline geldiğini gösteriyor. Peki, Doğu Akdeniz son aylarda niçin ısınmaya başladı? Buna bir bölge-dışı ve üç bölgesel faktörün yol açtığı söylenebilir.

 

Bölge dışı olan ilk faktörü Rusya ile NATO arasında Ukrayna Krizi ile Karadeniz'de başlayan deniz rekabetinin son aylarda Akdeniz'e taşması olarak özetlemek mümkün. Bölgesel faktörlere gelince; bunlardan ilki, Suriye Krizi. Özellikle ABD'nin Suriye'ye yönelik hava saldırılarının başladığı Eylül ayından bu yana “Orta Doğu'nun ve Suriye'nin Akdeniz'e açılan kapısı” olarak tanımlanan Doğu Akdeniz'de başta Rusya olmak üzere çeşitli ülkelerin keşif ve gözetleme amacı güden askeri hareketlilikleri çok arttı. İkinci faktör ise Doğu Akdeniz'in dünya ticareti açısından önemli bir stratejik kavşak olması. Hal böyle olunca, her an 2000 ticaret gemisinin hareket halinde olduğu ve yıllık 200.000 geminin geçtiği Doğu Akdeniz'deki serbest ticaretin güvenliğini sağlamak maksadıyla bölgeye sevk edilen askeri gemiler bölgedeki askeri hareketliliğin artmasına yol açıyor. Son bölgesel faktör ise; son yıllarda Doğu Akdeniz'in petrol ve doğal gaz kaynakları içeren önemli bir rezerv bölgesi olduğunun ortaya çıkması. Bölgedeki toplam enerji rezervi (petrol, doğal gaz ve sıvı doğal gaz) yaklaşık olarak 30 milyar varil petrole eş değer bir rakama ulaşmakta. Bu rakamın piyasa değeri yaklaşık 1,5 trilyon dolar. Dolayısıyla bölgedeki enerji rezervleri üzerinde hak iddia eden ülkeler sadece diplomasiye güvenmek yerine askeri güç gösterileri ile desteklenen diplomasinin daha ikna edici olduğunu düşünüyorlar.

Bölgede enerji rezervlerinden kaynaklanan en son krizi Türk sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa'nın Ekim ayı ortasındaki Doğu Akdeniz seyri sonrasında yaşadık. Bu kriz sonrasındaki askeri hareketlilik de gözle görülür şekilde arttı. Bu araştırma gemisi, Türk Donanmasına ait Gelibolu ve Giresun fırkateynleri eşliğinde Kıbrıs adasının güneyinde GKRY'nin tek taraflı ilan ettiği 9'nolu Münhasır Ekonomik Bölge'de (Exclusive Economic Zone) sismik araştırmalara başlayınca GKRY-İsrail-Yunanistan bloğu ile onlara yakın duran Rusya'dan cevap gecikmedi. 20-23 Ekim tarihleri arasında Rusya, İsrail ve GKRY donanması aynı bölgede hava savunma, denizaltı taaruz ve karşı-deniazaltı tekniklerini içeren ve ortak harekat prosedürlerinin geliştirilmesinin amaçlandığı çok uluslu bir tatbikat icra etti.

Rusya'nın Akdeniz Donanmasının amiral gemisi (flag ship) olan Rus anti-denizaltı gemisi Kulakov ile Rus Karadeniz donanmasından çıkarma gemisi Novocherkassk'ın da katıldığı bu tatbikatta gerçek roket atışları da icra edildi.

Türkiye'nin (ve konu Rusya olunca Ukrayna krizinde ağzı yanan ve Doğu Akdeniz'de yoğurdu üfleyerek yemeye kararlı NATO'nun) bu atağa cevabı gecikmedi. 2012 yılında küçük bir Türk deniz unsuru ve ABD Donanmasından bir lojistik destek gemisi ile “düşük profille” icra edilen “Mavi Balina Tatbikatı” bu yıl 6-14 Kasım 2014 tarihleri arasında 2012 yılına kıyasla çok daha büyük katılım ve ölçekte icra edilecek.

NATO'nun Akdeniz'den sorumlu Daimi Deniz Görev Grubu'nda (SNMG-2) görevli USS Leyte Gulf (ABD), FGS Neidersachsen (Almanya), HMCS Toronto (Kanada), SPS Juan De Borbon VE SPS Reina Sofia (İspanya), TCG Kemalreis (Türkiye) fırkateynleri tatbikata NATO unsuru olarak katılacak. Bu çok uluslu tatbikata SNMG-2'nin yanında Türk donanmasından 3 fırkateyn, 2 korvet, 4 denizaltı, 1 lojistik destek gemisi, pek çok deniz karakol uçağı ve helikopter katılırken, ABD donanmasından bir fırkateyn (USS Cole) ve bir deniz karakol uçağı, İngiltere'den bir nükleer denizaltı (HMS Torbay), Pakistan'dan bir fırkateyn (PNS Alamgir) ve bir deniz karakol uçağı ile NATO istihbarat-analiz unsurları katılacak. Ayrıca tatbikata, Bahreyn, Bangladeş, Gürcistan, Lübnan ve Şili'den askeri gözlemcilerin katılacak olması da dikkat çekiyor. Peki bu tatbikatın amacı ne? “Çok ulusluluk” ve “birleşik harekat” konseptlerinin geliştirilmesinin amaçlandığı bu tatbikatta deniz üstü ve altı keşif gözetleme ile karşı-denizaltı harekatı konuları üzerinde durulacak.

Türk Donanması Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Cihat Yaycı tarafından sevk ve idare edilecek Mavi Balina-2014 Tatbikatı 4 safhada icra edilecek. Liman faaliyetlerinin icra edileceği ilk safhada tüm deniz unsurları Türkiye'nin Aksaz/İzmir deniz üssünde tatbikata hazırlık toplantılarına, basın brifingine, seyir öncesi brifingine ve çeşitli sosyal faaliyetlere iştirak edecekler. Tatbikatın ikinci safhasında çok uluslu bir güçte karşılıklı çalışılabilirliği artırmak maksadıyla ağırlıklı olarak deniz keşif ve gözetleme ile denizaltı savunma harbi eğitimleri icra edilecek. Tatbikatın üçüncü safhası, Tatbikat Harekât Merkezi tarafından verilecek enjektelere istinaden, senaryoya dayalı çok uluslu serbest oyun şeklinde icra edilecek ve bu safhada Doğu Akdeniz'de NATO'nun muhtemel harekat senaryoları denenecek. Tatbikatın dördüncü safhası, 13-14 Kasım 2014 tarihlerinde Antalya Liman ziyareti şeklinde icra edilecek. Bu safhada tatbikat sonu değerlendirme toplantısı yapılacak.

20-23 Ekim tarihlerindeki Rusya-İsrail-GKRY ortak tatbikatı ile NATO'nun “Mavi Balina” tatbikatı karşılaştırıldığında ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Rusya-İsrail-GKRY ortak tatbikatı denizaltı harbi yani “harekat görülmeden icrası” konusuna odaklanırken, NATO'nun “Mavi Balina” tatbikatı deniz üstü-altı keşif ve gözetleme ile önceden görmeye ve karşı-denizaltı harekatına odaklanıyor. Kısaca, Doğu Akdeniz'de Rusya görülmeden bir şeyler yapma konusunda askeri yeteneklerini geliştirmeye çalışırken NATO ise “nasıl önceden görür ve tespit ederim”in derdinde.

Özellikle Al-Monitor'un görüştüğü ve isim vermek istemeyen Türk güvenlik kaynakları önemli birkaç hususa da dikkat çekiyor. Ekim ayından bu yana Türkiye'de dahil olmak pek çok ülke Doğu Akdeniz'deki askeri hareketliliğini arttırdı. Askeri kaynaklar, Doğu Akdeniz'deki uluslararası sularda artık rakip ülkelerin savaş gemilerinin riskli manevralarla birbirlerinin rotalarını değiştirmeye zorlamalarını, savaş uçaklarının rakip ülke savaş gemileri üzerindeki alçak uçuşlarını, savaş uçakları arasındaki it dalaşları ve radar kilidi atmaları gibi yüksek risk içeren faaliyetleri artık bu bölgede rutin askeri prosedürler arasında sayıyorlar. Bu durum da bölgedeki sıcak çatışma riskini göstermesi açısından oldukça düşündürücü.

Sonuç olarak; Suriye krizi, İsrail-Filistin sorunu, hâlâ çözülememiş Kıbrıs'ın bölünmüşlük sorunu, İsrail ile Lübnan ve Türkiye ile GKRY arasındaki Münhasir Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmazlıkları, uluslararası sulardaki ekonomik hak çatışmaları, kritik deniz ticareti yolları güvenliği sorunları Doğu Akdeniz'in “hararetini arttırıyor.” Özellikle, Doğu Akdeniz'in tabanında yattığı değerlendirilen “1.5 trilyon dolarlık hidrokarbon rezerv” konusunda giderek arttığı görülen bölgesel rekabet sorunun yavaş yavaş “askerileşmesine” neden oluyor. Akdeniz'de çıkarlarını korumayı amaçlayan Rusya ile aynı bölgede Ukrayna'daki gibi bir oldubittiye maruz kalmak istemeyen NATO arasındaki rekabet de bölgesel rekabetin “çatışmacı” karakterini körüklüyor.

Acaba bu 1.5 trilyon dolarlık rezerv bölgesel iş birliğini ve ekonomik karşılıklı bağımlılığı artırarak Doğu Akdeniz'i bir “Barış ve Refah Denizi” yapmaya yeter mi? Bu soruya şimdilik cevap vermek güç. Ancak görünen o ki, bölgede çıkarı olan devletler bir süre daha Doğu Akdeniz'e “Benim Denizim” (Mare Nostrum) penceresinden bakacak ve tezlerini hem diplomasiyi hem de askeri yeteneklerini kullanarak karşı tarafa dayatacak... Umut ederiz ki, Doğu Akdeniz'de sık sık karşı karşıya gelen rakip ülke savaş uçaklarının pilotları ve savaş gemilerinin kaptanları hem “şanslı” hem de diplomasi konusunda mahir birer asker olurlar.

Kaynak: al-monitor.com

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar