2022111120839134.jpg

İsrail'in Türk Dünyası Projesi ile İran'a darbe vurma hayali

İsrailliler gözlerini İran'ın Azerice konuşulan bölgelerine dikmiş durumdalar ve Türk bloğunun kurulmasıyla 20 milyon İran Türkünün bloğa katılmaya kışkırtılacağını ve böylece İran'ın gücünün büyük bir darbe alacağını düşünüyorlar. İsrailliler Türk dünyası fikrini savunurken, kendileri de 74 yıldır Yahudi devleti hayallerini gerçekleştirmek için mücadele ediyorlar.

12 Kasım 2022 Cumartesi
İNTİZAR - İsrail rejimi ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin artmasının yanı sıra, Tel Aviv yetkilileri Ankara ile ilişkilerini her seviyede genişletmeye çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde İsrailli yayın kuruluşu i24, ayrımcılığa uğradıklarını iddia ettikleri bazı etnik grupların geleceği hakkında iki İsrailli uzman tarafından hazırlanan bir haberde, İsrail'in Kafkasya'daki etnik sorunları ele almaya yönelik yeni planlarından bahsetti. İsrail haber kanalı, web sitesinde, "Türk dünyası seçeneğine doğru kaymanın, güvenlikten ekonomiye kadar İsrail için avantajlı fırsatların kilidini açtığını" ifadelerine yer verdi.
 
i24 raporuna göre, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana,  dünya yeni ittifakların kurulmasıyla büyük jeopolitik dönüşümlere tanık oldu - bunlardan biri de Sovyetler Birliği sonrası ülkelerin Türk halkları ile ihmal edilmiş hizipleri.
 
Çin'den Balkanlar'a kadar olan bölgelerde yaşayan çok etnikli büyük bir yekunu oluşturan Türk dünyası, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'da yaklaşık 80 milyon kişi ile her zaman geniş bir alana yayılmıştır.
 
Raporda, "Daha önce hiçbir zaman, hatta Osmanlı İmparatorluğu zamanında bile, kalıcı bir blok oluşturmadılar" denildi.
 
İlki, eski Sovyet cumhuriyetleri etnik ve ulusal kimliklerini yeniden canlandırmaya çalışıyor ve Türk halkından oluşan bir örgütün kurulması hayallerini gerçekleştirebilmek imkanı veriyor.
 
Erdoğan'ın hayali hala mevcudiyetini koruyor
 
Şu anda İsrailliler tarafından propagandası yapılan Türk dünyası seçeneği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından on yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'nun modern bir versiyonunu kurmak için tasarlanan bir planın devamıdır. Erdoğan, Türk dili konuşan Orta Asya ve Azerbaycan ülkelerini birleştirerek Türk dünyasının liderliğini üstlenmeye ve Türkiye'nin bölgedeki ve dünyadaki konumunu güçlendirmeye çalışıyor. Geçtiğimiz yıllarda Erdoğan, Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkilerini güçlendirerek bir Türk dünyası kurma sürecini başlatmış, hatta bazı Türk yetkililer Türkiye'den Kazakistan'a kadar uzanan bu dünyanın bir haritasını paylaşmışlardır.
 
Erdoğan, diğer ülkelerin liderlerini iddialı planlarını izlemeye ikna etmek için bölgenin ve özellikle Türk dili konuşan ülkelerin lideri gibi davranmaya çalışıyor. Türk yetkililerin, özellikle de Erdoğan'ın, Orta Asya'nın Türkçe konuşulan ülkelerine yaptığı ziyaretlerdeki gözle görülür artış, Ankara'nın Türk dünyası projesinin uygulanmasının koşullarını hazırlamak için bölgedeki bu cumhuriyetlerle ilişkileri güçlendirmeye olan ilgisinin bir işaretidir.
 
Türk bloğunu oluşturma çabaları, Ukrayna savaşından sonra daha ciddi bir şekilde takip edildi ve Türkiye cumhurbaşkanı hızla değişen bir dünyada bir pozisyon elde etmek için diplomatik hareketini hızlandırdı. Bu amaç için özellikle Türk ülkelerine güveniyor. Türk Devletleri Teşkilatı ilk zirvesini Perşembe ve Cuma günleri Özbekistan'ın Semerkant kentinde gerçekleştirdi.
 
Örgütün ana hedefi, üye ülkeler arasındaki kapsamlı işbirliğini genişletmektir. Şu anda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Özbekistan bu örgütün üyeleri, Macaristan ve Türkmenistan da gözlemci üyedir. Türkiye, bütün Türk ülkelerini kendi etrafında toplamaya ve bu örgütün liderliğinin gücüyle gelecekteki çok kutuplu sistemde söz sahibi olmaya çalışmaktadır.
 
Orta Asya ülkelerinden ve bölgesel olarak Azerbaycan'dan ayrı olarak, Türkiye son yıllarda onlarla toprak bağları kurma planları tasarladı. Sonra Azerbaycan'ın topraklarını Ermenistan'dan geri almasına yol açan 2020 Karabağ savaşından sonra Erdoğan, Azerbaycan'ı destekleyerek Azerbaycan topraklarını Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne bağlayan Zengezur Koridoru projesini uygulamaya itti. Bu koridor, Hazar Denizi'nin iki yakasını birbirine bağlamanın yanı sıra, Türkiye'yi Azerbaycan ve Orta Asya'ya da bağlamaktadır. Turani Koridoru olarak bilinen bu koridor, Erdoğan'ın bakışıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu canlandırma planının bir parçası.
 
Bu ülkelerin ekonomik zayıflığı ve siyasi istikrarsızlığı, Ankara'nın bu cumhuriyetleri kendi yardımlarıyla çekim alanı oluşturması için en iyi fırsattır. Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan'ın zengin petrol ve gaz kaynaklarına sahip olduğu göz önüne alındığında, Türkiye için önemli oldukları ve bu ülkenin enerji ihtiyacını müttefikleri aracılığıyla daha düşük fiyatlarla karşılayabileceği ve enerji transit hatlarının yapımını artırarak Türkiye'nin bölgesel bir enerji transit karayolu haline geleceği düşünülmektedir.
 
Böyle bir bloğun ve Türk dili konuşan ülkelerden oluşan bölgesel bir ittifakın kurulması İran'ın toprak bütünlüğüne tehdit oluşturacaktır, çünkü Türkiye ve Azerbaycan İran'ın Azeri bölgelerini bu dünyanın bir parçası olarak görmekte ve konuşmalarında hep bu konuya ima ve bu bölgeler için bir tür açgözlülük söz konusu olmuştur. Dolayısıyla böyle bir bölgesel örgüt kurulursa İran'daki Azeri etnik grupların kışkırtılmasına karşı önlemlerin alınması mevzubahis olabilir. Tahran yetkilileri, kuzeybatı sınırlarında ayrılıkçılığı körükleyecek yabancı hareketlere karşı defalarca uyarıda bulundu ve Türk Devletleri Teşkilatı'nın amacı dünyadaki tüm Türkleri Türk bayrağı altında toplamak olduğundan, İran'ın Türk bölgelerini Türk dünyasına dahil etmek de bu çerçevede gündemde. Türk yetkililer tarafından tasarlanan bir haritada, İran'ın Azerbaycan vilayetleri Türk dünyası planının bir parçası olarak gösterilmiştir.
 
Türk dünyasının İsrail için oluşturduğu çıkarlar
 
Bir Türk bloğu oluşumu, İsrail rejimi için büyük önem taşıyor çünkü böyle bir oluşum Avrasya'daki tüm güç dengesini değiştiriyor ve birçok alanda İsrail'e fayda içeren fırsatlar sunuyor. İsraillilere göre, eski Sovyetler Birliği'nin Türki cumhuriyetleri antisemitizme diğer Müslüman bölgelere göre daha az eğilimlidir ve Tel Aviv'e karşı güçlü pozisyonlara sahip değildir ve onlara sızmanın yolu Arap ülkelerinden daha kolaydır. 
 
Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya cumhuriyetlerinin İsrail rejimi ile iyi ilişkilere sahip olduğu göz önüne alındığında, Türk Dünyası Örgütü'nün kurulması İsraillilerin bu ülkelerde daha fazla nüfuz sahibi olmasına neden olacaktır. Bu örgüte liderlik eden Bakü ve Ankara, Tel Aviv'in diğer üye devletlerle ilişkilerini geliştirmede önemli bir rol oynayacaktır. İsrailli uzmanlara göre, Bakü Ankara ve Tel Aviv'i uzlaştırmayı başarırsa, yerel sanayileri ve ekonomileri geliştirmek için bir fırsat olarak açık silahlarla karşılanan ileri İsrail teknolojileri için büyük bir pazar olarak Orta Asya'daki Türk ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek kolay olacak.
 
Başka bir açıdan, bu bölgenin üç üyesi İran'la sınırları paylaşıyor ve bu, İran çevresinde varlıklarını kurarak baş düşmanlarının hareketlerini yakından izlemeye çalışan İsrailliler için özel bir ayrıcalık. İsrailli uzmanlar, bir Türk dünyası örgütü kurmanın İsrail için avantajlarına ilişkin olarak, bu konunun Tel Aviv'in Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleriyle iyi ilişkilere sahip olduğu bir dönemde olduğunu ve Arap monarşilerinin orat çabasıyla, Suudi Arabistan ve Türk dünyasının başını çektiği, İran'ın neredeyse iki cepheden kuşatılacağını iddia ediyor. Bunun, Tahran'a karşı birleşik bir cephe oluşturulacağı için İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki etkisini sınırlayacağını düşünüyorlar. Ayrıca Türk bloğunun İran'ın kuzey ve kuzeybatısını, Basra Körfezi ülkelerinin ise güneybatısını kapsaması hedeflenmektedir. İsrailli analistlere göre, İran'ın tüm muhaliflerinin arkasında, şu anda Tahran'ın düşmanlarının çoğuna ileri teknolojiler sağlayan Tel Aviv var.
 
İsrailliler gözlerini İran'ın Azerice konuşulan bölgelerine dikmiş durumdalar ve Türk bloğunun kurulmasıyla 20 milyon İran Türkünün bloğa katılmaya kışkırtılacağını ve böylece İran'ın gücünün büyük bir darbe alacağını düşünüyorlar.
 
İsrailliler Türk dünyası fikrini savunurken, kendileri de 74 yıldır Yahudi devleti hayallerini gerçekleştirmek için mücadele ediyorlar.
 
Geçmişte İran karşıtı planlar başarısız olduğu gibi, bu proje de başarısız olacak ve Türkiye'nin yeniden bir Osmanlı İmparatorluğu için ortaya koyduğu çabanın uğradığı başarısızlığı ile karşılaşacaktır. Öte yandan, İsrail'in Arap monarşileriyle normalleşmesi işgalin güvenliğini korumaya imkan vermeyecektir. Başka bir deyişle, İsrail'in bu tür bölgesel blokların büyüyen İran gücüne karşı yaşayabilirliği konusundaki umudu umutsuzluğa dönüşecektir.
 
Al Waght
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar