65621b7c203027315d222152.jpg
  • Anasayfa» 
  • Analiz»
  •  İsrail ordusu yenilgiyi kabul etti: Gazze ateşkesi Hamas'ın yenilemeyeceğinin işaretidir

İsrail ordusu yenilgiyi kabul etti: Gazze ateşkesi Hamas'ın yenilemeyeceğinin işaretidir

İsrail Filistinli militanlara karşı anlamlı bir zafer elde edemedi. Şu anda, İsrail tarafının seslendirdiği "Hamas gitmeli" fikrinin boş bir hayalden öteye geçmediği görülüyor. Aslında İsrail güçleri Filistinli silahlı gruplara karşı kayda değer tek bir askeri başarı gösteremedi. Tüm dünyanın gazabına uğrayıp ezilmek yerine Hamas sadece ayakta kalmakla kalmadı, daha da popüler hale geldi.

29 Kasım 2023 Çarşamba
İNTİZAR - Hamas ile ateşkesi defalarca reddeden ve bu fikri "saçma" olarak nitelendiren İsrail, Gazze'de dört günlük çatışmaların durdurulmasını ve esir takasını kabul etti. İsrailli ve Batılı liderlerin Hamas'ın yok edilmesine yol açması gerektiğini söyledikleri altı haftalık ölüm ve yıkım, Filistin hareketinin Arap dünyası ve ötesindeki imajını güçlendirdi.
 
Bu Cuma günü uygulamaya konulan dört günlük ateşkes Gazze Şeridi'ndeki savaştan en çok etkilenenlere rahat bir nefes aldırırken, İsrail hükümeti için pek çok açıdan felaket anlamına anlamını taşıyor. Hem Hamas hem de İsrail tarafından esir tutulan kadın ve çocuklar ailelerine kavuşurken, savaşın daha da şiddetlenmesi tehlikesi beliriyor. Serbest bırakılanların yakınları şimdi kutlama yapıyor olsa da, bundan sonra atılacak adımlar, şu anda duraklatılmış olan 46 günlük savaşın nihai sonuçlarını belirlemede çok önemli olacak. Şu anda, "Hamas gitmeli" fikrinin boş bir hayalden öteye geçmediği görülüyor.
 
27 Ekim'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların durdurulması için ateşkes çağrısında bulunan bir kararı yoğun alkışlar eşliğinde kabul etti. Bağlayıcılığı olmayan karar tasarısı 120 lehte oyla kabul edilmesine rağmen İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından reddedildi. Arap ülkeleri tarafından sunulan ateşkes çağrısı, İsrail'in BM Büyükelçisi Gilad Erdan tarafından "Nazi teröristlerinin savunulması" olarak nitelendirildi. Bu gelişme, Hamas'ın insani nedenlerle dört İsrailli sivil rehineyi koşulsuz olarak serbest bırakmasının ardından geldi.
 
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve acil savaş hükümetindeki diğerleri, Hamas ve Gazze'deki müttefik Filistinli silahlı grupları ezme hedeflerini defalarca dile getirdiler ve onlarla müzakere etmeyi reddettiler. Kuşatma altındaki Filistin bölgesinde sivillerin yoğun olarak yaşadığı alanlara yönelik altı hafta süren ve kara savaşına da dönüşen hava bombardımanı bazı tahminlere göre 20.000'den fazla can aldı ancak Hamas'ı ortadan kaldırmayı başaramadı. Aslında İsrail güçleri Filistinli silahlı gruplara karşı kayda değer tek bir askeri başarı gösteremedi. Hamas son iki haftalık çatışmalarda 355 İsrail askeri aracını vurduğunu iddia ederken ve düzinelerce saldırının video kanıtlarını yayınlarken, İsrail güçleri Hamas'ın üst düzey liderlerine suikast düzenleyemedi, rehineleri zorla serbest bıraktıramadı, büyük tünel ağlarını ortaya çıkaramadı ve hatta savaş alanında önemli sayıda Hamas savaşçısını öldürdüklerine dair kanıt yayınlayamadı.
 
Calcalist finans gazetesine göre, Gazze savaşının ilk başlarda yaklaşık 50 milyar dolara, yani İsrail'in GSMH'sinin %10'una mal olacağı tahmin ediliyordu. Buna ek olarak İsrail ordusunun, Lübnanlı grup Hizbullah tarafından gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle kuzey sınırı boyunca istihbarat ve izleme ekipmanlarında kayıplar yaşadığı bildirildi. Yemen Ensarullah'ı da Kızıldeniz'de İsrailli bir işadamına ait bir gemiyi ele geçirdi ve bu durum güneydeki liman kenti Eilat üzerinden yapılan ticareti ciddi şekilde etkiledi. İsrail'in turizm sektörü ya da yüksek teknoloji endüstrisine yapılan yatırımlar gibi konular üzerindeki kaçınılmaz uzun vadeli etkileri hesaba katmıyoruz.
 
Bunun da ötesinde, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına son vermesi için Washington'a baskı yapmak amacıyla Suriye ve Irak'taki ABD güçleri üzerinde büyük bir baskı kurulduğunu ve askeri tesislerine her gün saldırılar düzenlendiğini gördük. Arap Dünyası genelinde halk da, özellikle İsrail ordusuna destek veren McDonalds gibi şirketler başta olmak üzere, Batılı ürünleri daha önce görülmemiş bir ölçekte boykot ediyor. Batı'nın siyasi ve ekonomik elitlerinin yanı sıra müesses nizam medyasının bariz çifte standartları da ciddi şekilde eleştirilmekte, BBC gibi kuruluşlar Filistin-İsrail meselesinde taraflı habercilik yaptıkları için tepki çekmektedir.
 
Tüm dünyanın gazabına uğrayıp ezilmek yerine Hamas sadece ayakta kalmakla kalmadı, aynı zamanda daha da popüler hale geldi. ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki hastaneleri işgal ve bombalamasına mazeretler sunarak Hamas'ın yakın zamanda saldırıya uğrayan El Şifa Hastanesi gibi yerlerde önemli bir varlık gösterdiğini iddia ederken, dünya İsrail'in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği vahşete karşı öfkeyle ayağa kalktı. BM yardım şefi Martin Griffiths, Gazze'deki insani felaketi "şimdiye kadarki en kötü felaket" olarak nitelendirdi ve bunun ABD'nin İsrail'in Gazze'deki davranışları için "kırmızı çizgiler" çizmemesinin doğrudan bir sonucu olduğu düşünülüyor.
 
Bu arada Hamas, gerilla savaşı ve siyasi açıdan zafer üstüne zafer kazanırken, askeri yetenekleri de şimdiye kadar azalmamış görünüyor. İsrail'e 7 Ekim'de saldırı başlatan Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları, dünyanın dikkatini yeniden Filistin meselesine çekmeyi başardı, İsrail'in gözaltında tuttuğu siyasi tutukluları serbest bıraktı ve dünyanın en güçlü askeri güçlerinden birine darbe üstüne darbe indirdi.
 
Barack Obama döneminde ortaya atılan başarısız bir girişim olan Kerry Barış Planı'ndan bu yana ABD hükümeti, yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması için gerçek anlamda hiçbir çaba sarf etmedi. Aslında 7 Ekim'e kadar kimse bir Filistin devletinden bahsetmiyordu, bunun yerine Suudi-İsrail normalleşmesi konusuna odaklanılıyordu. İsrail ve ABD hükümetlerinin ortak inancı, Hamas'ın Katar'ın periyodik yardımlarıyla kontrol altına alınabileceği, Filistin Yönetimi'nin ise sadece son iki yılda Batı Şeria'da kurulan bir dizi milisle başa çıkmak için güçlendirileceği yönündeydi. Bugün tüm dünya bir Filistin devletinin kurulmasından bahsediyor. Ayrıca Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin iktidara getirilmesi düşüncesi var ki bu da esasen Batı'nın Gazze Şeridi'ne uyguladığı 17 yıllık ekonomik ablukanın kaldırılması anlamına gelecektir. Benyamin Netanyahu hükümeti çöküşe doğru sürüklenirken Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da statükonun korunması konusu da ciddi bir şekilde bölge gündeminde yer alıyor.
 
İsrail ve Batılı destekçileri barışçıl bir çözüm bulmak yerine çatışmayı daha da tırmandırmayı tercih ederlerse, savaş daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşme tehdidiyle karşı karşıya kalacak ve bu da ilgili tüm ülkelerin istikrarını tehdit edecektir. Bir ateşkes anlaşması arayışı, çatışmada Hamas'ın kalacağı yeni bir dönemi başlatabilir. Barış tüm bölgenin çıkarınadır, İsrail ordusunun neler sunabileceğini gördük ve bu Filistinli silahlı grupların yenilgisiyle sonuçlanmadı, sadece Gazze'deki sivillere karşı bir darbe vurdu. Bu Batılı hükümetler için yutulması zor bir hap olacaktır, ancak sivil yaşamı korumak ve tüm mahkumların serbest bırakılmasını sağlamak için tek çözüm barışçıl bir çözüm olacaktır, daha fazla şiddet değil.
 
Robert Inlakesh 
 
-------------------------------------------------------------------------------Robert Inlakesh: Şu anda Londra, İngiltere'de yaşayan bir siyasi analist, gazeteci ve belgesel yapımcısıdır. Filistin topraklarından haber yapmış ve bu topraklarda yaşamıştır ve halen Quds News ile çalışmaktadır. 'Yüzyılın Soygunu'nun yönetmeni: Trump'ın Filistin-İsrail Felaketi' adlı belgeselin yönetmeni.

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar