İNTİZAR - Filistinli direniş grubu Hamas, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde İsrail rejimi ile Katar ve Mısır'ın arabuluculuğunda dört günlük bir ateşkes anlaşması yapıldığını ve bunun uzatılabileceğini teyit etti.
Anlaşma uyarınca Hamas, yıllardır İsrail hapishanelerinde çürüyen 150 Filistinli kadın ve çocuğa karşılık 7 Ekim'den bu yana tutulan 50 İsrailli savaş esirini serbest bırakacak.
Anlaşma aynı zamanda kuşatma altındaki bölgeye insani yardım, tıbbi yardım ve yakıt kamyonlarının girişini kolaylaştıracak ve işgalci İsrail rejiminin Gazze'deki Filistinlilere yönelik ayrım gözetmeyen ölümcül saldırılarını durduracak.
Anlaşma uyarınca Gazze semalarında dolaşan İsrail insansız hava araçları da dört gün boyunca duracak. Kuzey Gazze'de ise günde en az altı saat hareketliliğin durması gerekiyor.
Rejim ayrıca bu günlerde "Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinde" kimseyi tutuklamayacak ya da saldırmayacak.
Hamas tarafından yapılan açıklamada ateşkes anlaşmasının şartlarının "direnişin vizyonuna ve ilkelerine" dayandığı vurgulanırken, görüşmelerin "işgalin müzakereleri uzatma ve sürüncemede bırakma girişimlerine rağmen sahadaki kararlılık ve güç pozisyonundan" yapıldığı belirtildi.
Hamas anlaşmaya bağlılığını ilan ederken, Tel Aviv rejiminin anlaşmayı ihlal etmesi ya da taahhütlerinden geri adım atması halinde "ellerinin tetikte olacağı" uyarısında da bulundu.
Gazze merkezli direniş grubu, "Çakşımalara ara verilmesine dair anlaşmaya varıldığını duyururken, ellerimizin tetikte kalacağını ve muzaffer tugaylarımızın halkımızı savunmak, işgali ve saldırganlığını yenmek için tetikte kalacağını teyit ediyoruz" dedi.
"Sabırlı ve kararlı Filistin halkına karşı sorumluluğumuzdan ve onurlu Gazze Şeridi'ndeki kahraman halkımızın kararlılığını desteklemek, yardım sağlamak ve yaralarını tedavi etmek için yorulmak bilmeyen çabamızdan ve Siyonist düşman karşısında 7 Ekim'deki muzaffer direnişimizin iradesini pekiştirme çalışmalarımızdan ilham alarak" diye ekledi.
Hareket, Filistinlilere "kanlarına, fedakârlıklarına, sabırlarına, kararlılıklarına ve kurtuluş ve özgürlük, hakların iadesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması özlemlerine sadık kalacakları" güvencesini verdi.
7 Ekim olaylarından önce İsrail hapishanelerinde yaklaşık 5,200 Filistinli bulunuyordu. Son yedi hafta içinde işgal altındaki Batı Şeria'da düzenlenen rastgele baskınlarda 3,000 Filistinli daha tutuklandı.
Anlaşma, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun geçici anlaşmayı imzalama girişimlerini oyaladığı bildirilirken, İsrail rejiminin benimsediği erteleme politikasından günler sonra sonuçlandı.
Beklendiği gibi, savaş için kampanya yürüten sağcı İsrailli bakan Itamar Ben-Gvir, anlaşmanın sağlanmasının ardından hayal kırıklığını gizleyemedi ve bunun "tehlikeli bir emsal" oluşturduğunu söyledi.
Eski adı Twitter olan X'te yaptığı paylaşımda "Hamas bu molayı her şeyden çok istiyordu" dedi. "Anlaşma, denklemi değiştiren ve daha fazla olaya yol açabilecek tehlikeli bir emsal teşkil ediyor."
Uzmanlara göre Hamas liderliğindeki Filistin Direnişi için büyük bir zaferi temsil eden anlaşma, benzeri görülmemiş El Aksa Fırtınası (ya da El Aksa Tufanı) operasyonundan yedi hafta sonra geldi.
Rejimi ve Batılı destekçilerini tamamen gafil avlayan bu operasyon, Direniş'in stratejik ve askeri üstünlüğünü ortaya koymuş ve rejimin yenilmezlik efsanesini çürütmüştür.
Anlaşmaya Filistin Direnişi'nin şartlarıyla ve Direniş yetkililerinin güçlü bir pozisyonda meseleleri tartıştığı maraton müzakerelerin ardından varılmış olması, dört günlük ateşkes anlaşmasının hem Filistin Direnişi hem de Direniş Ekseni için bir zafer olduğunu kanıtlamaktadır.
Filistin İslami Cihad direniş hareketi Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, "tüm esirlerimiz düşman hapishanelerinden kurtarılana kadar" İsrail askerlerinin serbest bırakılmayacağını açıkça ifade etti.
Direniş grubu, "Bu saldırganlığın tüm hedeflerini engellemek için tüm saha ve siyasi düzeylerde saldırganlıkla yüzleşmeye devam ettiğimizi vurguluyoruz" dedi.
Bu, hem Hamas'ın hem de İslami Cihad'ın şantaja boyun eğmeyeceğini ve Direniş'in taleplerini kabul etmesi için İsrail rejimine baskı yapmaya devam edeceğini göstermektedir.
Bu kez konuşacak olan Filistin Direnişi'dir ve işgalci rejim onu dinlemek zorunda kalacaktır.
Anlaşmaya varılmasından saatler sonra Tahran'da düzenlenen bir etkinlikte konuşan İslami Direniş Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, İsrail rejiminin Filistin direnişi tarafından "nakavt edildiğini" söyledi.
İranlı Olimpiyat sporcularının bir araya geldiği toplantıda konuşan Lider, "Size son gelişmelerin bir dökümünü sunacak olursam, Siyonist rejimin El Aksa Fırtınası'nda nakavt olduğunu söyleyebilirim" dedi.
"Hamas, geniş olanaklara sahip bir hükümet ve ülke olarak değil ama bir direniş grubu olarak, tüm bu olanaklarla gaspçı Siyonistlere nakavt edici bir darbe indirmeyi başardı."
Lübnan'ı ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Filistinlilerin altı ya da yedi hafta süren yılmaz direnişinin ardından zamanın İsrail rejiminin lehine işlemediğini söyledi.
Gazze'nin sergilediği direnişin Amerika ve İsrail rejiminin kesin kaybedenler olduğunu kanıtladığını vurgulayan Abdullahiyan, Gazze ve Filistin'in geleceğini Filistinlilerin belirleyeceğini sözlerine ekledi.
"Bölgedeki direniş liderlerinden, Filistinlilerin tüm hakları elde edilene ve işgale karşı mücadele sona erene kadar ellerinin tetikte olacağını duyduk" dedi.
Bu arada Çarşamba günü açıklanan ateşkes anlaşması birçok ülke tarafından memnuniyetle karşılandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin'in anlaşmanın "insani krizin kötü durumunun hafifletilmesine yardımcı olacağını, çatışmaların azaltılmasını teşvik edeceğini ve gerilimi azaltacağını" umduğunu söyledi.
Rusya anlaşmayı "uzun zamandır gelen ilk iyi haber" olarak nitelendirdi ve "insani duraklamalar" için vurguda bulundu.
Uzmanlar İsrail rejiminin, dünya genelinde kendisine karşı artan kamuoyu ve Filistin direniş hareketinin rejime vurduğu ölümcül darbeler karşısında ateşkes anlaşmasını kabul etmek zorunda kaldığını düşünüyor.
İçerideki muhalefete rağmen Netanyahu paçayı kurtarmak için kabul etmek zorunda kaldı ancak Ekim ayından bu yana yaşananlar işgalci rejimin çoktan uçurumun kenarına geldiğini gösteriyor.
Press TV