20229511500294.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Yemen askeri geçit töreni sonrası endişeye kapılan Suudiler, İran karşıtı iddialarını tekrarladı

Yemen askeri geçit töreni sonrası endişeye kapılan Suudiler, İran karşıtı iddialarını tekrarladı

Ensarullah'ın Yemen'in batı kıyısında, deniz savaşı için en yeni askeri teçhizatın ortaya konulduğu geniş çaplı askeri geçit töreninden sadece iki gün sonra, hareketin Suudiler üzerindeki etkilerini beklenenden daha erken gösterdiği anlaşılıyor ki, bu da onları İran karşıtı suçlamalar kampanyasına başvurmaya zorluyor.

6 Eylül 2022 Salı

İNTİZAR - Cumartesi günü, Suudi Arabistan'ın BM elçisi Abdülaziz el-Wasel, BM'nin ev sahipliğinde düzenlenen 'uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditler' konulu bir konferansta Yemen'deki gelişmeleri ele aldı. İran'ı bir kez daha Ensarullah'ı desteklemekle suçlayan Al-Wasel, Tahran'ın desteği olmadan Yemen hareketinin modern silah ve insansız hava araçları üretemeyeceğini iddia etti. Elçi, Ensarullah'ın son yıllarda tüm deniz, kara ve hava seviyelerinde saldırgan koalisyona karşı 900'den fazla insansız hava aracı ve 450 füze kullandığını da sözlerine ekledi. BM ve Güvenlik Konseyi'nin raporlarının İran'ın Yemen'deki misilleme amaçlı askeri operasyonlara verdiği desteği doğruladığı yönündeki köhne iddiayı yineleyen Suudi elçisi, bu eylemin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü.

Savaşın sekizinci yılında Suudilerin böyle bir iddiası, Yemen'e karşı kendi elleriyle yürüttükleri bir savaşın yenilgisinden bile daha skandaldır.

Savaşın başında Riyad liderleri Yemen'i kısa sürede işgal edebileceklerini ve Ensarullah liderliğindeki hükümeti yenilgiyi kabul etmeye zorlayabileceklerini düşünmüşler ve bu krizin sekiz yıl ve muhtemelen daha uzun süreceğine inanmamışlar ve Yemenlilerin silah yapımına ve savunma ihtiyaçlarını içeride karşılamaya yönelebilecekleri öngörüsüne sahip değillerdi ki bu silahlar düşmanları olan Suudi Arabibstan ve BAE'nin adeta boğazlarına takılan bir kemiğe ve onlar için endişe kaynağına dönüştü.

Riyad, Ensarullah'ın savunma yetenekleri gerçeğiyle yüzleşmek istemiyor

Suudilerin, İran'ın Yemen'e Suudi Arabistan ve BAE'yi vurmak için ihtiyaç duyduğu silahları sağladığına dair iddiaları ile ilgili olarak herkes, ağır yoksuluk içindeki bu Arap ülkesindeki savaşın ilk gününden beri topyekün kuşatma altında olduğunu ve hatta insani yardım yollarının bile kapatıldığını biliyor. 

ABD ve İngiltere bile Suudilerin ablukayı sıkı tutmasına yardım ediyor ve hava, deniz ve karadaki en küçük hamleleri izliyor. Dolayısıyla bu sıkı askeri tedbirlere binaen Suudi halkı bile Riyad'ın İran karşıtı iddialarını kabul etmiyor. Aslında bu iddialar uluslararası topluma Tahran'ın Yemenlilere desteğini kesmesi halinde tüm sorunların çözüleceğini ve krizin asıl suçlusunun Suudi Arabistan ve BAE'nin değil İran'ın olduğunu anlatmak için yapılıyor.

Suudiler, Yemenlilerin en zor koşullarda ve en az donanımla savunma atılımları yaptığına inanmak istemiyor. Suudi liderliğindeki Arap koalisyonunun, en modern ve pahalı Batı silahlarıyla donanmışken Yemenlilerin güçlü kararlılığına karşı hiçbir kazanım elde edememesi utanç verici.

Bayat senaryo

İran'ın Yemen'e silah gönderdiğine ilişkin iddialar, Suudi Arabistan'a düşen Yemen füzelerinin enkazını gösteren ve bunların Tahran'a karşı uluslararası baskıları kışkırtmak amacıyla İran yapımı olduğunu iddia eden eski ABD hükümet yetkililerinin daha önceki benzer iddialarını takip ediyor. Ancak BM uzmanları bile iddiaları kabul etmediler ve doğruluğunu teyit edemeyeceklerinde ısrar ettiler.

Bu tutarsız Suudi senaryosu başka bir açıdan incelenebilir. Arap şeyhlikleri petrol satışlarından büyük servetler elde etmelerine rağmen, şimdiye kadar eski nesil silahlarının en küçük parçalarını yerlileştirmeyi başaramadılar ve Ensarullah'ın imkansızlıklara rağmen askeri atılımlar yapmasından rahatsızlar. Başka bir deyişle, Yemen'in kendi silahlarını yapamayacağını iddia ederek yetersizliklerini haklı çıkarmak istiyorlar. 

Başka bir açıdan, Amerikan askeri ilişkileri Arap ülkeleriyle daha fazla silah ticareti yapmaya ve Arap ceplerindeki petrodoları boşaltmaya dayanıyor. Ancak Direniş Ekseni'nin şubeleri, askeri yeteneklerini sinerji haline getiriyor ve kendi kendine yeterlilik için füzeler ve insansız hava araçları için yeni teknolojiler geliştiriyor. Gazze merkezli direniş grupları, 2007'den bu yana sıkı bir İsrail ablukası altında kendi kendilerine yeterli olmayı nasıl başardıklarının bariz bir örneğidir. Füze cephanelerini İsrail rejiminin kendilerine karşı yeni bir savaş başlatmaya cesaret edemeyecek kadar geliştirdiler.

Suudi saldırganlık koalisyonunun devasa Yemen ablukası tam bir başarısızlık ve Ensarullah her geçen gün gücünü artırıyor. Hareketin liderlerinin uyarıda bulunduğu gibi, Suudi Arabistan ateşkesi ihlal ederse, gelecekteki operasyonlar daha geniş ve daha acı verici olacak. Ensarullah liderleri, son zamanlarda Yemen'de savaş alanlarında oyunun kurallarını değiştiren bazı silahlar yapıldığını iddia ediyor.

Sonuç olarak, Suudilerin Tahran'a yönelik iddiaları ve onu Yemen savaşında suçlu olarak resmetmesi, Riyad'a uluslararası sempati kazandırmak içindir, çünkü Suudi yöneticileri ateşkes çökerse, güçlü Ensarullah füzelerinin üzerlerine yeniden yağacağından ve krallığın altyapısına zarar verebileceğinden emindir. Yemenli liderlerin karşılık vereceklerine dair vaatleri, söz konusu günün o kadar da uzak olmadığına işaret ediyor.

Al Waght

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar