202416COVER_ISRAEL_IRAN_LINCOLN.jpg

İran da mı savaşa katılıyor?

İsrail tüm cephelerde kaybediyor. İsrail liderliği kuzey cephesindeki çöküş durumuna ve 200.000 yerleşimcinin tahliyesine daha fazla tahammül edemez. Önümüzdeki haftalar ve aylar çok önemli olacak. Genişletilmiş bir bölgesel savaş hiç bu kadar olası görünmemişti.

1 Temmuz 2024 Pazartesi
İNTİZAR - İran'ın Birleşmiş Milletler misyonu tarafından Cuma günü yayınlanan sürpriz açıklama hem ABD'ye hem de İsrail işgal devletine yönelik açık bir tehdit niteliği taşıyordu.
 
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
"İran, Siyonist rejimin Lübnan'a saldırma niyetinde olduğu yönündeki propagandasını psikolojik savaş olarak görse de, tam ölçekli askeri saldırıya geçmesi halinde yok edici bir savaş başlayacaktır. Tüm Direniş Cephelerinin tam katılımı da dahil olmak üzere tüm seçenekler masadadır."
Bu açıklama ve buna yol açan nedenler hakkında birkaç gözlem yapılabilir.
 
Birincisi, İran yönetiminin bunu örneğin Devrim Muhafızları değil de BM misyonu aracılığıyla yapmayı tercih etmesi, bunun ABD'ye yönelik bir mesaj olduğu anlamına geliyor: İran Lübnan'daki Hizbullah müttefiklerini savunmak için askeri müdahalede bulunacak ve diğer tüm cepheler de sadece İsrail'e karşı değil, aynı zamanda ABD'ye ve bölgedeki çıkarlarına karşı da ateşlenecek. Mayıs ayında Naqab'daki İsrail askeri üslerine karşı başlatılan 360 güçlü füze ve drone saldırısı, İran'ın söz verdiğinde yerine getirdiğini hatırlattı.
 
İkinci olarak İran, ABD'nin İsrail'e hassas mühimmat (sığınak deliciler de dahil olmak üzere 2.800 adet 500-2.000 lb'lik bomba ve 3.000 adet cehennem ateşi füzesi) teslimatını büyük bir ölçekte ve aceleyle yeniden başlatmasının Hizbullah'a yönelik bir saldırıya hazırlık olduğu sonucuna varmış olabilir. İsrail liderliği kuzey cephesindeki çöküş durumuna ve 200.000 yerleşimcinin tahliyesine daha fazla tahammül edemez.
 
Üçüncüsü, İsrail Savaş Bakanı Yoav Gallant Washington'dayken sadece kuzey cephesinde artan gerilimleri değil, aynı zamanda İran'ın nükleer eşik ülkesi olmaktan çıkıp gerçek bir nükleer güç haline geldiği ve bunun işgal devleti için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu yönündeki haberlerin ortasında İran'ın nükleer programını da ele aldı. İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kamal Harrazi Mayıs ayında yaptığı açıklamada "Nükleer bomba yapma kararımız yok ama İran'ın varlığı tehdit edilirse askeri doktrinimizi değiştirmekten başka çaremiz kalmaz." Bu, bu çıkışı başarmak için gereken teknolojiye, bilgi birikimine ve ekipmana zaten sahip olduğu anlamına gelir.
 
İsrail tüm cephelerde kaybediyor. Gazze Şeridi'nde direniş savaşçıları, işgalden dokuz ay sonra bile güçlerini her gün yıkıcı pusulara maruz bırakmaya devam ediyor. Bu hafta Cenin'de bir İsrailli subayın öldürüldüğü ve 16 askerin yaralandığı pusuda olduğu gibi aynı şey Batı'da da yaşanmaya başlıyor. Hizbullah'ın sınırlı ama son derece etkili yıpratma savaşına ek olarak, Yemenlilerin Irak direnişinin desteğiyle yürüttüğü deniz harekatı Kızıldeniz'i İsrail'e bağlı gemilere yasak hale getirdi ve küresel deniz ticaretini büyük ölçüde sekteye uğrattı.
 
Bu yenilgilerin anahtarı İsrail'in kibri ve ABD'li destekçilerinin dar görüşlülüğü olmuştur.
 
En büyük hatalarından biri, Arap dünyasında boyun eğme kültürünün hakim olduğunu ve eski ve yeni Arap normalleştiricilerin yeni Arap'ın gerçek temsilcileri olduğunu düşünmeleriydi.
 
Önümüzdeki haftalar ve aylar çok önemli olacak. Genişletilmiş bir bölgesel savaş hiç bu kadar olası görünmemişti.
 
Abdulbari Atvan

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar