638fa5da2bd75_813.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Çin'in İslami İran ve Suudilerle ilişkileri sıfır toplamlı bir oyun mu?

Çin'in İslami İran ve Suudilerle ilişkileri sıfır toplamlı bir oyun mu?

Kendi gündemlerini zorlayan bazı Batılı gözlemciler, Çin Devlet Başkanı Xi'nin Suudi Arabistan ziyaretinin Pekin'in Tahran ile bağlarını zayıflatmak anlamına geleceği fikrini pazarlıyorlar. Çin'in Batı Asya'daki müdahalesi arttıkça, birçok analist Çin'in İslami İran'la olan ilişkilerinde çatlaklar aramaya yöneliyor.

7 Aralık 2022 Çarşamba

İNTİZAR - Çin'in Batı Asya'daki müdahalesi arttıkça, birçok analist Çin'in İslami İran'la olan ilişkilerinde çatlaklar aramaya yöneliyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, üç günlük bir ziyaret için 7 Aralık'ta Suudi Arabistan'a gidecek.

Suudilerle petrol ve güvenlik görüşmelerinin yanı sıra Xi, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) yöneticileri ve diğer Orta Doğulu güçlerle de görüşecek.

Çin, Suudi petrolünün en büyük ithalatçısıdır.

Pekin ayrıca Suudilere silah satmaya da hevesli, ancak Riyad'ın onlarca yıldır Batı askeri donanımına bağımlılığı göz önüne alındığında, geçiş gerçekleşirse bile muhtemelen pürüzsüz olmayacak.

Kendi gündemlerini zorlayan bazı Batılı gözlemciler, Çin Devlet Başkanı Xi'nin Suudi Arabistan ziyaretinin Pekin'in Tahran ile bağlarını zayıflatmak anlamına geleceği fikrini pazarlıyorlar.

Çin'in Riyad ile ilişkileri, yorumlayacak kişinin kullanmayı tercih ettiği veri ve işlemlere bağlı olarak farklı şekillerde yorumlanabilse de, Pekin'in İslami İran ile stratejik ilişkisini düşürmesi pek olası değil.

Nedeni belli.

İran, Çin'in Avrasya kara kütlesini entegre edeceği Kuşak ve Yol Girişimi'nin (BRI) son derece önemli bir bileşenidir.

Doğu-batı ve kuzey-güney koridorlarının odak noktası olarak hareket eden stratejik konumu, İran'a muazzam bir avantaj sağlıyor.

Bu anlamda Suudi Arabistan bu konuma yaklaşamıyor bile.

Ayrıca, 80 milyonluk yüksek eğitimli nüfusu İran'ı temel becerilerden bile yoksun olan Suudi Arabistan'ın çok üstüne koyuyor.

Bu, Çin'in İran'ın düşmanlarıyla ilişkisi olmayacağı anlamına gelmiyor.

Bunlar arasında ABD ve siyonist İsrail de var.

İran her ne kadar Pekin'in İran'a düşman olanlarla yakın ilişkilere sahip olmamasını istese de, Tahran ülkelerin politikalarını bu şekilde yürütmediğini biliyor.

Pekin, tüm önemli bölgesel oyuncularla ilişkilere sahip olacak ve bu, genel küresel jeopolitik felsefesine uyuyor.

Çin'in politikası açık: dünyayı ekonomik ve lojistik olarak genel kalkınma stratejisine entegre etmek.

ABD, Çin'i stratejik bir düşman olarak tanımlamasaydı, Pekin onu bu noktada bırakabilirdi.

Ancak Pekin ve Washington şimdi uzun süreli ve sert bir küresel açmaza kilitlenmiş durumda.

Bu çatışma, düzenlenen konferansların veya imzalanan karşılıklı anlaşmaların sayısına bakılmaksızın kısa sürede sona ermeyecektir.

ABD'nin kışkırttığı süreç kendi başına bir hayat kazandı ve yakın gelecekte bir paradigma değişikliği elde etmek için oldukça geç.

Pekin'in umutsuzca müttefiklere ihtiyacı var.

Çin'in ABD emperyalizmine ve hegemonyasına muhalefeti, geçici politikalara değil, ilkelere dayanmaktadır.

Suudiler bu arada ayaklarını aynı anda iki teknede tutmaya çalışıyorlar.

Batı hegemonyasının çöküşünü Çin'e yakınlaşmak için kullanmak istiyorlar.

Suudi yöneticiler artık Beyaz Saray'daki efendilerine açıkça itaatsizlik ederken, Çin'e stratejik açıdan yardım edecek siyasi zekaya, entelektüel kapasiteye veya askeri uzmanlığa sahip değiller.

Çin'in bağımsız bir stratejik vizyonu olmayan ilkel bir rejime değil, küresel nüfuzu olan siyasi oyunculara ihtiyacı var.

Çin'in ABD karşısında Suudilere güvenmesi, Mike Tyson'ı alt etmesi için bir bar fedaisine güvenmeye benzer.

Bu arada Tahran'ın Pekin ile ilişkileri siyasi, stratejik ve ekonomik düzeylerde gelişmeye devam edecek.

Bu, Çin'in tüm bölgesel çabalarında İslami İran'ı destekleyeceği anlamına gelmez.

İran da Çin'i körü körüne desteklemeyecek.

Efendi-köle ilişkisi değil, stratejik çıkarlara dayalı devletler arası bir işbirliği olacak.

Bu denklem, ilişkiyi daha özgün, kalıcı ve esnek hale getirdiği için her iki tarafa da uygundur.

Crescent International

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar