fft81_mf2441981.Jpeg

Husîlerin Tarihi Serüveni (Özel Dosya)

Husî kıyamı her ne kadar son zamanlarda çok cüz’î ve bazıları tarafından çarpıtılarak da olsa dünya medyasında yer alsa da aslında yıllar önceden başlamıştır.

3 Şubat 2015 Salı

Husîlerin Tarihi Serüveni

Hasan Hüseyin Güneş

Bu yazıda Türkiye medyasında lakıyla yer bulmayan Husîlerin Yemende'ki kıyamını sürdüren ailenin kısa bir tarihçesini vermeyi uygun gördük. Böylece Husîlerin kim olduğu ve şimdilerde de devam eden kıyamlarının bidayetinin ne şekilde olduğu çok az da olsa okuyucularımızın dimağında bir nebze olsun yer edinmiş olur.

Husîler/Husiyye, kendilerini adlandırdıkları şekliyle Mü'min Gençler veya Ensârullah, İmamiyye akidesine bağlı dinî bir yapılanmadır. Bu İslamî hareket, başlangıçta Zeydiyye düşünceleri doğrultusunda şekillenmiş bir oluşum olsa da hareketin kurucuları daha çok, Bedreddin el-Husî'nin görüşlerini benimsemiştir. Buna göre Bedreddin el-Husî, Zeydî bir âlim olmasına rağmen, fikirsel ve düşünsel olarak Zeydiyye ile On iki İmam Şiiliği'ni yakınlaştırma ve uzlaştırma çabası içerisinde olmuştur. Bu nedenle bazıları onu İsnâ Aşerî olarak tanımlarken diğer bir kısım yazarlar da Zeydî olduğuna vurgu yapmaktadır.

Husîlerin Günümüze Kadarki Önderleri

Bedreddin b. Emiruddin b. Hüseyin b. Muhammed el-Husî:

23.11.1926'da Yemen'in Zahyan şehrinde doğmuştur. 83 yıl yaşayan bu âlim şahıs da Zeydî idi. Hayatının birkaç yılını İran'a giderek Tahran'da geçirmiştir. İsnâ Aşerriye/Caferilik'in “hükmetme yetkisinin Allah tarafından tayin edilecek kişide olması gerektiği” fikrini kabullenmiştir. Hocaları arasında babası Emiruddin el-Husî, amcası Allame Hasan b. Hüseyin kendisinin yetişmesinde önemli bir etkiye sahiptirler. Birçok telifi bulunan şeyhin bazı eserleri aşağıda verilmiştir.

1.Amme ve Tebâreke cüzleri tefsirleri

2.et-Teysîr fî Tefsîr adındaki tefsir çalışması

3.Vahhâbîlere bir reddiye olarak kaleme aldığı, usul ve hadise dair önemli noktalara işaret ettiği eseri Tahrîru'l-Efkâr an Taklîdi'l-Eşrâr.

4.el-Îcâz fi'r-Reddi alâ Fetâve'l-Hicâz

5.ez-Zührî Ehâdîsehû ve Sîretehû; bu çalışmada Zührî'nin hadislerini konu edinmiştir.

6.Ehâdîs Muhtâre fî Fedâili Ehl'il-Beyt adlı çalışmasında da Ehl-i Beyt'in faziletlerine değinen bazı hadisleri derlemiştir.

Bedreddin b. Emiruddin'in bu eserleri haricinde de çalışmaları bulunmaktadır. Bunların yanı sıra çeşitli konuları ihtiva eden risaleler de yazmıştır; bunlar arasında Râfizîler Kimlerdir, Vehhâbîler Kimlerdir, Yemendeki Zeydîler, Yönetim Üzerine Cevap vb. risaleler bunların en önemlileri olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmalardan da anlaşılacağı üzere o yıllarda bölgede Vahhâbî varlığının İngilizler tarafından desteklenmesi ve aynı bağlamda kendilerinin de Râfızî olarak adlandırılması, şeyhin bu gibi eserleri kaleme almasına neden olmuştur denilebilir.

 

Hüseyin Bedreddin el-Husî:

Günümüzde Ensârullah diye bilinen hareketin ilk nüvesi olan Mü'min Gençler Hareketi'nin ilk lideri olan bu şahıs, Bedreddin Husî'nin en büyük oğlu olup 1956-2004 yılları arasında yaşamıştır. Günümüze Husîler Hareketi olarak bilinen oluşumun müessisidir. İran ve Lübnan'a hicretleri esnasında babasının yanında yer almıştır. Sudan'da şer'î ilimlerde yüksek lisans yapan Hüseyin Bedreddin el-Husî, diğer bazı Zeydî kişilerle birlikte 1990 yılında Hizbu'l-Hak/Hak Partisi'ni kurmuştur. 1993 yılında parlamento seçimlerinde yüksek oy alarak meclise girdi. Ancak 1997'den sonra bazı siyasi nedenlere binaen meclise girmemeye bu işlerden elini çekip günümüzde Husîler olarak adlandırılan Mü'min Gençler Hareketi'ni oluşturmaya karar verdi ve bunu da gerçekleştirdi. Bundan sonra Yemen'in kuzeyinde bulunan Sa'da kalesi yerleşim bölgesinde medreseler tesis etmeye başladı.

2004 yılına gelindiğinde Amerika ve İsrail aleyhine yaptığı propagandalar, yönetimle arasının açılmasına neden oldu. Neticede diğer Zeydîlerin de kendilerine destek olmasıyla aynı yıl Yemen ordusu ve Husîler arasında çarpışmalar meydana geldi. Günümüzdeki inkılabî bir ayaklanma şeklinde değerlendirilecek hareketin ilk nüvelerini atan Hüseyin Bedreddin el-Husî, kendisiyle birlikte kıyam eden birçok kişiyle birlikte şehit edildi.

Yemen yönetimini rahatsız eden husus -Hüseyin Bedreddin el-Husî'nin bölge insanlarını Amerika ve İsrail'e karşı bilinçlendirmesi haricinde- Husîlerin Lübnan Hizbullahı ile olan yakın ilişkileriydi. Yemen yönetimi Husîleri, Hizbullah'ın teşvikiyle silahlandıklarını iddia ederek suçladı. Hüseyin Bedreddin el-Husî'nin 2004 yılındaki kıyamın günümüzdeki uzantısı olan ve son yıllarda Yemen'e damgasını vuran Husî Kıyamı'ndan epey tedirgin olan Yemen yönetimi, 2004 yılında gerçekleştirdiği katliam dolayısıyla 2013 yılında özür dilemek zorunda kalmıştır.

Abdülmelik el-Husî:

 

Yukarıda işaret edildiği üzere, Yemen'de Zeydîlerin merciiyetini üstlenen bir aileye mensup olan Abdülmelik el-Husî 1979 yılında doğmuştur; Hüseyin Bedreddin el-Husî'nin kardeşidir. Bu aile içerisinde eğitim aldı, resmi devlet eğitimini tahsil etmedi. Babası onu özel bir eğitine tabi tutmuş ve henüz 13 yaşında olan bu çocuğuna allâme diyerek onu ilmi açıdan böyle bir övgüye layık bulmuştur. Abdülmelik el-Husî, 90'lı yıllarda Sa'da kalesi yerleşim bölgesinden ayrılarak ağabeyiyle birlikte San'a'ya yerleşir.

2004 cereyan eden hadiselerde ağabeyinin yanında yer alarak mücadeleyi meydanlarda yürüten en önemli isimlerden biri oldu. Bunun yanında ağabeyi Yemen yönetimiyle ilişkilerin ne şekilde yürütülmesi gerektiğine dair bir mektup bırakmıştı. Bu, aynı zamanda Husî hareketi önderliğinin Abdülmelik el-Husî'nin omuzlarına yüklendiği anlamına da gelmekteydi.

2004'teki hadiseler bir müddet sonra tekrar alevlendi ve 2005'te Husîlerin kıyamına karşı Yemen yönetimi kanlı bir sindirme politikası benimsedi. Öyle ki, 700 kişiden fazla insan öldürülmüş, 2708 kişi de yaralanmıştı. Olayların yatışması için Husî hareketinin önde gelen isimlerinden Abdullah b. Ayza er-Rezamî teslim olmak zorunda kaldı.

Son olarak şunu söylemek gerektiğinin zaruri olduğunu düşünüyoruz: Husî kıyamı her ne kadar son zamanlarda çok cüz'î ve bazıları tarafından çarpıtılarak da olsa dünya medyasında yer alsa da aslında yıllar önceden başlamıştır. Ancak medyanın üç maymunu oynamasının nedeni, kıyamın Direniş ekseninin diğer üyeleri olan Hizbullah ve İran ile iddia edilen irtibatıdır.

Hiç şüphesiz, gerek Yemen ve gerekse Bahreyn kıyamlarının hem İran ve hem de Hizbullah ile sıkı bir manevî birlikteliği söz konusudur. Ancak Ayetullahi'l-Uzmâ Seyyid Ali Hamaneî'nin açıklamalarında yer aldığı gibi, bu kıyamlara İran'ın herhangi bir dehaleti söz konusu değildir; bizzat halk zulüm ile yönetilmeye ve İslamî hakikatlerin terk edilmesine artık müsaade etmek istememektedir. İran ve Hizbullah bu kıyamlara dehalet etmiş olsaydı işlerin bu kadar uzun sürmeyeceğini de basiret sahibi herkesin görmesi gerekir.

 

Kaynaklar:

http://www.alrashead.net/index.php?partd=23&derid=1630#_ftnref5

http://www.swissinfo.ch/ara/من-هو-الشيخ-بدر-الدين-الحوثي-/4445036

http://www.islamist-movements.com/2292

http://ar.wikipedia.org/wiki/حسين_بدر_الدين_الحوثي

http://ar.wikipedia.org/wiki/عبد_الملك_الحوثي

 

 

 

 

 

Kategorideki Diğer Haberler
Öne Çıkan Haberler
İktibaslar