f848ce85-7c76-4f2b-9259-596311f644df.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  Gazze, Direniş'in Batı hegemonik ekosisteminden kurtulmanın anahtarı olduğunu gösteriyor

Gazze, Direniş'in Batı hegemonik ekosisteminden kurtulmanın anahtarı olduğunu gösteriyor

Batılı ülkeler, diğer ülkeleri hayatta kalabilmek için kendilerine bağımlı kılmak amacıyla güçlü bir ekosistem kurmuşlardır. Gazze, bireylerin ve küçük grupların bu hegemonik ekosistemin yapısal pençelerinden nasıl kurtulup kendi başlarına hareket edebileceklerini gösteren yeni bir fenomenin doğuşunu gösterdi.

28 Kasım 2023 Salı
Filistin meselesi ana akım medya tarafından genellikle karmaşık bir mesele olarak gösterilmektedir. Oysa meselenin kökleri, Batı tarafından desteklenen Siyonizm'in sömürgeci yerleşim projesine kadar uzanmaktadır.
 
Bu proje, yaklaşık 100 yıl önce İngiltere ve daha sonra ABD'nin başını çektiği Batılı güçler tarafından, yerli Filistin nüfusuna hükmetmek ve onları yok etmek amacıyla başlatılmıştır.
 
Bu Batılı güçler, dünya genelinde bu tür saldırılar gerçekleştirme konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. Ancak, bu Batılıların anlayamadıkları şey Filistinlilerin amansız ve inatçı direnişiydi.
 
Siyonizmin sponsorları, 100 yıl sonra bile, ellerindeki tüm teknolojik, maddi ve medya gücüne rağmen, 7 Ekim'de eşi benzeri görülmemiş bir şekilde mevzilerinden tamamen sökülüp atıldılar.
 
Batı'daki düşünce kuruluşları, Tel Aviv ve destekçilerini tamamen gafil avlayan El Aksa Fırtınası Operasyonu'na (El Aksa Tufanı) yol açan dinamikleri ve hesapları anlamakta hala zorlanıyor.
 
Şimdi bazı güncel gerçekleri ve Gazze'deki yeni olgunun, özellikle de geçici ateşkese kadar geçen yedi haftada ortaya koyduklarını inceleyelim.
 
Batılı siyasi mantık, Filistin halkının Direniş'e olan sarsılmaz bağlılığının temelini kavrayamıyor. Çünkü tarihlerinde değerler savaşını nadiren savunmuşlardır, bu nedenle Direniş'i anlama çabaları şaşırtıcı değildir.
 
Mevcut ulus-devlet düzenlemeleri paradigması içinde işleyen sınırlı maddi denklemlerine dayanarak duruma bakmaya devam ederlerse sonuç vermeksizin bu şekilde çaba göstermey devam edeceklerdir.
 
Ulus-devletler ve ittifakları, öncelikle, bu ulus-devletlerin baskın güçleri tarafından algılanıp takip edilen kısa ve orta vadeli ulusal çıkarlar tarafından yönlendirilir.
 
Böyle bir siyasi düzen, adaletin hakim olacağı herhangi bir umut ve düzenleme sunacak felsefi temelden yoksundur. İslam'ın ifade ettiği gibi, küresel adaletin merkezi önem taşıdığı alternatif siyasi felsefeler, dünyanın mazlum halkları için tek umuttur.
 
Mevcut küresel siyasi düzen ve onun kurumları dünya mazlumlarını korumakta yetersiz kalmaktadır. Bu kurumları oluşturan ulus-devletler, temel insani değerler ve gerekliliklerle doğrudan çatışma halinde olan farklı güdülere ve çıkarlara sahiptir.
 
Bu, ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu ayın başlarında İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına insani bir duraklama getirme girişimini veto etme kararının ardındaki zihniyeti tanımlamaktadır.
 
ABD, İngiltere, Fransa, Kanada ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu Batılı güçler askeri, eğitim, ekonomi, siyaset ve medya alanlarını kapsayan güçlü bir ekosistem kurmuşlardır.
 
Bu ülkeler, diğer ülkeleri hayatta kalabilmek için kendilerine bağımlı kılmak amacıyla bu ekosistemi kullanmaktadır.
 
Bugün dünya ülkelerinin çoğunluğu, küresel yüzde 1'in çoğunluk olan yüzde 99 üzerindeki hegemonik gündemlerini kolaylaştıracak yapısal kabiliyete sahip olan bu ekosistem içerisinde faaliyet göstermektedir.
 
Gazze soykırımı bu olgunun en önemli örneğidir.
 
Bu ekosistem, Birleşik Krallık (İngiltere)'deki Filistin yanlısı kitlesel protestoları yönetirken, önde gelen dağıtım acenteleri aracılığıyla ölümcül soykırım silahlarını bizzat teslim edebiliyor.
 
Ayrıca 2 milyardan fazla Müslüman nüfusun öfkesini boğulma noktasına getirebilir ve ilgili hükümetlerini Filistinliler lehine herhangi bir eylemde bulunma konusunda ilgisiz ve etkisiz hale getirebilir.
 
Bu arka plan, Türkiye, Mısır ve diğerleri gibi ülkelerin, Siyonist rejimin Gazze'deki soykırımını kınarken neden İsrail rejimiyle siyasi ve ticari bağlar kurmaya devam ettiklerini anlamamıza yardımcı oluyor.
 
Gazze, bireylerin ve küçük grupların hegemonik ekosistemin yapısal pençelerinden nasıl kurtulup kendi başlarına hareket edebileceklerini gösteren yeni bir fenomenin doğuşunu gösterdi.
 
Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'den gelen eşgüdümlü Direniş Cephesi, insanlık için umudu ve dünyanın ezilen halklarını bekleyen parlak bir geleceği ortaya koymuştur.
 
Bu yeni fenomenin, küresel yüzde 99'luk kesimin özlemleriyle örtüştüğü ölçüde hızla büyümesi beklenmektedir.
 
Diğer ulusları sömüren Batı destekli mevcut ekosistem giderek daha fazla direnişle karşılaşacak ve herkes için adalete dayalı yeni siyasi federasyonlar ortaya çıkacaktır.
 
İran'ın bu insanlık dışı ekosistemin dışında hayatta kalmak için on yıllardır verdiği mücadele ve fedakarlıklar, işe yarayan ve yetişen dirençli bir siyasi model üretti.
 
Nasir Ali Mirza
Press TV
Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar